Süre                : 1 Saat 40 dakika
Çıkış Tarihi     : 13 Mart 1992 Cuma, Yapım Yılı : 1992
Türü                : Drama,Komedi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Orion Pictures
Yönetmen       : Howard Deutch (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Ron Cutler (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Ray Liotta (IMDB)(ekşi), Kiefer Sutherland (IMDB), Forest Whitaker (IMDB), Lea Thompson (IMDB)(ekşi), John C. McGinley (IMDB)(ekşi), John Mahoney (IMDB), Keith David (IMDB)(ekşi), Kathy Baker (IMDB), Eli Wallach (IMDB), Noble Willingham (IMDB), Julie Bovasso (IMDB), Troy Evans (IMDB), Lynne Thigpen (IMDB), Jeffrey Tambor (IMDB), Leo Burmester (IMDB), Ernest Abuba (IMDB), Rutanya Alda (IMDB), Michele Little (IMDB), Emily Houpt (IMDB), Mark Lowenthal (IMDB), Cheryl Collins (IMDB), Sherry Roulette-Mosely (IMDB), Donna Thomason (IMDB), Brenda Varda (IMDB), Barbara Houston (IMDB), Karon Wright (IMDB), Rick Reed (IMDB), Jeff Reiland (IMDB), T. Max Graham (IMDB), Douglas Dirkson (IMDB), Ed Autry (IMDB), Meyer L. Goldman (IMDB), Vince Melocchi (IMDB), Ted Shonka (IMDB), Gwendolyn Shepherd (IMDB), Bonita Hanson (IMDB), Kathleen Bergman (IMDB), Davenia McFadden (IMDB), James Medina (IMDB), Rodney McCay (IMDB) >>devamı>>

Article 99 (~ 99-es paragrafus) ' Filminin Konusu :
Kansas City'de sadece eski askerlere hizmet veren bir hastanede, doktorlarla hastaların yönetime ve bürokrasiye karşı verdikleri amansız mücadeleyi anlatan film, Hastanenin başhekimi Dr. Dreyfoos ve Dr. Krutz, 99 numaralı bir kanun maddesini kullanarak hastaların bakımlarını engellemektedir. Sonunda hastalarla doktorlar bürokrasiyi yenmek için karşı mücadeleye geçerler.


  • "afet inan in " sartlari hazirlayanlarin elinde catlak bir vazoydu, turk un elinde dagildi " dedigi antlasma."
  • "osmanli tarihinde yürürlüğe girmeyen - yerine yeni anlaşmalar imzalanan - 2 anlaşmadan biridir. diğeri için (bkz: ayastefanos antlaşması)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    (bkz: #12014629)

    kesim ii.

    genel ilkeler.

    madde 414.

    bağıtlı yüksek taraflar, ücretle çalışan işçilerin fizik, moral ve düşünsel yönlerden iyi durumda bulunmalarının, uluslararası bakımdan temel önemde olduğunu kabul ederek, bu yüksek amaca ulaşmak için, milletler cemiyeti örgütüne bağlı olmak üzere, birinci kesimde öngörülen sürekli örgütü kurmuşlardır.

    bağıtlı yüksek taraflar, iklim, görenek, ekonomik olanak ve endüstriyel gelenek başkalıklarının, çalışma koşullarında kesin bir tekdüzenin hemen sağlanmasını güçleştirdiğini kabul etmektedirler. ancak, bağıtlı yüksek taraflar, emeğin yalnız bir ticaret nesnesi biçiminde sayılmaması gerektiği kanısından esinlenerek, çalışma koşullarının düzenlenmesi için, bütün endüstriyel toplulukların içinde bulundukları özel durumların elverdiği ölçüde uygulamaya çaba göstermeleri gereken birtakım yöntemler ve ilkeler bulunduğu görüşündedirler.

    bu yöntemler ve ilkeler arasında, aşağıda yazılı olanlar. bağıtlı yüksek taraflara özel ve ivedi bir önemde görünmektedir:

    1. yukarıda belirtilen ve emeğin yalnız bir mal ya da ticaret nesnesi sayılmamasını isteyen ana ilke.

    2. yasaya aykırı olmayan bütün konularda, gerek işçiler gerek işverenler için bir araya gelme hakkı.

    3. işçilere, içinde yaşadıkları zaman ve ülke anlayışına göre uygun sayılacak bir yaşam düzeyi sağlayacak bir ücret ödenmesi.

    4. sekiz saatlik gün ya da 48 saatlik haftanın henüz sağlanmadığı ülkelerde, bunun, ulaşılması gereken bir amaç olarak kabulü.

    5. olabildiğince, pazar gününe rastlamak üzere, en az yirmi dört saatlik bir hafta
    dinlencesinin kabulü.

    6. çocukların çalıştırılmasının yasaklanması ve her iki cinsiyetten gençlere eğitimlerini sürdürmeleri ve fizik gelişmelerini sağlamak olanağını vermek için, onların çalışmalarının gerekli olan kısıtlamalara bağlı tutulması.

    7. eşit değerde bir iş için, cinsiyet farkı gözetilmeksizin, eşit ücret ilkesi.

    8. her ülkede çalışma koşullan konusunda konulan yasal kurallar, bu ülkede yasalara uygun olarak oturmakta olan bütün işçiler için adaletli bir ekonomik işlem sağlamalıdır.

    9. her devlet, işçilerin korunmasına ilişkin yasaların ve yönetim kurallarının uygulanmasını sağlamak için, kadınları da kapsayan bir denetim örgütü kuracaktır.

    bu ilkelerin ve yöntemlerin tüm ya da kesin olduklarını öne sürmemekle birlikte, bağıtlı yüksek taraflar o görüştedirler ki bu yöntemler ve ilkeler, milletler cemiyeti'nin politikasına kılavuzluk edebilirler ve milletler cemiyeti üyeleri olan endüstriyel topluluklarca kabul edilirlerse ve tüm olarak uygulanmaları uygun düşen bir denetim örgütünce tam bir biçimde sağlanırsa, dünya işçileri için sürekli iyilikler yaratabileceklerdir.

    b ö l ü m xiii.

    çeşitli hükümler.

    madde 415.

    türkiye, müttefik devletler ya da bunlardan kimileriyle başka herhangi bir devlet
    arasında, 26 şubat 1885 tarihli berlin ve 2 temmuz 1890 tarihli brüksel genel senetlerinde ve bunları tamamlayan ya da değiştiren sözleşmelerde ele alınan silâh ve ispirtolu maddeler ticaretiyle, öteki konulara ilişkin olarak yapılan ya da yapılacak olan sözleşmeleri tanımayı ve bunları kabul etmeyi yükümlenir.

    madde 416.

    bağıtlı yüksek taraflar, 17 temmuz 1918'de, fransa cumhuriyeti hükümeti ile altes monako prensi arasında imzalanan ve fransa ile prensliğin ilişkilerini saptayan andlaşma konusunda bilgi edindiklerini ve bunu tutanağa geçirdiklerini bildirirler.

    mdde 417.

    işbu andlaşma hükümleri saklı kalmak üzere, türkiye, hiçbir müttefik devlete karşı, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak, işbu andlaşmanın yürürlüğe konmasından önceki hiçbir olay nedeniyle, hiçbir para isteminde bulunmamayı yükümlenir. işbu hüküm, ilgilileri kim olursa olsun, bundan böyle ortadan kalkmış bu tür bütün istemlerden tam ve kesin vazgeçme anlamını taşımaktadır.

    madde 418.

    türkiye, müttefik devletler ganimet mahkemelerinden herhangi birince, osmanlı gemilerine ve osmanlı mallarına ilişkin olarak verilmiş her türlü kararlar ve buyruklarla, bu mahkemelerin giderlerine ilişkin bütün kararları ve buyrukları geçerli ve uyulması zorunlu kabul eder, ve bu kararlarla buyruklara karşı, uyrukları adına hiçbir istemde bulunmamayı yüklenir.

    müttefik devletler, saptayacakları koşullar altında, ganimet konusunda osmanlı mahkemelerinin kararlarını ve buyruklarını -bu kararlar ve buyruklar ister adı geçen devletlerin uyruklarının, ister tarafsız ülkeler uyruklarının haklarını etkilesin- incelemek haklarını saklı tutarlar. türkiye, sorunların dosyasını oluşturan bütün belgelerin örneklerini, verilen kararları ve buyrukları da içermek üzere, sağlamayı ve bunların sözü edilen incelenmesinden sonra yapılacak öğütlemeleri [tavsiyeleri] kabul edip yerine getirmeyi yükümlenir.

    madde 419.

    gemilerin ve yüklerin savaş sırasında batmasından doğan zararları enaz düzeye indirebilmek ve kurtarılabilecek gemilerin ve yüklerin ele geçirilmesini ve bunlara ilişkin özel istemlerin çözüme bağlanmasını kolaylaştırmak için, osmanlı hükümeti, savaş sırasında osmanlı deniz kuvvetlerince batırılan ya da hasara uğratılan gemiler konusunda müttefik devletler hükümetlerinin ya da uyruklarının işine yarayacak, elindeki bütün bilgileri vermeyi yükümlenir.

    madde 420.

    işbu andlaşmanın yürürlüğe konmasını izleyecek altı ay içinde, osmanlı hükümeti, müttefik devletler hükümetlerine, 29 ekim 1914'den bu yana, bu devletlerden ya da bu devletlerin uyruklarınca denetlenen her çeşit ortaklıkları ya da dernekleri de içermek üzereuyruklarından alınmış ganimetleri, arşivleri, tarihsel anıları ya da sanat yapıtlarını geri verecektir.

    bunların geri verilmesi, geri alacak hükümetlerce gösterilecek yerlerde ve koşullar içinde yapılacaktır.

    madde 421.

    işbu andlaşmanın yürürlüğe konmasını izleyecek oniki ay içinde, osmanlı hükümeti eski yapıtlara ilişkin şimdiki osmanlı yasalarını yürürlükten kaldıracak ve bunların yerine, bağlı ek'teki kurallara dayanan ve parlamentonun oyuna sunulmazdan önce maliye komisyonunun uygun bulmasına sunulması gerekecek ve osman h hükümetince bütün uluslar arasında tam eşitlikle uygulanmasının sağlanacağı yükümlenecek, yeni yasalar çıkartılması için gerekli önlemleri alacaktır.

    ek

    1. "eski yapıt"* 1700 yılından önceki her çeşit yapıt ya da insan emeği ürünü anlamına gelir.

    2. eski yapıtların korunması yasaları korkutucu olmaktan çok, özendirici yöntemleri üstün tutmalıdır. 5. paragrafta sözü edilen izni elde etmeksizin bir eski yapıt bulup da, bu buluşunu yetkili osmanlı bakanlığının bir görevlisine bildiren her kişiye, buluşunun değeriyle orantılı parasal bir ödül verilmelidir.

    3. yetkili osmanlı bakanlığı almaktan vazgeçmedikçe, hiçbir eski yapıt bu bakanlıktan başkasına aktarılamaz.hiçbir eski yapıt sözü edilen bakanlıktan izin belgesi alınmaksızın ülke dışına çıkartılamaz.

    4. kötü niyetle ya da savsaklama sonucu, bir eski yapıtı yok eden ya da ona zarar veren kişiye saptanacak bir ceza verilecektir.

    5. yetkili osmanlı bakanlığının izin belgesini taşıyanlar dışında, eski yapıt bulmak
    amacıyla toprak açmak ya da kazı yapmak yasaktır ve para cezası gerektirir.

    6. tarih ya da arkeoloji bakımından önemli görülebilecek alanların geçici ya da sürekli olarak kamulaştırılmasına olanak verebilecek, hakgözetirliğe uygun koşullar saptanacaktır.

    7. kazı yapmak izni yalnız yeterli arkeoloji deneyi olduğu konusunda güvence gösteren kişilere verilecektir. bu izinleri verirken, osmanlı hükümeti, geçerli neden olmaksızın, hiçbir ulusun bilginlerini izinden yoksun kılacak biçimde davranmayacaktır. kazıdan elde edilecekler, kazıyı yapan kişi ile osmanlı bakanlığı arasında, bakanlığın saptayacağı oranda bölüşülecektir. bilimsel nedenlerle, bölünme olanak dışı görülecek olursa, bulana, kazıdan elde edilenin bir bölümü yerine, hakgözetirliğe uygun bir ödence [tazminat] verilmesi gerekecektir.

    madde 422.

    bugün türkiye'nin bir parçası olmaktan çıkmış bulunan topraklardan, l ağustos 1914'den sonra alınmış din, arkeoloji, tarih ya da sanat önemi olan bütün nesneler, işbu andlâşmanın yürürlüğe konmasını izleyen oniki ay içinde, osmanlı hükümetince, sözü edilen nesnelerin alındığı toprağın hükümetine geri verilecektir.

    bu nesneler özel bir kişinin mülkiyetine geçmişse, bu maddede öngörülen yükümlülüğü yerine getirmek için, kamulaştırma yoluyla ya da başka bir yolla, gerekli önlemleri almak osmanlı hükümetine düşecektir.

    işbu andlaşmanın yürürlüğe konmasını izleyecek altı ay içinde, bu madde gereğince geri verilecek nesnelerin dizelgeleri [listeleri] ilgili hükümetlerce osmanlı hükümetine verilecektir.

    madde 423.

    osmanlı hükümeti, şu anda elinde bulunan, istanbul'daki rus arkeoloji ensti-tüsü'nün kitaplığın i kitapları, belgeleri ve elyazmalarını saklamayı ve müttefik devletlerin, rusya'nın haklarını korumak üzere, belirtmek hakkını saklı tuttukları makama vermeyi yükümlenir. o zamana kadar, osmanlı hükümeti, müttefik devletlerden herhangi birince resmen yetkili kılınmış her kişinin, sözü geçen kitaplara, belgelere ve elyazmalarına özgürce başvurabilmesini sağlayacaktır.

    madde 424.

    işbu andlaşma yürürlüğe girer girmez, türkiye, kendisinden ayrılan toprakların sivil, asker, maliye, adalet ya da başka yönetimlerinin arşivlerini, kütüklerini [defterlerini], plânlarını, senetlerini ve her çeşit belgelerini, ilgili hükümetlere vakit geçirmeden verecektir. bu belgeler, arşivler, kütükler, senetler ya da plânlar başka yere kaldırılmışsa, ilgili hükümetin istemesi üzerine, türkiye bunları geri verecektir.

    birinci fıkrada sözü edilen arşivler, kütükler, plânlar, senetler ve belgelerden askerî nitelikte olmayanlar, aynı zamanda osmanlı yönetimlerini de ilgilendirmekteyse ve, bu yüzden, bunların sözü edilen yönetimler zarara uğratılmaksızın verilmesi olanağı yoksa, türkiye, karşılıklı olma koşuluyla, ilgili hükümetlere bunların içeriğini bildirmeyi yükümlenir. 1912'den sonra yunanistan'a geçirilen osmanlı imparatorluğu bölgelerindeki taşınmaz mallara ilişkin olup da, boşaltma sırasında osmanlı makamlarının götürdükleri ya da götürmüş olabilecekleri yerel tapu kütükleriyle öteki kamusal kütükleri yunan hükümetine geri vermeyi osmanlı hükümeti özellikle yükümlenir.

    bir ya da birkaç kütük defterinin yitirilmiş olması yüzünden ya da başka bir nedenle geri verilmesi olanağı bulunamayacak olursa ve yunan makamlarına sunulan senetlerin doğrulanması bakımından bunların incelenmesi gerekiyorsa, yunan hükümetinin istanbul'daki merkez tapu kütüğünden [sicilinden] gereken yazıların örneklerini almaya hakkı olacaktır.

    madde 425.

    işbu andlaşma uyarınca türkiye'den ayrılan topraklar üzerinde yetkesini [otoritesini] kullanan ya da işbu andlaşma gereğince şimdiki statüsünü türkiye'nin tanıdığı hükümetlere, karşılıklı olma koşuluyla, osmanlı hükümeti, sözü geçen topraklardaki vakıf yönetimine ilişkin ya da bu topraklarda yerleşmiş kişilerin ya da kurumların ilgilendikleri –bulundukları yerler nerede olursa olsun- özel vakıflara ilişkin her türlü arşivlere ve belgelere aşvurabilmelerini sağlamayı yükümlenir.

    madde 426.

    30 ekim 1918'den, iii. bölümün (siyasal hükümler) 136. maddesinde öngörülen yeni yargı rejiminin yürürlüğe girmesine kadar, müttefik devletlerden herbirinin bir yargıcınca ya da mahkemesince türkiye'de verilmiş olan kararları osmanlı hükümeti tanıyacaktır; gerektiğinde, bunların yerine getirilmesini sağlamayı bu hükümet [osmanlı hükümeti] yükümlenir.

    madde 427.

    iii. bölümün (siyasal hükümler) 46. maddesi hükümleri saklı kalmak koşuluyla, türkiye, 27. maddede tanımlanan sınırlar içindeki toprakları bakımından, istanbul üksek sağlık kurulunca [sıhhiye meclis-i âlisi'nce] ya da bu kurulun yönetimi altındaki osmanlı sağlık yönetimince daha önce ele alınmış herhangi bir soruna ilişkin olarak müttefik devletlerce, gerektiğinde başka devletlerle de anlaşarak, alınmış bütün kararları kabul etmeyi ve bunların yürütülmesi için işbirliğinde bulunmayı yükümlenir.

    madde 428.

    işbu andlaşma gereğince türkiye'den ayrılan topraklar ile, işbu andlaşma gereğince türkiye'nin egemenliği altından çıkan topraklar bakımından, türkiye, şimdiden, istanbul yüksek sağlık kurulunca ya da bu kurulun yönetimi altındaki osmanlı sağlık yönetimince, ya da iskenderiye denizcilik ve karantina sağlık kurulunca daha önce ele alınmış herhangi bir soruna ilişkin olarak müttefik devletlerce, gerektiğinde başka devletlerle de anlaşarak, alınmış, aşağıdaki bütün kararları kabul etmeyi yükümlenir.

    bir önceki fıkrada sözü edilen ilkeler şunlardır:

    a) türkiye'den ayrılıp müttefik devletlerden birinin denetimi altına konulan topraklarda ilgili müttefik devlet -ister egemen devlet, ya da mandataire, ya da koruyucu olarak, isterse sözü geçen toprakların yönetiminden sorumlu devlet olarak davransın- uluslararası sağlık sözleşmeleri hükümlerine uyarak, kendi karantina istasyonlarını kurmakla ve bunları yönetmekle yükümlü olacaktır.

    b) hicaz'da hac sağlık denetimine ilişkin olarak, istanbul yüksek sağlık kurulu, ya da osmanlı sağlık yönetimince, ya da yönetimleri altında, ya da iskenderiye denizcilik ve karantina sağlık kurulunca alınan önlemler, bundan böyle, bu önlemlerin uygulanması için gerekli karantina istasyonlarıyla sağlık kurumlarının bulunduğu toprakların egemenliği, mandat'sı, koruyuculuğu ya da sorumluluğu altında bulundukları müttefik devletçe alınacaktır. bu önlemler, uluslararası sağlık sözleşmeleri hükümlerine uygun olacak ve uygulamada tam bir tekdüzen sağlamak için, hac ziyaretlerinin denetlenmesiyle ilgili her bir müttefik devlet, milletler cemiyeti'nin denetimi altında bulunacak bir hac ziyaretleri karantina eşgüdüm [koordinasyon] komisyonunda temsil edilecektir.

    madde 429.

    bağıtlı yüksek taraflar, sonradan aykırı bir hüküm konmadıkça, işbu andlaşma ile kurulan her komisyonun başkanının, oynların eşit bölünmesi durumunda, ikinci bir oy kullanma hakkı olacağını kabul ederler.

    madde 430.

    işbu andlaşmada tersine bir hüküm yoksa, işbu andlaşmanın kimi devletleri ilgilendiren belirli bir sorunun ilgili devletler arasında yapılacak özel bir sözleşme ile çözülmesini öngördüğü durumlarda, bu konuda çıkacak güçlüklerin, türkiye milletler cemiyeti'ne üye olarak kabul edilinceye kadar, başlıca müttefik devletlerce çözüme bağlanacağı bağıtlı yüksek taraflar arasında kararlaştırılmıştır.

    madde 431.

    işbu andlaşmanın özel hükümleri saklı kalmak koşuluyla, ve işbu andlaşmanın yürürlüğe konmasından başlayarak altı aylık bir sürenin bitiminde, osmanlı yasalarının osmanlı hükümetince işbu andlaşmaya uygun olarak değiştirilmiş olması ve değişmiş tutulması gerekecektir.

    aynı süre içinde, işbu andlaşmanın hükümlerinin yürütülmesine ilişkin bütün
    yönetimsel ve başka önlemlerin osmanlı hükümetince alınmış olması gerekecektir.

    madde 432.

    işbu andlaşmanın uygulanmasına doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak ilişkin her konuda, türkiye, çoğunluk kararıyla davranan milletler cemiyeti konseyinin gerekli göreceği her türlü soruşturmayı kabul etmekle yükümlü kalacaktır.

    madde 433.
    bağıtlı yüksek taraflar, rusya'ya, milletler cemiyeti'ne üye kabul edilir edilmez, başlıca müttefik devletler ile rusya'nın, aralannda anlaşacakları koşullar içinde ve işbu andlaşma ile kendisine kesinlikle tanınan haklara zarar verilmeksizin, işbu andlaşmaya katılma yeteneğini tanımayı kararlaştırmışlardır.

    fransızca, ingilizce ve italyanca yazılmış olan işbu andlaşma onaylanacaktır. anlaşmazlık durumunda, fransızca ve ingilizce metinlerin eşit değerde sayılacağı i. bölüm (milletler cemiyeti misakı) ile xii. bölüm (çalışma) dışında, fransızca metin geçerli olacaktır.

    onama belgeleri olabildiğince en kısa süre içinde paris'te sunulacaktır.

    hükümet merkezleri avrupa dışında olan devletler, onamalarının yapıldığını paris'teki diplomasi temsilcileri aracılığıyla, fransa cumhuriyeti hükümetine bildirmekle yetinmeye yetkili olacaklar ve bu durumda, onama belgelerini olabildiğince erken ulaştıracaklardır. andlaşma, bir yandan türkiye ile, öte yandan başlıca müttefik devletlerden üçünce onaylanır onaylanmaz, onama belgelerinin bir ilk sunuş tutanağı düzenlenecektir.

    bu tutanak tarihinden başlayarak, andlaşma, onu böylece onaylamış olacak bağıtlı yüksek taraflar arasında yürürlüğe girecektir.

    işbu andlaşmada öngörülen bütün sürelerin hesaplanmasında, bu tarih, andlaşmanın yürürlüğe konma tarihi sayılacaktır.

    bütün öteki bakımlardan, andlaşma, her devlet için, bu devletin onama belgesinin sunulma tarihinde yürürlüğe girecektir.

    fransız hükümeti, onama belgelerini sunuş tutanaklarının doğruluğu onaylanmış birer örneğini bütün imzacı devletlere teslim edecektir. bu hükümlere olan inançla, yukarıda adları belirtilen tamyetkili temsilciler, işbu andlaşmayı imzalamışlardır.

    sevres'de, on ağustos bin dokuz yüz yirmi tarihinde, tek bir nüsha olarak
    düzenlenmlştlr; bu nüsha fransa cumhuriyeti hükümetinin arşivlerine konulacak ve bu
    hükümet, imzacı devletlerden herbirine, bunun, doğruluğu onaylanmış birer örneğini verecektir.

    (l.s.) george grahame.
    (l.s.) george h. perley.
    (l.s.) andrew flsher.
    (l.s.) george grahame.
    (l.s.) r. a. blankenberg.
    (l.s.) arthur hlrtzel.
    (l.s.) a. mlllerand.
    (l.s.) f. françois-marsal.
    (l.s.) jules cambon.
    (l.s.) paleologue.
    (l.s.) bonin.
    (l.s.) marietti.
    (l.s.) k. matsui.
    (l.s.) a. aharonlan.
    (l.s.; j. van den heuvel.
    (l.s.) rolln jacquemyns.
    (l.s.) e. k. venîselos.
    (l.s.) a. romanos.
    (l.s.) maurlce zamoyski.
    (l.s.) erasme piltz.
    (l.s.) affonso gosta.
    (l.s.) d. j. ghika.
    (l.s.) stefan osusky.
    (l.s.) hadi.
    (l.s.) dr. riza tewfik
    (l.s.) rechad haliss.
    {mühür yeri" anlamına "locus sigilli" sözcüklerinin kısaltılıp}

    http://sam.baskent.edu.tr/belgeler/sevres_tr_.pdf adresinden alınmuştır.

    sürekli dip notlar vardır. dip notların sonunda ise (çevirenler) imzası atılmıştır. buradan anlaşılmaktadır ki çeviri bir ekip tarafından yapılmıştır. bu ekibe saygılar.

    dip notlardan anlaşıldığı kadarıyla çeviri ekibi bu metni çevirirken fransızca, ingilizce, italyanca metinleri çevirmekle yetinmemiş o dönemde yayınlanan matbaa-i amire, peyam-ı sabah ve konya metinlerini ayrıca, prof erim'in çevirdiği metni karşılaştırmışlar ve diğer çevirilerde olan eksiklikleri de belirtmişlerdir.

    bu metni buraya aktarırken çevirenlerin dip notlarını {} ile tırnak içine aldım. bir yerde de toplam tutmadı ben {{}} işaretini kullandım.


    (cay icte oyle git - 17 Aralık 2007 10:31)

  • comment image

    hic bir zaman tam olarak yururluge konulmamis antlasmadir. maglup devlet statusu ile bu antlasmayi imzalamaya zorlanan osmanli yonetimi, bir sonraki mucadeleyi ayakta kalarak sonuclandiran ankara yonetimi tarafindan dusurulunce, yeni hukumet ile sevres yerine lausanne antlasmasi imzalanmisir.

    uc hafta ust uste aslinda fazla birsey yazmadan yazi dizisi doseyenler ile zaman kaybetmeden kendi arastirmanizi yapin. merak etmeyin, meb disinda da konu ile ilgili (ozellikle dis kaynakli) cok sayida yapit var.

    okumaniz gereken asil analiz su:

    'the east after lausanne' - arnold toynbee, eylul 1923 (foreign affairs).

    yukaridaki analiz sevres ve lausanne sonrasi neredeyse gercek zamanli olarak kaleme alinmis. yazida her iki antlasma da karsilastiriliyor.

    yukaridaki yazi 'foreign affairs magazine' sitesinde pdf olarak $3'a satiliyor.

    giris ve satin alma linki icin:

    the east after lausanne

    bu arada, bir cok yonden sevres antlasmasi ile benzerlik gosteren versailles antlasmasinin almanya'yi 20 sene icinde ne hale getirdigine, fasizmi nasil korukledigine, ikinci dunya savasina kadar giden yolu nasil insa ettigine de bir bakin ve kendinize sorun... eger lausanne yerine versailles antlasmasinin benzeri olan sevres yururluge girse bu topraklarda neler olabilirdi? ornegi tarih sayfalarinda hazir...


    (whokares - 5 Ağustos 2012 07:10)

  • comment image

    gecenin şu vakti cahilleri ortaya çıkaran antlaşma. hemen sağ tarafta bulunan araştır kutucuğuyla kolayca ulaşabileceğimiz vikipedi'ye bakıyoruz, ne yazmışlar.

    sevr antlaşması, (fransızca: le traité de sèvres), i. dünya savaşı sonrasında itilâf devletleri ile osmanlı imparatorluğu hükümeti arasında 10 ağustos 1920'de fransa'nın başkenti paris'in 3 km batısındaki sevr (sèvres) banliyösünde bulunan seramik müzesi'nde (musée national de céramique) imzalanmış fakat uygulamaya konmamış barış antlaşmasıdır. antlaşma imzalandığı dönemde devam eden türk kurtuluş savaşı'nın sonucunda türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 temmuz 1923'te lozan antlaşması imzalanıp, uygulamaya konduğundan sevr antlaşması yürürlüğe girmemiştir.

    ayrıca bu antlaşma taaa orta okul dönemlerinde tarih dersi dönem ödevimdi. hakkında çok şey araştırmıştım. imzalanmadığını iddia edenler bir kütüphaneye gidip ansiklopedileri karıştırsınlar.


    (coder - 28 Ekim 2012 04:18)

  • comment image

    bir tarihçinin ( toynbee olması muhtemel) hakkında "avrupalılar için orta anadoluya sıkıştırılmış üç beş milyon türk'ün birkaç sene sonra tamamen ortadan kaldırılarak anadolu'nun temizlenmesini sağlamak işten bile olmayacaktı" yorumunu yaptığı antlaşma.


    (puura - 17 Mart 2013 16:25)

  • comment image

    son osmanlı meclisini padişah vahdettin kapattığı için saltanat şurası tarafından onaylanan ve altında padişahın imzası bulunan antlaşma. "türk halkının kabesi" olan büyük millet meclisi tarafından onaylanmadığı için yürürlüğe girmemiştir. bizim şakirtler sever sevr yalandı, bulutlar orduları yuttu falan....


    (jfc - 1 Nisan 2013 01:39)

  • comment image

    "sevr antlaşması, (fransızca: le traité de sèvres), i. dünya savaşı sonrasında itilâf devletleri ile osmanlı imparatorluğu hükümeti arasında 10 ağustos 1920'de fransa'nın başkenti paris'in 3 km batısındaki sevr (sèvres) banliyösünde bulunan seramik müzesi'nde (musée national de céramique) imzalanmış antlaşmadır."


    (cormisan - 1 Nisan 2013 01:42)

  • comment image

    vahdettin in üstün ve kıvrak zekasıyla imzalamayıp imzalamış gibi yaptığı bir yandan da "nasıl taşak geçiyoruz de mi şu ingilizlerle de mi panpa" diyerek ankara hükümetine göz kırptığı anlaşmadır.

    vahdettin in atatürk hakkında çıkardığı idam fermanı ve kuva-yi inzibatiye nin kurulması da zaten hep bu şakacı karakterinin bir ürünü..

    ah vahdettin seni hınzır!..


    (uc harflilerden - 1 Nisan 2013 02:37)

  • comment image

    vahdettin'in istanbul'daki osmanlı hükümeti tarafından imzalanmış, ankara'daki milli meclis tarafından münakaşa konusu bile edilmeden reddedilmiştir. atatürk sevr'den bir proje olarak bahsedip "bu proje, hiçbir müzakerenin mahsulü olmayıp itilaf devletleri tarafından yunan başbakanı mösyö venizelos’un da iştirakiyle tanzim ve vahideddin hükümeti tarafından 10 ağustos 1920 de imza edilmiştir. bu proje, tbmm’ce bir münakâşa konusu bile addedilmemiştir." sözleriyle açıklamıştır.

    senin osmanlının muktediri imzalamış mı paşam izmir'in yunanlılara bırakılmasını kabul eden projeyi? imzalamış. seninkilerin "aman imzalamazsak istanbul da elimizden gider baldırı çıplak gibi ortada kalırız" düşüncesine mustafa kemal "türk milletinin canına kast" olarak görmüş ve ona karşı savaşmıştır.

    osmanlı muktedirleri sevr projesi için o saltanat şurasında "bu proje milletin canına kast ediyor, asla kabul edemeyiz, gerekirse savaşırız, ölürüz ama kabul edemeyiz" dememiştir. veya akıllarına "mustafa kemal ve arkadaşlarına destek verelim, öleceksek şerefimizle ölelim" demek gelmemiştir. o saltanat şurasında toplanan 45 osmanlı yöneticisi milletin bağrına saplanacak olan bu hançere "evet" demiştir.

    örnekleyecek olursak, osmanlı iradesi izmir'i yunana bırakmayı kabul etmiştir.

    nihayetinde osmanlı'nın adı hıdır, elinden gelen budur. yani bozgunu kabul etmek ve milleti kuzey anadolu, yozgata sıkıştırıp bir kaç sene de orada yok edilmek. bunun da ötesinde, bu projeye karşı savaşanları bertaraf etmeye çalışmak. işte burada bir puştluk var.

    oyunu bozan mustafa kemal ve arkadaşlarıdır. atatürk gibi osmanlı vatandaşı olan ama teslimiyetçi osmanlı iradesinden bağımsız vatansever millici insanlar. osmanlı iradesi alın izmir yunanistan'ın olsun demiş işte. ulan adamlar bildiğin vermiş toprakları, tepe tepe kullansın yunanlılar der gibi. daha neyin savunmasını yapıyorsun a ibiş? projeyi onaylamayan tbmm, osmanlı iradesi, muktediri veya saltanatı mı? hayır. tam tersi. haklarında gene senin osmanlın tarafından ölüm fermanı çıkartılmış insanlar. siz değilsiniz yani o projeyi çöpe atan. siz o projeyi kabul eden iradesiniz. kapito?


    (puura - 1 Nisan 2013 12:57)

  • comment image

    şimdi habertürk'teki şu abuk sabuk tarih programında bir daha gösterdiler o meşhur haritayı. bu aralar kafam her daim kıyak olduğu için ilk defa şöyle bir alıcı gözle baktım haritaya. fena değilmiş aslında lan. yürürlüğe girmemesi kötü olmuş. misal konya ve kayseri'yi italyanlara veriyorlarmış. buralar akp'nin % 150 oy aldığı gereksiz yerler neticede. vermişken almasaydık bari diyorum. kalsaydı onlarda.


    (geven - 26 Mayıs 2013 00:42)

  • comment image

    düşünüyorum, eğer bu uygulansaydı ben nerede olurdum diye, haritaya bakıyorum, bizim artvin'i kimse almamış?? artık kimse istememiş mi, yoksa unutmuşlar mı, ne olmuş bilemiyorum, ama memleket hapır hupur bölüşülürken biz mik gibi kalmışız ortada, ermeniler bile almamış. ne biçim anlaşma yapıyonuz arkadaşım, koç gibi artvin'e bilecik muamelesi yapamazsınız, bu ney lan? demek ki anlaşma uygulansaydı, büyük ihtimalle biz artvinliler toplanıp, "madem kimse istemiyor, o zaman kendi bağımsız devletimizi kuralım" deyip büyük artvin sosyalist cumhuriyeti'ni ilan edecektik belki de. tarihi fırsatı kaçırmışız valla. bak, şimdi gerçekten üzüldüm işte uygulanmadığına.


    (geven - 26 Mayıs 2013 01:05)

  • comment image

    yezid aşığı kadir mısıroğlu, gençliği tarafından imzalanmadığı öne sürülen anlaşma... (allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın)

    sevr antlaşmasını osmanlı devleti adına imzalayanlar....

    bağdatlı mehmed hadi paşa (kendisi anlaşma zamanı maarif nâzırlığı görevindeydi yani hükumet üyesi)

    rıza tevfik bölükbaşı (kendisi anlaşma imzalandığı sıra şura-yı devlet reisi idi (danıştaya denk geliyor))

    reşat halis bey (kendisi bern büyük elçisi olmanın yanı sıra antlaşma için olağan üstü elçilik görevi verilmiştir.)

    anlaşmanın tam metni imzalayanlar bütün ülkeler dahil utah'da bulunan (abd) brigham young university kütüphanesinden ulaşılabilir...

    http://wwi.lib.byu.edu/….php/peace_treaty_of_sèvres

    bide haritalar ile birlikte yine imzalayanların içinde olduğu ingilizce metin ingiltere dış işleri bakanlığı tarafından pdf olarak yayınlanmakta

    http://treaties.fco.gov.uk/…ocs/pdf/1920/ts0011.pdf
    http://treaties.fco.gov.uk/…s/pdf/1920/ts0011-2.pdf
    http://treaties.fco.gov.uk/…s/pdf/1920/ts0011-1.pdf

    yine ingiltere dış işleri bakanlığına göre imzalanmıştır.

    http://treaties.fco.gov.uk/…eatyrecord.htm?tid=3914

    ayrıca yürülüğe girmediği yalandır. türkiye ile ilgili olmayan çoğu maddesi uygulanmıştır.
    örnek ermeni develti (ingiliz ulusal arşivinden)

    http://www.nationalarchives.gov.uk/…ts/armenian.htm

    anlaşmanın kabul edilmiş sayılması için devlet başkanı veya meclis onayı gerekmektedir ki ingiltere dış işleri bakanlığına göre onaylanmıştır. (bkz: padişah)(bkz: saltanat şurası)

    ittiahçılar felan diyecekler için hükumet 2.damat ferit paşa hükumeti...

    türk kurtuluş savaşı sonrası yürürlükten kaldırılmıştır... ancak lozan anlaşmasını yenilgi gibi göstermek isteyenlerin sokacak yer bulamadıkları minaredir bu antlaşma...

    kadir mısıroğlu gençliğine hitaben: ingilizceniz yoksa birine çevirtin... okumayı bilmeniz mucize ya a.q. neyse yinede bir deneyin.


    (the iii bob conqurer - 29 Ağustos 2013 13:06)

  • comment image

    lozan'da bilmem kaç milyon metrekare toprak kaybettik diyen güruhun hiç değinmediği antlaşma.

    bi de caps yapmışlar osmanlı'nın ulaştığı en geniş topraklardan oluşan bir harita, yanında lozan'da kaybedilen topraklar bu kadardı diye.

    olm çok cahiliz millet olarak yav.


    (dodger - 4 Mart 2015 03:59)

  • comment image

    nüfuz bölgeleri ile asıl sınırları karıştıranların çok olduğu bir antlaşmadır. 10 ağustos 1920'de imzalanmış antlaşmanın asıl haritası olan bu haritada görüyoruz ki;

    1) wilson tarafından belirlenen sınırlarla gereksizce büyütülmüş bir ermenistan.
    2) fırat ırmağının doğusunda, ermenistan-fransa ve ingiliz manda bölgeleri-iran tarafından çevrili olan, uygulandığı taktirde musul vilayetinin de dahil edileceği kürt özerk bölgesi(isterlerse 1 sene sonra bağımsız)
    3) adana ceyhan'dan başlayıp ağırlıkla düz şekilde gidip iran'da biten osmanlı güney sınırı.
    4) sadece akhisar'a kadar uzanan yunanistan izmir'i.
    5) askerin bulundurulamayacağı(!) kocaman bir marmara ve istanbul'un dışından başlayan yunan sınırı.

    bu antlaşmanın ölü doğacağı baştan belliydi. gerçekçi sebeplerine gelirsek;

    1) 1918 mondros ateşkesi ile osmanlı ordusunun silah bırakması gerekirken 1920 ağustos'unda bile ateşkesin yapılamaması. kazım karabekir'in komuta ettiği 15. kolordu dağıtılmamış; aksine ermenilere nazaran çok hazır durumdaydı. ağustos'ta başlayan çatışmalar eylül 20'sinde mustafa kemal'in emriyle kazım karabekir'in taaruzuyla şiddetlenmiş, 15. kolordu yerevan'a yürüme hazırlığı yaparken 18 kasım'da ateşkes yapılmıştı. ateşkesten 11 gün sonra sovyetler saldırıya geçmiş, ermeniler için çok ağır olan gümrü antlaşması(orn. ordunun sadece 1500 kişiyle sınırlandırılması) yerevan'ın türkler tarafından ele geçmemesi için 2 aralık 1920'de imzalanmış, akabinde 4 aralık'ta yerevan sovyetlere geçmişti.

    aynı senaryo bundan tam 21 sene sonra nazi almanya'sının 1 eylül'de saldırdığı polonya'ya sovyetlerin 17 gün sonra saldırıp polonya'yı el bebek gül bebek işgal etmesinde olacaktı.

    işgal gerçekleşirken ne sovyetlerin, ne de itilaf devletlerinin protesto etmemesi ilginçtir. ingilizlerin ırak'ta isyan bastırmaya uğraştmaları, çetelerin güneyde fransız kuvvetlerini dar etmesi, italyanların korkak tavırları ve ermenilerin 15. kolorduyu küçümsemesi ermeniler için ağır olmuştur.

    2) kürtler sevr'de kendilerine otonomi ve 1 sene sonra bağımsız imkanı verilmesine rağmen güneyde fransız kuvvetlerine bağlı ermeni tugayları ve kuzeylerinde intikam almayı bekleyen potansiyel büyük ermenistan yüzünden halihazırda mevcut ve hazır bulunan silahlı aşiretler şubat 1920'de ilk büyük kalkışmayla maraş'ı kurtarır. ardından urfa nisan 1920'de kurtulur. nisan 1920'de antep'te başlayan çatışmalar şubat 1921'de biter.

    3) sarpa saracaklarını anlayan itilaf devletleri sevr antlaşmasının revize edilmesi için ocak 1921'de çağrıda bulunur. ankara hükümeti ilkte teklifi reddeder ve savaşmaya devam eder. ankara'nın sonradan konferansa gitmesinin tek sebepi konferansta tanınmaktır.

    4) yunanistan saçma sapan bir halt yiyerek işgalde ilerlemeye başlamış ve gereğinden fazla alanı işgal etmişti. her ne kadar yunanistan kuvvetleri daha üstün olsa da ankara hükümetinin kurmayları osmanlı geleneğinden gelen, o zamanlara göre çok iyi yetiştirilmiş bir kadroydu. o kadro ve halkın üstün çabasıyla yunanlılar ters düz edilmiş ve kısa sürede izmir'e varılmıştı.

    5) eğer ki ankara hükümeti olmasaydı ve antlaşma uygulansaydı olabilecek senaryolardan biri büyük ermenistan'ın ve kürdistan'ın sovyetler tarafından bizzat ilhaki, belki anadolu ve boğazların da sovyetler tarafından ilhak edilmesidir. bu durumda itilaf devletleri dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olacaktı. bağımsız bir türkiye, sovyet güdümündeki bir minor asia'dan çok daha mantıklıydı.

    genel özet geçecek olursak 2 senedir ateşkese rağmen silah bırakmayan birlikler varken, yunanistan'a bir trakya ile izmir verirken çapsız ermenistan'a kocaman doğuyu bırakan vizyonsuz itilaf devletlerinin aymazlığı varken o antlaşma bir şekilde paçavra olacaktı. ankara hükümetinin gerçekçi ve akılcı planlamaları, iç savaştan yeni çıksa da rusya'yı kontrol altına alabilmiş, potansiyel müttefik olunabilecek sovyetlerle önceden diyalog kurarak bir büyük gücün ankara'nın yanına çekilmesiyle bu süreç daha da kısalmış ve daha iyi şartla lozan antlaşması imzalanmıştır. yunan'a atılan mermilerin yarısının sovyetlerden geldiği hesaba katılınca ve kafkaslarda onca sene süren savaş sonrasında bile dengenin iki devlet sayesinde kurulabilmesi, savaş sırasındaki bu dostluğun ne kadar önemli olduğunu kanıtlamaktadır.


    (svealand - 16 Nisan 2015 00:40)

  • comment image

    avrupa konseyi toplantılarında türkiye' nin kürt problemi konusu açıldığında, birtakım bakanların kalkıp "sevr' e göre zaten orda bir kürt devleti olmalı." diyebileceği kadar halen avrupalılar' ın kafasında yürürlükte olan, belki de kuyruk acısındandır bilinmez, halen gündeme sanki bir dayanak noktasıymış gibi getirmekten çekinmedikleri, övündükleri sözde medeniyetlerinden utanmadıkları, bugünkü uluslararası hukuka göre bir devlete dayatılması dahi suç olabilecek, avrupa' nın utanması gereken antlaşmadır..


    (tybalt - 23 Nisan 2006 02:36)

  • comment image

    batı ikiyüzlülüğünü en derinden hissettiğimiz şu günlerde maddelerinin, özellikle bazı kısımlarının tekrar tekrar okunması gereken geçersiz anlaşma.

    --- spoiler ---

    madde 88.

    türkiye, öteki müttefik devletlerin yapmış oldukları gibi, ermenistan’ı özgür ve bağımsız bir devlet olarak tanıdığını bildirir.

    madde 89.

    öteki bağıtlı yüksek taraflar gibi, türkiye ile ermenistan da, erzurum, trabzon, van ve bitlis illerinde, türkiye ile ermenistan arasındaki sınırın saptanması işini amerika birleşik devletleri başkanın hakemliğine sunmayı ve bu konudaki kararını olduğu kadar, ermenistan’ın denize çıkışı ile sözü geçen sınıra bitişik bütün osmanlı topraklarının askersizleştirilmesine ilişkin ileri sürebileceği bütün , hükümleri kabul etmeyi kararlaştırmışlardır.

    madde 90.

    89. madde uyarınca sinir saptanması, sözü geçen iller topraklarının tümünün ya da bir kesiminin ermenistan’a aktarılmasına yol açacak olursa, türkiye, aktarılan toprak üzerindeki bütün haklarından ve sıfatlarından, karar tarihinden başlamak üzere geçerli olarak, vazgeçtiğini şimdiden bildirir. işbu antlaşmanın, türkiye’den ayrılan topraklara uygulanacak hükümleri, o andan başlayarak, bu topraklara da uygulanacaktır.

    ermenistan’ın, kendi egemenliği altına girmiş topraklar nedeniyle üstlenmesi gerekecek, türkiye’ye ait malî yükümlülüklerin ya da hakların oranı ve niteliği, işbu antlaşmanın vııı. bölümünün (malî hükümler) 241. . maddesinden 244. maddesine kadarki maddeleri uyarınca saptanacaktır.

    işbu antlaşma ile çözüme bağlanamayan ve sözü geçen toprağın aktarılmasından doğabilecek bütün sorunlar, gerekirse, daha sonra yapılacak sözleşmelerle çözüme bağlanacaktır.

    madde 91.

    89. maddede belirtilen toprağın bir kesiminin ermenistan’a aktarılması durumun-da, sözü geçen maddede öngörülen karardan sonra üç ay içinde, ermenistan ile türkiye arasında, bu kararın ortaya çıkaracağı sınırı toprak [arazi] üzerinde çizmek için, kuruluş biçimi daha sonra saptanacak, bir sınırlandırma komisyonu kurulacaktır.

    madde 92.

    ermenistan’ın, azerbaycan ve gürcistan ile sınırları, ilgili devletler arasında, her biriyle ortaklaşa anlaşma yoluyla saptanacaktır.

    89. maddede öngörülen karar alındığında, ilgili devletler, iki durumdan birinde, sınırlarını ortaklaşa anlaşmayla saptayamamışlarsa, bu sınır, başlıca müttefik devletlerce saptanacak ve sınırın toprak [arazi] üzerinde çizilmesini de bu devletler yapacaklardır. .

    madde 93.

    ermenistan, ermenistan’da oturanların çoğunluğundan soy, dil ya da din bakımından ayrı olanların çıkarlarını korumak için, başlıca müttefik devletlerin gerekli görecekleri hükümleri, bunları bu devletlerle yapacağı bir antlaşmaya da geçirmeğe rıza göstererek, kabul eder.

    ermenistan, ayrıca, transit özgürlüğünü ve öteki ulusların ticareti için hak gözetir bir rejimi korumak üzere başlıca müttefik devletlerce gerekli görülecek hükümlerin bu devletlerle yapılacak bir antlaşmaya konulmasını kabul eder.

    azınlıkların korunması

    madde 140.

    türkiye, 141 ., 145. ve 147. maddelerin kapsadığı hükümlerin temel yasalar olarak tanınmasını ve hiçbir yasanın, hiçbir tüzüğün ve hiçbir padişah buyruğunun ya da resmi işlemin, bu hükümlere aykırı ya da bunlarla çelişir olmamasını, hiçbir yasanın, hiçbir tüzüğün, hiçbir padişah buyruğunun ve hiçbir resmî işlemin söz konusu hükümlerden üstün sayılmamasını yükümlenir.

    madde 141.

    türkiye, türkiye’de oturan herkesin, doğum, bir ulusal topluluktan olmak, dil, soy ya da din ayrımı yapılmaksızın, yaşamlarını ve özgürlüklerini korumayı, tam ve eksiksiz olarak sağlamayı yükümlenir.

    türkiye’de oturan herkes, her inancın, dinin ya da mezhebin gereklerini, ister açıkta ister özel olarak, özgürce yerine getirme hakkına sahip olacaktır.

    yukarıdaki paragrafta öngörülen hakkın özgürce yerine getirilmesine karşı herhangi bir saldırı, ilgili mezhep hangisi olursa olsun, aynı cezalarla cezalandırılacaktır.

    madde 142.

    1 kasım 1914’den beri türkiye’de bir ürkü (tedhiş) rejimi bulunduğu için, islam dinine geçişlerden hiçbiri olağan koşullar altında gerçekleşmiş olamayacağından bu tarihten sonraki islam’ı benimsemelerin tanınmaması ve, 1 kasım 1914’den önce müslüman olmayan bir kimsenin, özgürlüğüne kavuştuktan sonra, kendi isteğiyle islam’ı benimsemesi için gerekli işlemleri yerine getirmedikçe müslüman sayılmaması süre gidecektir. ,

    osmanlı hükümeti, savaş süresince türkiye’de yapılan topluca öldürmeler sırasında kişilere verilen zararları en geniş ölçüde karşılamak için, 1 kasım 1914’den beri herhangi bir soydan ya da dinden olursa olsun, ortadan yok olmuş, zorla götürülmüş, gözaltı [enterne] edilmiş ya da tutuklanmış kişilerin aranması ve kurtarılması için, kendisinin ve osmanlı makamlarının tüm desteğini sağlamayı yükümlenir.

    osmanlı hükümeti, zarar görenlerin, ailelerinin ve yakınlarının yakın malarını dinlemek, gerekli soruşturmalarda bulunmak ve sözü edilen kişileri özgürlüklerine kavuşturmaları için buyruk çıkarmak amacıyla, milletler cemiyeti konseyince atanacak karma komisyonların çalışmalarını kolaylaştırmağı yükümlenir.

    osmanlı hükümeti, bu komisyonların kararlarına saygı gösterilmesini ve özgürlükleri geri verilmiş herkesin güvenliğini ve özgürlüğünü sağlamayı yükümlenir.

    madde 143.

    türkiye, soy azınlıklarından olan kişilerin karşılıklı ve gönüllü göçlerine ilişkin olarak müttefik devletlerin uygun görecekleri hükümleri tanımayı yükümlenir.

    türkiye, karşılıklı göç konusunda, yunanistan’la bulgaristan arasında 27 kasım 1919’da neuilly-sur-seine’de imzalanan sözleşmenin 16. maddesinden yararlanmamayı yükümlenir. işbu antlaşmanın yürürlüğe girişini izleyecek altı ay içinde, yunanistan ile türkiye, yunanistan’a aktarılan ya da osmanlı kalan topraklardaki türk ve yunan soylu halkın karşılıklı ve gönüllü göçüne ilişkin özel bir anlaşma yapacaklardır.

    bir anlaşmaya varılamaması durumunda, yunanistan ve türkiye, milletler cemiyeti konseyine başvurmak hakkına sahip olacaklar ve konsey sözü edilen anlaşmanın koşullarını saptayacaktır.

    madde 144.

    osmanlı hükümeti, bırakılmış mallar [emval-i metrûke] konusundaki 1915 tarihli yasa ile ek hükümlerin haksızlığını kabul eder ve bunların tümüyle hükümsüz ve, gelecekte olduğu gibi geçmişte de, geçersiz olduklarını bildirir.

    osmanlı hükümeti, 1 ocak 1914’den’ beri, topluca öldürülme korkusuyla ya da başka herhangi bir zorlama yüzünden, yurtlarından kovulmuş, türk soyundan olmayan osmanlı uyruklarının yurtlarına dönüşlerini ve yeniden işlerine başlayabilmelerini, olabildiği ölçüde kolaylaştırmağı resmen yükümlenir. sözü edilen osmanlı uyruklarıyla, bunların üyesi bulundukları toplulukların malı olan ve yeniden bulunabilecek taşınır ya da taşınmaz malların, kimin elinde bulunurlarsa bulunsunlar, bir an önce geri verilmesi gerektiğini osmanlı hükümeti kabul eder. bu mallar, onlara yükletilmiş olabilecek her türlü kısıtlamadan ve vergiden sıyrılmış olarak ve bugün onlara sahip olanlara ya da onları ellerinde tutanlara hiçbir ödence [tazminat] ödenmeksizin, geri verilecektir; şu kadar ki, bunların, mülkiyet ya da elde bulundurma hakkını kendilerinden edindikleri kimselere karşı dâva hakları saklı tutulacaktır.

    osmanlı hükümeti, gerekli görülecek her yerde, milletler cemiyeti konseyince hakemlik komisyonları atanmasını kabul eder. bu komisyonların her biri, osmanlı hükümetinin bir temsilcisi ile, zarara uğradığını öne süren ya da üyelerinden birinin zarara uğradığı savında bulunan topluluğun bir temsilcisinden ve milletler cemiyeti konseyince atanan bir başkandan oluşacaktır. hakemlik komisyonları, işbu maddede öngörülen. bütün istemleri inceleyecek ve bunları basit yöntemle karara bağlayacaktır.

    sözü edilen hakemlik komisyonları aşağıdaki konularda buyurma yetkisine sahip olacaklardır:

    1.gerekli görecekleri her çeşit yenden yapım ve onarım işleri için osmanlı hükümetince işgücü sağlanması. bu işgücü, hakemlik komisyonunca sözü geçen işlerin yapılmasına gerek gördüğü topraklarda yaşayan soylardan kişiler arasından sağlanacaktır;
    2.soruşturma sonucu, topluca öldürmeler ya da zorla yerinden etmelere eylem-sel olarak katıldığı, ya da bunlara yol açtığı kanıtlanan her kişinin görevinden uzaklaştırılması; bu gibi kimselerin malları konusunda alınacak önlemleri komisyon gösterecektir;
    3.bir topluluğun, 1 ocak 1914’den beri, mirasçısız olarak ölmüş ya da yitik bulunan üyelerinin bütün taşınır ya da taşınmaz malların kime aktarılacağı. bu mallar, devlet yerine, topluluğa aktarılabilecektir;
    4.1 ocak 1914’den sonra, taşınmaz mallar üzerinde yapılan bütün satış işlemleriyle, hak yaratan işlemlerin geçersiz sayılması. bu malları ellerinde bulunduranlara ödence [tazminat] ödenmesi, geri vermenin geciktirilmesine bahane olarak kullanılamayacak biçimde, osmanlı hükümetinin yükümlülüğünde olacaktır. ancak, sözü edilen malları şimdi ellerinde bulunduranlarca bir ödemede bulunulmuşsa, hakemlik komisyonunun ilgililer arasında hak gözetirliğe uygun bir çözüm yolu kabul ettirme yetkisi olacaktır.

    osmanlı hükümeti, komisyonların işleyişini ve kesin nitelikte olacak kararlarının yerine getirilmesini, olanak ölçüsünde, kolaylaştırmayı yükümlenir. bunlara karşı, yargısal ya da yönetimsel, hiçbir osmanlı makamının kararı öne sürülmeyecektir.

    madde 145.

    bütün osmanlı uyrukları, yasa önünde eşit olacaklar ve soy, dil ya da din ayrılığı gözetilmeksizin aynı yurttaşlık [medenî] haklarıyla siyasal haklardan yararlanacaklardır.

    din, inanç ya da mezhep ayrılığı, hiçbir osmanlı uyruğunun yurttaşlık haklarıyla [medenî haklarıyla] siyasal haklardan yararlanmasına, özellikle kamu hizmetleri ne ve görevlerine kabul edilme, yükseltilme, onurlanma ya da çeşitli mesleklerde ve iş kollarında çalışma bakımından, bir engel sayılmayacaktır.

    osmanlı hükümeti, işbu antlaşmanın yürürlüğe girmesinden başlayarak iki yıllık bir süre içinde, müttefik devletlere, soy azınlıklarının orantılı temsili ilkesine dayalı bir seçim sistemi düzenlenmesi tasarısı sunacaktır.

    herhangi bir osmanlı uyruğunun, gerek özel gerekse ticaret ilişkilerinde, din, basın ya da her çeşit yayın konularıyla açık toplantılarında, dilediği bir dili kullanma-sına karşı hiçbir kısıtlama konulmayacaktır. türkçe’den başka bir dil konuşan osmanlı uyruklarına, mahkemelerde, ister sözlü ister yazılı olsun, kendi dillerini kullanabilmeleri bakımından uygun düşen kolaylıklar sağlanacaktır.

    madde 146.

    osmanlı hükümeti, tanınmış yabancı üniversitelerden ve okullardan verilen diplomaların geçerliliğini tanımayı ve, bunları almış olanların, bu diplomaların tamlığı yeteneği gerektiren mesleklerde ve sanatlarda özgürce çalışmalarını kabul etmeyi yükümlenir.

    bu hüküm, türkiye’de oturan müttefik devletler uyruklarına da uygulanacaktır.

    madde 147.

    soy, din ya da dil azınlıklarından olan osmanlı uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki osmanlı uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. bunların, özellikle, bağımsız olarak ve osmanlı makamları hiçbir biçimde karışmaksızın, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ya da sosyal kurumlar, ilk, orta ve yüksek okullarla, başka her çeşit öğretim kurumları —buralarda kendi dillerini özgürce kullanmak ve kendi dinlerini özgürce uygulamak hakkına da sahip olarak— kurmak, yönetmek ve denetlemek konularında eşit hakka sahip olacaklardır.

    madde 148.

    soy, dil ya da din bakımından azınlıklardan olan osmanlı uyruklarının önemli bir oranda bulundukları kentlerde ya da bölgelerde, söz konusu azınlıklar, devlet bütçesi ile, belediyeler bütçesi ya da öteki bütçelerce eğitim ya da hayır işlerine genel gelirlerden [kamu gelirlerinden] sağlanacak paralardan yararlanmaya hak gözetirliğe uygun bir ölçüde katılacaklardır.

    söz konusu bu paralar, ilgili toplulukların yetkili temsilcilerine verilecektir.

    madde 149.

    osmanlı hükümeti, türkiye’deki bütün soy azınlıklarının kilise ve okul konularında özerkliğini tanımayı ve buna saygı göstermeyi yükümlenir. osmanlı hükümeti, bu amaçla ve işbu antlaşmanın aykırı düşen hükümleri saklı kalmak üzere, müslüman olmayan soylara kilise, okul ya da adalet konularında sultanlarca verilmiş fermanlar, hatlar, beratlar ve bu gibi özel buyruklar ya da fermanlarla, bakanlık ya da.sadrazamlık buyrukları ile tanınmış ayrıcalıklarla bağışıklıkları tümüyle doğrular ve gelecekte de destekleyeceğini bildirir.

    osmanlı hükümetinin çıkardığı ve sözü edilen ayrıcalıklarla bağışıklıkların kaldırılmasını, kısıtlanmasını ya da değiştirilmesini öngören bütün kararnameler, yasalar, yönetmelikler ya da genelgeler geçersiz sayılacaktır.

    işbu antlaşma hükümlerine uygun olarak osmanlı adalet rejiminde yapılacak her değişiklik —bu değişiklik soy azınlıklarından kişileri etkilemekte ise— işbu madde hükümlerinden üstün sayılacaktır.

    madde 150.

    hıristiyan ya da yahudi dininden osmanlı uyruklarının önemli oranda oturdukları kentlerde ve bölgelerde, osmanlı hükümeti, bu osmanlı uyruklarının inançlarına ya da dinsel uygulamalarına bir saldırı sayılabilecek herhangi bir eylemi yapmağa zorlanmamalarını, ve hafta tatili günlerinde mahkemelerde hazır bulunmamaları ya da yasal bir işlemi yerine getirmemeleri yüzünden, haklarını hiçbir biçimde yitirme melerini yükümlenir. bununla birlikte, bu hüküm, bu hıristiyan ya da yahudi osmanlı uyruklarını, kamu düzeninin korunması için, bütün öteki osmanlı uyruklarına yükletilen yükümlülükler dışında tutar anlamına gelmeyecektir.

    madde 151.

    başlıca müttefik devletler, bu bölümdeki hükümlerin yerine getirilmesini güvence altına almak için ne gibi önlemler alınması gerektiğini, milletler cemiyeti konseyi ile birlikte inceledikten sonra saptayacaklardır. osmanlı hükümeti, bu konuda alınacak bütün kararları şimdiden kabul ettiğini bildirir.

    yaptırımlar

    madde 226.

    osmanlı hükümeti, müttefik devletlere, savaş yasalarına ve yapılageliş [teamül] kurallarına aykırı eylemlerde bulunmakla suçlanan kişileri, kendi askerî mahkemeleri-ne vermek hakkını tanır. suçluluğu kanıtlanan kişilere, yasaların öngördüğü cezalar uygulanacaktır. bu hüküm, türkiye’nin ya da müttefiklerinin mahkemeleri önün deki her çeşit kovuşturmalar ya da dâvalardan ayrı olarak, uygulanacaktır’.

    osmanlı hükümeti, savaş yasalarına ve yapılageliş kurallarına aykırı bir eylem işlemiş bulunmakla suçlanmış olup, adıyla, ya da osmanlı makamlarınca kendilerine verilmiş rütbe, görev ya da iş tanımlanarak belirtilmiş olan bütün kişileri, müttefik devletlere ya da müttefik devletlerden bu kimseleri istemiş olduğunu bildirmiş olana teslim edecektir.

    madde 227.

    müttefik devletlerden birinin uyruklarına karşı [suç sayılacak bir] eylemde bulunanlar, bu devletin askerî mahkemelerinde yargılanacaklardır.

    müttefik devletlerden birkaçının uyruklarına karşı [suç sayılacak bir] eylem işlemiş olanlar, ilgili devletlerin askerî mahkemeleri üyelerinden kurulu askerî mahkemelerde yargılanacaklardır.

    bütün bu durumlarda, sanık, kendi avukatını seçmek hakkına sahip olacaktır.

    madde 228.

    osmanlı hükümeti, suçlama konusu olan olayların tam bilinmesi, suçluların aranması ve sorumlulukların kesinlikle saptanması için ortaya konulması gerekli görülebilecek, ne çeşit olursa olsun, bütün bilgileri ve belgeleri sağlamayı yükümlenir.

    madde 229.

    226. maddeden 228. maddeye kadar olan maddelerin hükümleri, savaş yasalarına ve yapılageliş [teamül] kurallarına aykırı eylemler işlemiş olmakla suçlanan ve kendi topraklarında ya da buyrukları altında bulunan kişiler bakımından, eski osmanlı imparatorluğu’nun toprakları kendilerine verilen ya da verilecek olan devletlerin hükümetlerine de uygulanacaktır.

    sözü edilen kişiler, bu devletlerden birinin uyrukluğunu almışsa, ilgili devletin istemesi üzerine ve onunla anlaşarak, ya da bütün müttefik devletlerin topluca iste meleri üzerine, bu kişilerin kovuşturulmasını ve cezalandırılmasını sağlamak için gerekli bütün önlemleri almayı, bu devletin hükümeti yükümlenir.

    madde 230.

    osmanlı hükümeti, 1 ağustos 1914 tarihinde osmanlı imparatorluğu’nun parçası bulunan herhangi bir toprak üzerinde, savaş durumu sırasında işlenen topluca öldürmelerden sorumlu olan müttefik devletlerce istenen kişileri kendilerine teslim etmeyi yükümlenir.

    müttefik devletler, bu nedenle suçlanan kişileri yargılamakla görevlendirilecek mahkemeyi göstermek hakkını saklı tutarlar ve osmanlı hükümeti bu mahkemeyi tanımayı yükümlenir.

    uygun bir süre içinde, milletler cemiyeti, sözü edilen topluca öldürmeleri yargılamaya yetkili bir mahkeme kurarsa, müttefik devletler, sözü geçen sanıkları bu mahkemeye vermek haklarını saklı tutarlar ve osmanlı hükümeti bu mahkemeyi tanımayı da yükümlenir.

    228. madde hükümleri, bu maddede öngörülen durumlara da uygulanır

    bunlar azınlık ve ermenilerle ilgili olanlardı.

    asıl rezil maddelerin yer aldığı 433 maddeden oluşan tam metin. http://www.omurokur.com/…p-content/uploads/sevr.pdf

    ---
    spoiler ---

    ''tüm avrupa kabul ediyor, adamların bize zoru ne yea :(''

    şeker gibi ülkeler halbuki, pirüpak, insan sevgisi ile dolu barış kelebekleri hepsi. tek düşündükleri insan hakları ve tarihle yüzleşmek. bize bir garezleri yok aslında. hem dedelerimizin yaptıkları da bizi bağlamıyor zaten. canlarım benim.


    (este noyan - 25 Nisan 2015 09:46)

  • comment image

    ferman demirkol'un, "sevr'in her şekline karşı gelmek bir vatandaşlık borcudur!" dediği ve hatta bunu ders kitabının ithaf kısmına da koyduğu bir anlaşmadır. geçenlerde dangalak bir fransız turkiye nin kabul etmesi gerektigi gibi hayasızca bir acıklamada bulunmustur. dangalak işte.


    (dingindevingendev - 28 Mart 2005 19:38)

Yorum Kaynak Link : sevr antlaşması