hakkında bazı gerçekler;- kendi de dahil tam 4 nesil tiyatroyla uğraşmış bir ailenin üyesi. büyük babası ve büyük annesi, büyük büyük babası tiyatrocu. anne ve babası tiyatroda kostüm tasarımcılığı ve dekorasyonla uğraşmış. evlerinde sabah akşam tiyatro konuşulmasından o kadar çok sıkılmış ki asla tiyatrocu olmak istememiş.- büyük annesi ve büyük babası avusturya'daki büyük devlet tiyatrosunda çalışmışlar; naziler 1938'de avusturya'ya geldiğinde ve 1939'da savaş başladığında tiyatroya devam ederek klasik eserleri oynamışlar. 1942'de tiyatro kapanmış.- oyunculuk eğitimi sırasında, drama okulunu devam ettirirken bir yandan da müziğe ilgi duyduğu için şan eğitimi almış ve iki taraftan da bir seçim yapması istenmiş. sesi, opera için viyana'daki akademinin seçmelerine katılacak seviyede olmasına rağmen hayatını bir opera sanatçısı olarak sürdürme konusunda çok emin olamadığı için en sonunda oyunculuğu tercih etmiş.- gençken amerikan sinemasından çok etkilenmiş ve sinemada yer almak istemiş. bunun üzerine new york'ta drama okuluna giderek senaryo yorumu eğitimi almış. bu eğitimi sırasında bir sözü hayatı boyunca hiç unutmamış ve benimsemiş; "don't love yourself in art, love the art within you" (sanatta kendinizi değil, içinizdeki sanatı sevin).- reservoir dogs'tan başlayarak, death proof da dahil olmak üzere bütün tarantino filmlerini ilk çıktığı anda izlemiş. - django unchained'in senaryosunu ilk gören, printer'dan çıktığı haliyle okuyan ilk kişi. dolayısıyla flmin yazımının tamamına tanık olmuş ilk ve tek kişi. ayrıca tarantino'nun, yazdığı film senaryosunu herkesten önce paylaştığı ikinci aktör. (diğeri kill bill'in senaryosunu paylaştığı uma thurman)- django unchained'in çekimlerinden 2 ay önce ata binme antremanları sırasında attan inerken kötü şekilde düşmüş ve leğen kemiğini kırmış. ameliyat olmuş. 3 ay ata binememiş. tarantino hastanede waltz'u ziyarete gittiğinde waltz, "3 aya ata binemeyeceğim, ne yapacağımı bilemiyorum" dediğinde tarantino bir çözüm bulacağını söylemiş. böylece tepesinde kocaman bir dişin sallandığı dr. king schultz'un at arabası bu şekilde ortaya çıkmış.- reflection of a golden eye, the philadelphia story ve martin scorsese filmleri en etkilendiği filmlerden bazıları. - dublajlı filmlerden nefret ediyor. "dublajlı filmlerden daha çok nefret ettiğim bir şey varsa o da dublajlı filmlerdir.", diyor. fakat filmlerinde almanca dublajlarını, başka türlüsü saçma olacağı için ve başka birinin yapmasını istemediği için sevmese de kendi yapıyor.- klasik müzik tutkunu. ayrıca müzikalleri çok seviyor.- en hayran olduğu oyuncu ve rol modeli robert de niro. robert de niro'nun en hayran olduğu özelliği, neredeyse hiç bir şey yapmadan oynadığı karakterleri görünür kılması ve izleyicinin bakış açısını zenginleştirmesi.
(the queene - 24 Mart 2013 23:34)
al pacino'nun 1 oscar almasi veya gary oldman'in hic oscar alamamasi waltz'in degil akademinin hiyarligidir. burt reynolds, john garfield , steve mcqueen, brad pitt, (sirf fizigiyle begeni kazaniyor hezeyanlari yuzunden twelve monkeys performansina bile oscar vermediler su herifin) johnny depp, glenn close gibi oyuncularin da oscarlari yok. hele ki glenn close'un 5 kez aday olup, bagira bagira oscar'i hak ettigi zamanlarda bile oscar alamamasi, tamamen art niyetliliktir. simdi bu isimler oscar alamadi diye, 2 kez aday olup, hak ettigi sekilde 2 seferinde de oscar'a uzanan waltz'i elestirmenin mantikli bir yani yok. ilk oscar'ini stanley tucci, christopher plummer, woody harrelson ve matt damon'i geride birakarak almisti. bu sene ise alan arkin, tommy lee jones, robert de niro ve philip seymour hoffman gibi ustalarin ustalari arasindan uzandi oscar'a. ki oscar'i alirken de adaylarin ismini tek tek sayip onlerinde saygi ile egildi. buradan anlasilmasi gereken, waltz'in mukemmel bir oyuncu ve alabildigine naif bir insan oldugudur, baska bir sey degil.al pacino'nun artik ovguye ihtiyaci yok. ya da robert de niro'nun, morgan freeman'in, jeff bridges'in veya aklinizdaki asmis heriflerin. bunlari 40 senedir ovuyoruz zaten. christoph waltz da bunun farkinda oldugu icin onlerinde saygi ile egildi onlarin. ortada muazzam bir oyunculuk ve gec kesfedilmis bir cevher varken, izleyicinin bunun tadini cikarmaya calismasi gayet normal. bunun populistlik ile hicbir alakasi yok.al pacino waltz'in yasindayken the godfather'i geride birakmis, scarface'i zihinlere nakis gibi islemis, the godfather part iii ile aklimizi almis, heat gibi bir basyapitla govde gosterisi yapiyordu. waltz'i ise henuz 3 sene once tanidik ve keyfini surmeye calisiyoruz.muhtemelen belli bir kesim kendisini kariyerinin sonuna kadar gormemezlikten gelmeye devam edecek ama bu christoph waltz'in nefis bir oyuncu oldugu gercegini degistirmeyecek.
(mikua - 27 Şubat 2013 20:22)
kendisi hakkında çok derin araştırmalara giremedim.sadece inglorious basterds'ta izledim, sonra sözlükte filmle ilgili entrylerin çoğunda bakınızlanmış biçimde adını gördüm ancak adına tıklayınca sadece 4 entry çıktı, bu işte bir yalnızlık var dedim.amca avusturyalı, filmde konuştuğu dilleri biliyorsa zaten ne ala bilmiyorsa da hem filmdeki karakterinde hem de gerçek hayatta rol yeteneği muhteşem diyebilirim. adlarından hiçbirşey anlamadığım bir sürü alman menşeili filmde oynamış, keşfedilmekte geç kalınmış bir kişi.bu adamı bulup rolüne cuk diye oturtan tarantino abiye afrikadan oyuncu bulup türkiye'de yıldız yapan bir zamanların ilhan cavcavı kategorisinde büyük ödülü vermekten gurur duyuyorum
(g3c - 24 Ağustos 2009 23:23)
hakkında sayfalarca entry girilesi.büyük bir hayranı olduğum için bayağı bir röportajını okudum, izledim. daha içerikli bir entry yazacak kıvama geldim. uzun bir entry olacak bu, zaman ayırıp okuyacaklar.. sağolun valla ne diyeyim.her şeyden önce bir talk show programında söyledikleri geliyor aklıma. tarantino ile çalışmadan önce yaklaşık bir 30 yıllık oyunculuk geçmişi var. önce her şeyin iyi başladığını ama sonlara doğru pek de istediği yerde olmadığını açıkça söylüyor. "tarantino beni o negatif durumundan çekip çıkardı" diyor, "beni seçti ve aldı, çekti çıkardı". cannes’da ödül aldığında da tarantino'ya hitaben “you gave me my vocation back” diyor. yani “bana mesleğimin ne olduğunu tekrar hatırlattı” manasında bir cümle. (ayrıca söylediği bu cümlenin anlamını abd'de bir talk show'da sorduklarında " kariyerimi geri verdi" manasında söylemediğini onaylıyor.). bunu söylemesinin bir nedeni de tarantino'nun cannes'daki basın toplantısında hans landa rolü için almanya'da aktör ararken bir türlü aradığı niteliklerdeki oyuncuyu bulamadığını (yani ingilizce, almanca, fransızca ve italyanca konuşabilen ama bu dillerde aynı zamanda çok iyi oyunculuk gösterebilecek, diyaloglarda başarılı olacak; landa rolünü başarıyla oynayabilecek bir oyuncu) ve christoph waltz'u bulmasaydı filmi çekmeyeceğini bütün oyuncuların ve basının gözü önünde söylemesi. devamında da "christoph geldi, 2 sahneyi okudu ve ben şöyle dedim:"filmi çekiyoruz"." demesi. bir nevi karşılıklı bir onurlandırma. tarantino ile karşılıklı soysuzlar çetesi filmindeki hans landa rolü seçmelerinde yaşadıkları da güzel bir ayrıntı. “o bildiğimiz çılgın olduğunu düşündüğümüz adamla ilk karşılaştığımda şaşırdım, çok kibar, nazikçe beni karşıladı ve hatta “rahatsız olmazsanız senaryoyu okuyacağım” dedi, “do you mind” dedi dikkatinizi çekerim. daha sonra benim oynayacağım bölümleri tek tek canlandırdı ve hepsinin üzerinden birlikte geçtik”, diye anlatıyor. ayrıca senaryonun gayet “ağır” ve kalın bir senaryo olduğunu da söylüyor.ve sonuçta birlikte çalışmaları.. tarantino’nun bir yönetmen olarak da nazik biri olduğunu söylüyor.” çekim sırasında kimseye uzaktan bağırdığını bile duymadım. oyuncunun yanına giderek neredeyse fısıldar şekilde ne yapması gerektiğini söylüyor” diyor.waltz, hatta soysuzlar çetesinin çekimleri sırasında daha 3. günde, tarla evinde çekilen sahnede oyunculuk mesleğini niye seçtiğini tekrar hatırladığını söylüyor.tarantino da waltz ile rolü için en doğru insanı bulmuş oluyor. "waltz, tarantino ile tanışmasaydı bitmiş bir adamdı. onun sayesinde zengin oldu" diye yorumlar yapanlar da var ama bu yorumu yapanlar şu noktayı kaçırıyor ki waltz tarantino için çok önemli bir oyuncu aslında. bu şekilde waltz kendi yeteneğiyle çok önemli bir yere geldi diyebiliriz. tek yaptığı doğru zamanda doğru insanla karşılaşmak oldu. hatta karşılaşmak da değil. tarantino'nun waltz'ı bulması tamamen sıradan cast ajansı işlemiyle, gayet formal bir yolla gerçekleşmiş. birilerinin torpiliyle bir yerlere gelmiş değil yani. seçmelere katılmış kısaca. tarantino da onu seçmiş. her yönetmenin yaptığı gibi. waltz italya'dayken tarantino'dan bir telefon gelmiş ve "adamım sensin" demiş. bütün büyük oyuncular zamanında aynı şeyi yaşadılar. waltz’un tek farkı bunu daha geç yaşaması. sırf bu sebepten tarantino sayesinde waltz parayı götürdü demek mantıksız ve haksızlık. bu kafayla bütün ünlü oyuncuların zaten birilerinin yazdığı senaryolar ve filmler ve iyi oyunculuklar sayesinde bir yerlere geldiğini unutuyoruz demektir.dr. king schultz rolünü oynadığı sırada yaptığı bir röportajda nasıl bir karakter oynadığı soruluyor o da özetle şöyle cevap veriyor; "eskiden oynadığım karakterleri anlatıyordum, artık anlatmamayı tercih ediyorum. seyirci nasıl istiyorsa karakteri öyle anlamalı. eğer bunu sana anlatırsam o kadar uğraşıp film çekmemizin de bir anlamı olmaz. ben sana 'bu karakter böyledir' diyerek seni yönlendirmemeliyim.. benim yaptığım iş aslında sizin için. seyirci sinemada kendini görmek ister." tarantino ile olan ilişkisinin de yönetmen-aktör resmiyetinde değil güzel bir arkadaşlık olduğunu; tarantino'nun yazdıklarına ilgili olduğunu ve sevdiğini, bazen tarantino'nun kendisiyle bir arkadaşı olarak yazdıklarını paylaştığını, tarantino ile ortak sanatsal ilgilerinin olduğunu da söylüyor. dr. king schultz karakterinin yazımına da böylelikle adım adım tanık olmuş, tarantino onun bu karakterin repliklerini okuyuşunu seyretmiş, dinlemiş. ama waltz yazılanlara asla müdahale etmemiş. (schultz karakterinin yazımına katkısı olduğu iddialarına karşı söylediği şey.). schultz karakteri sizin için mi yazıldı diye sorduklarında ise "bunu tarantino'ya sormanız gerek aslında ama tahminim öyle." şeklinde cevaplamış. yani waltz açık kapı bıraksa da belli ki tarantino bu karakteri onun için yazmış. belli ki tarantino ve waltz sinema, oyunculuk konusunda müthiş bir sinerji yakalamış durumda. birbirlerinin sanatını çok iyi anlamışlar.waltz, oynadığı aynı rolle oscar, bafta, critics' choice, golden globe ve sag ödüllerini aynı anda kazanmış dünyadaki 10 aktörden biri. diğerleri; geoffrey rush, jamie foxx, daniel day-lewis, heath ledger, colin firth, philip seymour hoffman, christopher plummer, forest whitaker ve javier bardem. bu çok önemli bir kıstas değil ama başarı göstergesi olarak gayet anlamlı. cannes film festivalinde de en iyi erkek oyuncu ödülünü almış olması da zaten cabası. belki de aldığı ödüllerin en değerlisi. bu muhteşem adam kısa bir sürede hollywood'un en iyi ve en ünlü oyuncuları ile oynadı, oynuyor, oynayacak. eminim artık bu ünlü oyuncular onla oynamak için can atıyor. zaten kendi de bu oyunculardan biri haline geldi.çok oyuncuya hayranım ama christoph waltz bambaşka. oyunculuğunu izlerken en etkilendiğim kişi. daha önce bu koltuğu gönlümde sean penn, day-lewis ve al pacino paylaşıyordu. artık ikincilikteler. açıkçası bu okuduğum ve izlediğim röportajlardaki zekası, anlattıkları hayranlığımı daha da arttırdı. centilmenliği, kültürü, nezaketi, çok espirili, komik biri olması, onunla çalışanların hakkında ne kadar iyi ve yardımsever biri olduğunu söylemeleri de cabası. yani iyi aktör olup da bir çok ünlü aktör gibi gerçek hayatta dengesiz, kendini beğenmiş, kötü bağımlılıkları olan bir adam değil. tam tersi, nazik, komplekssiz bir adam. gördüğümüz kadarıyla böyle. ödül alırken ve sonrasında basın toplantılarında yaptığı konuşmalarda da (ki bu konuşmaları ana dili almanca haricinde ingilizce ve fransızca da yapıyor) bu halleri açıkça görülüyor. sahneye çıkışı ödül alışı, ödül alırken yaptığı konuşmalar bile zarif, mütevazi ve asil.oynadığı her sahneye sihir katıyor bu adam. sanki havadaki molekülleri dengeliyor. ağzından çıkacak her sözü nazikçe havaya bırakıyor. onun oyunculuğunu izlemek bir mermerin şaheser bir heykele dönüşmesini izlemek gibi. oynadığı sahneye "hakim" oluyor ve sahneyi adeta "iyileştiriyor". ne bileyim, meditasyon gibi bir etki. acelesi yok, geçiştirmiyor, karakterini ve diyaloglarını sindirerek sunuyor, yaşıyor. ona kitleniyorsunuz. bu adam işini çok seviyor! karakter yorumları çok enteresan ve dikkat çekici, insanda tekrar tekrar izleme hissi uyandırıyor. karşısında brad pitt de olsa, dicaprio da olsa "onu" izlemek istiyorsunuz. enerjiyi kendi alanına çekiyor. . birlikte oynadığı oyuncu ne kadar ünlü ve başarılı olursa olsun sahne waltz için izleniyor. bu esnada insanlardan "rol çalmıyor". doğal oyunculuğu böyle. zaten rol çalsa inanılmaz itici görünürdü.oynadığı rollerde, izleyicide tiyatro izlermiş hissi yaratacak kadar kuvvetli bir etki bırakmasına rağmen en ufak bir abartı ya da yapaylıktan eser yok oyunculuğunda. yarattığı bu klas oyunculuk benim için onu diğerlerinden ayırıyor. bu kadar farklı özellikleri böylesine milimlik bir dengede sunabilmesi dahiyane. bunu nasıl başarıyor bilmiyorum. dünyanın en cani insanını oynasa bile onu izlemek o kadar keyifli ki. aynı anda güçlü, derin, komik, relax, etkileyici, duygusal ve dramatik olmayı başarabiliyor. başka birisi olsa eline yüzüne bulaştırabilir rahatlıkla.özellikle oyuncu olmak isteyen insanlar ve oyuncular için ne ilham verici performanslar!son olarak tarantino'nun onun hakkında söyledikleri şöyle; ".. inglourious basterds'tan beri arkadaşlığımız benim üzerine titrediğim; çok güzel, duyarlı ve muhteşem bir arkadaşlığa dönüştü.. o (christoph waltz) yüksek kültürün adamı ben ise düşük kültürün. o düşük kültüre ilgili ben de yüksek kültüre. bu anlamda birbirimizi çok güzel bir yolla besliyoruz. hiç düşünmeyeceğiniz şekilde çok ciddi konular hakkında derin konuşmalarımız oluyor. beni operaya, baleye götürüyor, gerçekten çok güzel...bugüne kadar uma thurman haricinde hiçbir aktörle film öncesi prosesi bu kadar paylaşmadım. onunla (waltz) paylaştım çünkü çok eğlenceliydi......(christoph waltz) benim diyaloglarımı adeta şakıyor. diyaloglarımı bir şiire dönüştürüyor. o muhteşem bir sanatçı. filmlerimde benim karakterlerimi oynadığı için çok şanslıyım."bu muhteşem adamın daha nice güzel oyunculuklarını izleriz umarım. edit: ey okuyucu, bu uzun entry'yi okudun, buralara kadar geldin. ne diyeyim, müthişsin. şunu bil ki bu entry ileri doz hayranlıktan ötürü ciddi uzatılmış ve değiştirilmiştir. çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı..
(the queene - 3 Şubat 2013 16:06)
papa emekli olsa nolur temalı saturday night live çekiminde kıyafetiyle, duruşuyla, konuşmasıyla aynı papa gibi olmuş, yarmıştır. yine snl için jesus da olup über bingo yapmış. bu adam her şey olabiliyor arkadaş!papa skeci; http://youtu.be/3lml9evooh0not: link her an uçabilir.
(the queene - 18 Şubat 2013 12:17)
--- spoiler ---aldo'nun landa'nın alnına gamalıyı kazıdığı gibi ben de waltz'ın alnına şukela damgası basmak isterim, herkes bilsin diye.--- spoiler ---
(ventolin - 29 Ağustos 2009 00:06)
dakikalarca konuşup konuşup susarak inceden ortamı gerilime verdiği o anlarda ben korktuydum resmen. bi an nazi subayı sorgusu nasıl olur bildim.-" yes we cud hev already egrid, egrikalçırıl any momınt mişılınıs, olrayt "- abi, fransız bi bayan seni soruyo telefonda.- "nö jüve kuma pe san un duvaj lö mersi indiyan"- abi, yan tarafa italyan bi turis gelmiş seni çağırıyorlar telefonun bitince bi bakcan mı?- il medi porte giçiyanee medevericianni te non setta troponte"-bizim dükkana da alman geldi bi de ona abi...- "un rayzen fün ahte şungreygavzen"- abim yarım saattir türkçe soruyorum ne iş? o da mı var? sessizce beni mi yedin haftalardır?- silencio
(daldurdap - 2 Ekim 2009 21:17)
kendisinin yardımcı rol dalında oscar alması bir marangozluk hatasıdır. (bkz: çetin altan)şu sebepten: evet, filmde bir köleyi kurtarıyor ve onun eşine kavuşmasına "yardımcı oluyor" ama bu demek değil ki oyuncu olarak filmde "yardımcı", hayır, bilakis (doch) film bazında bakarsak, jamie foxx aslında yardımcı bir rolde idi.büyük adam, görkemli oyuncu.
(sahanda sucuklu paskalya yumurtasi - 25 Şubat 2013 05:26)
dünyanın en güzel strudel yiyip, bira ve süt içen adamıdır kendisi.
(bajingo - 25 Şubat 2013 16:26)
"en kötü alman" oldu oscar aldı. 3 yıl sonra "en iyi alman" oldu, yine oscarı kaptı. alman olmak istemezdim; sevsem mi nefret mi etsem kafam karışırdı...
(it was me - 27 Şubat 2013 14:21)
inglorious basterds'da tatlı yediği sahne benim için her zaman 1 numara olacaktır. bu adamın rol yaptığına inanmak çok güç.
(kagit iki milyon - 10 Şubat 2013 10:19)
oyuncu olmaya karar verdikten sonra verdigi en iyi ikinci karar tarantino'yla calismak olan viyana'li oyuncu. bunca zaman (53 yasina kadar!) neredeyse kalburüstü hic bir filmde oynamamasina ragmen bu yasinda tarantino tarafindan resmen kesfedilmis ve olabilecek en iyi sekilde oyunculugu ortaya cikarilmistir. zira tarantino'yla yaptigi 2 vakit kaybi(!) filmde de oscar'lari sonuna kadar hakederek aldi. ortalama bir alman oyuncu olarak unutulup gidecekken su an bir cok kisinin favori oyunculari listesindeyse bunun en büyük nedeni quentin tarantino'dur. kendisine bok atip prim yapmaya calisanlar da fazla ciddiye alinmamalidir.
(stenns - 2 Nisan 2013 16:40)
quentin tarantino keşfedene dek, koskoca avrupa sinemasının bir gülü de çıkıp oynatamamış mı bu adamı merak ettiğim oyuncudur. misal herhangi bir haneke filminde filan hiç mi oynamamış? ulan yeri geliyor bu adamlar yılmaz erdoğan'ı filan buluyorlar oynatmaya. sikerim oscarını akademisini de, oyuncunun allahı. bu kadar.
(sherlockun afyonu - 25 Şubat 2013 07:52)
inglourious basterds filminde fransız köylüsünü evinde ziyaret ettiği!, içmek için süt istemesi ve o sütü bitirme süresi arasında ki sorgulama sahnesi adam olana yeterde artar. hani yetmiyorsa izleyen adam değildir o derece.
(rasskaz - 30 Mayıs 2013 22:25)
django unchained ve inglourious basterds filmlerinde inanılmaz bir oyunculuk performansı göstermiş avusturyalı aktördür.2009 yılında inglourious basterds filminde hepimizi gerim gerim geren tilki col. hans landa rolünden önce hiçbir hollywood yapımında yer almayıp sadece alman dizi sektöründe oluşu gerçekten tuhaf. nasıl böyle bir oyuncudan bir haber olur hollywood yapımcıları inanmak zor.1956 doğumlu oyuncudan emekli olmadan önce birkaç oscarlık başrol performansı görürüz umarım. özellikle inglourious basterds filminin ilk sahnesinde fransada bir köylünün evine gittiği sahne sinematik açıdan da,oyunculuk açısından da şahsi sinema tarihimde çok önemli bir kilometre taşıdır.
(distemper - 10 Şubat 2015 10:30)
imdb'ye göre popülaritesini son bir haftada %5125 artırmış çılgın. artış oranının yanında duran see why on imdbpro linki şu an abesle iştigal etmektedir.
(radix - 26 Ağustos 2009 11:49)
bu abiyle hugo weaving bir filmde birlikte oynasa, bir sahnede karşılıklı otursalar ve aralarında 20 dakikalık hunger tarzı tek plan bir diyalog geçse sanıyorum ki acayip bir şey olurdu.
(weeping guitar - 29 Temmuz 2011 05:04)
herkes inglourious basterds 'daki rolü ile göklere çıkarmış ancak ben django unchained 'deki performansının tam manasıyla insanüstü olduğunu düşünüyorum.
(gorkemli olur gariplerin orgazmi - 26 Şubat 2014 01:39)
kendisi 44 yaşına kadar, alman dizilerinde ufak yan rollerde oynayan adı duyulmamış bir aktörken, 44 yaşından sonra 2 oscar kazanan dünya çapında bir aktöre dönüşmüştür. yani, "bu yaştan sonra zor" diye bir bahane yok arkadaşlar. ibret alın!!
(venus - 31 Mart 2015 09:23)
inglourious basterds'la tanıdığım ultra yakışıklı, hiper karizmatık avusturyalı aşmış oyuncu.o kaba saba dediğim, beğenmediğim almancayı bi' nazik konuşur, bi' kibar konuşur. aman allah! konuş chris dillerin olayım.zöge: oha lan! zamanın ötesinde en tepeye oturdu bu tanım. kıskananlar çatlasın ayol!
(aksamdanyatmazsabahtankalkmaz - 30 Mayıs 2013 21:57)
Yorum Kaynak Link : christoph waltz
Adında Ara Konuda Ara Ekşi Yorumda Ara
Puan (En Az) Oy Sayısı (En Az) Yıl (Aralık) Süre-Dakika (En Çok)
Adı
-Hepsi- Aile Aksiyon Animasyon Bilim Kurgu Biyografi Cinayet Döküman Drama Fantazi Film Noir Gerçekçilik-Tv Gizemli Heyecanlı Kısa Film Komedi Korku Macera Müzik Müzikal Romantik Savaş Spor Tarih Western
-Hepsi- ABD Afganistan Almanya American Samoası Andorra Angola Antartika Arjantin Arnavutluk Aruba Avustralya Avusturya Azerbeycan Bahamalar Bahreyn Bangladeş Barbados Batı Almanya Belçika Belize Bermuda Beyaz Rusya Birleşik Arap Emirlikleri Bolivya Bosna-Hersek Botsvana Brezilya Brunei Bulgaristan Burkina Faso Burma Butan Cape Verde Cezayir Chad Congo Costa Rica Croatia Czech Republic Çad Çek Çekoslovakya Çin Danimarka Djibouti Doğu Almanya Dominican Republic Dominik Ecuador Ekvador El Salvador Endonezya Eritrea Ermenistan Estonia Estonya Ethiopia Etiyopya Faroe Islands Fas Federal Republic of Yugoslavia Fiji Filipinler Filistin Finland Finlandiya Fransa French Polynesia Gabon Gana Georgia Gine-Bissau Greece Greenland Guadeloupe Guam Guatemala Guinea-Bissau Güney Afrika Güney Kore Gürcistan Haiti Hırvatistan Hint Hollanda Hollanda Antilleri Holy See (Vatican City State) Honduras Hong Kong Hungary Iceland Irak Iran Isle Of Man Israel Italy İngiltere İran İrlanda İspanya İsrail İsveç İsviçre İtalya İzlanda Jamaica Jamaika Japan Japon Jordan Kamboçya Kamerun Kanada Katar Kazakhstan Kazakistan Kenya Kıbrıs Kolombia Korea Kosova Kosovo Kuveyt Kuwait Kuzey Kore Küba Kyrgyzstan Laos Latvia Letonya Liberia Liberya Libya Liechtenstein Lihtenştayn Litvanya Luxembourg Lübnan Lüksemburg Macao Macaristan Makao Makedonya Maldives Malezya Mali Malta Man Adası Marshall Islands Martinique Mauritania Meksika Mısır Micronesia Moğolistan Moldova Monaco Monako Mongolia Montenegro Moritanya Morocco Mozambik Myanmar Namibia Nepal Netherlands Antilles New Zealand Nicaragua Nigeria Nijer Nikaragua Norveç Pakistan Panama Papua New Guinea Paraguay Peru Polonya Portekiz Porto Riko Puerto Rico Qatar Republic of Macedonia Romanya Ruanda Rusya Rwanda Samoa Saudi Arabia Senegal Serbia and Montenegro Seychelles Sırbistan Sırbistan-Karadağ Sierra Leone Singapur Slovakia Slovakya Slovenya Solomon Islands Somali Somalia South Africa Soviet Union Sri Lanka SSCB Sudan Suriname Suriye Suudi Arabistan Şili Tacikistan Taiwan Tajikistan Tanzania Tanzanya Tayland Tayvan Thailand The Democratic Republic Of Congo Togo Trinidad and Tobago Trinidad ve Tobago Tunisia Tunus Türkiye U.S. Virgin Islands Uganda Ukrayna United Arab Emirates Uruguay Uzbekistan Ürdün Vanuatu Venezüella Vietnam Yemen Yeni Zelanda Yugoslavya Yunanistan Zambia Zimbabve
Çıkış Tarihi Azalan Puan+Oy Azalan Oy+Puan Azalan Puan Azalan Oy Azalan Yıl Azalan Eklenme Tarihi Azalan Son 1 Hafta Popüler Son 1 Ay Popüler Son 3 Ay Popüler Son 6 Ay Popüler Son 1 Yıl Popüler Son 2 Yıl Popüler Son 3 Yıl Popüler Son 5 Yıl Popüler Son 8 Yıl Popüler Son 10 Yıl Popüler Son 15 Yıl Popüler Son 20 Yıl Popüler Son 25 Yıl Popüler En Popülerler
Sadece Diziler Ödüllü Filmler Hint Hariç