• "divx tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki;sinemada izlenirse affedersin adamın götünü attıracak filmdir..neydi lan o ööle!..."
  • "kızlar rambo'ya dönüşene kadar iyi giden filmdir. özellikle klostrofobik insanları daha da gereceğini düşünüyorum."
  • "filmin tümü tırsınç ancak en korkuncu altı kadının hep bir ağızdan bık bık konuşup durduğu sahnelerdi."
  • "yapimda yayinda emegi gecenlere allah belanizi versin demek istedigim film. kime isyan neye isyan boyle film cekersiniz diyerekten isyanimi surdururum muntazaman."




Facebook Yorumları
  • comment image

    divx tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki;
    sinemada izlenirse affedersin adamın götünü attıracak filmdir..
    neydi lan o ööle!...


    (promilius - 15 Eylül 2006 14:21)

  • comment image

    konu olarak çok iyi işlenmese de korkutma öğeleri oturmuş seyri güzel bir film.çok fazla yutuk senaryo boşluğu mevcut ama izlemek birşey kaybettirmez.sarı saçlı mavi gözlü leziz kız arkadaşınız olmamasına üzülmeyin.onların ahı onlara yeter'de dedirtir bir film bu.
    (bkz: çok fazla ah almak)


    (fteotdgs - 26 Ağustos 2010 00:22)

  • comment image

    gece izlenmesi gereken filmdir efendim. benim gibi gündüz vakti izleme gafletinde bulunursanız pişman olursunuz zira filmin %90 ı mağarada geçiyor ve ortam karanlık, gün ışığında olunca neler olup bittiğini anlamakta güçlük çekiyorsunuz. bunun dışında güzel film, baya baya korktum açıkçası.

    --- spoiler ---

    aslında o yaratıklar olmasa falan daha hoş olurdu. ne bilim böyle film güzel gidiyordu, insanüstü varlıklar yoktu derken yeraltında yaşayan abuk subuk bir canlı türü ile karşılaştı bizim hatunlar.
    benim anlamadığım sonu belirsiz bitti. filmde yaşarken gördüğümüz en son mağaracı olan kişi sarah kaldı. keşke kurtulsaydı falan, gerçi bi ara kurtuldu sandık ama meğerse kurtulmamış. sonu belli değil yani, kızdım biraz yönetmene.

    ---
    spoiler ---


    (technicalte - 1 Kasım 2010 13:09)

  • comment image

    gerilim filmi tavsiyesi isteyenlere ismini çekinmeden verebileceğim bir film. her korku filmi gibi bazı klişeleri taşıyor olabilir. ama the social network'da mark'ın dediği gibi "yeni bir sandalye yapan adam, kendinden önce sandalye yapan herkese borçlu değildir". korku filmi çeken adam da illa ki daha önce kullanılmamış bir teknik kullanmak zorunda değil bence. önemli olan doğru şekilde kullanmak ki bu filmde öyle olduğuna inanıyorum.

    eline geçen her korku filmini ayırt etmeden birazcık gerilmek amacıyla izleyen birisi olarak bu filmi gerçekten kalbur üstü buldum ve korku severler tarafından izlenmesini tavsiye ederim.


    (thebiggestloser - 18 Mart 2011 22:09)

  • comment image

    hakkındaki iyi yorumlar ve türüne göre yüksek sayılabilecek olan imdb puanı nedeniyle umutlu bir şekilde izledim ama malesef sonuç hayal kırıklığı oldu. korku filmlerindeki sürekli korkutma, izleyiciyi sıçratma çabasını sevmiyorum; bu filmde de yönetmen yerli yersiz sürekli korku efektleri kullanmış. buna ek olarak sağlam bir konusu yok, saçmalıklar diz boyu. görüntü açısından da tatmin edici değil, karanlık sahnelerde çoğu zaman neler olduğu bile seçilemiyor. sonuç olarak her açıdan oldukça zayıf, başarısız bir film.


    (arachnid - 18 Nisan 2011 00:02)

  • comment image

    [geç olsun güç olmasın]

    gollum'lar olmadan da şahane bir gerilim filmi olurmuş aslında. cama taş attıkları anda ben de bi "nooluyor amk?" dedim, zıpladım. orta karar bir film izlenebilir, hele de kapalı yer korkunuz varsa birebir. "paragrafın akışını bozan cümleler" kuruyorum farkındayım da o japon hanım baya bi tatlıydı. sonu meçhul kaldı, öldü mü yaşıyor mu belirsiz. ikinci filminde öğreniriz.

    (bkz: natalie jackson mendoza)


    (darth maul - 4 Haziran 2011 22:31)

  • comment image

    klasik boktan korku filmi standartlarında olmasına rağmen sağda solda efsane bir filmmiş gibi anlatılması ve 7'nin üzerinde imdb puanı alması bana oldukça şaşırtıcı gelen film. korku gerilim türü sevenler için kesinlikle tavsiye etmem.


    (r e d n e c k - 8 Eylül 2011 23:40)

  • comment image

    canı sıkılan gavur ev karıları altın günlerini konken oynamak yerine kendilerini dağlara mağaralara vurarak geçirmektedir, olaylar gelişir.

    kadın karakterlerin bende bıraktığı derinlik bu kadar olsa da, izlerken gerilmedim, sıçramadım dersem yalan söylemiş olurum.

    ayrıca, başlarda 127 hoursbenzeri, gayet güzel bir havada ilerliyordu film. yaratıklar olmasa bile olurmuş.


    (hippi jojoba - 19 Mayıs 2013 23:44)

  • comment image

    güzel derli toplu başlayan daha sonra dağıtan filmdir. gerilim filmi olması için illede yaratıkların olması gereksiz. ayrıca yaratıkların cok korkunç ve iğrenç görünümde olmaları da şart değil.birsürü gereksiz sahneler içinde karanlık cekimlerde hiçbirşey görülmüyor. tamam yeraltı mağarası elbette karanlık olacak, belediyeden mağaranın her bölümünü, dehlizlerini şıkır şıkır lambalarla aydınlatmasını da bekleyemeyiz ama karanlık çekimler daha profosyonelce çekilebilirdi.filmi beğenen sinema eleştirmenlerinin bu kararı verirken ne içtikleri ayrıca merak konusu.karanlıkta bol bol mavi göz,sarı saç, ciyak ciyak bağrışlar, kırmızı renk ve iğrenç görünümlü yaratıklar izledik.


    (sabahmavisi - 3 Ocak 2014 22:07)

  • comment image

    --- direkt spoiler---

    arabalarından inip mağaraya doğru yürürken juno'nun arkadaşlarına yaptığı klostrofobi uyarısının aslında izleyiciye yapılmış bir uyarı olduğunu görüyoruz.
    çünkü; sarah o daracık tünelimside sıkıştığında yaşadığım daralmayı ifade edemiyorum. çok yüksek ihtimalle bir kaç saniye uzun sürseydi bu film demek böyle gidecek deyip kapatacaktım.

    keşke kapatsaymışım. yaratıklar çıktı mis gibi gerilim filmi bok oldu.

    iki ihtimalli final güzel olmuş ama.

    ---direkt spoiler---


    (scholastic oscillator - 1 Eylül 2014 14:02)

  • comment image

    mağaradaki yaratıklar hakkındaki yorumum şu:bence bunlar karanlık çağda insanoğlu mağaralarda yaşarken, mağarada kalıp evrimini mağara canlısı olarak tamamlamış insanımsı canlılar. orada kalmışlar fazla da çoğalmamışlar nedense.
    ışık ve ateş olmaksızın insanoğlu kör ve çaresiz.
    filmin son sahnelerinde ise insan denen canlının aslında medeni bir varlık olmadığı, bilakis içindeki hayvanı hala koruduğu ve şartlar oluştuğunda ise bunu serbest bıraktığı görülüyor. ben çok sevdim. tavsiye ederim.


    (wrathful lilith - 18 Kasım 2005 15:02)

  • comment image

    inanılmaz bir film. orta sonda izlediğim alien dan tam 10 yıl sonra ilk defa şahsıma benzeri duygular ile beraber klostrofobi yaşatmış, ziyadesi ile memnun etmiştir. elbette ki korku filmlerindeki klişeler var ancak bu mükemmel kurgunun, gözü bir an olsun filmden çekememenin ve mükemmel sonunun yanında sırıtmıyor bile. son yıllarda çıkan balon korku filmlerinden sonra budur dedirtmiştir. 9/10

    --- spoiler ---

    yanlız o yaratıkların sesi ne öyle ya the grudge daki hırıltıları kullanmışlar.
    ---
    spoiler ---


    (chewy - 20 Kasım 2005 01:36)

  • comment image

    son zamanlarda izlediğim - uzakdoğu korku filmlerini ayrı bir kategoriye koyarsak - en iyi korku-gerilim filmlerinden. yer yer özellikle filmin sonuna doğru gore a bile kaymış. korkunun her öğesini barındırıyor. yönetmen öyle güzel bir iş yapmış ki. öncelikle hiç acele etmemiş. ilk 50 dakika, yer yer macera şeklinde gitmiş ve klostrofobik mekanların verdiği daralma ve karanlık ile izleyiciyi düşük dozda germiş. 50. dakikadan sonra ilk temas ile film birden değişiyor. 50 dakika beklediğime değecek kadar gözlerimi kırpmadan izledim.
    ve bir kan banyosu sahnesi vardı ki oyuncunun da sissy spacek e benzemesi beni carrie filmine götürdü.
    aslında film hakkında çok yazmak istiyorum ama muhakkak bir yerde spoiler a geçip yazayı okuyacak arkadaşların filmde görecekleri karşısında zevkini kaçırmamak için hiç girmiyorum.
    bu filmi görmelisiniz.


    (radio bemba - 5 Ocak 2006 00:42)

  • comment image

    izleyicinin klostrofobik durtuleriyle oyuncak gibi oynayip 1 saniye bile rahat vermeyen, goreun tam dozajinda oldugu, amerikan kliselerinden mumkun oldugunca uzak durmaya calisan, gavurlarin jump moment dedikleri sahneleri cok guzel ve yerli yerinde kullanan, basarili bir pure horror movie*.. pure horror movie dedim cunku uzakdogunun etkisiyle, gercek korku filmi bilesenlerini birakip bir takim senaryosal oyunlarla seyiriciyi ters koseye yatirmaya calisan korku(?) filmleri bu aralar pek bi moda.. ve benim gibi bu tip filmleri komik bulan birisi icin the descent adeta ilac bir eser.. ayrica gene hollywood filmlerinde cok sik rastladigimiz basi dertte olan karakterlerin abartili oyunculuklarina ders verir nitelikte sade bir oyunculugu sarah rolundeki shauna macdonald'dan gormek mumkun..

    --- spoiler ---
    beni tek rahatsiz eden sarah, juno, paul uclusu arasindaki olayin fazla yuzeysel kalmasi oldu.. sonucta bir insanin bacagina balta saplayip onu magarada kaderine terk etmek icin biraz daha fazla nedeniniz olmali diye dusunuyorum.. ama hakkini da yemeyim filmin en mukemmel sahnesi de oydu.. bu bir hollywood filmi olsaydi sarah ve juno magaradan birbirlerine sarilip aglayarak cikarlardi..

    ayrica crawlerlari ilk gordugumde "aha gollum lan" demekten kendimi alamadim.. sictim atmosfere..

    filmin sonu da bir ikinci film olasiligini dusunduttu bana.. hayirlisi..
    ---
    spoiler ---


    (bigboned - 11 Ocak 2006 13:39)

  • comment image

    korkutma görevini kusursuz şekilde yerine getiren, ama konu bazında çok zayıf kalmış bir film.

    --- spoiler ---

    bir kere filmde konu diye bişey yok, karakterlerin hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorsunuz. mağara sahneleri dışındaki herşey otuz saniyede anlatılıp bitirilebilecek kadar kısa, manasız. zaten o otuz saniyelik kısmın mağara sahnelerine de öyle aman aman bir katkısı yok. filmde elle tutulabilecek şeyler, kapalı alan korkusunun ne olduğunun beynimize kazınmasının yanında o iğrenç yaratıkların bildiğimiz korku efektleriyle süslenerek karşımıza çıkması.

    yaratıklar da başka bir mantıksızlığı getiriyor. mağarada yaşayıp, beslenmek için gün ışığına çıkıyorlar. yani günlerinin belli bir kısmı dışarıda geçiyor, ama adaptasyon geçirip görme duyularını kaybediyorlar. böyle bir adaptasyon olamaz, doğaya aykırı. bu yaratıkların kör şekilde nasıl hayvan yakalayabildikleri de muamma, daha bir kızla baş edemiyorlar. ayrıca ses çıkarmayan bir canlının canlı olduğunu, dokunmalarına rağmen anlayamıyorlar. insan vücut ısısından anlar yahu, binlerce sene kör kör nasıl avlandınız siz?

    edit: filmdeki en korkutucu sahne, pencereden dışarı bakarken başa saplanan mızraktı bence de.

    ---
    spoiler ---


    (fitneci - 21 Ocak 2006 19:11)

  • comment image

    izlerken aklima gelmeyen fakat sonra imdb forumlarinda twist'leri oldugunu okuyunca sasirdigim ciddi güzel ingiliz yapimi gerilim filmi. (korkmadım gerildim) twist fikirlerinin bazilari cok sacma bazilari daha makul. filmi izleyenler icin bunlara deginecek olursak ;

    --> spoiler <--

    -sarah kazada öldü, ondan sonra yasanan hersey hayal ürünü.

    -sarah kazadan sonra hastanede öldü, ardindan yasananlar hayal ürünü. (hastanede isiklarin sönmesi sahnesine istinaden)

    -magaraya indiler, sarah delirdi, arkadaslarini öldürdü (aslinda yaratiklar yok)

    -magaradan kacmaya calisirken kafasini yere vurup bilincini kaybettiginde disari ciktigini gördü fakat kendine geldiginde hala icerde oldugunu anlayip cildirarak orada kizinin hayaliyle kaldi. (sarah the crawler slayer - delikte sikisip kaldi diye aglayan sarah'nin muhtesem evrimi)

    -sonunda aslinda magaradan kacti fakat yanindan gecen kamyon ona ailesinin öldügü kazayi hatirlatinca zaten cildirmanin sinirlarinda olan sarah tamamen aklini kaybetti. arabada gördügü juno'nun hayaleti halüsinasyon ve en sonda kendini gene magarada gördügü sahne bir metafor - zihninde hala magarada. (ve fakat aslinda o kamyonun izleyicinin dikkatini dagitip, arka koltuktan bir yaratik cikmasini beklerken, yan koltukta beliren juno ile son korkutusu tamamladigina inananlar da var. neticede bu film horror, thriller ve hatta biraz da gore diye geciyor ve yönetmen filmin basindan itibaren kaza olsun, camdan giren mizraklar olsun, aniden ordan burdan ziplayan kadinlar olsun, yaratiga dönüsen kücük kiz olsun, asil korku temasi olan yaratiklara gelene kadar bir cok firsatla izleyiciyi korkutmayi amaclamis.)

    -filmi kendilerine ceken feministler bile var. bu fikre göre filmin basinda sarah'nin kocasiyla birlikte "erkeklik" ölüyor ve yaratiklara kadar bir daha erkek görmüyoruz. bu asamada insanlik seviyesi de göze carpiyor, öne cikan fikir: erkekler yaratiktir ! (ama bu fikri savunanlarin disi yaratigi nasil acikladigini merak ediyorum)

    cok güldügüm bir fikri de eklemeden edemiyorum; sarah magaradan kaciyor, bir süre sonra insan görünümlü fakat yaratik ruhlu bir cocuk dünyaya getiriyor, yillar gecince bu cocuk büyüyüp amerika baskani oluyor. bu fikre cevap olarak "bu gercekte de zaten olmadi mi?" demisler *

    bir de sarah'nin bayildigi anlarda kizinin hayaletiyle birlikte gördügü pastadaki mum sayisinin magaradaki karakterleri temsil ettigini söyleyenler var. (yaratiklari degil kadinlari)

    ben optimist bir insan olarak her ne kadar kactigi fikrine inanmak istesem de, bayilip rüyasinda kactigini gördügü fakat aslinda orda oldugu son daha mantikli geliyor.
    zaten filmin adinin (bu arada disent diye okunuyor, benim gibi bilmeyenlere duyrulur) cöküs, inmek vs anlamlarina gelmesi magaradan asagiya inmek degil de zihnen cökmek anlaminda kullanildigi söyleniyor.
    aslinda isin garibi herhangi bir korku filmi sayilabilecek bir filmin böyle twistlerle dolu lynch'msi bir film edasiyla ele alinmasi. cünkü twistler olacagina dair de nerdeyse hic bir isaret yok. her filmi böyle kusku icinde izlersek isimiz var canim..
    fakat kisisel fikrime gelecek olursak, the descent'ten kisa bir süre önce the cave'i izlemis biri olarak iki filmi konular itibariyle (1) magaraya inen maceraci grup. 2) o grubun magaradan cikamamasi 3) magaradaki yirtici yaratiklar) karsilastirmamam mümkün degil. fakat aslinda karsilastirma yapmak the descent'e bir hakaret olur. o derece büyük bir ucurum var bence filmler arasinda.


    (cointreau - 14 Mayıs 2006 14:53)

  • comment image

    yapimda yayinda emegi gecenlere allah belanizi versin demek istedigim film. kime isyan neye isyan boyle film cekersiniz diyerekten isyanimi surdururum muntazaman.


    (gotcha - 11 Haziran 2006 16:29)

  • comment image

    --- spoiler ---

    ursula le guin, atuan mezarları'nı yazarken, yeraltındaki mağara sistemi ile aslında rahim/dişi genital organları göndermesi yaptığını belirtmiştir bazı röportajlarında. eski yunan'da da mağaralar hep bu metafora hizmet etmiştir. the descent'i de bu bağlamda okumaya çalışırsak, zamanında aynı erkeği paylaşan iki kadının yüzleşmesi ve bir annenin trafik kazasında kaybettiği küçük kızı ile yeniden buluşması için en uygun mekanın mağara/rahim olduğunu düşünebiliriz rahatlıkla.

    ---
    spoiler ---


    (arsonist - 15 Haziran 2006 12:17)

Yorum Kaynak Link : the descent