Süre                : 1 Saat 18 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Kasım 2008 Cuma, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Korku,Gizemli,Heyecanlı
Taglar             : contamination suit,Filmi bulundu,itfaiye,apartman binası,Televizyon muhabiri
Ülke                : İspanya
Yapımcı          :  Castelao Producciones , Filmax
Yönetmen       : Jaume Balagueró (IMDB)(ekşi), Paco Plaza (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jaume Balagueró (IMDB)(ekşi),Luiso Berdejo (IMDB)(ekşi),Paco Plaza (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Manuela Velasco (IMDB)(ekşi), Ferran Terraza (IMDB), Jorge-Yamam Serrano (IMDB), Pablo Rosso (IMDB), David Vert (IMDB), Vicente Gil (IMDB), Martha Carbonell (IMDB), Carlos Vicente (IMDB)(ekşi), María Teresa Ortega (IMDB), Manuel Bronchud (IMDB), Akemi Goto (IMDB), Chen Min Kao (IMDB), Maria Lanau (IMDB), Claudia Silva (IMDB), Carlos Lasarte (IMDB), Javier Botet (IMDB), Ben Temple (IMDB), Ana Isabel Velásquez (IMDB), Daniel Trinh (IMDB), Marita Borrego (IMDB), Jana Prats (IMDB), Víctor Massagué (IMDB), Javier Coromina (IMDB)

[Rec] ' Filminin Konusu :
Gazeteci Angela'nın istediği fırsat ayağına kadar gelmiştir. Çünkü tam da TV muhabiri Angela ile kameramanı Pablo'nun, itfaiyecileri konu alan bir program yaptıkları sırada gelen bir ihbar üzerine, itfaiyeyle beraber ihbarın geldiği eve gidip haberi canlı canlı yaşama imkanına kavuşmuşlardır. Yaşlı bir kadının ev kazası geçirdiğini sandıkları olayın gerçeklerden çok uzak ve dehşet verici boyutlarda olduğunu eve vardıkları zaman öğrenmeleri ise kötü bir sürpriz olarak karşılarına çıkacaktır. İspanya sineması, korku sinemasına farklı boyutlar getirmeye devam ediyor. Bu anlamda görüntülerini bütünüyle filmdeki kameraman Pablo’nun çekimlerinden izlediğimiz [Rec], Jaume Balaguero ve Paco Plaza'nın birlikte yazıp yönettiği, birçok organizasyondan ödüller ayrılmış dikkate değer bir korku/gerilim örneği. The Blair Witch Project ile ortaya çıkan, Cloverfield ve The Last Horror Movie gibi örnekleriyle de devamı gelen standart el kamerası çekimiyle çekilen film, yarattığı ürkütücü atmosfer ve özellikle gerilimin tavan yaptığı son 15 dakikasıyla klasikler arasına girmeye aday.


Karantina / 28
  • "bırakın izlemeyi bence bu filmi çekmek bile yürek istiyor olmalı. o son sahnelerde ortam zifiri karanlık. oldu da ekip arkadaşlarınız size orada bi şaka yapsa allah rahmet eylesin..."
  • "film insanı geriyor, inanılmaz hem de. son yarım saattir diken üstünde durmaktan kaslarım kasılmış yeni farkediyorum. filmi türkiye'de "ananı avradını" adıyla gösterseler yeridir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    erkek adam filmden korkmaz diyeni tam tekmil hizaya sokan, film denilemiyecek garip bir yapım...

    yönetmenini eğer olur da yarın bir gün yolda görürsem söylemek istediğim bir iki şey var kendisine;

    --- spoiler ---
    ne istedin kardeşim bizden?! kim verecek bu donun parasını?
    ---
    spoiler ---


    (loctavius - 29 Mayıs 2008 19:10)

  • comment image

    gerim gerim geren bir ispanyol filmi. son olarak yakın zamanda izlediğimiz cloverfield'da da kullanılan tek el kamerasıyla tüm filmi anlatma *tekniği kullanılmış. bir itfaiye ekibiyle heyecanlı saatler yaşamayı isteyen angela ve filmin en bahtsız oyuncusu kameraman pablo'nun isteklerinin hayli yükseğinde adrenalinle başbaşa kalmaları ve bizim de tüm yaşananları pablo'nun kamerasından izlememiz filmin özeti. tüm kanlı sahneler oldukça gerçekçi, makyaj olarak büyük iş başarılmış. ordan burdan zınk diye çıkan zombiler izleyeni koltuktan zıplatıyor.

    --- spoiler ---

    hele çatı katında ortaya çıkan çocuk ebemi sikti afedersiniz. lan olum öyle ani çıkılır mı, götümüz uçukladı sayende. bir de arkadaş zombilere yem olmaktansa yırtar o naylon örtüyü askeriyenin kollarında ölürüm daha iyi. hiç bir güç beni o apartmanda tutamaz valla. insan yiyor olum adamlar insan, durulur mu orda?

    ---
    spoiler ---

    imdbye göre filmin devamı da çekiliyor. [rec] 2 adıyla görünen film için (bkz: http://www.imdb.com/title/tt1245112/)


    (crowley - 22 Eylül 2008 00:27)

  • comment image

    korku filmiyle pek arası olmayan bir adam olarak gayet beğendiğim film.

    --- spoiler ---

    filmin finaliyle ilgili bir yanlış anlama var sanırım. filmin finali bence çok açık ve güzel bağlanmış, kafada hiçbir soru işareti bırakmıyor. çatı katındaki dini motifler ve açıklamalar olayın şu şekilde olduğunu anlatıyor. yaratık kızımız bu zombivari hastalığa yakalanmış. tedavi altına alınmaya çalışılmış ama bu mümkün olmamış. o sırada medya klasik olarak kızın içine şeytan girdiği yönünde exorcist vari haberler yapmış -bariz gönderme. bunun üzerine vatikan olaya eğilmiş. vatikana bağlı papaz/doktor karışımı bir adamımız vatikan yardımıyla kızı hastaneden kaçırmış ve apartmanın çatı katında tedavi girişimlerine başlamış. adamımız her ne kadar bilimsel bir çözüm arıyor olsa da dini referansları güçlü birisi olarak tanrının yardımını da bekliyor. ancak yaptığı çalışmalarda başarısız olmuş hatta belki de virüsün form değiştirmesine sebep olmuştur. bunun üzerine bu işin olmayacağına karar vererek kızı oraya hapsedip çıkmıştır-romaya gitmiş olabilir. bu esnada büyük ihtimalle yaşlı şişman teyzenin kedileri bir şekilde virüsü kapmış, onlardan da köpeğe geçmiştir. sonrası ise malum. bence yeterince tatminkar bir finaldi.
    ---
    spoiler ---


    (gcb - 25 Kasım 2008 12:07)

  • comment image

    bu filmin bende bıraktığı etkiyi anlatmak için biraz geriye gitmem gerekiyor:

    lisede, 10-12 kişilik bir yurtta kaldığım süre zarfında, korku filmi izlemek hayatımın çok önemli bir parçasıydı. dandik scream serisi, i know what you did last summer'lar, yüzyılın en kötü korku filmi 13 ghosts gibi oldukça başarısız ama yine de insanın bilinç altına işleyen bir sürü gerilim filmini sıradan izledim. sonrasında the exorcist yeniden gösterime girdi, üstüne bi porsiyon da the ring izledim. sonuç olarak 15-17 yaşları arasında tonla korku filmi izlemenin sonucu olarak, yurt odasından çıkarken koridoru sağlı sollu kolaçan etmeden adımını atamayan bir manyağa dönüştüm.

    sonrasında, yurt ortamının zaten insan psikolojisini yeterince yıprattığı sonucuna varıp, tüm gerilim filmleriyle ilişkimi kestim ve üniversite hayatım boyunca dark water (orijinal olan) ve 28 days later dışında sağlam bir gerilim izlemedim-izlememiştim (bi türlü mezun olamıyor olmam benim suçum değil)

    ta ki 5 gün önce i am legend'ı izleyene kadar... ben filmi "last man on earth.." filmi sanarken "..is not alone" kısmını kaçırmışım. sonra virüsler, yaratıklar.. filmde will smith'in sürünerek arabaya ulaşmaya çalıştığı o 2-3 dakikalık sahne... sırf o sahne beni yaratıklar dünyasına geri döndürdü. sevimli zombileri, infekte olmuş insan/yaratıkları ne kadar özlediğimi farkettim (canlarım benim). derin bir nefes aldım, böbreküstü bezlerimle bir adrenalin antlaşması imzaladım ve kaçırdığım gerilim filmlerini izlemeye koyuldum.

    hemen 28 weeks later'ı izledim. sonrasında dawn of the dead ve land of the dead geldi. kana, zombiye, virüse doymuş olmam gerekirdi, evet. ama "son yılların en iyi korku filmi, hem de ispanyol yapımı" diye öve öve bitirilemeyen rec'i izlemeden olmaz diye düşündüm. (ne uzattım di mi)

    (geçen hafta sinemada izleyelim mi diye soran arkadaşıma "ehuehe yav ispanyolca korku olmaz şimdi, como, bueno, para.... komik olur" demiş olduğumu da not düşeyim.)

    filmi izledikten sonraki düşüncem: rec, çok iyiydi ya! el kamerasının verdiği tekinsizlik hissi, -kameranın merceğine kısılıp kaldığımız için- yeterince klostrofobikken, zombileri de ekleyince ortaya çok sağlam bir gerilim filmi çıkmış. aynı reçete çok kötü çekilebilirdi, çok çok kötü oynanabilirdi ama film o kadar başarılı ki, neredeyse pablo'nun tüm film boyunca çektiği kaset gerçekmiş hissi veriyor. `olan oldu, ölen öldü, elimizde de bu kaset kaldı, halka sunalım madem` demişler gibi.

    --- spoiler ---
    dawn of the dead'in sonunda da kamera görüntülerine geçildiği anda yaşanan "bi pislik olacak.. olacak... evet oldu" hissini tüm filme yaymışlar. kamera, olayları anlatacak güvenli bir kaynağımız olduğuna göre tüm karakterlerin ölmesinde bir sakınca olmadığını, hatta hepsinin ölmesinin beklendiğini hissediyoruz her iki fimde de.

    rec'de, kameranın ve apartmanın yarattığı tedirginlik, ilk "hastayı" görmemizle tavan yapıyor. apartmana giren çıkanların çetelesini tutan şişman dul teyzemiz artık bir yaratık. o yüzden polis ve diğerleri onun saldırgan tavırlarını tehdit olarak görmüyor başta, teyzemizin sağlam et koparması gerekiyor ciddiye alınması için.

    ha sonra baya ciddiye alınıyor ve bir güzel vuruluyor. ama 10 dakika sonra cesedi bulunması gereken yerden kaybolunca "hah şimdi s.çtınız" dedirtiyor seyirciye. alıştık çünkü, "kafasına saldır, zombiler/yaratıklar kafadan öldürülür". pardon ama, nah öldürülürmüş onu gördük. o noktada ne pis bi film izlediğimin farkına vardım işte.

    sonrasında küçük kızın beklenilen değişimi gerçekleştiğinde kuduz yavru köpek sesleri çıkarması hem çok rahatsız edici hem de her küçük yaratık kadar ürperticiydi. annesi ayrı mevzu zaten. kamera bizim gözümüz olduğu için biz koşarak geçmeye çalışıoruz onun yanından. trabzanın üstünden atlasa çok rahat tutacak, aramızda 1 metre bile yok. kameradaki biz geçiyor yanından ama bana geç deseler, "yeter ben kaçmaya çalışmıyorum, al ye beni, sen de kurtul ben de kurtulayım" derdim heralde.

    benim en çok gerildiğim sahne, güvendiğimiz iri yarı itfaiyecinin de artık onlardan birine dönüşmüş olduğunu gördüğümüz sahneydi. biz hala avdık ama o artık avcıydı ve aramızda sadece bir kat vardı. hayatımda bu kadar seri küfrettiğimi hatırlamıyorum. ne pis bi sahneydi o öyle.

    son olarak, yaratığı gece görüş kamerasında gördüğümüz sahnede, pablo "sessiz ol" dediğinde nefesimi tutmadım diyen varsa yalan söylüyordur, arkadaşlığınızı kesin onunla.
    ---
    spoiler ---

    sonuç olarak bunca gerilim/korku filmi izlediğim bir hafta içinde, izlerken gerçekten gardımı alarak (yumruklarımı çene hizasında sıkarak) ve babanne modunda "kaç, koş, vur, bişe yap" diye yerimde kıvrandığım bir bu film vardı. 70 dakika olduğuna inanmak mümkün değil zaten, bana sorsan 3 saat kapalı kaldım yaratıklarla. öyle bir film işte.

    sırada resident evil serisi var... (ama şimdiden biliyorum, rec hepsini döver)


    (nevrotik pollyanna - 5 Aralık 2008 20:03)

  • comment image

    --- spoiler ---

    kaydedilmiş bir kaset izliyoruz havası şahane verilen bir film ama aklımın almadığı bir sahnesi var:
    angela, bir yerde "dur ben de bakayım" diyip kasedi geriye sarıyor, olayı yeniden izliyor; bu sırada bizim izlediğimiz görüntü de geriye sarılıp aynı sahneyi yeniden izliyoruz. bunun mantığını çözemedim.

    ---
    spoiler ---

    edit: gelen mesajlardan sonra daha net açıklamam gerekiyor derdimi: film adı üstünde "rec", yani kayıt. bizim izlediğimiz şeyler de kayıt olmalıdır. ama kasedin geriye sarıldığı anda kamera kayıt dışıdır ve bunun kasede yansımaması gerekir. kız kamerayı eline alıp kaydı durduğu andan itibaren bir sonraki sahneye atlaması gerekiyordu görüntünün.


    (rare - 6 Aralık 2008 01:46)

  • comment image

    bırakın izlemeyi bence bu filmi çekmek bile yürek istiyor olmalı. o son sahnelerde ortam zifiri karanlık. oldu da ekip arkadaşlarınız size orada bi şaka yapsa allah rahmet eylesin...


    (nedjohnlansen - 1 Temmuz 2009 01:36)

  • comment image

    bir arkadaşın, "yengenle korku filmi izleyecez. kız korkup bana sarılsın biraz. var mı güzel film?" cümlesi üzerine kendisine verdiğim film.

    ancak sonrasında gelen tepki: " lan sana kız korkup bana sarılsın dedik, kız korkup evden kaçtı ! "


    (terranigra - 2 Eylül 2010 05:27)

  • comment image

    film insanı geriyor, inanılmaz hem de. son yarım saattir diken üstünde durmaktan kaslarım kasılmış yeni farkediyorum. filmi türkiye'de "ananı avradını" adıyla gösterseler yeridir.


    (bu da gecer ya hu - 27 Ekim 2010 22:22)

Yorum Kaynak Link : rec