Süre                : 2 Saat 3 dakika
Çıkış Tarihi     : 19 Aralık 2008 Cuma, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Columbia Pictures Corporation , Relativity Media , Overbrook Entertainment
Yönetmen       : Gabriele Muccino (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Grant Nieporte (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Will Smith (IMDB)(ekşi), Rosario Dawson (IMDB)(ekşi), Woody Harrelson (IMDB)(ekşi), Michael Ealy (IMDB)(ekşi), Barry Pepper (IMDB), Elpidia Carrillo (IMDB)(ekşi), Robinne Lee (IMDB)(ekşi), Joe Nunez (IMDB)(ekşi), Bill Smitrovich (IMDB), Tim Kelleher (IMDB), Gina Hecht (IMDB), Andy Milder (IMDB), Judyann Elder (IMDB), Sarah Jane Morris (IMDB), Madison Pettis (IMDB), Ivan Angulo (IMDB), Octavia Spencer (IMDB), Cynthia Rube (IMDB), Jack Yang (IMDB), Quintin Kelley (IMDB), Louisa Kendrick (IMDB), Fiona Hale (IMDB), Amanda Carlin (IMDB), Connor Cruise (IMDB), David Haines (IMDB), Casey Morris (IMDB), Audrey Wasilewski (IMDB), Sonya Eddy (IMDB), Charlene Amoia (IMDB), Todd Cahoon (IMDB), Rich Hutchman (IMDB), Michael Spellman (IMDB), Dale Raoul (IMDB), Steve Tom (IMDB), Jora Senane (IMDB), Rob Figueroa (IMDB), Kevin Cooney (IMDB), Nadia Shazana (IMDB), Markus Flanagan (IMDB), Leif Rogers (IMDB) >>devamı>>

Seven Pounds (~ Yedi yasam) ' Filminin Konusu :
Ben Thomas(Will Smith), geçmişindeki bazı hatalardan dolayı suçluluk duyan, intiharı düşünecek kadar depresif bir insandır. Kafasında devamlı intihar düşüncesinin dolaştığı Ben, hayatına giren tamamen yabancı 7 kişi vesilesiyle kefaretini ödeme şansını yakalayacak; bu sırada kalp hastalığı olan Emily'de (Rosario Dawson) aşkı bulacaktır.


  • "turkçesi 3.17514659 kilogramdır.*"
  • "will smith'in oyunculuğunun geldiği noktayı gösteren filmdir. son zamanda bu kadar iyi yansıtılmış bir karakter izlememiştim."
  • "filmin adi pound of flesh'ten gelmektedir. ne de guzel yapmaktadir. will smith'in the pursuit of happyness'la girdigi bu yoldan kesinlikle sasmamasi lazim."
  • "bir anlik dalginligin sunucu yasanan kazanin, o insanda yarattigi sorumluluk duygusunu will smith'in olagan üstü oyunculuguyla gözler önüne seren film."
  • "başından şimdi kalkmış birisi olarak söyleyebilirim ki filmin sonu yıkıp geçiyor"
  • "düşündükçe bünyede daha fazla etki bırakan filmlerden. çocukken gördüğü en güzel şey ile kendini öldürme fikri mükemmeldir. söylenilen her şey kifayetsiz kalır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    dram anlamında son zamanlarda yapılan en iyi filmdir. konusu gerçekten çok iyi işlenmiş... will smith 'in ben thomas karekterini harika oynadığı izlenesi film. kız arkadaşla beraber izlenildiğinde her iki taraf açısından da istenmeyen sonuçları beraberinde getireceğini düşündüğüm film. *
    will abimin i am legend 'den sonra bu filmde de küvette uyumasinin ardindan, kendisine 80*180 soft ortapedik yatak almaya karar verdiğim film.

    --- spoiler ---

    otel görevlisi genc; otel kontratlarında yazılı , otele sadece küçük köpekler alınabilir, oysa bu köpek değil lanet olası bir at.
    ben thomas; kontratta atlarla ilgili kuralların olup olmadigindan bahset...
    ( satanistsem satanistim insan degilmiyim ) ingilizce olarak benden önce belirtmiş.

    ben thomas başka insanların mutluluğu ve hayatı için, kendi hayatından vazgeçer ve bütün herşeyi en ince detayına kadar planlamıştır(filmin sonunda koroda söylenen şarkı dahil) .
    yaptığı plana öyle inanmıştırki ben thomas , emily için yapılalacak kalp nakli operasyonu için doktorun %3-5 şans tanıması bile, ben için aslında çok yüksek bir orandır ve büyük oynamıştır vesselam...
    filmi izlerken melek misin be adam dedim, kendimi hırpalayıp durdum... kendimi bir an ben'in yerinde düşündüm, düşünmez olaydım hala etkisindeyim... help me please!!!!

    ---
    spoiler ---


    (mecazi dem - 30 Aralık 2008 09:32)

  • comment image

    aslında bittikten sonra 3-5 cümleyle herseyi özetleyebileceğiniz içerikte bir film. pek akıcı degil, genis zamanda izlenesi, ama son zamanlardaki gözdem will smith'in gözlerindeki huzursuzlugun, içindeki sıkıntının nedenini anlamaya calısarak, film bir şekilde akıyor gidiyor, tatmin edici bir final de sizleri bekliyor.

    ---spoiler---
    şimdi, kahramanımız oldukça düşünceli, tüm planını zamana yayıp itinayla hazırlamış, ölüm planını şapşahane yapmış, buzlar, küvetler, dokundugu anda dönülmez bir şekilde 10 sn de adam öldüren dünyanın en zehirli hayvanı fln... aklıma takılan, onu kurtamaya gelecek ekibin, kendisini küvetten cıkarmaya calısırken bu deniz anasının saldırısına maruz kalma ihtimali oldu, o kadarcık. belki de bir not yazmıstır bi yerlere, bilmiyorum.

    edit: evet, o kadar dusunceliymis kendisi, dikkatsiz olan benmisim, not varmis yerde... affet beni will...
    ---
    spoiler---


    (very irish person - 1 Ocak 2009 22:16)

  • comment image

    filmin kurgusu duragan da olsa zaman zaman siksa da will smith'in the pursuit of happyness'dan sonra bu kez de ben thomas karakteri ile i$ildadigi, agladigi, aglattigi filmdir. muthi$ bi' cizgi yakaladi will smith bu filmlerle. umarim devam eder.

    --- spoiler ---
    film, 7 canin olumune sebeb olup ( 1i de sevdigi insan ) bundan cok buyuk pi$manlik duyan ben thomas'in kendi organlariyla 7 cana hayat vermesini konu aliyor.
    ---
    spoiler ---

    size tavsiyem, bir kere izlemekle yetinmeyin. ilk izleyi$inizde filmin sirlarini ogrendikten sonra ikincisi cok daha anlamli geliyor.


    (butun nickler dolmus aq - 5 Ocak 2009 22:06)

  • comment image

    bir anlik dalginligin sunucu yasanan kazanin, o insanda yarattigi sorumluluk duygusunu will smith'in olagan üstü oyunculuguyla gözler önüne seren film.


    (alpergoker - 10 Ocak 2009 16:30)

  • comment image

    filmlerin yapılış amaçları vardır. bazıları kuvvetli bir kurguyla karşınıza çıkar olaylar ve durumlar o kadar iyi iç içe geçmiştir ki ne olduğunu bile anlamadan düşüncelere kaptırmış bulursunuz kendinizi. bazıları sadece görkemli bir görsel şöleni vaadeder, bazıları saf adrenalindir, bazıları ise sadece komik. her ne olursa olsun bir çok film sıradan olmaktan kurtaramaz kendini. seven pounds, kesinlikle farklı ve dokunaklı. son dönemin en iyilerinden.


    (istradlin - 22 Ocak 2009 00:07)

  • comment image

    --- spoiler ---
    parçalanmış,yıpranmış, pamuk ipliğine bağlı hayatları farklı bir biçimde tamir etme çabasının anlatıldığı duygusal dram.bir çeşit kefaret hikayesi...diyet ödeme...en çok ta insancıl yanına dikkat edilmesini istemiş belli ki yönetmen baş karakterin...will smith tebrikleri hakedecek seviyede performanslı...kim iyi kim kötü gerçekten bilmeye ihtiyacımız yok mu?yaptıklarından pişman olup bu derece bir iradeyle bedel ödemeyi kim göze alabilir? ve kim vazgeçebilir nefes alıp vermekten bir başkası için?
    ---
    spoiler ---


    (cinnet mustatili - 27 Ocak 2009 10:57)

  • comment image

    vallahi begendim bu filmi ben. finaline kadar miy miy gitse de, will smith'in son donemlerde ulastigi inanilmaz performans adami alip goturuyor, ta ki goturmesi gerektigi yere kadar, finale kadar. o son yirmi dakika da zaten darmadagin edip geciyor ortaligi.

    rosario dawson'in sifir makyaj hali de gonlumde yeni bir taht kurdu, es gecmeyeyim. es gecmeyeyim demisken de, otuz entridir konusuyoruz, bir kisi cikip woody harrelson dememis. toplasan on dakika rolu olmayan bir adam en fazla bu kadar etki birakabilirdi herhalde. filmin baslarindaki o telefon konusmasindaki oyunculuk resitalini asla unutmam. o ezilmis haliyle gulumsemeye calismalar, titreyen sesiyle kibarliktan vazgecmemeler, o yutkunmalar filan. icim parcalandi. sonra dedim ki, allah'im ya, hazir bu kivamda bir ezra-woody harrelson yakalanmis, neden uzerine gidilmemis. yonetmen ben olsaydim yemin ederim ezra'li bolumleri oyle uzun cekerdim ki, diger bolumlerde de duygu gecirebilmem daha da kolaylassin, finalde vuracagim darbeler daha bir mukavemet kazansin diye dusunurdum.

    en nihayetinde cok daha iyi olabilecekken iyi olmakla yetinmis bir film. ama will smith ve woody harrelson iyi oynamakla yetinmediginden filmi de tum gucleriyle yukariya, kendilerine dogru cekmeye calismislar. ben hala o karakterlerin etkisindeyim, fenalardayim.


    (nicomedian - 31 Ocak 2009 15:00)

  • comment image

    ilk önce filmi seyretmemiş olan ve gitmeyi düşünenler için son söyleyeceğimi ilk başta söyliyeyim: güzel film.

    --- spoiler ---

    son dönemin modasi olan "son sahnede acayip bir sürpriz yapayım seyirci yamulsun ağzı açık kalsın" modeli filmlerin aksine açılış sahnesinden başlayarak sonuna kadar filmin nereye gidebileceğini kestirmenize rağmen sizi içine alan ve ilginizi açık tutan filmdir.

    will smith zaten harika oynamış. yanında yer alan yardımcı oyuncular da will smithin performansının yükselmesine baya katkıda bulunmuş.

    filmde en beğendim noktalardan biri, ben karakterinin yardım edeceği kişileri seçerken nasıl bir insan olduklarını test etmesi... özellikle bakımevi sahibine "bir an için inanmıştım" dediği sahne ile kör olan karakterle filmin başındaki telefon görüşmesinde "içinden geçenler aslında bunlar değil içinden geçenleri söyle" demesine rağmen adamın "başka nasıl yardımcı olabilirim?" tarzında cevap vermesi ve diyalogun filmin sonuna doğru bağlanması oldu...
    ---
    spoiler ---

    kişisel puanım: 7.5/10


    (turk 182 - 17 Şubat 2009 23:11)

  • comment image

    şahane bi film. yorumları okuyunca; durağan sahnelerde baygınlık geçiren sinema seyircisinden ne kadar iğrendiğimi ve nuri bilge ceylan'ın bu ülkeyi hala tutkuyla sevmesinin ne kadar büyük bir fazilet olduğunu anladım bugün. jackie chan filmi izlemeye davet ediyorum sıkılanları. bitirim ikili 318 falan.

    film son derece karışık giriyor. açılış sahnesinin sebebini, oluşunu, son dakikalara kadar kafanızdan sallayıp duruyorsunuz. ayrıca sık sık gerilim dozu artan bir film; o açıdan da bağladı beni. ben thomas'ın derinliğine inme isteğiyle izledim. daha çok şey öğrenme, daha çok şey bilme hissi hakimdi hep. filmde merak hiç dinmiyor. üzücülüğüne bir şey demiyorum zaten; çok güzel ağlatıyor. yönetmen gabriele muccino'nun, the pursuit of happyness'daki baba - oğul gibi hassas bir ilişki üstüne kurulu olmadığı halde seven pounds'ta daha çok duygulandırdığını söyleyebilirim. will smith de hakikaten "ço iyi oyuncu oldum ço." diyor. gitgelleri o kadar iyi yansıtmış ki, emily'ye yaklaşırken kafasından geçenleri anbean anlayabiliyorsun. kurgusu güzel, senaryosu güzel, akışı güzel, oyunculukları güzel. özenilmiş bir film olduğunu gösteriyor.

    kafamda bi "hollywood'un cins dörtlüsü" vardır; woody harrelson, steve buscemi, barry pepper ve christopher walken'dan oluşan. harrelson ve pepper'ı birlikte izlemek keyifti. keşke bu 4 uzaylıyı değişik bi filmde izleyebilsek. bunu da söylemek isterim sebepsizce.

    7.9/10 verdim gitti.


    (radioheadbanger - 6 Mart 2009 16:09)

  • comment image

    --- spoiler ---
    filme dair kafamı kurcalayan bir ayrıntı var: son gece, tim yağmurda koşarak hastaneye gidiyor ve emily'ye bir donör bulunmasının olasılığı konusunda doktorundan bilgi alıyor. acaba doktor o noktada "ben diyeyim yüzde üç, sen de yüzde beş" şeklinde bir cevap vereceğine yüzde doksan, doksan beş mertebelerinde bir olasılık beyan etse, tim emily'nin eve gerisin geriye koşturup, "sokarım ezra'sına da" deyip (çünkü bu noktada kendilerine yaşam hediye edilecek yedi kişiden geriye bir tek ezra ile emily kalmış vaziyette) emily ile yeni bir yaşama mı yelken açacaktı?
    ---
    spoiler ---


    (lelaps - 15 Mart 2009 00:00)

  • comment image

    --- spoiler --- olabilir. yani nolur nolmaz

    sadece woody harrelson ve will smith arasındaki telefon diyalogu sırasındaki woody harrelson oyunculuğu için bile izlenmesi gereken filmdir. bunun dışında ise ne yapmak istediğini bilen naif ve kaliteli bir filmdir. will smith her zamanki gibi oyunculuğuyla aşmıştır.woody harrelson'ı ise gözlerinden öpüyorum. sonunda ağlatma potansiyeli çok fazladır. delikanlılığa bok sürdürmek istemeyen arkadaşlara filmin yarısında çıkıp filme bok atmayı ya da will smith'in makineyi tamir ettiği sahneden sonra belli aralıklara duvara, halı desenine ya da saate bakmalarını öneririm.

    ---
    spoiler ---


    (crimean - 16 Mart 2009 16:13)

  • comment image

    klişe kısımları olmasına rağmen duygu yoğunluğu en üst seviyede çok ama çok güzel bir filmdi. will smith gerçekten döktürmüş(ki sadece onun oyunculuğu için bile gidilir), bununla da kalmamış, karşısındakileri de çatır çatır oynatmış. belki konusunun hemen tam olarak anlaşılamaması eleştirilebilinir ama bu bence filmi başlı başına güzel kılan etkenlerden biri. bu yüzden gidecek olanlar lütfen sabırlı olsunlar.

    --- spoiler ---

    kanımca tek mantıksız kısım, kalp hastası bir kızın seksin heyecanına dayanmasıydı.

    deniz anası ile intihar, eski matbaa makineleri, yaşlı kadının çaresizliği, kör adamın saflığı ve mahcubiyeti, dul kadının çocuklarıyla uzun bir aradan sonra mutlu olması... bu unsurlar filmi kesinlikle unutulmazlar arasına sokmakta.

    sevdiğine kalbini vermekten daha ötesi var mıdır?

    ---
    spoiler ---


    (goldencrab - 16 Mart 2009 23:54)

  • comment image

    filmde ben (aslen tim) karakterinin anlaşılmaz bi şekilde i am legend filmine yaptığı göndermeler. var. siyah ve ağır panjurları kapama açma, küvette uyuma,köpekle süper anlaşma gibi..
    film çok ama çok başarılı bi film olarak değerlendirilemez ama şu sahne en can alıcı sahnelerden biri

    --- spoiler ---

    emily suyla dolu küvette uzanıyor. izleyici kısa bi an kendini boğarak öldüreceğini sanıyor. fakat emily başını suyun altına sokarak sevdiği adamın ona verdiği kalbin atışlarını duymaya çalışıyor aslında.

    ---
    spoiler ---


    (inner silence - 22 Mart 2009 16:42)

  • comment image

    bayaaagi yavaaaasti. yaaaani o kaaadinla aralarindakiii sahneleeeeer....biiitmediiiii bir tuuurlu.

    ben aslen buraya box jellyfish icin gelmistim. filme baslamadan 5-10 dakika once, bill brysonun (hayattakiler arasinda en sevdigim yazar galiba) down under kitabini bitirmistim. avustralyaya yaptigi geziler hakkindaydi; box jellyfish'i de dayanamayip uc dort ayri bolumde anlatmis oldugundan filmde gorunce heyecanlandim.

    box jellyfish aslinda bircok turu iceren bir aile ama esas oglan, ve sanirim filmde de gorulen turu, en buyuk tur olan chironex fleckeri. bu arkadas sadece dunyanin en kuvvetli ve en cabuk etki eden zehrine sahip olmakla kalmiyor, ayni zamanda en aci verici isiris/sokusuna da sahip. ya 3-4 dakika gibi icinde kalp yetmezliginden, akciger yetmezligin ve kontrol edilemeyen kas hareketlerinden boguluyorsun ya da acinin sokundan.

    bryson'in kitabindaki bir hikaye acinin boyutlarini anlatmak icin yeterli: birkac on yil once bir grup avustralyali zibidi genc queensland'de bir sahile giderler, orada bir dolu uyari tabelasi vardir, aman bu aylarda denize girmeyin deniz analarinin ureme sezonu diyen. gruptan asi bir genc inadina denize girer, kiyidaki arkadaslarina nanik yapar, dalga gecer. bir muddet sonra insandan cikmasi imkansiz cigirislarla cirpinmaya baslar. kiyiya yakin oldugundan apar topar yuzer ama denizden ciktiginda coktan soktadir, kumlarin ustune yigilir. zavalli hiyar her kosesinde, her biri 3 metreye varan onlarca uzva (tentacle) oyle bir dolanmis ki heryeri kamci izlerine benzer yaralarla dolu. ambulans gelmis hemen buna morfini basmislar acisi dinsin diye, ustune tamamen bilincini kaybedip komaya girmis soktan. ve diyor bryson, isin en can alici kismi, adam o halde ambuslansa sokulurken bile halen inliyormus. (sonra olmus tabii ki)

    dolayisiyla o filmdeki intihar sahnesi biraz hikaye. akli basinda olan komadayken bile bagirtacak kadar aci verici bir intihar yolu secmez. oyle kuvette iki himpf mimpf dedikten sonra sakin sakin sulara gomulecegine, seni gozlerin portlemis, dilini isirip kopartmis, spazmdan kolunu bacagini kirmis, her yerin morarmis sekilde bulurlar, anan baban teshis bile yapamaz. luzumu yok yani boyle kendine fazla onem bicip kendini atraksiyonlarla carmiha germelerin, ozenmeyiniz.


    (immanuel tolstoyevski - 2 Temmuz 2009 22:47)

  • comment image

    will smith'in yine harika bir oyunculuk sergilediği film olmuştur.
    başlarda sıkıcı gelse de esas olayı çaktıkça film sıkıcılıktan ve tabi siz de bitse de gitsek havasından kurtuluyorsunuz. o yüzden filmi izlerken hemen ulan ne sikko filmmiş dememenizi tavsiye ederim. sabredin efendim sabredin.

    --- spoiler ---
    filmin sonu ilk sahne sayesinde önceden kestirilebilse de acayip koyuyor insana. yedi kişinin ölümüne sebebiyet veren bir adam bundan sonra hayatını yedi kişinin hayatını kurtarmak için harcıyor ve bu kişilerden birine kalbini kaptırıyor.**

    son sahnede gözlerinin nakledildiği kişiye* uzun uzun bakan emily'e gelen "you must be emily" tepkisi ise insanın kalbini titretecek cinsten. bir düşünsenize, aşık olduğunuz kişinin başka bedendeki gözlerine bakıyorsunuz.
    ---
    spoiler ---


    (kivanc1 - 30 Haziran 2010 22:44)

  • comment image

    düşündükçe bünyede daha fazla etki bırakan filmlerden.

    --- spoiler ---
    çocukken gördüğü en güzel şey ile kendini öldürme fikri mükemmeldir. söylenilen her şey kifayetsiz kalır.
    ---
    spoiler ---


    (clones - 26 Ağustos 2011 22:26)

Yorum Kaynak Link : seven pounds