kendine ait bir gorsel film dili olan, basarili yonetmenlerden biridir. isledigi konular ve filmlerinin gorsel yani nedeniyle cult yonetmen satusu kazanmistir ama bu seviyenin disina cikmasini saglayan bir populerligi de vardir. ne cok ticari ne de cok cult'tir yani. aslinda korku film yonetmeni olarak unlenmesine ragmen filmlerinin diger korku filmlerinde olmayan entellektuel bir derinligi vardir. bu anlamda cok kompleks bir yonetmendir. belki filmleri bir david lynch kadar anlasilmaz degildir ama sahsen benim uzerimde lynch'den daha cok etki yaratmistir. dahi bir yonetmendir ama filmlerinde her nedense masterpiece olma yonunden eksik kalan bir tat birakir hep. nedense sanki dunyayi etkileyecek o son darbeyi filmlerine sokmuyormus gibi gelir bana hep. bir roportajinda amerikan sinemasinin kendisini cok avrupali, avrupa sinemasininda kendisini cok amerikanvari gordugunu soylemisti. adam bilmeden iyi bir sentez yaratmis yani.oyle psikopat, saplantili bir kisiligi oldugunu zannetmiyorum. roportajlarinda cok sakin, kendine hakim, guvenli bir adam imaji uyandiriyor ve gayet akilli oturakli fikirler one surerek konusuyor. evli barkli, yasini basini almis, coluk cocuga karismis falan. delilikle dahilik arasindaki ince cizgi gibi klise tanimlara uymaz o bakimdan, ama ilginc bir kisiligi oldugu cocuklugundan belliymis. daha 15 yasinda bir teenagerken the fly filminin orjinalini seyretmis sinemada (50'li yillara ait bir bilim kurgu filmidir the fly. konu aynidir, bir deney kazasi sonrasi mutasyona ugrayan bir bilim adaminin hikayesi). sinemadan ciktiktan sonra filmdeki sinege donen doktorun koca kafasinin mantikli olmadigini, extra molekul ve atomlarin nerden geldiginin aciklanmadigini falan soylemis. kendi 1986 yapimi remake'i ise daha kapsamli, yaslilik, hastalik (o donemdeki populerliginden dolayi aids) ve vucudun buna bagli metamorfozunun insan uzerindeki psikolojik ve fizyolojik etkisini irdeleyen bir filmdir. cronenberg'e ilk gise basarisi getiren bir yapimdir ayrica.filmlerinin hemen hemen hepsinde sosyal, psikolojik temalara deginmesi onu fantastik sinema icersinde ozel bir yere koyuyor. filmlerinin -ozellikle videodrome, existenz, crashin- birden fazla seyredilmesinde yarar vardir. filmlerinde, aktorlerin yeteneklerini sonuna kadar gostermelerine firsat tanimasi da ayri bi konudur. bi yonetmen olarak hic de kompleksli olmadigini, oyuncularina ve yeteneklerine onem verdigini gosteriyor. iyi bir erkek oyuncu, iyi bir senaryo verin adam harikalar yaratiyor. ( videodrome - james woods, dead ringers - jeremy irons, dead zone - christopher walken, naked lunch - peter weller, spider - ralph fiennes vs.)martin scorsese cronenberg'le ilk tanistiginda soyle demistir: "onun dracula'da renfield'i oynayan dwight frye ile arthur bremmer karisimi, boceklere, sineklere karsi agzi sulanarak bakan birine benzedigini dusunmustum. ama new york'taki apartmanima geldiginde karsimda beverly hills'ten gelen, jinekolog tipli bir adam vardi." ilginctir, cronenberg'in kendisi de the fly filminin kabus sahnesinde jinekolog olarak kucuk bir rol almistir. ama onun hakkinda en iyi sozu john carpenter soylemistir: "cronenberg is better than the rest of us combined."filmlerinin muziklerini howard shore yapmaktadir. yonetmenin ilk eserlerinden olan 1979 yapimi the brood'dan beri beraber calismaktadirlar, yillardir vazgecilmez bir ikili olustururlar.
(mistaken identity - 18 Eylül 2005 14:43)
cronenberg filmlerindeki varoluşun bedenle ilişkisinden,günümüzün estetik değerlerini değiştirmek istemesinden,bakış açılarını sorgulamaktan,toplumun açığa vuramıyacağı tabuları yansıtıcı olmaktan,metaforlarlara olan aşkından,duru bir anlatımı savunup imgeler yaratma isteğinden,kendine has görüntülerinden,karakterleri kendi yerine konuşturmasından,başkalaşımlardan özetle takıntılarından bahsetti...
(stinkfist - 22 Nisan 2000 00:29)
vay babam vay david'im davut'um golyat'ım benli dilber. şu sözlük semalarında hakkını aramayı da mı gösterecekti şu hayat bana.ben diyeyim iki yüz sen diyesin beşyüz tane adam sözlükte "christopher neden oscar alamadı inanılmaz özgün de senaryosu vardı ama akademi* hakkını yedi." diyor. bir tanesi de senin adını zikretmiyor.halbuki dün gibi aklımda christopher*'ın torrent'den existenz'ı indirip "altyazı da bulayım, sonuçta ingilizce anlıyorum ama bazı uzun cümleleri kaçırıyorum." dediği o gece yarısı. adam senin senaryoyu aldı oyun kısmını uyku yaptı, jude law'ı leonardo yaptı sarışın zilliyi de juno yaptı akademi kapılarına dayanıp "biliyorum yine hakkım yenecek" der gibi baktı. akademi de büyük adammış tüm bu yazdıklarımı anlatıp adamı iki paralık etmedi.neyse david seni biz biliyoruz koçum boşuna üzülme.neyden bahsettiğimi anlamak için;(bkz: #22337595)
(violent - 28 Şubat 2011 11:37)
stanley kubrick'in spartacus ve shining dışındaki filmlerinin vakti zamanında hiç de öyle gişede büyük işler yapmadığı düşünüldüğünde cronenberg'in,kubrick'in reklam peşinde koşan bir yönetmen olduğu iddiası tutmuyor.elbette david cronenberg,the shining konusundaki eleştirilerinde yerden göğe kadar haklı.ama cronenberg de ne bergman ne de fellini kalibresinde bir sinemacı değil.kendini fazla ciddiye aldığını söylemeli.cronenberg'in kubrick eleştirilerinde diğer meslektaşlarından destek görmeyeceği ve bu konuda yalnız kalacağı da aşikar.çünkü stanley kubrick,gelecek kuşaklar tarafından da sinemanın tanrısı olarak anılmaya devam edecek.ki bu unvanı da sonuna kadar hakettiği ortada.
(violatorclown - 5 Kasım 2013 17:47)
"(crash'i) elizabet amacli kullanmazsaniz cok sevinirim. lutfen. ayiboluyor."-- david cronenberg, mart '98duzeltme 2013: sevimsiz bi entry. yonetmene-haksizlik-var kabilinden bohem kafa bi motivasyonla soylemiyorum bunu. acikca su yuzden soyluyorum: uslup-teknik sevimsiz, muhteviyat ise zaten bastan mustehcen (ki bu duzeltmenin temel sebebi de mezkur mustehcenlik). diger yandan, topyekun silmeyi de tercih etmiyorum ki ben-oyle-bi-sey-demedim adamlari gibi durmayayim.
(flexi - 1 Mart 2011 04:31)
zamanının fenomenleri, teknoloji, makine, tv, video, videogame hakkında kafa sıyırmışken, 25 sene önceki filminde "gelecekte herkesin nick name i olacak" diye bir laf bile bulunurken, bugün yok a history of a violence yok eastern promises gibi filmler çeken büyük adam. o filmlere de diyecek bir şeyim yok ama bizim cronenberg'den beklediğimiz bunlar değil. babacım yap internet hakkında yine grotesk bi bilimkurgu şöyle saykodelik bir şeyler.. bizi de şaşırt eskileri şaşırttığın gibi. japonlara mı bıraktın ne yaptın o işleri.. adamlar ağzına yüzüne bulaştırıyor yapamıyorlar da. kendisiyle karşılaşacak olsam "youtube hakkında ne düşünüyorsun?" , "ek$i sözlük nedir?" , "what is the matrix" gibi sorular sorucam ama "hahaha, sen de mi eski filmlerime kananlardansın. olm parayı bulmak içindi onların hepsi, düşük bütçeyle takıldık kafamıza göre. internet minternet sikimde değil" diye cevap almaktan korkuyorum. lütfen dön yuvana, eskisi gibi filmler çek. ühüüühü.
(nihilanth - 9 Mart 2008 03:24)
favori yönetmenlerimden olan kubrick'e ettiği onca lafa rağmen hakkındaki fikirlerimin değişmediği yönetmen. netice itibariyle ben sanatçının yapıtlarını kaale alırım, yaptıklarını değil. bu da çok atarlı bir cümle oldu sanki.
(kafkaesque - 5 Kasım 2013 01:28)
önümüze sunduğu sinemasında ,toplumun alt kültürünün yeterince malzeme verdiği bunların mafya/çete/kaçakçılık vs. karanlık şiddeti,insan bedeni üzerinden yapılan fuhuş,kapitalist düzende kendisine aidiyet bulamayan sıradanlaşmaya maruz bırakılmış insan hikayeleri.eastern promises filminde jerzy skolimowski gibi usta yönetmene yer vermesi çok hoş bir hareket olmuş.filmlerinde mükemmelliği araması çok detay sahneler aradığını,filmlerinin çoğu sahnelerinde prezantabl karakterleri derinlik kazandırarak harmanlayıp önümüze sermiş,silik/anlık tiplerden uzak kalmıştır.
(mayis lekesi - 13 Ağustos 2013 01:45)
nasıl oldu, nasıl gelişti bilinmez ama david cronenberg hollywood'un o kendine has tutucu yapısının içine ciddi bir ölçüde sızmayı başarabilmiş ender yönetmenlerden biridir. bir kapitalist pazarlama stratejisi olarak katagorizasyona oldukça önem veren hollywood, cronenberg yapımlarını "korku-bilim kurgu" türüne dahil edip, bu şekilde algılayarak üzerinde düşünülmeye değer ilginç bir tavır sergilemiştir. çünkü cronenberg sineması, hollywood'un uygun gördüğü söz konusu modele pek de uymaz. uzun uzadıya süren bilindik kovalamaca sahneleri, seyirciyi yerinden hoplatmaya yönelik planlanmış çekim ve kurgu efektleri ya da "büyük sırrın" yavaş yavaş ortaya çıkarılması gibi, özellikle korku ve bilim kurgu sinemasının neredeyse ana unsuru haline gelen izleyiciyi bağlama numaraları, cronenberg anlatısında nadiren görülebilir. tüm bu klişelikten arınmış olan cronenberg filmleri, daha ziyade, bir ana karakterin, genelde kontrolden çıkan teknolojinin motive ettiği ve ölümle son bulan, psikolojik ve bedensel parçalanma süreci üzerinde yoğunlaşır. örneğin the fly, cronenberg tarzını anlama açısından son derece önemli bir yapıttır. film kuramcıları ve felsefecilerin, teknoloji, beden ve lacan'ın "ayna evresi" üzerine yazarken hala gönderme yaptıkları bu film, akademi üyelerinin gözüne jeff goldblum'a yapılan, sinek makyajı ile girdi ve o sene de bu dalda oscar aldı.
(lali berte - 2 Kasım 2009 00:59)
david lynch gibi, amerika'da is tutmak zorunda kalisinin, yaratici-auteur yonu adina talihsizlik oldugunu dusundugum, vucut deformasyonu takıntılı kanadalı yonetmen. eger tedirgin etmeyi basarmak meziyetse (ki "boo!" diye ucuz efektler kullanilmadigi muddetce oyle oldugunu dusunuyorum) cronenberg tam bir kanevice ustasi... misal mi; "dead ringers."
(tucobenedictoramirez - 14 Eylül 2004 16:13)
Yorum Kaynak Link : david cronenberg
Adında Ara Konuda Ara Ekşi Yorumda Ara
Puan (En Az) Oy Sayısı (En Az) Yıl (Aralık) Süre-Dakika (En Çok)
Adı
-Hepsi- Aile Aksiyon Animasyon Bilim Kurgu Biyografi Cinayet Döküman Drama Fantazi Film Noir Gerçekçilik-Tv Gizemli Heyecanlı Kısa Film Komedi Korku Macera Müzik Müzikal Romantik Savaş Spor Tarih Western
-Hepsi- ABD Afganistan Almanya American Samoası Andorra Angola Antartika Arjantin Arnavutluk Aruba Avustralya Avusturya Azerbeycan Bahamalar Bahreyn Bangladeş Barbados Batı Almanya Belçika Belize Bermuda Beyaz Rusya Birleşik Arap Emirlikleri Bolivya Bosna-Hersek Botsvana Brezilya Brunei Bulgaristan Burkina Faso Burma Butan Cape Verde Cezayir Chad Congo Costa Rica Croatia Czech Republic Çad Çek Çekoslovakya Çin Danimarka Djibouti Doğu Almanya Dominican Republic Dominik Ecuador Ekvador El Salvador Endonezya Eritrea Ermenistan Estonia Estonya Ethiopia Etiyopya Faroe Islands Fas Federal Republic of Yugoslavia Fiji Filipinler Filistin Finland Finlandiya Fransa French Polynesia Gabon Gana Georgia Gine-Bissau Greece Greenland Guadeloupe Guam Guatemala Guinea-Bissau Güney Afrika Güney Kore Gürcistan Haiti Hırvatistan Hint Hollanda Hollanda Antilleri Holy See (Vatican City State) Honduras Hong Kong Hungary Iceland Irak Iran Isle Of Man Israel Italy İngiltere İran İrlanda İspanya İsrail İsveç İsviçre İtalya İzlanda Jamaica Jamaika Japan Japon Jordan Kamboçya Kamerun Kanada Katar Kazakhstan Kazakistan Kenya Kıbrıs Kolombia Korea Kosova Kosovo Kuveyt Kuwait Kuzey Kore Küba Kyrgyzstan Laos Latvia Letonya Liberia Liberya Libya Liechtenstein Lihtenştayn Litvanya Luxembourg Lübnan Lüksemburg Macao Macaristan Makao Makedonya Maldives Malezya Mali Malta Man Adası Marshall Islands Martinique Mauritania Meksika Mısır Micronesia Moğolistan Moldova Monaco Monako Mongolia Montenegro Moritanya Morocco Mozambik Myanmar Namibia Nepal Netherlands Antilles New Zealand Nicaragua Nigeria Nijer Nikaragua Norveç Pakistan Panama Papua New Guinea Paraguay Peru Polonya Portekiz Porto Riko Puerto Rico Qatar Republic of Macedonia Romanya Ruanda Rusya Rwanda Samoa Saudi Arabia Senegal Serbia and Montenegro Seychelles Sırbistan Sırbistan-Karadağ Sierra Leone Singapur Slovakia Slovakya Slovenya Solomon Islands Somali Somalia South Africa Soviet Union Sri Lanka SSCB Sudan Suriname Suriye Suudi Arabistan Şili Tacikistan Taiwan Tajikistan Tanzania Tanzanya Tayland Tayvan Thailand The Democratic Republic Of Congo Togo Trinidad and Tobago Trinidad ve Tobago Tunisia Tunus Türkiye U.S. Virgin Islands Uganda Ukrayna United Arab Emirates Uruguay Uzbekistan Ürdün Vanuatu Venezüella Vietnam Yemen Yeni Zelanda Yugoslavya Yunanistan Zambia Zimbabve
Çıkış Tarihi Azalan Puan+Oy Azalan Oy+Puan Azalan Puan Azalan Oy Azalan Yıl Azalan Eklenme Tarihi Azalan Son 1 Hafta Popüler Son 1 Ay Popüler Son 3 Ay Popüler Son 6 Ay Popüler Son 1 Yıl Popüler Son 2 Yıl Popüler Son 3 Yıl Popüler Son 5 Yıl Popüler Son 8 Yıl Popüler Son 10 Yıl Popüler Son 15 Yıl Popüler Son 20 Yıl Popüler Son 25 Yıl Popüler En Popülerler
Sadece Diziler Ödüllü Filmler Hint Hariç