beklenti yaratmamasına rağmen oldukça komik bir film, üstelik üzerine kurulduğu yes man mantığı da hafiften mantıklı gelmiyor değil. esprilerin göze göze sokulduğu gelişinin yüz metreden belli olduğu komedi filmlerini seviyorsanız muhtemelen bu film komik gelmeyecektir.
ama gerçekten hiç beklenmedik anda yarılabiliyorsunuz. çok eğlenceli film gerçekten. sinema da ne kadar ne olur onu bilmiyorum ben evde izledim.

--- spoiler ---
mesela jim carrey'nin sevgilisi git kendini köprüden at diyor jim carrey'e herşeye dediği gibi buna da ok diyor, sonraki sahnede köprünün üstünde görüyoruz. yok artık derken bungee jumping yaptığını görüyoruz atladıktan sonra cep telefonu çalıyor telefondaki napıyosun diyor o da bir an durup i2m hanging diyor. anlatınca komik olmadı biliyorum ama model olarak böyle esprilerle dolu güzel bir filmmiş bu.
--- spoiler ---

(rapper134 - 8 Ocak 2009 18:32)

güldürüşlü bir film. güldürüşlü filmden öte bir beklentiyle giderseniz elbette hayal kırıklığı olacaktır. bir fısıltı gazetesi başlatsınlar diye seçilen öngösterim izleyicilerinin epey mutlu olduğunu gördüm. ayıp olmasın diye aha buradan fısıldıyorum: bu kişisel gelişim zımbırtısıyla epey bir taşak geçiliyor aslında. hani o otellerdeki seminerler falan vardır ya, şimdinin gücü, evetin mucizesi, hayırın zararları, hıyarın yararları gibi. hernekadar onlara giden bir adamın dönüşümünü anlatsa da, onların bir sike yaramadığını da alttan alta hissettiriyor. ve elbette jim carrey, biraz yaşlansa da hala enerjisi yerinde. ortaokul yıllarında the mask'ı izlediğimi hatırlıyorum da, 15 yıl olmuş lan. tabii yaşlanacak adam. sen kazık kadar olmadın mı, sakalına ak düşmedi mi yarrağım diye kızıyorum kendime.

(ama arkadaslar iyidir - 15 Ocak 2009 08:56)

amerikan romantik komedi tanımına pek uyan tipik jim carrey filmi. çok klasik ama eğlenceli. secret öğretisi, bilmem ne öğretisi gibi insanları özüne ve iyiye yönelten "evet" felsefesinin cool ama aslında cool olmayan bir adamın üzerindeki etkisini anlatıyor.
felsefe genel olarak uygulaması zor görünse de, "evet" müritleri "evet" felsefesinin baş kahramanına tapınsa da ( buradaki eleştirel yaklaşım da hoştur), aslında hayatta karşına çıkan imkanları^* kaçırmamak adına evet demenin edinimleri üzerine tatlı^* bir film.

--- spoiler ---
film esnasında carl ın spontane bir biçimde evet dediği durumların bir araya gelmesi- son anda alınan uçak bileti, iranlı faranuş ile tanışması, organik tarımcı bir çiftçiye mikrokredi vermesi vb. - eyalet polisleri tarafından terörist olarak adledilmesine yol açıyor. bu durum amerikadaki terör paranoyasını da ince bir değinme yapmış.
--- spoiler ---

(leda moira - 17 Ocak 2009 11:11)

haftasonu çok ama çok keyifli geçen 2 saatimin sebebi olan eğlencelik sinema filmi.

--- spoiler ---
kendi adıma havaalanı çıkışı kızgın olan hatun kişinin git yanımdan git daha uzağa git diye bağırdığında jim carey'nin havalanın içine doğru koştuğu sahne çok ama çok komik bir sahneydi.
--- spoiler ---

(take care dream on - 17 Ocak 2009 19:13)

danny wallace'ın 1 yıl boyunca gelen her teklife "evet" demesini anlattığı kitap. dün jim carrey'nin oynadığı film versiyonunu izledim. bu rolü başka birinin oynaması mümkün değildi zaten jim carrey cuk oturmuş.bazı ufak tefek abartılı sahneler olsa da yine de oldukça güldük filmi izlerken. zekice espriler, göndermeler mevcuttu, bir de gerçek hayat hikayesi olunca daha bir şevkle izliyo insan.bi kaç da bilgi verelim hemen;

* jim carrey bungee jumping atlayışını dublör kullanmadan yapmış.

* jim carrey'nin intihar etmek isteyen adama çaldığı şarkı third eye blinddan jumper.

* jim carrey, 2. kere dvd kiralama dükkanına gittiğinde aldığı filmlerden birisi the cable guy.

* filmde harry potter'a göndermeler yapılıyor. bunun sebebi filmin yapımcılarından birinin david heyman olması.

* danny wallace, 1 yıl boyunca herşeye evet diyerek şu an ki karısıyla tanışmış ve evlenmiş.

jim carrey filmlerini seviyorsanız eminim bunu da seviceksiniz.

(venus - 19 Ocak 2009 10:33)

liar liar'dan çok daha komik olduğunu düşündüğüm jim carey filmi. ayrıca, filme alınan gizli reklamlarla maliyeti yarıya indirdiklerini düşünmekteyim. aslında reklamlar o kadar açıktı ki gizli reklam demek saçma olacaktır.

(bkz: ups)
(bkz: starbucks)
(bkz: ducati)
(bkz: red bull)
(bkz: dell)
(bkz: nokia)

(negatif pollyanna - 19 Ocak 2009 12:04)

son derece pozitif bir film. ayrıca jim carrey'nin sesinin harika olduğunu da anlamış oluyoruz yes man sayesinde.

--- spoiler ---

en çok güldüğüm sahne ise seloteyple kendini bantlama sahnesi carrey'nin...

--- spoiler ---

(kowalski - 20 Ocak 2009 03:56)

karl marx esprisine koca salonda sadece benim gülmemle aklıma şu soru geldi:

-espri değil miydin lan yoksa?

(gelbanagorbeniaskinneyledi - 24 Ocak 2009 12:22)

memleket'e geldiğimden bu yana, annem "yeter oğlum kafanı boşalt biraz, bırak bilgisayarı, kitabı falan, uzan şuraya" deyip durmaktaydı. meğer bu film tam da annemin dediği şeyi yapmanın yoluymuş. gülerek eğlenerek geçirdiğim bir 104 dk. sundu bana...

--- spoiler ---

son zamanlarda izlediğim pek çok filmde, sadece gülümsememe rağmen, belki de buna ihtiyacım olduğu için, kendimi koyverdim ve kahkaha attım çok yerinde. jim carrey'i özlemişiz diye düşündüm. özellikle banka müdürü olan tipleme çok süperdi. suratını bantladığı sahnede gülmekten yerlere yattım...

boş beleş bir film hakkaten, hani mesajı da yok bence. bazen "evet" demenin hoş olabileceğini, insana güzel fırsatlar sunacağını, oldukça amerikan bir tarzda anlatmış işte. kafamı boşaltmış olması bile yeter bana. özellikle tiplemelerin filmde sadece birer kez görünüp sonra kaybolmaması (her komedi filminin olayı böyledir) güzel bir ayrıntı.

son olarak da, jim carrey üzerine oynandığında, filmin oldukça başarılı olduğunu gördük bir kez daha. adam hakan şükür gibi, takımı üstüne kurdun mu gişe garanti...

--- spoiler ---

(cam irmagi tas gemi - 4 Şubat 2009 00:45)

carl allen'ın yes man olmadan önceki hayatını son 2 yıldır yaşadığım için biraz önem arzeden film. bazen "bir film izledim hayatım değişti" denir ya, son 1 haftadır 3 kere izlememe rağmen hiçbir değişiklik yok hayatımda.

bu arada allison'ın söylediği şarkılara hayran olmamak elde değil.

(avedis - 17 Mart 2009 23:21)

"bardaki düşme sahnesinde herhangi bir yapay efekt olmasını istemedim. sahnenin kendi becerimle ve doğal olarak çekilmesinin daha komik bir etki yaratacağını düşündüm. seyrettiğim zaman çok komik olduğunu görmek beni mutlu etti. gerçi bu sahne için kaburga kemiklerimden birini kırdım ama hastanede yatarken sahnenin muazzam olduğunu bilmek acımı hafifletti. "
oha jim... oha.. tamam güldük de bu sahne için kaburgalarından vazgeçmen karşısında saygıyla eğilmekten başka ne söylenir bilmiyorum.

(halimoyle - 13 Nisan 2009 12:32)

beni zooey deschanel'la tanıştıran film... bi de zooey'yi benimle tanıştıran bi film yapsalar çok güzel olacak...

(hassas tenlerin sevgilisi - 19 Nisan 2009 20:14)

bay evet adıyla gösterime giren peyton reed filmi. başrollerde jim carrey ve zooey deschanel var. müzikler eels'ten.
jim carrey oynadığı her filme kendi imzasını atmayı başarıyor, bir jim carrey filmi diyerek de bu filmi özetleyebilirim pekala. güldüren, eğlendiren, samimi bir film; ama ısrarla tavsiye edilecek, şahane bir film olmadığını da söylemek gerekli. seyirlik, eğlenceli bir tv. filmi gibi. alakasız da olsa ben azıcık click'e benzettim.

--- spoiler ---
filmin en can alıcı, gülmekten salondan atılacağım sahnesi ise jim/carl'in arabanın arka koltuğundan hortlamaya kalkışması ve aniden çıkışına rağmen doktoru "sakın korkma" diye uyarmasıydı. o hareket tam benlikti. sırf bu sahne için film seyredilebilir.
--- spoiler ---

(staring girl - 5 Mayıs 2009 00:11)

izledikten sonra öyle bir kızla tanışabilmek için herkese evet diyesimin geldiği film.

(laxpell - 31 Ağustos 2009 18:50)

eternal sunshine of the spotless mind'dan sonra en iyi sinema çiftini gördüğümüz film.

(garipgaripolaylar - 27 Ekim 2009 00:09)

filmi izledikten sonra insan düşünüyor, ulan ben de böyle birşey denesem nasıl olur diye.. akabinde gerçek hayatta işlerin pek te filmlerdeki gibi olmadığı kanısına varılıyor..

- evet! artık her şeye evet diycem.
+ göt ver deseler vericen yani he? ahahaha

kısacası, türkiye'de olmaz o iş. malum, bu ülkede her götün talibi var.

(bkz: önce göt arkadaş)

(popara - 20 Mart 2010 23:47)

bu bayramda iktidar yanlısı bir kanalda "tv'de ilk kez" yayınlanacağını tahmin ettiğim film.

(lecterhouse - 5 Eylül 2010 02:37)

sırf zooey deschanel'in sevimlilikleri için bile izlenecek film. bittiğinde ise insana garip bir yaşama sevinci, isteği aşılayan yapımlardan biri. endorfin yüklü. düşünüyorum, çok mu kolay gaza gelen bir adamım diye ama hayır. nedir o zaman? galiba bunları yapanlar, çekenler önce bir halkın arasına karışıyor. gündelik hayatları sırasında insanların nasıl hareket ettiklerini, nelerden kaçtıklarını, nelere sığındıklarını inceliyorlar. sahneler hayatın içinden olunca, hatta hayatımızın, günlük yaşamımızın içinden olunca empati yapmamız daha kolay oluyor.

--- spoiler ---
jim carrey arkadaşlarını ekmeye çalışırken, dvd dükkanında yakalanınca resmen utandım. direkt olarak flashback oldum ve maalesef bunu ben de yaptım.
--- spoiler ---

bazı noktalarda kendi hayatımı gördüm. o kadar çok hayır diyorum ki bazı dönemlerde, eminim hep hayalini kurduğum, fantastik veya mucize olarak değerlendirilebilecek bir çok ihtimal kaçıyor bu yüzden. bir yandan da i am too old for this shit modu hakim. anlık kararlar konusunda ders niteliğinde olmuş. gerçi diğer ihtimalleri düşünerek ömür geçmez ama biraz daha olumlu olarak, biraz daha cesaret ederek hayatın farklı bir hale getirilebileceği üzerine çok güzel işlenmiş bir konu var. kimisi bunu aptalların düşü olarak algılar, kimisi ise ulaşılmak istenen hedef olarak koyar. kişiye kalmış. bunları düşündürdüğü için bile amacına ulaşmış bir yapım.

--- spoiler ---
bu kadar güzel bir sahne olabilir mi? sevdiğiniz ama hala tam olarak beraber olmayı başaramadığınız insanla beraber dolu olduğunu hayal ettiğiniz bir konser alanında bağıra çağıra şarkı söylüyorsunuz. sonra bir oluyorsunuz. en sonunda da oradan bekçi tarafından kovalanıyorsunuz. mükemmel. tüyleri diken diken edici.

bu kadar salak bir sahne olabilir mi? sevdiğiniz ve bir olduğunuz insan ile beraber yaşama ihtimali karşısında bir anlık tereddüt geçiriyorsunuz. onu kaybetme noktasına geliyorsunuz. çok saçma. ibret alınası.

iki uç sahneyi yaşatmıştır. eline sağlıktır.
--- spoiler ---

son olarak ise zooey kullandığı kaskı açık arttırmaya çıkaracaksa talibim, istiyorum.

(kon - 14 Ocak 2011 11:28)

ne kadar uyuşuk ne kadar pasif insan varsa hepsinin izlemesi gereken film.

(ooioo - 13 Şubat 2011 15:42)

sosyal fobi tedavisinde kullanılabilecek terapi gibi bir film.

(a little boy must suffer - 13 Kasım 2011 23:01)