Süre                : 2 Saat 20 dakika
Çıkış Tarihi     : 12 Eylül 1982 Pazar, Yapım Yılı : 1982
Türü                : Müzikal,Drama,Heyecanlı,Korku
Taglar             : başlık olarak karakter adı,Sweeney Todd karakter,eight word title,berber,intikam
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  RKO Pictures , The Nederlander Organization
Yönetmen       : Terry Hughes (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Hugh Wheeler (IMDB)(ekşi),Christopher Bond (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Angela Lansbury (IMDB), George Hearn (IMDB)(ekşi), Cris Groenendaal (IMDB), Sara Woods (IMDB)(ekşi), Edmund Lyndeck (IMDB), Calvin Remsberg (IMDB), Betsy Joslyn (IMDB)(ekşi), Sal Mistretta (IMDB), Spain Logue (IMDB), Walter Charles (IMDB), Michael Kalinyen (IMDB), Roy Gioconda (IMDB), Skip Harris (IMDB), Duane Morris (IMDB), Patricia Parker (IMDB), Meredith Rawlins (IMDB), Stuart Redfield (IMDB), Candace Rogers (IMDB), Dee Etta Rowe (IMDB), Carrie Solomon (IMDB), Melanie Vaughan (IMDB), Joseph Warner (IMDB), Kenneth Jennings (IMDB), Joe Boots (IMDB)

Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street (~ Sweeney Todd) ' Filminin Konusu :
Filmde Johnny Depp, haksız yere hapse gönderilen, ve sadece bu acımasız ceza için değil, karısı ile kızına olanların üzücü sonuçları için de intikam yemini eden Benjamin Barker’ı, Helena Bonham Carter ise onun saplantılı ölçüde kararlı suç ortağı Bayan Nellie Lovett’ı canlandırıyor.   Barker, Sweeney Todd kimliğine bürünerek Bayan Lovett’ın pastanesinin üzerindeki, eskiden kendine ait olan berber dükkanına geri döner. Amacı, karısı Lucy’yi ve küçük kızınıondan çalmak için alçak yardımcısı Beadle Bamford’la (Timothy Spall) birlikte kendisini uydurma bir suçla uzaklara gönderen Yargıç Turpin’i (Alan Rickman) gözlemektir.   Bayan Lovett, Barker’a, Yargıç Turpin tarafından iğfal edilen karısının kendisini zehirlediğini söyler. Bu arada, rakibi olan gösterişli İtalyan berber Pirelli (Sacha Baron Cohen), Barker’ı kimliğini ifşa etmekle tehdit edince, Barker onu boğazını keserek öldürür. Cesetle ne yapacağını bilemezken, Bayan Lovett bu krizi, sallantıda olan işini kurtarmak için çözüm olarak görür ve turtalarını insan etiyle doldurmayı önerir.   Sweeney, yargıcın gözlerini Johanna’ya (Jayne Wisener), yani Sweeney’nin ergenlik çağına gelmiş kızına diktiğini fark eder. Yargıç, Johanna’nın vesayetini elinde tutmaktadır. Evde hapis hayatı yaşayan Johanna bir gün Sweeney’yi denizden kurtarmış olan genç denizci Anthony (Jamie Campbell Bower) tarafından fark edilir. Genç kıza delice aşık olan Anthony onu kurtarıp evlenmeye yemin eder.   Bu arada, Bayan Lovett’ın turtaları çok geçmeden Londra’da dillere destan olur ve satış patlaması yapar. Bayan Lovett saygınlık kazanmayı ve Sweeney’yle evlenip deniz kenarında yaşamayı düşlemektedir. Yanlarında, evlatlık olarak alacağı, Pirelli’nin eski asistanı Toby de (Edward Sanders) olacaktır. Fakat Sweeney’nin aklında intikamdan başka bir şey yoktur; başka herkes ya da her şeye zarar verecek olsa da...


  • "corpse bride üçlüsünün [tim burton, johnny depp ve helena bonham carter] merakla beklediğim ingiliz seri katil sweeney todd'un hayatını anlatan filmi."
  • "heyecanla beklenilen karanlık ve masalsı tim burton filmi. ayrıca sweeney todd' dan daha tehlikeli olan berber davranışı için:(bkz: berber degdirmesi)"
  • "intikamın sadece soğuk yenmediğini, etli börek halinin de olabileceğini kanıtlamış tim burton filmi."
  • "hikayesi ve görüntüleri çok güzel olmasına rağmen, müzikal anlamda pek zevk veremeyen film olmuştur maalesef..."
  • "konya'da etli ekmek yeme zevkimi sonlandırmış film."
  • "- "turtalarına hayran kalınası film." hannibal lecter- "sanki daha önce izlemişim gibi." monte kristo kontu- "beş kere ardarda izledim, hala anlamadım o kızla o oğlanın arasındakileri." york düşesi"
  • "dvd'sinde bulunan kesilmiş sahnelerinde sweeney todd'un müşterilerin koluna değdirirken ve futbol muhabbeti yaparken görülebileceği film."
  • ""en sonunda!.. kolum yeniden tamamlandı!.." sahnesi için bile izlenesi film."
  • "oyuncu kadrosu hemen hemen harry potter serisi ile aynı olan başarılı film."
  • "berber dayamasının da beteri varmış şeklinde açıklanabilir."
  • "kadrosu içinde harry potter'da oynamamış tek oyuncu johnny depp sanırım."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sweeney todd britanya topraklarında bir efsane ile ba$lar. artık gerçekten var olmu$ mudur, yoksa çocukları korkutmak için anlatılan bir masal midir bilinmez. ingiliz bazı tarihçilere göre ya$anmı$ bir anti-kahramandır. anlatılan bu hikayeye göre, sweeney todd 1748 yılında londra'da sefilik içinde doğar. anne ve babası çocuk ya$larda ölür. bir bıçak ve ustura ustasının yanına çırak olarak i$e ba$lar. sonra hapise girer. hapishanede, hapishane berberinin yanında i$e ba$lar. burada berberliği öğrenir. dı$arı çıktığı zaman, berberliği meslek haline getirir ve fleet sokağında 186 numarada berber dükkanı i$letmeye ba$lar. sweeney todd, çok ba$arılı bir berberdir. ilk cinayeti nasıl/neden i$lediği tam olarak bilinmez ama bir çok cinayete karı$tığı söylenir. bunlar da londra'nın en kötü börekçisi olarak ün yapan sarah lovett ile tanı$ır. nasıl tanı$tığı tam olarak bilinmez ama sweeney todd ruh ikizini bulmu$tur. keza bayan lovett ölüleri böreklere katacak kadar uçuk fikirli bir ki$idir.

    berber dükkanın altı londra'nın kanalizasyonlarına açılmaktadır. sweeney todd, berber koltuğuna özel bir düzenek yaparak, ölüleri bu mahzene atmaktadır. sevgilisi ise ölüleri böreklerine katmakta ve londra'nın en güzel etli böreklerini yapmaktadır. sonraları insanları rahatsız eden kokular, kayıp olan insanların en son sweeney todd'un berber dükkanın da görülmesi $üpheleri bu dükkana toplar. sweeney todd yargılanır, idam edilir. sevgilisi ise insan eti yedirdiği insanlar tarafında linç edilir.

    tim burton'un hikayesine kaynaklık eden sweeney todd ise, stephen sondheim'in müzikaline dayanıyor. burada ki hikaye ise hugh wheeler'in bir kitabından uyarlama. hikayeyi/müzikalı senaryola$tıran ise gladiator, the last samurai , the aviator gibi ba$arılı i$leri olan john logan. londra da berberlik yapan benjamin barker mutlu bir aile ya$antısı vardır. bu mutluluk ta ki hakim turpin'in barker'in e$ine kafayı takmasına kadar sürer. sonra turpin, barker'i haksız yere sürgüne gönderir. onbe$ yıl sonra benjamin barker, sweeney todd adı ile londra'ya geri döner. tek amacı vardır, e$inin ve kızının intikamını almak. londra da bayan lovett ile tanı$ır. bayan lovett geç kızlıktan bu yana barker'a a$ıktır. sweeney todd bayan lovett ile çok iyi anla$ır ve ardı arkası durmayan cinayetler ba$lar.

    tim burton'un sinema da farklı mekanlar/dünyalar/$ehirler yaratma konusunda usta olduğu su götürmez bir gerçektir. bu sefer zamanın londra'sını müthi$ bir $ekilde beyaz perdeye ta$ıyor. siyah/beyaz tonların hakim olduğu, kanların ortalığı renklendirdiği bir dünya. tim burton yanına dostu johnny depp'i de yanına alıyor. suç ortalığı bayan lovett rolunu ise helena bonham carter'a veriyor. gerçi tim burton'un hem johnny depp'i hem de çocuğun annesi helena bonham carter'i kayırdığı söylense de, bu rolleri bu ikili oynamasa aynı derecede ba$arılı olur muydu tartı$ılır. bu ikili corpse bride'den fırlamı$ gibi sanki, hayat bulmu$ halleri gibi duruyor. filmin sürpriz oyuncusu ise sacha baron cohen. borat ile ayrı bir fenomen yaratan oyuncu, rakip berber rolunde çok ba$arılı bir performans sergiliyor. deyim yerinde ise rol çalıyor. üstelik çok da güzel -kısa da olsa- $arkı söylüyor.

    film, sonuçta tim burton'un en ba$arılı çalı$ması değil. filmi özellikle müzikal açıdan zayıf kılan bir çok öğe mevcut. müzikalın üç saate a$kın uzunluğu, film için kısaltılmı$. bu da müzikalde ki bir çok $arkının çıkarılmasına ve kısaltılmasına yol açmı$ durumda. bazı insanları rahatsız edebilecek bol kanlı sahnelerde yok değil. tim burton, gri tonun üzerine al kırmızıyı koymakdan kendini hiç esirgemiyor. ama sınıf ayrımın halt saflara vardığı, suçun kol gezdiği, adalet denen sistemin olmadığı insanların ürkek bir ya$antı içinde bulunduğu londra'yı çok iyi bir $ekilde beyaz perdeye ta$ıyor. çok çok iyi bir tim burton eseri olmasa da mutlaka izlenmesi gereken bir film.


    (ziverbey - 7 Şubat 2008 10:05)

  • comment image

    bir tim burton filminden hissedeceğiniz kimi duygular vardır. film biter, siz aklınızda hala o sahneler tarif edilemez duygularla kalakalırsınız. oyunculuklardan, müziklerden, hınzırca verilen mesajlardan, karanlık masaldan keyif almışsınızdır. dersiniz ki, evet tam bir tim burton filmiydi.

    tim burton'ı, vazgeçemediği oyuncu kadrosunu -ki delicesine imrendiğim johnny depp ve tüm sıradan güzelliklerden uzak bir şahaser helena bonham carter'ı özellikle- ve hikayelerini sinemaya aktarışını çok beğenirim. hatta bi tek filmleri değil, o kendi çizimleriyle süslediği mini öykülerinin de hastasıyımdır.

    ulan nickim bile tim burton o derece.

    ama yine de tüm subjektifliğimden uzak bir şekilde söyleyebilirim ki, sweeney todd the demon barber of fleet street o orgazmik güzellikteki tim burton filmlerinden olamamış. zevkler delicesine farklı olabilir, bunun gayet iyi bir şekilde bilincindeyim. ama eğer bu filme başyapıt deniliyorsa, başta tim burton'ın tüm diğer o güzel filmlerine haksızlık olur.

    tim burton var, helena bonham carter var, johnny depp var, alan rickman var, konu lay-lay-lom bir şey değil -ki olsa bile tim burton'ın elinde bambaşka bir şey olur- ve üstüne üstlük bir de müzikal! galiba ben çok yüksek bir beklentiyle gitmişim tüm bunların üzerine. ondandır ki yapabileceğim tanım, hayalkırıklığıdır.

    ha ama elbette ki,neticede bu bir tim burton müzikali. sırf şu adam ve bu güzel oyuncular için gidilir. helena bonham carter'ı izledikçe, insan daha bir keyiflenilir. ancak ister istemez de, ah keşke diye hayıflanılır; keşke tim burton yine hayallere yaraşır bir film çekseydi...

    ama yiğidi öldür hakkını ver, oyunculuklar güzeldi. hele helena bonham carter'ınki... hazır helena demişken -gerçi entry boyunca helena helena diye sayıkladım durdum ama- mrs. lovett'ın hayalleri pek şukelaydı.

    --- çok deli spoiler var evet ---

    bir de başka bir tim burton filmi olan corpse bride ile bir bağlantı kurdum. şöyle ki, finale yakın mr. todd mrs. lovett'la birlikte fırına indiğinde az önce öldürdüğü delinin kendi karısı olduğunu fark eder. ve tıpkı corpse bride'da victoria'nın victor'a o ay ışığı dolu sahnede söylediği gibi söyler:

    -you lied to me!

    ***

    bir de sweeney todd'un coştuğu bir bölüm var ki eklemeden geçemeyeceğim:

    "alright! you, sir?
    how about a shave?
    come and visit
    your good friend sweeney!
    you sir! too, sir
    welcome to the grave.
    i will have vengenance.
    i will have salvation...
    who, sir? you sir!
    no one's in the chair come on, come on
    sweeney's waiting
    i want you bleeders.
    you sir? anybody?
    gentlemen, now don't be shy
    not one man
    no, nor ten men
    nor a hundred can assuage me."

    --- spoiler ---

    sonradan gelen edit: ha bir de film çıkışında şahit olduğumuz bir yorumu de eklemezsem içimde kalır, çünkü eleman olaya bambaşka bir boyut getirdi.

    -abi o neydi ya! kurtlar vadisi gibi... herif polat alemder mübarek, çatır çatır doğradı herkesi.


    (tim burton - 16 Şubat 2008 22:10)

  • comment image

    bir varmış bir yokmuş... tim burton, anlaşılmadığı zaman hayal kırıklığına uğrayan, masalcı bir kafası hasta yönetmen abimizmiş... johnny depp, onu anlayabilen yegane oyunculardan biri olmasından kelli, tim burton işlerinin artık kadrolu elemanı olmuş bir zat-ı şahaneymiş... bir rivayete göre bu iki müstesna şahıs, konuşmadan bile anlaşabiliyorlarmış... anlaşmak için konuşmayı tercih ettiklerinde de şöyle şeyler oluyormuş örneğin: sleepy hollow çekimleri sırasında bir sahne hakkında uzun uzun konuşmuşlar ve ardından başlarını alıp gitmişler... teknik kadrodan biri yanlarına gelmiş, "yirmi dakikadır sizi dinliyorum, dediğinizden tek kelime anlamadım", demiş... iş böyle olunca, bu iki adamın birlikte el attıkları bir proje zaten kötü olamazmış... ama işbu filmin kendi şahsım üzerinde bıraktığı etki şuymuş: yahu johnny the gorgeous depp! dünya güzeli bir adamsın, "karizma"nın sözlük anlamısın, karakterden karaktere koşabilen çok iyi bir oyuncusun... şarkı da söyleyeme yaa! bir şeyi de yapama kardeşim ne biçim bir adamsın yaa!!!


    (tatula - 18 Şubat 2008 13:34)

  • comment image

    olay orgusunden , hikayesinden ziyade resimleriyle ve butun ayrıntılarıyla izleyenleri mest ettigine inandıgım film. (bkz: kendimden biliyorum) ole heyecanlı tempolu bi hikaye beklememek lazım bana kalırsa amac o degil zira.

    --- spoiler ---

    johnny depp muthis yine. ozellikle sahil kenarında o cizgili kıyafetiyle durusuna bittim ya sen nası bi adamsın johnnyyy.
    ---
    spoiler ---


    (e3dd - 19 Şubat 2008 17:20)

  • comment image

    tim burton-johnny depp-helena bonham carter üçlüsünün elinden kötü bir şey çıkamayacağının kanıtı.
    ha bu mükemmel olduğunu göstermiyor o ayrı. ama yine de büyük oranda beklentileri karşılayan ve bazı bazı aşan; atmosferi***, dekorları, kostümleri ve oyuncuların harikalıkları* ile akıllara kazınacak olan film.
    alan rickman da special guest edasında olağanüstü bir etki yaratmış. johnny depp ile olan sahneleri hiç bitmesin istedim.
    sacha baron cohen ilginçlik katmış sanırım, adamı sevmem bilemiyorum.
    filmin ilk yarısı biraz yavaş ilerliyordu böyle bir gerçek var.
    "i feel you johanna" diye çığıran anthony'ciğimizin ilk bilmem kaç çığırması sıkıcı olsa da sweeney'e back vocal takıldığı zaman pek güzel oluyordu.
    johnny depp şarkı söylüyor evet. onca mükemmelliğin üstüne bir de şarkı söylüyor. ben hala orada kaldım hehe.
    helena bonham carter'a da diyecek laf bulamıyorum, hayran kaldım.

    ya merak ettiğim şey helena nasıl dayanıyor johnny'nin cazibesine kapılmıyor tabii tim burton ile evli olmak başka bir şey.. bunlar birbirlerine kahveye de gidiyorlardır oy neyse.

    yalnız:
    --- spoiler ---
    dilencinin sweeney todd'un karısı çıkacağı ortaya çıktığı ilk sahneden belliydi. boşu boşuna dilencinin tekine şarkı söyletilmez. boşu boşuna o dilenci sürekli ortada dolanmaz. zaten dikkatli seyirci ikisinin aynı kadın olduğunu ilk gördüğü anda anlamıştır.
    ---
    spoiler ---


    (ashtraygirl - 19 Şubat 2008 20:43)

  • comment image

    hikayesi ve görüntüleri çok güzel olmasına rağmen, müzikal anlamda pek zevk veremeyen film olmuştur maalesef...


    (dirk pitt - 20 Şubat 2008 22:26)

  • comment image

    az önce izledim, sıcağı sıcağına notlarımı yazayım:

    --- spoiler ---
    1- yargıç turpin rolündeki alan rickman sakalıyla aynı gürcan bilgiç'e benzemiş. gözlerim ahmet çakar'ı aradı.
    2- tim burton, polat alemdar'dan etkilenmiş*: (bkz: racon kesmiyorum kafa kesiyorum)
    3- aktörlük sanatını rabbim johnny depp için yaratmış.
    4- hiçbir şehir salgın hastalıkların tımarından geçmiş londra kadar ürkütücü olamaz.
    ---
    spoiler ---

    5- sinema salonuna gelen genç bir çift en fazla 24 saat önce recep ivedik'i izledikleri için sürekli filmin replikleriyle konuştular: "tut dediiiiim sana ceketiiii hoooo", "saksıya mı işeyeyim nereye işeyeyiiiimmmm", "bu salon apış arası kokuyoo hohoho", "gompleksliyim feysbuka üyeyiiim ammaaa" gibi... böylece iki film birden izledim.
    6- salona giren +60 yaşında iki teyze antraktta görevliye, "evladım 18 yaşından büyükler içinmiş niye söylemedin" deyip yarıda çıktılar.
    7 - erdemli bir seri katilin, kasvetli bir havanın ve librettosuyla musikisiyle sorunsuz bir müzikalin aynı pelikülde akması güzel olmuş.

    8- tim burton kına gecesi çeksin yine izlerim.


    (itaatsiz - 4 Mart 2008 23:08)

  • comment image

    insani tutkuları en ince ayrıntısına kadar inceleyen bir duygu fırtınası

    fena halde --- spoiler ---içeriyor

    film aslında korku filmi gibi görünse de izlendiğinde aşk, tutku, nefret gibi insanı insan yapan tüm değerlerin
    kişilerle özdeşletirildiği derhal anlaşılıyor.
    sweeney todd' un karısını çok sevdiği kuşkusuz. ancak haksız yere suçlanıp hayatının alt üst olması, amaçla aracın yer değiştirmesine neden olduğu için, gerçekte eşinin değil kendinin intikamını almasına neden oluyor.
    aşkı gerçekten, karşılıksız, çaresiz, yapayalnız yaşayan iki kişi var aslında.
    birincisi mrs lovett' ın sweeney' e, diğeri beadle' nin mrs lovett' e duyduğu aşk.
    diğer tüm aşklar, bu ikisinin karşılıksız aşklarının yanında son derece zayıf kalıyor.
    sweeney' in karısına olan aşkı, duyduğu intikamın gölgesinde onun yüzünü anımsamayacak kadar silik kalıyor.
    karısının yüzünü ise, ancak intikamını aldıktan sonra anımsıyabiliyor.
    yargıcın, berberin karısına duyduğu aşka ancak tutku denilebilir. çünkü seven bir erkek sevdiği kadına asla bir toplulukta tecavüz etmez, edemez.
    yargıç johanna' ya, aynı annesine olduğu gibi tutku duyuyor.
    burada biraz da yaşlı erkeklerin, genç kızlara olan zaafı var. yargıç gerçekten sevse, johanna' yı tımarhaneye kapatmaya kıyamaz.
    oysa mrs lovett sweeney' i öylesine seviyor ki... tüm değer yargılarını yerle bir ediyor.
    sweeney' e duyduğu sevginin büyüklüğü yüzünden, kendisini ömür boyunca, ancak bir kere rastlanabilecek büyüklükte bir sevgiyle seven ve güvenen bir çocuğu öldürebilecek kadar fedakarlık yapabilmeyi göze alıyor.
    ve çocuk mrs lovett'e öylesine büyük bir sevgi duyuyor ki; kadının ölümünden sonra berberi öldürdükten sonra sakince çıkıp gitmesinden, aslında yaşamının orada tutuklu kaldığını, gidenin sadece vücudu olduğunu anlıyorsunuz....

    ---
    spoiler ---


    (tulay1959 - 22 Mart 2009 22:57)

  • comment image

    - "turtalarına hayran kalınası film." hannibal lecter
    - "sanki daha önce izlemişim gibi." monte kristo kontu
    - "beş kere ardarda izledim, hala anlamadım o kızla o oğlanın arasındakileri." york düşesi


    (sacredriches - 12 Ağustos 2009 22:47)

  • comment image

    dvd'sinde bulunan kesilmiş sahnelerinde sweeney todd'un müşterilerin koluna değdirirken ve futbol muhabbeti yaparken görülebileceği film.


    (killer shark sofrasi - 21 Mart 2010 20:14)

  • comment image

    --- spoiler ---

    üstünden onca zaman geçti izleyeli; o gün bugündür ne zaman bir filmde ceset nasıl saklanacak sorunsalı yaşansa 'kıyma yapıp böreğe katacaklar'ın ötesinde bakış açısı geliştiremiyorum. kimilerinin midesini kaldıran, benim de hayal gücümdeki bu küçük sınırın sebebi film.

    ---
    spoiler ---


    (inwhich - 20 Eylül 2011 08:21)

  • comment image

    en iyi film introlarından * birine sahiptir. insanı filme en iyi hazırlayan, müziğiyle ve görseliyle belki de en iyi film introsunu izletir bizlere.

    http://vimeo.com/26229677

    bir nuri ceylan filminde iki dakika boyunca siyah arkaplan üzerine beyaz yazılardan oluşan introyu izlerken aklıma geldi.


    (17 panda gucu - 13 Mart 2012 22:12)