• "brad pitt i kanepede sabahtan aksama kadar takilip televizyon seyredip ota boka karismayan haliyle gonullerimize yer ettiren film."
  • "ağızda şeftali tadı bırakan film..."
  • "-who the fuck is dick?+do you want me to suck his dick?-who the fuck is dick?+oo who the fuck is dick?-yeah romance kısmı biraz hafif, daha doğrusu tadında bırakılmış bir film."
  • "(bkz: aşk, sevdiğin kadının pezevengini öldürmektir)"
  • "leon ve pulp fiction'ın habercisi bir film."
  • "ara ara heyecandan kasan, ama yine de tereyagindan kil cekme etkisini pek guzel hissettiren film. oyuncu secimine de dikkat cekmek isterim. tabiri caizse, hepsi cuk oturmus."
  • "ve bitirdikten sonra 1993 ten beri var olan bu filmi izlemediğim her güne lanet olsun demektir."
  • "brad pitt'in ilk göründüğü sahnede ''aha bu alabama'yla bir şekilde sevişecek, kan çıkacak'' dedim ama tam tersi istikamette seyretti karakter, jeff lebowski'nin amca oğlu çıktı herif."
  • "alabama'nın şeftali tadını bile almıştım bu filmi izlerken."
  • "tarantino senaryosunu yazmıştı sanırım. galiba bir senaryo varmış elinde ve onu natural born killers ve true romance diye ikiye bölmüş. ne dedimse şimdi??"




Facebook Yorumları
  • comment image

    brad pitt i kanepede sabahtan aksama kadar takilip televizyon seyredip ota boka karismayan haliyle gonullerimize yer ettiren film.


    (annlee - 4 Mart 2002 21:52)

  • comment image

    ota boka karışmayan brad pitt'in oynadığı karakterin film boyunca ettiği 2 cümle yüzünden bütün işlerin boka sardığı film. garibim hem de iyilik yaptım diye salak salak seviniyordu. daha sonra the sopranos dizisi ile patlama yapan james gandolfini ninin de hakkını vermek lazım. filmin en sonundaki şarkıyı chris isaac söylüyordu ve son olarak filmin internette yer alan senaryosundaki son ile filmdeki son aynı değil. eh neyin aynı olmadığını anlamıştır seyredenler.


    (farawaysoclose - 25 Haziran 2002 20:47)

  • comment image

    --- spoiler ---
    -who the fuck is dick?
    +do you want me to suck his dick?
    -who the fuck is dick?
    +oo who the fuck is dick?
    -yeah
    ---
    spoiler ---

    romance kısmı biraz hafif, daha doğrusu tadında bırakılmış bir film.


    (reodirectz - 21 Nisan 2009 12:47)

  • comment image

    ve bitirdikten sonra 1993 ten beri var olan bu filmi izlemediğim her güne lanet olsun demektir.


    (negroja - 18 Mart 2012 16:41)

  • comment image

    brad pitt (floyd) mutfak sahnesinde taktığı şapkayı çekimlerden bir kaç hafta önce venedikte yerde bulmuş, çok önemli ya yazayım istedim.* bi de tv başından kalkmayan, insanlar odadan çıktıktan sonra konuşup söylediğini duyuramayan, sürekli depresif floyd'un tarantinonun yazdığı senaryoya göre babası yeni ölmüş, ancak filmde bahsi geçmez.


    (indiegirl - 24 Aralık 2003 21:12)

  • comment image

    tarantino'nun yazdığı 3 nolu senaryoyu okudum. tahminimce senaryonun tarantino tarafından yazılmış sondan bir önceki haliydi. bu süreci şöyle sıralayabiliriz; 1. senaryo genelde senaryonun yapımcıya satıldığı halidir. 2. senaryo filmin yönetmeni belirlenene kadar yapımcı isteği ve küçük bir grubun feedbackleri üzerinden bazı sahnelerin düzeltildiği, değiştirildiği halidir. 3. senaryo yönetmen belirlendikten ve kendi bakış açısını senaristle tartıştıktan sonra yazılır. sonra bir 4. senaryo yazılabilir ancak yazar o noktadan sonra çok da dahil olamaz sürece. tarantino'nun o dönem bir çömez, tony scott'ın ise hali hazırda kendini kanıtlamış bir yönetmen olduğunu göz önünde bulundurun. senaryo yapımcıya satıldıktan sonra aslında senaristin senaryo üzerinde çok söz hakkı kalmaz. hatta aslında yasal olarak hiç kalmaz. dolayısıyla scott filmi farklı şekilde çekmiş tarantino da bu yüzden farklı son yazmış hele hele o şekilde çekmesine izin vermiş gibi bilgilerin doğru olduğunu hiç sanmıyorum. son sözü her zaman yapımcı söyler, o dönemki scott-tarantino kariyerine baktığınızda da birini dinleyecekse bu scott'dır. bu işler her zaman böyle yürür de demiyorum, ancak en azından 'normal' gözükeni budur.

    bu 3 nolu senaryoyla film arasındaki önemli-önemsiz farklardan bahsedeceğim, tamamı spoilerdır!

    alabama sinema salonuna girene kadar senaryoyla birebir aynı. alabama'nın clarence ile karşılaşmasında şöyle bir fark var;
    senaryo; clarence, alabama'yı fark eder ve hoşlanır. alabama, mısırı c'nin üstüne döker, özür diler, film hakkında sorular sorar vs.
    film; clarence alabama'nın girdiğini fark eder ama umursamaz. alabama, c'nin üstüne mısır döker ama dekolte kıyafetiyle fahişe gibi kur yapar, üstüne atlar, memesini c'nin ağzına sokar vs. senaryoda bu tarz çakma seksilikler yok.

    sinema çıkışında c, a'ya şehrin en tehlikeli bölgesinde kung-fu filmi izlemeye taksiyle mi geldin yani diye sorar, filmde hatırladığım kadarıyla bunu demiyordu. gerisi aynı.

    senaryoda drexl'ın içinde olduğu ve diğer adamları öldürdüğü pussy eat muhabbeti çok daha uzun. baya baya bunu tartışıyor adamlar. sonra drexl bir kadın adı söylüyor, ünlü biri ve filmde adını kullanmak için izin istemişlerdir ama vermemiştir diye tahmin ediyorum, 'yani o hatun olsa onun da yalamaz mıydın' diye soruyor, karşısındaki de hayır deyince pompalı tüfeği alıyor ve 'yani bunu o kadın gibi düşün şimdi yalamaz mıydın' diye bir daha sorup ateş ediyor. senaryoda çok etkili bir sahneydi. o muhabbetin uzunluğundan dolayı kesinlikle adamları vuracağını tahmin ettirmiyordu ama filmde 2-3laf, o kadının adı da olmadan hemen vurup bir de liseli bebe gibi marty'ye high-five yapınca çok tırt olmuş. senaryoda o sahnede marty de yok. en boktan çekilmiş sahne açık ara bu, bu sahneyi izleyince tarantino'nun neden sadece senaryo yazarı olarak devam etmek yerine yönetmen olduğunu anlıyorsunuz.

    senaryo'da c, a'ya evlenme teklif etmeden önce 'seni yeterince tanımadığımı biliyorum ama annemle babam liseden beri beraberlerdi ve sonunda boşandılar, yani ne kadar tanıdığının önemi yok' diyor. bence senaryoda çok önemli bir diyalogdu, filmin son halindeki bir çok değişikliği anlıyorum ama bunun çıkartılmış olması garip geldi. ve filmde bu sahneden biraz sonra alabama'nın dış sesinde true romance dan bahsediyor. drexl öldükten sonraydı sanırım. oysa senaryoda true romance adı, alabama balayı odasında öldüresiye dayak yediği halde clarence'ın nerede olduğu ve ne zaman geleceğini söylemediği için clarence'ın dış sesi tarafından söyleniyor. ancak şöyle bir mantık hatası var ki clarence odaya girdiğinde alabama zaten adamı öldürmüş olduğu ve sonra arabada da uyumuş olduğu için clarence'ın orada ne konuştuklarını bilmesinin ihtimali yok. ufak bir düzeltmeyle falan oraya konulabilirdi yine ama değiştirilmiş. yanlış da olmamış.

    bu arada senaryoda clarence'ın arabası kırmızı bir mustang ama filmde mor bir chevy ya da lincoln bir şey.

    dick, senaryoda girdiği oyuncu seçmesinde başarılı rol yapıyor. bunun üzerine seçmesini yapan kadın, bu karakterin new york'lu olduğunu söylüyor ve bunun üzerine değişik bir aksanla tekrar yapıyor ve kadın beğeniyor, zaten filmin sonraki sahnelerinde de telefon geliyor ve rolu aldığını öğreniyor. bunu filmde hangi akla hizmet çok kötü rol yapan bir hıyar yaptılar anlamadım. hayır filmde yine telefon geliyor ve rolu aldığını öğreniyor, herhalde seçmesine girdiği şova laf sokmaya çalıştılar. yoksa filmde telefon gelmese seçildiniz diye espri yapmışlar derdim.

    clarence babasının yanına alabama'yla gittiğinde alabamayı içki almaya yollarken 'tavuk da al' diyor. filmde bu sahne olmamasına rağmen alabama döndüğünde 'tavuk bulamadım, saat 9 ve restoranlar açılmamış' diyor. yani tavuk da al diyaloğunu çekmişler ama çıkartmışlar. bunu şuna bağladım, aslında senaryoda clarence maço bi karakter, alabama'ya onu yap çunu yap şeklinde çok konuşuyor, mesela dick'i telefonla aradıkları sahnede de dick onu de bunu de şunu sor bastırıyor, alabama da haliyle sünepe gözüküyor ama filmde bunu törpülemişler. o telefon kulübesindeki sahnede de diyaloglar aynı olsa da cilveleşiyorlar bir yandan falan yani filmde yumuşatmışlar ikisi arasındaki ilişkiyi, iyi de olmuş bence.

    clarence'ın babasıyla mafya coccotti'nin efsane sahnesi... senaryoda coccotti, clifford konuşmasını 'şimdi yalan mı söylürum de bakalım' dediğinde direk öldürüyor. yani dinlediği hikayeye sinirleniyor. öldürdükten sonra da zaten 30 yıldır adam öldürmüyordum diyor. filmde ise coccotti gülüyor, bence bunu italyanların tepkisini çekmesin diye yapmış olabilir. inanılmaz bir oyunculuk olduğu için de iyi ki o şekilde yapılmış. o siniri gösterme yerine de coccotti senaryoda olmayan şekilde elini akvaryumda yıkadıktan sonra utanç verici gibi bir şey söylüyor.

    brad pitt'in canlandırdığı floyd karakteri ise tam bir oyunculuk başarısı. senaryoda floyd acemice duruyor. yani sadece los angeles'a gelen mafya üyelerine clarence ve alabama'nın yerini tarif etmekten başka bir bok yapmıyor, senaryo devam edebilsin diye uydurulmuş bir amele. ama filmde brad pitt'in oyunculuğuyla bu belli olmuyor pek ve film doğal akıyor.

    elliott senaryoda malın önde gideni değil ama filmde öyle. zaten ilk buluşmaya senaryoda hayvanat bahçesine gidiyorlar ve adam gibi konuşuyorlar. filmde ise roller coaster'da elliott'a bi haller oluyor, üstüne kusuyor, o haliyle telefonda konuşuyor falan, fazla karikatürize etmişler, hiç beğenmedim.

    balayı odasında alabama'nın dayak yediği sahnede adam baya bir tekme atıyor normalde, filmde hatırladığım kadarıyla sadece yumruk var. sonra da dediğim gibi true romance ı ilk kez bu sahneden sonra clarence'ın dış sesiyle duyuyorduk.

    lee'yle son alışverişi yapmaya gittikleri sahnede arabadan iniyorlar ve clerance 'vazgeçmek için son şansınız' diyor senaryoda, biraz konuşuyorlar ve hepsi vazgeçip arabaya dönüyorlar. senaryoda çok etkili bir sahneydi ama filmde yoktu diye hatırlıyorum. sonra clerance 'ama şimdi yapmazsak ilerde çok pişman olacağım galiba' diyor ve eh hadi gönlün olsun diye bir kafada dönüyorlar.

    clarence asansörü birden durdurup elliott'a silah çektiğinde aslında polisler clerance'ın bir şekilde olaya uyandığını düşünüyorlar ve elliott'u kurtarmak istiyorlar ama asansörde oldukları için operasyon yapamıyorlar. senaryoda çok heyecanlı bir sahneydi, nerden anladı lan diye düşündürüyordu, kabloyu mu gördü diye. filmde ise niyeyse polisler devamlı 'oh adamım bu clerance çok kafa ahaha' diyip duruyorlar. tarantino bu sahneyi izlerken kusmuştur herhalde, piç etmişler sahneyi amına koyim.

    clarence, lee'yle ilk muhabbetinde filmde, şu filmler çok güzel filmler diyor sadece. senaryoda ise orada bir sürü başka film adı söylüyor, bunlar film değil amına koyim bunlara oscar veriyorlar diyor, film dediğin bunlardır diyip sıralıyor sonra. senaryoyu okurken zaten bu kesin filmde yoktur diyerek okumuştum, olmaması da normal. ama olsaydı efsane olurdu. bir kaç yıl önce çıkan tarantino'nun kendi montajı olan hali var, ne zamandır izleyemedim ama onda da yoktur yani o haliyle hiç çekmemişlerdir diye tahmin ediyorum.

    lee'nin malı almak için beni ikna et dediği ve c'nin hikaye sıktığı sahnede senaryoda elliott'dan uzaklaşma, sesin kayda gitmemesi gibi bir durum yok ama filmde güzel olmuş, heyecan da katmış, dozunda kalmış, beğendim. o andan sonrası da filmin finali dahil senaryoyla birebir aynı.

    şu saatte oturup bu filmle senaryo arasındaki farkları uzun uzun niye yazdın derseniz, taksim gezi parkı başlığını okuyunca çok canım sıkıldı biraz kafamı dağıtmak istedim..


    (cre - 19 Kasım 2014 05:29)

  • comment image

    val kilmer'ın elvis rolünde, yarım yamalak görünüp, sürekli gaz verdiği güsel film.

    filmin başında clarence'ın "zikseydim elvisi zikerdim, güzel adam vesselam" demesi ve daha sonrasında elvsin de ona "seni herzaman sevdim ve seveceğim" demesi eğer filmde bir gerçek aşk varsa bu clarence ve elvis arasında olduğunu düşündürtmüştür bana

    mafyanın elemanın floyd'u sorguya çekip gitmesinden sonra floyd'un "beni hakir görme dostum yoksa ananı zikerim" diyerekten posta koymasına hayran kalmamak elde değil.

    alabama'nın james gandolfiniden bir araba sopa yerken bir an durup "you look ridiculous" diye haykırması ve bunun üzerine james gandolfinin dönüp ayna bakması apayrı bi güzelliktir.

    yapımcı herif "ceset torbasında eve dönüş" filminin devamı için yönetmenin önerdiği isme(ceset torbası 2) " sikim bile daha yaratıcıdır" diyerekten harika bir tepki vermiştir ki aynı tepkiyi ben de mustafa altıpatlar için vermek isterim.


    (mehmetmartin - 15 Temmuz 2004 16:00)

  • comment image

    dünyanın en güzel kadınlarından birinin dünyanın en tatlı seslerinden biriyle "bebeğim" diye bağırdığı ve hiç şüphesiz ki yanına telekız olarak gittiği ama tanışıp aşık olup, ertesi günde evlendiği kocası o çatışmada ölseydi oracıkta yaşamamayı seçeceğini filmin sonunda söylemese de anlayabileceğimiz bir rolde; üstelik "alabama" ismiyle, güneş sarısı saçlarının ortadan yanlara kıvrılmış kahkülünün ya da filmin sonlarına doğru takmaya başladığı güneş gözlüğünün izin verdiği kadar görebildiğimiz, güzelliğine keder gibi yerleşmiş dayak morluklarının bile kapatamadığı, karanlık gecede dolunay gibi, üstelik üstünde buz mavisi efsunlu iki kristal gibi gözlerle bezeli melek kıskandıran yüzüne bakarken insan, muazzam kadrolu bu filmin konusundan sapıp hayallere dalabiliyor; güzelim film kaçarken tabii, sormadan edemiyor "gerçekte niye yoksun?" diye.

    (bkz: aşık olunan film karakterleri)


    (komagene - 22 Eylül 2004 21:27)

  • comment image

    "mukemmel bir senaryo, harika oyuncular, tas gibi diyaloglar... ee her sey iyi guzel de, niye her seyrettigimde eksik bir seyler varmis gibi geliyor bana" diye dusunulen bir film.

    tony scott yerine tarantino'nun kendisi tarafindan yonetilseymis bir bas yapit olabilecek kalitede aslinda. bu haliyle bile iyi bir film. ilginc ama film ana temasi ve oyuncularindan cok, yardimci oyuncularinin oyunlariyla hatirlanip ayakta kaliyor. dennis hopper ile christopher walken'in oynadigi sahneyi yada brad pitt ile gary oldman'in rollerini cikarin, geriye sadece tarantino tarzi ask, espri ve hareket sokulmus kuru bir macera filmi kalir.

    gercek bir sevgi filmi mi? valla ben duzeyli bir macera filmi olarak goruyorum. yillar yili ucuz, basit ve yaraticilik yoksunu ask, sevgi, romantizm filmleriyle milletin beynini siken hollywood'dan tarantino gibi bu konulari absurd bir sekilde fimlerine sokan bir yonetmenin cikmasi iyi de eger romantizm ve sevgiyi tarantino filmlerinde ariyorsaniz ben ufak ufak kaciyim.


    (mistaken identity - 14 Ekim 2004 07:10)

  • comment image

    aşkın tanımı göreceli olsa da herbirimiz icin aşk, hissettiğimiz anda küçük bir arının sokması gibidir,zehiri her ne kadar çoğumuz için bağışıklık sistemimizin savunmasında olsa da ,azınlığımıza kötü sonuçlar doğurabilecek yan etkileri vardır.

    true romance da aynı bu dediklerimize referans kaynağı olmaktan çok öteye taşıyor kendini.dinamik oyuncu kadrosu ve kurgusuyla hiç sıkılmadan keyif alabileceğimiz,senaryosunu quentin tarantino'nun yazdığı ,yönetmenliğini tony scott'ın yaptığı “gerçek aşk” ki belki de çeviri de en güzel ismi hakeden film adıdır,izleyicisine hayattaki sınırların sevgi için ne kadar zorlanabildiğini zengin karakterleriyle,birbirini paralel takip eden aksiyonlarıyla adeta tümevarım yolunda olan kült film kategorisine girebilecek filmlerden biri.

    çok güzel bir kızı elbette ilk günden sevebilirsiniz,hoşunuza gidebilir, sizi etkileyebilir.peki ,size gözyaşları içinde size ,bir randevu kızı olduğunu itiraf ederse ve sizi sevdiğinizi eklese umarım bocalarsınız,hatta bircoğunuz ret edersiniz...

    eğer ki ret etmezseniz... true romance bütün gerekli cevapları verecektir.

    yalnız unutmayın, eğer ki böbrek üstü bezleriniz adrenalin salgılamaya başladığında,siz bir aşık olabilirsiniz,bir hırsız olabilirsiniz hatta katil bile olabilirsiniz...

    sevmek mi nereye kadar ? belki de sonuna kadar.. son neresi.. ?

    aşk kavramını belki de en iyi betimleyen filmlerden biridir true romance


    (tormentor - 12 Ocak 2005 16:39)

  • comment image

    damardan bir aşk hikayesi..

    --- spoiler ---
    alabama'nın dayak arsızı olduğu bölüm kanımca çok anlamlıdır.. sevdiği adamın götünü kurtarmak için eşşek sudan gelinceye kadar dövülmeyi göze alabilecek kaç kadın var? hele hele insan azmanı, silahlı bi herife tirbüşonla (tirbüşondu o değil mi?) saldırmak, herkesin harcı değil.. sevdiği kadın için katliam yapmak, bin türlü pisliğe bulaşmak, sevdiği adam için ölümü göze almak ve evet, telefon kabininde sevişmek.. aşk tam da böle bişi..
    ---
    spoiler ---


    (rumblefish - 21 Aralık 2005 12:27)

  • comment image

    --- spoiler ---
    tarantino'nun yazdığı senaryoya göre filmin sonunda clarence ölür alabama da arabaya binip meksika sınırına doğru ilerlerken birden durup intihar etmeye karar verir. kontağı kapayıp silahı ağzına dayar. sonra götü yemez. arabadan inip ters tarafa giden bir arabaya otostop çeker. bu sahneyi 'alternate ending' adı altında extended edition'da izleyebilirsiniz. tarantinoya bi vakit soruyolar "lan olm tony scott senin senaryonun amına koymuş neden böyle yapmasına izin verdin ki konseptin içine sıçılmış" diye, o da "benim senaryoda yazdığım alabama ve clarence ile tony'nin filmde çektiği alabama ve clarence birbirlerinden tamamen farklıydı. insanlar sinemada o filmi izlerken sonunda berbat bi ölümle karşılaşıp benim anama bacıma söverlerdi. ben de tony'nin iki sonu da çekmesine ve kafasına göre beğendiğini filme koymasına izin verdim" demiştir. bi de filmden çıkarılan bi sahnede bizimkiler küvete uzanıp janis joplin hakkında ince bi geyik çevirirler. son olarak lunaparktaki roller coaster sahnesinde kuzen balki'nin yerine dublör olarak full house'dan tanıdığımız jessy dayı oynamıştır. vay anasını be nerden nereye. öyle ya da böyle hayatımda izlediğim en etkileyici film buydu benim.
    ---
    spoiler ---


    (orioner - 18 Ağustos 2005 20:39)

  • comment image

    tarantino senaryosunu yazmıştı sanırım. galiba bir senaryo varmış elinde ve onu natural born killers ve true romance diye ikiye bölmüş. ne dedimse şimdi??


    (amandine - 23 Aralık 1999 00:31)

Yorum Kaynak Link : true romance