• "macit koper'in dişlerini diş macunu ile değil sabunla fırçaladığı sahnesini hiç unutmadığım film."
  • "casti süper bir filmmiş ben bugün bunu gördüm, yok yok resmen. ayrıca çokcana yaran diyaloglar ve sahneler ihtiva etmekte. başroller değil de asıl diğer karakterler detaylar harika. izlenmeli..."
  • ""koklat ama verme,yakıp yakıp kavurursun.""
  • "an itibariyle tnt'de yayınlanan, mükemmel komiklikte diyaloglara ve şahane oyuncu kadrosuna sahip film.özellikle kadir inanır'ın üstündeki büyüyü bozmaya çalıştıkları sahne müthiştir."
  • "kadir inanır'ın film boyu aglamaklı bakmayı ba$arabildigi, üstündeki büyüyü atması icin ailesinin kur$un döktügü sahnede dalta$ak hoplayıp zıpladıgı film."
  • "hale soygazi, kadir inanır ve bi de macit koper'in oynadıkları, mutsuz evlilik mağduru şahısların, ilgiyle yiyiştikçe mutlulaştıklarını anlatan atıf yılmaz filmi. uzunca anlatırız sonra."
  • "en guzel turk filmlerinden biri. her goruldugu yerde seyredilmelidir. kadir inanir'in en guzel roludur belki de.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    özellikle kamera tekniği ve filmin geçtiği mekanlar itibariyle bana 1990ların başlarını hatırlatan ancak alakasız bir şekilde 1984 yılında çevrilmiş bir film.varoşlardaki yaşama ilişkin bence önemli bir film.


    (devourthedamned - 31 Ekim 2006 22:51)

  • comment image

    seden gürel'in ilk albümüne adını veren şarkı. söz müzik kimin kimbilir.

    anlat durma en başından alsana
    şu an bana seni yaşatsana
    korkma dokun tepeden tırnağa
    korkma dokun bu bir düş nasıl olsa

    zaman bile yaşlanır da en sonunda
    yenik düşer aşkımızın karşısında
    içten gelen o zorlayan duygu var ya
    ölüm bile tatlı gelir tam o anda

    neden neden neden yok nedenden
    ayrı düştük bir hırs hiç yüzünden
    istediğim bir söz var ki senden
    o da en içten bir yudum sevgi


    (pantokrator - 30 Ekim 2007 22:43)

  • comment image

    atıf yılmaz 'ın en olmuş filmlerinden. o bununla yiyişiyor, ötekisi şununla şeklinde bakabilmenin maharet istediği çalışma olmasının ötesinde hale soygazi'nin inanılmaz oyunculuğuyla sinemamızda kaliteli sınıfına sokulabilecek bu bağlamda ön safhalarda değerlendirilmesi gereken bir yapıt bir yudum sevgi. büyülerle kolkola ilerleyen hurafeci yapının içimizdeki yerini göstermesi kadar kadının toplum içindeki yeri de açımlanmıştır. boşanan çocuklu kadına dayatılan yaşamın nasıl aşılabileceğinin de kanıtı olmuştur bu yapıt. meral çetinkaya ve macit koper'in yan rollerdeki başarısı kadar kadir inanır 'ın da başarılı bir oyunculuk çıkardığını söyleyeyim. hale soygazi ise kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kadın pozisyonunda bölüm bölüm cazgır yapısı ve naturalliğiyle aşmıştır aygül rolünde. özellikle bir sevişme sahnesinde aygül'ün cemal'e söylediklerini içerisinde bulunduğu durumu aşmak istemesine, kendi içindeki düzeni değiştirip, istediğini yaşamak istemesine karşı korkularının da onu bırakmadığı şeklinde algılayabiliriz. benim umudum yok evleneceğimizden üç çocuk ben de bilmem kaç çocuk sende körolasıca eşim ve ailesi ben de sen de var aynı dert...ve kendisini bırakır cemal'e...kadir inanır'ın malum büyü sahnesinde evdeki çırılçıplak vaziyeti kadar cemal'in kocandan başka birisiyle yattın mı sen sorusu da düşündürücü olduğu kadar içimizdeki ataerkilliğe de göndermedir aslında.


    (ruzgarli deniz kiyisi sendromu - 1 Şubat 2008 12:55)

  • comment image

    senaryosu latife tekin, a. yılmaz ve fehmi yaşar tarafından kaleme alınan, yönetmenliğini atıf yılmaz’ın yaptığı 1984 yılı yapımı bir film… 4 çocuk annesi mutsuz, işsiz kocasından memnun olmayan aygül (hale soygazi) sonunda fabrikada bir iş bulur, mahllenin harbi adamlarından biri olan cemal’in yardımıyla (kadir inanır).
    cemal, aile baskısı nedeniyle teyze kızıyla (meral çetinkaya) zorla evlendirilmiştir ve hala köyden kalma gelenekleriyle yaşamaya çalışıyordur ailesi…cemal de karısı ile mutsuzdur. aynı fabrika, aynı mahalle derken aygül ile cemal arasında bir aşk doğar… aygül kocası cemal’i (macit koper) terk eder ve çocuklarıyla ayrı yaşamaya başlar…
    seyirciye yönelerek sorar film: evli ve çocuklu insanlar aşık olamaz mı?
    cemal’in annesinin büyü çalışmaları da onları ayıramaz… ironik bir varoş yaşamı anlatımını sürdürür film…cemal ve aygül arasındaki cinsel çekim filmin öne çıkardığı temalardan biridir, yaşayan iki insan arasında olması gereken cinsellik ve tutku açıkca yansıtılır filmde… ancak aygül ve cemal evlenip 5 çocukla aynı evde yaşamalarının ardından çekilen resimler de, artan çocuklarla birlikte cemal’in yüzündeki değişim dikkat çekicidir…


    (mijen - 29 Eylül 2002 11:57)

  • comment image

    --- spoiler ---
    bir köşe başında, aygül cemale hiç bir erkek beni senin kadar tahrik etmiyor der. kadın seni seviyorum demiyor, çocuklarımın babası ol demiyor. evli bir kadın aşkı keşfediyor. ve bunu hayatınızda duyabileceğiniz en yalansız şekilde söylüyor.
    ---
    spoiler ---


    (thesus - 23 Ocak 2011 22:31)

  • comment image

    an itibariyle tnt'de yayınlanan, mükemmel komiklikte diyaloglara ve şahane oyuncu kadrosuna sahip film.
    özellikle kadir inanır'ın üstündeki büyüyü bozmaya çalıştıkları sahne müthiştir.


    (jeanne - 22 Ocak 2012 17:47)

  • comment image

    cemali'ye âit güzel şarkılardan biri. ikilinin diğer birçok şarkısı gibi sâkin bir müzikle başlar, ama sonrasında gelen sözler insanı buruk duygulara sevkeder:

    "çare var mı gönlüme
    gönlüm dargın kendine..."


    (martin jacques mystere - 25 Ocak 2013 01:54)

  • comment image

    atıf yılmaz'ın ödül almış bir filmi olduğu için merak izledim bunu:

    --- spoiler ---

    film aslında tipik hayatın içinde sürekli karşılaşılan hikayelerin bir yansıması.

    burada ''4 çocuklu kadın elin adamını ayartmış görüyo musun'' diye hala altın günlerine konu olabilecek bir kadının hikayesi.

    bu hikayeler 1980lerde bile aynıymış ve hep aynı kalacak evet çünkü filmi farklı bir gözle izlediğinizde her şeyin insan için olduğunu fark ediyorsunuz.

    4 çocuklu, eviyle ilgilenmeyen ve kendisine sahip çıkmayan bir kocaya sahip olan aygül artık iyice koşturmacadan bunalmıştır. kocası ile arasını düzeltmek adına kadınlığını kullanmayı dener olmaz, ne cinsel hayatı ne duygusal hayatı ne de maddi yönden rahatlık hiçbiri yoktur ve artık aygül iş başa düştü diyerek çalışmaya karar verir.

    kocası ise sessiz bir adamdır, aygül'ün bir derdi olduğunda sahip çıkmaz, aygül'e göre birisi kendisine hallense kocası onu korumaz bile. kısacası kocası aygül'ü yalnız hissettiren, gğvende hissettirmeyen bir erkektir.
    ha bana sorarsanız bu adam niye evlenmiş bilemem, belli ki hiç sevmemiş, evlenmek bile istememiş, çoluk çoluğa karışmak istememiş, sorumluluk almak istememiş, tüm bu sıkıntılar çok gelmiş olup ev artık o'nun gözünde ''gidilmek istenmeyen'' bir yer olmuş.

    yani bu adam da bunalmış hayatından bence. ama tabi biraz da sorumsuz, 4 bunu nereden anlıyoruz çocuğu ateşler içinde yatarken hastane kapısına kadar gelip de sırf karısının dırdırından çekindiği için çocuğunu görmeye gitmeyip geri gitmesinden anlıyoruz.

    yani bu adam iyi bir baba olamamıştır hiçbir zaman, karısına ve çocuklarına sahip çıkamamıştır.

    zaten bu olaydan sonra aygül'ün sabrı taşar habersizce pılını pırtısını 3-5 eşyasını toplar ve gider, boşanmaya karar verir.

    bunlar olurken aygül fabrika'da işe girmesine yardımcı olan cemal ile yakınlaşmaya başlamıştır.

    cemal de evliliğinde mutsuz bir insandır. ve filmin sonlarına doğru cemal ile aygül artık sevgili olmuşlardır.

    film aslında kimseyi aklamayı çalışmadan aldatma olaylarını çok yalın bir şekilde anlatmış, yani izlerken ne ''kadın/adam çok haklı'' diyebiliyorsunuz ne de ''ay reziller'' diyebiliyorsunuz çünkü o kadar yalın bir anlatım var ki insanoğlunun başına her şeyin gelebileceğini ve kendince haklı sebeplerle yanlış şeyler ya da doğru şeyler yapabileceğini fark ediyorsunuz.

    bir de bir kaç ayrıntı var filmde güzel:

    ilki aygül'ün fotoğrafı fotoğrafçı dükkanında vitrindedir ve bunu ilk kocası görür şöyle bir bakar geçer ,tepki vermez.

    sonra da cemal görür, dükkanın sahibine gider ve sinirle bu resmi kaldırmasını söyler ve aygül'e gidip kızar bu olay için.

    yani bu olay 2 adamın arasındaki farkı en iyi özetleyen sahnedir bence.

    bir diğeri de aygül'ün cemal ile sevişmesinin ardından cemal'in ''kocan dışında birisiyle yattın mı sen hiç?'' dediği sahne.

    bu aslında tüm türk erkeklerinin o kadar güzel özetidir ki bir erkek bir kadını severek isteyerek birlikte olsa bile o kadının kendisi ile sevişmesi karşısında durup düşünür : bu kadın orospu mu acaba?
    ki cemal aygül'ü sevmektedir ancak tüm türk erkekleri gibi aygül ile geçen o gecenin ardından o soruyu sormuştur, 1980 yılında da olsa yapılmış muhteşem bir analizdir.

    aygül ise bu lafı yediremez ve ''bana orospu dedin'' der ve çeker gider.

    hani öyle muhteşem akıcı bir film izleme isteği olanlara tavsiye etmem ancak ben filmlerdeki küçük ayrıntıları analiz ederek izlemeyi sevdiğim için sevdim belki başkası sevmez bilemedim ama gerçekten de güzel ve yalın bir dili olan film.
    ---
    spoiler ---


    (neferkitty - 21 Ağustos 2013 19:39)

  • comment image

    güzel bir cemali şarkısı.

    aklımda kalan sözleri :

    doyabilsem hayata tutsak olmadan
    hızla dönen dünyada yorgun kalmadan
    dokunmadan hissetsem seni yanımda
    alabilsem gönlünü seni sarmadan

    açabilsem kalbimi korku olmadan
    verebilsem sevgimi soru soramadan
    dokunmadan hissetsem seni yanımda
    alabilsem gönlünü seni sarmadan


    (kenan seranoglu - 8 Ağustos 2004 03:00)

  • comment image

    kadir inanır'ın film boyu aglamaklı bakmayı ba$arabildigi, üstündeki büyüyü atması icin ailesinin kur$un döktügü sahnede dalta$ak hoplayıp zıpladıgı film.


    (ich - 29 Aralık 2004 10:50)

  • comment image

    türk sinemasının en önemli filmlerinden biridir. kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kadın, mutsuz olduğu karısından ayrılmak isteyip o kadınla evlenmek isteyen adam ve toplumun bu aşka olan baskısı. kadir inanır ın daltaşak atladığı sahne de bu isyanın uzantısı, bir nevi "yeter artık" tepkisidir. yanısıra serra yılmaz bu filmde de bir ara gözükmüştür.


    (ebucan - 16 Ocak 2005 01:18)

  • comment image

    1984 yapimi atif yilmaz filmi. atif yilmaz'in mine, ah belinda, adi vasfiye gibi kadinlik hallerine merak saldigi doneme ait bir filmdir. kadir inanirin degil ama -kendisinin basta selvi boylum al yazmalim olmak uzere daha guzel fimleri var- hale soygazinin kariyerindeki en guzel filmdir. ayrica bu film kendisine 21. antalya film festivalinde en iyi kadin oyuncu odulunu getirmistir, ve yine kadir inanir'in hakki yenmis, odul verilmemistir. ayni festivalde atif yilmaz en iyi yonetmen, film en iyi film, macit koper en iyi yardimci erkek oyuncu odullerini almistir.

    cemal yani kadir inanir hem mahallenin hos delikanlisi hem de karisindan haylice baymis bir isci genctir. aygul, yani hale soygazi de keza ayyas kocasindan muzdarip, mutsuz bir ev kadinidir, ikisi de cocukludur. aygul'un yardimiyla ayni fabrikada ise girdigi ve 'agbi' dedigi cemal'e gonlu kayar ve genel havasi iyimser olan film mutlu sonla biter. yani iki evli ve cocuklu yetiskin eslerini birakir ve beraber olmaya karar verirler. bence bu son basli basina turk sinamasi icin yeniliktir. gerci ikisinin de esleri fazla karikaturize tiplerdir ama bariz kotu ve terkedilmeyi hak etmis tipler olarak da gosterilmezler.

    arkaplani olusturan fabrika ortami ve iscilerin yasantisina ait ayrintilar da hostur. ben bu filmi simdi ne zaman izlesem sanki istanbulda, gecekondularda artik oyle insanlar, oyle bir mavi yakali isci kulturu kalmamis, ve hatta simdi olsa cemal ve aygul kavusamazmis gibi hissederim.


    (selviboylumalyazmalim - 2 Ekim 2005 06:18)

  • comment image

    son dönem filmlerinde, kadın ve cinsellik hadisesine sardıran atıf yılmaz beyden, uyuz, yorgun, miskin eşlerin akıbeti üzerine bir film..

    latife tekin ve fehmi yaşar'ın da parmağı olan filmde; aynı fabrikada çalışan cemal (hale soygazi) ile aygül (kadir inanır)*, "evlilik aşkı öldürüyor güzelim" adlı

    mevzuudan mustarip iki bedbaht insan iken, "kaldıramazsan kaldırırlar gülüm" olmuşlardır; hayırlı olsundur; biz çıkalım kerevetinedir..

    film, festivallerden eli boş değil, bilakis bir kilo portakalla dönmüştür..


    (atlantisten gelen zekiye - 21 Aralık 2001 01:58)

  • comment image

    gerçek bir hayat hikayesinden senaryolaştırılmıştır. hale soygazi filmin çekimlerinden önce hikayenin kahramanlarıyla tanışmış,10 gününü bu insanlarla geçirmiştir. o insanları tanıyıp, nasıl yaşadıklarını olabildiğince iyi aktarabilmek için kılık kıyafetini değiştirip mahallenin kadınlarının kabul gününe dahi gitmiştir.


    (lyne - 18 Şubat 2006 12:37)

Yorum Kaynak Link : bir yudum sevgi