• "(bkz: gürol ağırbaş/#10849699)"
  • "duvarlarında hala nükhet ruacanın sesinin yankılandığı mekan."
  • "2007 konserlerine telvin trio ile başlayacak olan müzikevi."
  • "samsun sınırları içinde zevkle gidilebilecek ve kaliteli müzik dinlenebilecek nadir mekanlardandır.hiç bozulmamasını diliyoruz..."
  • "şu sıralar pazar akşamları güvenç dağüstün ve grubunu güvenç dağüstün ile sakin sakin projesiyle ağırlayan mekandır efenim.."
  • "(bkz: 12 kasim 2008 bulent ortacgil jazz cafe konseri)(bkz: 13 kasım 2008 telvin jazz cafe konseri)"
  • "(bkz: 4 aralık 2008 telvin jazz cafe konseri)"
  • "(bkz: jazz bistro davidoff cafe)"
  • "balıkesir milli kuvvetler caddesi'nde bulunan mekan."
  • "cumartesi günleri bizlere yaşattığı leziz piyano ziyafetiyle gönüllerdeki yerini sağlam kazığa bağlıyan samsun'u sevme nedenlerindendir...."
  • "istiklal caddesindeki vakko'nun tam arkasına düşen güzel mekan. umarım hep ööle kalır.."
  • "çaldığı müzik tarzını alenen ifşa eden gelir kafesi..ama candır her haliyle her adıyla"
  • "şimdi efendim ben gittiğimde sex bomb ve türevleri diyebileceğimiz şarkılar çalmaktaydı. (bkz: bu ne jazz bu ne lahana turşusu)"
  • "atv'de yayinlanan avrupa yakasi isimli dizide hangi amacla besyuzbinkere lafinin gectigi bilinmeyen mekan. reklam desem degilim bir harmanim bu aksam."
  • "bir nevi koridor. bas frekanslar arkada toplanıyor, uğultular arasından müzik seçilmeye çalışılıyor."




Facebook Yorumları
  • comment image

    özellikle haftasonları konservatuvarlıların buluşma mekanı kıvamına gelen, bu durumdan mütevellit herkesin enstrumanını kapmasıyla enteresan bi hale dönüşen, hatta aralarından birinin doğumgünü olduğunda içi içine sığmayan sanatçı tayfanın sahneye çıkarak pek hoş performanslara imza attığı sabahlara kadar açık eski anıları ayaklandırma mekanı. bu arada trombon üstadı hakan çimenot'un da bundan böyle işletmesini yürüteceği gelen taze bilgiler arasındadır.

    nahoş edit : dün gece yaşanan bir servis personeli vakası, hizmet anlayışına kötü kokular serpmiştir. böylesi sanatın ve sanatçının yanıbaşında yer alan bir mekanın, müzik yapmaya gelen bir müzisyenden * müzik parası almaya kalkışması, ona rağmen erdeminden itiraz etmeyen müzisyeni kaldırıp bara geçirmeye çalışması ve hatta daha da kötüsü yerine başka müşteriyi oturtma çabası da ticari zihniyetin bozulmaya yüz tutmuş çürük kokusundan başka bir şey değildir. gene de bu kurgudaki asıl potluk sanatını icra etmeye giden bir insana pelüş muamelesi yapanda değil. bu insanlara muamelelerini yapacak ortamı ve yetkiyi bırakmaktadır. onları alemin kralı, ortamın ayarcıbaşısı yapandadır. haddimiz olmadan burnumuzu soktuğumuz idari işlerden ışık hızıyla sıyrılıyor ve böyle şeylerin tekrar yaşanmamasını diliyoruz.

    oraya insanları getirten ayakları kaçırmamalı ki, bir çift ayak sesine dahi muhtaç biiiiir sürü mekandan biri olmamalı...


    (yedek ruh - 1 Nisan 2007 20:47)

  • comment image

    yazları elemanlarını da toplayıp gümüşlük'teki mekanına gelen, verdiği his hiç değişmeyen güzelim yer.

    bir yaz günü düşünün. öğleden sonra demlenmeye geldiğiniz jazz cafe'de günü batırırken masanızın 3 adım ilerisinden denize giriyorsunuz. siz denizdeyken güneş batıyor. gökyüzü kızıllar, morlar içinde. çıkıp akşam yemeğinizi sipariş ediyorsunuz. yemek gelene kadar yine denizdesiniz. hafif bir esinti var ama deniz ılık gibi. iyice acıkıyorsunuz. o sırada yemek geliyor zaten. çıkıp havlunuza sarınıyorsunuz. kurulanıyorsunuz. saçlar ıslak, kirpiklerde biraz tuz birikmiş, ayaklar çıplak ve kumla oynuyor. o yediğiniz dünyanın en leziz yemeği. çünkü bir de yavaş yavaş, i put a spell on you, i want a little sugar in my bowl, my funny valentine, turn out the stars gibi ruh sağaltıcı müzikler ilişiyor kulağınıza. tuzlu kalmak istemezseniz, gidip arkada duş alabiliyorsunuz. o gün tesadüf ellerinde nefis bir romen şarabı oluyor, deniyorsunuz. tabii ki tadı damağınızda kalıyor. bunların hepsi kendiliğinden gelişiyor. keyfekeder. belki efkarlı, hem de kuş gibi. sonra gecenin bilmem kaçında uykunuza yollanıyorsunuz, üzerinizde hala bikininiz, mayonuz. sallana sallana yürüyorsunuz. sarhoş filan değilsiniz, aceleniz yok. biraz üşüyorsunuz ama sorun değil. şapşal bi sırıtış var yüzünüzde. ne zaman bu akşamı anımsasanız aynen geri gelecek olan sırıtış. muhabbetle.


    (empty space - 11 Nisan 2011 06:05)

  • comment image

    vakt-i zamanında bir çarşamba akşamı bülent ortaçgil dinletisine damsız olduğumdan kelli almamış, jazz ile duvarında asılı trompet haricinde uzaktan yakından ilgisi olmayan, hatta ve hatta canlı müzik programı olmadığı günlerde (ki yılın 300 gününü geçer kanaatindeyim) caza ancak latin müziği çalabilerek yaklaşan mekan. bir de bunun türevi olarak jazz stop var ki hakikaten de burada jazz duruyor, yok oluyor.


    (da turkish viking - 29 Haziran 2006 16:51)

  • comment image

    meger istanbul'u kapatip bundan sonraki hayatina gumusluk'te devam edecek cici yermis. kediler, kopekler, yeni ve eski calisanlar, mudavimler ve mudavim olayazanlar, o salas mekan ve efsane gun batimi...


    (empty space - 28 Eylül 2013 20:35)

  • comment image

    bir nevi koridor. bas frekanslar arkada toplanıyor, uğultular arasından müzik seçilmeye çalışılıyor.


    (gxl - 7 Haziran 2005 11:01)

Yorum Kaynak Link : jazz cafe