Süre                : 1 Saat 37 dakika
Çıkış Tarihi     : 24 Kasım 2000 Cuma, Yapım Yılı : 2000
Türü                : Komedi,Cinayet,Drama,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  The Kushner-Locke Company
Yönetmen       : Matthew Bright (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Matthew Bright (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Natasha Lyonne (IMDB), María Celedonio (IMDB), David Alan Grier (IMDB)(ekşi), Vincent Gallo (IMDB), April Telek (IMDB)(ekşi), Bob Dawson (IMDB)(ekşi), Jenn Griffin (IMDB), Max Perlich (IMDB)(ekşi), Michael T. Weiss (IMDB), Richard Hendery (IMDB), Alfonso Quijada (IMDB), Kendall Saunders (IMDB), Nicole Parker (IMDB), Amber Warnat (IMDB), Abel Urbina (IMDB), Chera Bailey (IMDB), Marc Baur (IMDB), Pat Waldron (IMDB), Tom Heaton (IMDB), Jo Bates (IMDB), Kevin Leslie (IMDB), John Landis (IMDB), Paul Bittante (IMDB), José Vargas (IMDB), Julia Ocenas (IMDB), Catlin Anderson (IMDB), Alieka Perreault (IMDB), Freda Perry (IMDB), Laurie Belle (IMDB), Joe Doserro (IMDB)

Freeway II: Confessions of a Trickbaby (~ Assassinas em Fuga) ' Filminin Konusu :
Freeway II: Confessions of a Trickbaby is a movie starring Natasha Lyonne, María Celedonio, and David Alan Grier. A teenage prostitute escapes from a juvenile prison with a 16-year-old serial killer and both go on a destructive road...


  • "cekildigini bilmek bile kendisinden daha cok dehset veren film. ilkine verdigim para icime oyle oturmustu ki hala unutamiyorum."
  • "ilk film neydi ve ne yaptı da cesaret alıp ikincisini çekmeye kalktınız diye sorulması gereken film"
  • "fragmanında gördüğüm en ilginç sahne şudur ki; "şeytandan kaçarak kurtulmaya çalışmak.." daha da bir şey demiyorum.."
  • "umarim ilk filmdeki gibi karakter sozlukten dabbe basligina bakmaz. zira butun gorecegi ne kadar begenilmeyen bi filmde oynadigi olacak."
  • "çok korkunç bir fragmana sahip film........türk sinemasının gitmekte olduğu yol açısından."




Facebook Yorumları
  • comment image

    cekildigini bilmek bile kendisinden daha cok dehset veren film. ilkine verdigim para icime oyle oturmustu ki hala unutamiyorum.


    (vinyl - 15 Ağustos 2009 23:30)

  • comment image

    fragmanında gördüğüm en ilginç sahne şudur ki; "şeytandan kaçarak kurtulmaya çalışmak.." daha da bir şey demiyorum..


    (susayaci - 6 Eylül 2009 20:57)

  • comment image

    şu ana dek çekimlerinde esrarengiz-açıklanamayan olaylar yaşanmaması (en azından bizim duymamamız) çok ilginç.

    yayınlanmasına yakın gazetelerde çıkacak haberler aşağıdaki gibi olacaktır muhtemelen;

    -dabbe 2 çekimlerinde bir kameraman intihar etti.
    -filmin çekimleri sırasında perdeler alev aldı.
    -oyunculardan birinin üstünden frenleri boşalan bir araba geçti.
    -dabbe 2 çekimleri sırasında bir şeytan ortaya çıkıp yönetmene orta parmak gösterdi..


    (avedis - 16 Ekim 2009 01:02)

  • comment image

    + abi gözünü seveyim bak teey japonyalardan takdir almış adamım, yönetmenlik hayatıma acı abi!!!
    - sus lan çekeceksin ikincisini...
    + abi kulun köpeğin olayım, aleme makara oldum.
    - tamam ulan 2 yeter demiştim, dabbe 5'e kadar çekeceksin muhahahah*
    + uhuhuhhuhu.

    - götürün bunu; ferdiyi* getirin. ona da maskeli beşler'in yenisini çektirecem. bitirecem ülen türk sinemasını...


    (kadim kishi - 13 Kasım 2009 13:59)

  • comment image

    umarim ilk filmdeki gibi karakter sozlukten dabbe basligina bakmaz. zira butun gorecegi ne kadar begenilmeyen bi filmde oynadigi olacak.


    (durum serserisi - 9 Aralık 2009 05:47)

  • comment image

    film dükkanının korku filmi reyonunda büyümüş bir insan olarak ne hasan karacadağ'ın mistik korkusuna ne de diğer sinema müteşebbislerine önyargı ve küçümseme ile yaklaşmam mümkün. bu yüzden "sıcak yatağından yazmak kolay" klişesi ile bertaraf edilirsem hüzünbaz olur, duygu sellerinde boğulurum. bakın baştan basın açıklamamı yapıyorum, sonra bir yanlış olmasın.

    öncelikle başlangıçtaki uzun tebliğ sahnesi hoşuma gitti. "bu parşömende yazılanları paylaşmak kurtuluşunuza vesile olur" tarzı lafları bazı esprili arkadaşlar gibi "aha lan resmen forward mail çağrısı yapıyor adam!" diye nitelendirmedim. yalnız buna ilaveten bir iki sahne hariç geri kalanların oldukça başarısız olduğunu itiraf etmeliyim.

    sahnelerin başarısız olmasının başlıca sebepleri kötü yazılan diyaloglar ve vasatın altındaki oyunculuklar. ben yönetmenin mizansen korkusuna sırtını dayamasını takdir ediyorum ve amaca uygun buluyorum fakat en kısa diyalogda bile çarpıklıklar göze batıyorsa orada bir duracaksın! ben demiyorum ki adam woody allen gibi takılsın, ama bir orta üstü seviye, seyirciyi filmde tutmak için elzemdir. gerekiyorsa diyalog yazarları ile çalışılmalı ve bu aksaklığın önüne geçilmeli. ikincisi gerçekten de oyunculuk vahim bir durumda bu filmde. klişe yağması olan amerikan teen slasher'lerinin özensizce seçilen cast'ları bile bundan çok daha başarılı. eğer amatör kişileri oynatacaksanız sorumluluk sizindir. onları yönetemezseniz ortaya oyunculuk açısından böyle bir facia çıkar. bu kaçınılmazdır.

    roger corman'ın üç beş günde çektiği filmler bile daha derli toplu açıkçası. ilk filmdeki ürkütücülüğünü de kaybetmiş olan karacadağ'ın filmi korkunun kaynağı olarak da lost neslinin ancak gülebileceği black smoke'u seçince bu sefer daha ağır çuvallamış. isyankar kız, kız ve üvey anne çekişmesi vs gibi konseptleri yeterince başarılı kullanamamış ve yine aynı derecede başarısız finali ile de maalesef ki çıtanın çok altında kalmış.
    ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, godard'ın jump cut'larından yola çıkarsak bu filmi o açıdan da eleştirmeliyiz. ha coen'lerden yola çıkarsak vavien'i de eleştirmeliyiz. hani karıştırmayalım diyorum muhteremleri ama bizim de çıkmamız lazım bu yola.

    üzgünüm ama beklentinin altında kalıyor dabbe 2. yine de gitmek isteyen gidiversin, sevgilisiyle falan gitsin sıkılmasın. bazıları filmden sonra "arada gösterilen recep ivedik 3 fragmanı kadar komik değildi , eki eki .." diyebilir. onları palmiye gövdesi ile falakaya yatırmayı düşünüyorsanız "bence şahane idi" diyenleri de es geçmeyin zira onlar da dayağı hak ediyorlar, esirgemeyin.


    (setheleh - 27 Aralık 2009 21:30)

  • comment image

    önyargı elbette kaka bişey ama hama da olgun demek ayıptır. sinemada bunu izlerken gülenleri ayıplayacağımıza belki de elindeki orjinal sayılabilecek fikri gülünç hale düşüreni düşünmeliyiz.

    filmi nerden tutarsanız ordan elinizde kalıyor. ne oyunculuk ne diyalog ne de dekor var. bir villaya 5 birbirinden duygularının bile farkında olmayan elemanı koyup karanlıkta çığlık attırmaca olmuş tema. korkuyu yaratacak tek unsur olarak düşünülen sesler ve kara duman ise bildiğin yapmacık, yüksek sesle biri messenger'ınızı titrettiğinde ne kadar korkarsanız o kadar korkuyorsunuz bu filmde de...

    hasan karacadağ'ın iddaa ettiği gibi bir marka* olması için önce iddaa ettiği şeyi ucundan da olsa başarabilmesi gerekiyor. sağdan soldan duman saçarak "bö" dedirtmekle refleks korkusu yaratmak yemiyor... ayrıca, "hasan karacadağ türkiye'de korku sineması kültürü oluşturuyor!", "japon korku sineması akımının türkiye'deki temsilcisi!", "tamam eksikleri var ama sesleri harika kullanmış be hacı!" diyen arkadaşlar önce bi akira yamaoka'nın sesleri nasıl kullandığına baksınlar bence...


    (the angevil - 31 Aralık 2009 18:21)

  • comment image

    hasan karacadağ'ın en büyük hatası kendini ve filmlerini çok ciddiye alması. bir türk-islam korku filmi janrı yaratacağım diye derin bir kuyuya düştükçe düşüyor. dabbe 2 de bunun en büyük kanıtı. film daha başlarken kendi imzasıyla bazı bünyeleri etkileyebileceğini söylüyor bu yapıtının. oysa ki kulak zarım dışında bir şeyi etkilemesi mümkün değil bu piyesin. filmin sitesine de baksanız bu ciddiye alma işinin sonuçlarını görürsünüz. yorumlar filmden daha da beter.

    http://www.dabbe2.com/yorumlar.html

    kısaca içimdekileri döktüğüm yazı: http://www.otekisinema.com/2010/01/06/dbbe-2-2010/


    (asden - 5 Ocak 2010 09:30)

Yorum Kaynak Link : dabbe 2