Süre                : 1 Saat 33 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Ocak 2012 Çarşamba, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Aksiyon,Drama,Heyecanlı
Ülke                : ABD,İrlanda
Yapımcı          :  Relativity Media , Screen Ireland
Yönetmen       : Steven Soderbergh (IMDB)
Senarist          : Lem Dobbs (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Gina Carano (IMDB)(ekşi), Michael Angarano (IMDB)(ekşi), Channing Tatum (IMDB)(ekşi), Debby Lynn Ross (IMDB), Michael Douglas (IMDB), Antonio Banderas (IMDB)(ekşi), Ewan McGregor (IMDB), Julian Alcaraz (IMDB)(ekşi), Eddie J. Fernandez (IMDB), Lluís Botella Pont (IMDB), Aaron Cohen (IMDB), Max Arciniega (IMDB), Anthony Brandon Wong (IMDB), Michael Fassbender (IMDB), James Flynn (IMDB), Karl Shiels (IMDB), Mathieu Kassovitz (IMDB), Bill Paxton (IMDB), Bobby Burns (IMDB), Al Goto (IMDB), R.A. Rondell (IMDB), John Wylie (IMDB), Todd Thatcher Cash (IMDB), Edward A. Duran (IMDB), Derick Pritchard (IMDB), J.J. Perry (IMDB), Tim Connolly (IMDB), Natascha Berg (IMDB), Tom Vodnik (IMDB)

Haywire (~ Çapraz Ates) ' Filminin Konusu :
Mallory Kane,genç ve güzel gizli bir özel dedektiftir. Mallory’nin öğreticisi Kenneth Mallory’i hükümetin izin vermediği ve devletin başındakilerin bilmemeyi tercih ettikleri bir göreve yollar. Ancak Barcelona’da kurtarılması gereken bir rehine öldürülünce, Kenneth Mallory’i Dublin’e başka gizli bir dedektif, Paul  ile işbirliği yapması için gönderir.


  • "(bkz: charles patoshik)"
  • "iphone için uygulaması olan bedava sms servisi. seviyoruz."
  • "(bkz: gina carano/@filippo)"
  • "rezalet bir film olmuş gerçekten. ne bir konu bütünlüğü var ne adam gibi bir hikayesi. verdiğim paraya acıdığım filmler listesine eklendi."
  • "müthiş hikayesi, sikici atmosferi ve delici sahneleriyle insana yaşama azmi aşılayan efsane film. anafikri "sakla samanı gelir zamanı" felsefesidir."
  • "film boyunca izlediğimiz dövüş sekanslarının koreografisi harika yapılmış filmde tek güzel şey budur."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bugün itibariyle "çapraz ateş" adıyla türkiye'de de gösterime giren film. tanıtım metni şöyle:

    mallory kane, güzel, genç ve işinin ehli özel bir dedektiftir. koruyucusu kenneth hükümetin onaylamadığı ve 'derin devletin' tepesindekilerin bilmemezlikten geldikleri tehlikeli bir göreve mallory'i yollar. fakat ispanya'daki başka bir operasyon başarısızlığa uğradığında kenneth, mallory'i dublin'e başka görev için yollar. mallory burada başka bir gizli dedektif paul ile ortak çalışacaktır. fakat bu yeni görevde bir gariplik olduğunu sezen mallory oyuna getirildiğini anlar ve asıl macera bundan sonra başlar! artık uluslararası bir seviyeye çıkan insan avından canlı çıkmak için bütün yeteneklerini ve kurnazlığını kullanacaktır. yegane amacı ülkesi amerika'ya geri dönüp ailesini korumak ve kendisine bu ihanet komplosunu düzenleyenlerden intikam almaktır.


    (schlingel - 13 Nisan 2012 13:55)

  • comment image

    az önce bitirip geldim.
    çekilecek çile değilmiş.

    ne ewan mcgregor'ın, ne michael fassbender'in, ne antonio banderas'ın, ne de red alert 3'teki canımız ciğerimiz natasha'yı canlandıran gina carano'nun varlığı filmi kurtarabiliyor.

    halbuki ne hayallerle gitmiştim, ewan mcgregor'ın kötü adam performansını feci merak ediyordum. rezil bir senaryo, rezil oyunculuklar, rezil bir son... ulan afyon mu verip oynattınız bu adamları ya? niye hepsi donuk. ölü gibi?

    en keyif aldığım film türü haksızlığa uğradıktan sonra alınan sağlam intikam konulu olanlardır. hele ki baş kahraman kadınsa daha da ilgimi çeker. ama bu bile kurtarmaya yetmiyor. senaryo öyle boktan yazılmış ki, sizin sempatinizi kazandığı takdirde anlam kazanabilecek filmde gina carano'ya zerre sempati beslemiyorsunuz. du bakali n'olcak diye bekleyip duruyorsunuz, bi skim olmuyor.

    olumlu olarak söyleyebileceğim tek şey yakın dövüş sahnelerinde gaz müzik kullanılmaması olmuş. gerçekçiliği bir nebze artırmış. ancak filmin geneli öylesine kötü ki, gitmeyin, gitmek isteyene engel olun. indirip izlemeye bile değmez.


    (akincibeyi - 13 Nisan 2012 21:08)

  • comment image

    çok sevdiğim film olmuştur. steven soderbergh türden türe atlamayı seven birisi. bu kez intikam konulu aksiyona elini atmış, kanımca altından da kalkmayı bilmiştir. gene filmine sağlam oyuncuları doldurmuş ve hiç şaşırtmayan bir şekilde bu oyuncuları beşer dakika oynatıp hikayesini daha fazla önemsediğini kanıtlamıştır kendileri. contagion'ı izleyenler zaten bu filme giderken eminim karşılaşacakları filme karşı hazırlıklıydılar. değillerse bile hazırlıklı olsunlar. contagion'da da steven onca yıldızı çok az oynatmış, hikayeyi daha fazla önemsediğini kanıtlamıştı. evet, koskoca kate winslet'ı, güzeller güzeli marion cotillard'ı, sadece dizisiyle bile ona "usta" sıfatını rahatlıkla bahşedebileceğim bryan cranston'ı ve gwyneth paltrow'u daha fazla görmeyi ben de isterdim. ama şu haliyle de contagion'ı başarılı bulduğumu söyleyebilirim. dolayısıyla yönetmenin haywire'ına giderken içimden bir hissin gene onca oyuncuyu fazla oynatmadığını söylüyordu. nitekim öyle de oldu. soderbergh, fassbender'ı on dakika oynatmış. banderas, tatum ve douglas ise iki üç sahnede görünüp filmi bitiriyorlar. başrol ve filmin tamamı gina carano'ya ait. kendisi de deneyimli olduğundan dövüş sahnelerinde döktürüyor. oyunculukta da fena değilmiş. yani göze batan bir performans sergilemiyor. diğer oyuncular yardımcı yardımcı takılıyorlar filmde. fassbender oyunculuktan çok dövüş sahnelerindeki yeteneğini sergiliyor. on dakikalık rolüyle ileride kendisine bu türden bir teklifin gelmesinin önünü açıyor. filmin kötüsü ewan mcgregor da "yönetmenin istediği" performansı ortaya koyuyor. yönetmen gene soğuk bir anlatım tutturmuş. tıpkı contagion'daki gibi. bir ocean'daki gibi bizleri karakterlerle bağdaştırmıyor. yani karakterin başına bir şey geldiğinde duygularımızı hareketlendirmiyor. bu onun yapmaktan hoşlandığı bir şey. contagion'da da bizlerin duygularını şahlandırmaktan çok düşüncelerimizi hareketlendirmeye çalışmıştı. yani karaktere üzüleceğine hükümetin, toplumun geldiği nokta üzerine düşün demek istiyordu. burada da bizleri dönen dolaplar üzerine düşündürtmeye çalışıyor. o yüzden filmdeki kötü karakterden zevk alınmıyor. evet, ewan'ın döktüreceği bir karakter (ardı ardına çektiği aşık ve iyi karakterlerden sonra onu kötü bir karakterde daha fazla ve daha baskın bir şekilde izlemek güzel olacaktı) var ama soderbergh soğuk bir anlatım tutturduğundan ve başrole bir kadın karakteri yerleştirip hiçbir karakteri bu kadın karakter kadar önplana çıkarmadığından ewan'a da yazık oluyor. artık dileğimiz usta oyuncunun çok yaşlanmadan şu hali daha fazla bozulmadan bir kötü karakterde daha yer alması.

    filmdeki dövüş sekansları çok başarılıydı. özellikle fassbender ile carano arasındaki dövüş. bunun dışında filmde müziğin fazla kullanılmaması da bir artı bana göre. yer yer sahnedeki seslerin kısılması gerilimi arttıran unsurlardan. filmdeki mekanlar da çok sağlam kullanılmışlar. bir gidip görmek gerek düşüncesini ekiyorlar beynimize. sağlam yerlerde çekimler yapılmış yani.

    son olarak... eğer müthiş bir aksiyon beklentisiyle gidilirse hayal kırıklığına uğratacaktır. eğer kadro için gidilecekse gene hayal kırıklığına uğratacak. eğer müthiş bir intikam beklentisiyle gidilirse hayal kırıklığına uğratacaktır. aslında soderbergh'in contagion'ını sevmeyen çoğu kişiyi hayal kırıklığına uğratacaktır. demem o ki beklentiler düşürülüp ve tipik bir hollywood intikam filmi izlenmeyeceğinin farkında olunup izlenmeli. böylelikle benim gibi filmi çok sevebilirsiniz. öbür türlü dakikalarca filme küfredebilirsiniz.


    (sherlock holmes 90 - 13 Nisan 2012 21:31)

  • comment image

    bugün izledim, hiç beğenmedim, bomboş, berbat bir film olmuş.

    halbuki büyük beklentilerim vardı filme dair, harika bir kadro, ewan mcgregor kötü adam olacaktı ve çok da iyi olacaktı emindim. michael fassbender vardı, antonio banderas vardı, gina carano vardı, e yönetmen de steven soderbergh, kötü bir film olma ihtimali yoktu.

    varmış. çok kötü oyunculuklar, berbat bir senaryo, kötü bir kurgu, berbat dövüş koreografileri. bu kadar potansiyele sahip olmasına karşın bu kadar olmamış bir film izlememiştim uzun zamandır. soderberg nasıl film yapılmaması konusunda ibretlik ders olacak bir film kotarmış.
    hadi diğer oyuncuları bırak ewan mcgregor bile kötüydü ki hep bunun imkansız olduğunu düşünmüşümdür.

    illa izleyecekseniz bekleyin malum ortamlarda yerini alsın. o zaman bile izleyecek daha güzel şeyler bulunabilir. hiç tavsiye etmiyorum haywire'ı.


    (callmevalie - 14 Nisan 2012 00:07)

  • comment image

    bugün ömür gedik'in zeki demirkubuz'un son filmi hakkındaki övgü dolu yazısını okuyunca yeraltı'dan tiksindim. ama sinemaya da gitmek lazım diye yönetmen ve oyuncuların ismine bakarak bu filmi seçtim. evet, çok kötü bir film. bu kadar meşhur ve iyi oyuncuyu bir araya toplayıp bu kadar kötü bir film çekmek zor olsa gerek. hele o dövüş sahnelerinin kötülüğünü anlatacak söz bulamıyorum.


    (createur - 14 Nisan 2012 23:29)

  • comment image

    rezalet bir film olmuş gerçekten. ne bir konu bütünlüğü var ne adam gibi bir hikayesi. verdiğim paraya acıdığım filmler listesine eklendi.


    (leper - 15 Nisan 2012 01:02)

  • comment image

    film için söylenecek ilk şey kanımca çocuğun olsa sevilmez, 31 olsa çekilmez bir film olmasıdır. hikaye diye bir şey var ama bütünlük arz etmiyor, aslında düzeltmek lazım bütünlük arz ediyor ama size salak muamelesi yapıyor. bak bu kötü adam, bak bu iyi ama arkadaş çevresi kötü adam, bak bu öldü, bak bu şimdi ölücek. ha filmin süresi mi doldu, son adamı da gösterde yazılar aksın mantığında bir şey. bu kadar kötü olmasını cidden beklemiyordum ki bunu yazan ben, chuck norris, van damme, rambo serileriyle güle oynaya büyümüş ve sinemada sanatsallık kaygısı taşımayan bir insan olarak yazıyorum.

    özet geçmek gerekirse;
    (bkz: götüm gibi olmuş)


    (uzaktan algilama - 15 Nisan 2012 15:09)

  • comment image

    müthiş hikayesi, sikici atmosferi ve delici sahneleriyle insana yaşama azmi aşılayan efsane film. anafikri "sakla samanı gelir zamanı" felsefesidir.


    (owencan - 15 Nisan 2012 15:24)

  • comment image

    bahçelievler metroport'ta gezinirken chronicle ile arasında kaldıktan sonra, hakkında sözlükteki tek iyi yoruma bakarak ve ayrıca 15 dakika geç olması ve benim bu arada sigara içebilecek olmam sebebiyle tercih ettiğim film. chronicle hakkında sözlükte tek bir iyi yorum bulamazken, bunun hakkında bir tane bulabildim ve iyi ki de bulmuşum. he bu arada film özetinde, dublin geçmesi tercih etmemdeki asıl sebeplerden birisi.

    filmin dövüş sahnelerini özellikle zevkli buldum. kesinlikle amatör gözükmesinin etkisi var bunda. iyi ki de öyle olmuş. tüm filmlerdeki tüm dövüş sahneleri en profesyonel şekilde hazırlansa o zaman hiçbirinin birbirinden farkı kalmaz.

    filmin konusu da güzel, beğendim. en beğendiğim ise yönetmenin konuyu anlatış şekli olmuş. yani 'spoiler' yapmak istemediğimden yazmayayım ama giderseniz görebileceksiniz.

    yönetmeni sevdim açıkçası, kim olduğunu falan bilmiyorum ve unutmazsam kontrol de edeceğim. çünkü sıradan bir filme benzemiyor gerçekten. en sevdiğim kısmı da detaylarda çok şey yatması olmuş.

    gidin görün bence. eh bir scarface falan göreceksiniz demiyorum elbette ama bana göre boşa gitmez paranız. kısmet olursa "chronicle"a da giderim ve o gün(dün) iyi tercih yapmış mıyım görürüm bakalım.


    (only alcoholica - 17 Nisan 2012 23:35)

  • comment image

    steven soderbergh iyi senaryoları, etkili kurguyla anlatan bir yönetmen olarak bende yer etmiştir. bunun yanına sağlam bir oyuncu kadrosunu eklersek beklentilerimin yüksek olduğu bir filmdi. fakat hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. kendisine kurulan komplo yüzünden suçlu durumuna düşen özel ajanın intikam öyküsü. son derece kısır bir senaryoyu ilginçmiş gibi aktarmaya çalışmışlar. avrupa tarzı verilmiş. barselona, dublin gibi sevdiğim şehirlerde geçmesi bir artısı olsa da genel anlamda kötüydü. soderbergh tarzı kurgu boşlukları doldurmaya yetmemiş. michael douglas, antonio banderas, channing tatum gibi isimler etkili kullanılamamış.

    dövüş sahneleri ise güzeldi. yine uçuk hareketler olsa da amatör bir hava vardı. benzeri aksiyonlardaki estetik dolu, yapmacık dövüş kareografilerinden daha samimi geldi. müzikler de iyi yerleştirilmiş. yabancı olduğumuz bir isim olan gina carano’ya rol yakışmış. fakat dolu dolu bir aksiyon değildi. aksine ağır ilerleyen bir kurgusu var.


    (cncn - 19 Nisan 2012 09:26)

  • comment image

    filmin baş rolündeki gina carano karışık dövüş sanatları eğitimi almış gerçek bir dövüşçü olunca doğal olarak beklentiniz aksiyon yönünde oluyor. fakat filmdeki dövüş sahneleri çok gerçekçi olsa da aşırı yavaş geldi bana. profesyonel olarak lanse edilen ajanlar daha hızlı olmalı kanımca. driver'da nasıl arabalı kovalamaca sahneleri beklerken hayal kırıklığına uğradıysam bu filmde de aksiyon beklentim kursağımda kaldı. filmdeki gereksiz uzun ve sessiz sahneler de baya çoktu. buna rağmen filmin süresi 93 dakika. yani filmde senaryo filan yok.

    ilginç olan filmle ilgili tanıtımları izlediğimde süper bir aksiyon izleyeceğinizi filan zannediyorsunuz. muhtemelen gösterimden kalkmıştır ama sakın ola afişinde michael dougas'ı, antonio banderas'ı, ewan mcgregor'ı görüp de "of kadroya bak, kesin izlemeliyim" filan diye düşünmeyin. zamanınıza, paranıza yazık olur. sana da yazıklar olsun soerbergh. insan senaryo olmadan film çeker mi?


    (wasabi soslu sus biberi - 26 Nisan 2012 23:41)

  • comment image

    hiçbir şeyi beğenmeyen ekşi sözlük yazarlarının hışmına uğramış malum. yıllar elimizden kayıp gittikçe film endüstrisinin çıtayı yükselteceği, durmaksızın her filmde daha önce yapılmayan bir şey yapacağı, iki paket sigara parasına bir karton malbuş vereceği beklentileriyle yaşayan kitleyi doyurmak kolay değil. kolaysa sen çek dediğinizde verecek hiçbir cevabı da yok. hayır iyi bir seyirciyim diyorsan film seçmesini de bileceksin. kelek çıkınca ağlamayacaksın. her neyse...

    keyiften dört köşe seyrettim filmi. onca detaya ve aksiyona rağmen yalınlığına diyecek söz bulamadım. pırıl pırıl film olmuş. olmak istediği şeyin en iyisi olmuş.

    john frankenheimer yaşasaydı da bu filmi görseydi. dedim film bitince...


    (klustwu ukaga - 1 Mayıs 2012 01:43)

Yorum Kaynak Link : haywire