Süre                : 1 Saat 24 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Ocak 2002 Pazartesi, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Cinayet,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  First Look International , Starz! Encore Entertainment , Aboriginal Peoples Television Network
Yönetmen       : Chris Eyre (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Adrian C. Louis (IMDB)(ekşi),Jennifer D. Lyne (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Eric Schweig (IMDB)(ekşi), Graham Greene (IMDB)(ekşi), Gary Farmer (IMDB)(ekşi), Noah Watts (IMDB)(ekşi), Lois Red Elk (IMDB)(ekşi), Michelle Thrush (IMDB), Nathaniel Arcand (IMDB)(ekşi), Chaske Spencer (IMDB)(ekşi), Joseph American Horse (IMDB), Wilda Asimont (IMDB), Dave Bald Eagle (IMDB), Bruce Bennett (IMDB), Robert A. Bennett (IMDB), Gil Birmingham (IMDB), Joe Black Elk (IMDB), Kato Buss (IMDB), Jenny Cheng (IMDB), Tokala Clifford (IMDB), Dale Cooks (IMDB), Chris Eyre (IMDB), Larry Dean Fuss (IMDB), Chief Leonard George (IMDB), James Hatzell (IMDB), Jake Hjorten (IMDB), Gansler Janis (IMDB), Tina Keeper (IMDB), Zahn McClarnon (IMDB), Elaine Miles (IMDB), Renae Morriseau (IMDB), Dillon Nelson (IMDB), Canku One Star (IMDB), Yellow Pony Pettibone (IMDB), Myrton Running Wolf (IMDB), Michael Spears (IMDB), Larry Swalley (IMDB), Misty Upham (IMDB), Markus J. Volimas (IMDB), Charles White Elk (IMDB), Lisa White Face (IMDB), Winona LaDuke (IMDB) >>devamı>>

Skins (~ Em Busca de Identidade) ' Filminin Konusu :
Sıradan gençlik dizilerinden gına mı geldi? Tek dertleri, o gün ne giyecekleri olan zengin bebeleri izlemekten sıkıldınız mı? Dedikoducu kızlar, bayık bakışlar, kimin eli kimin cebinde durumları artık size çekici gelmiyor mu? O zaman gelin sizi Skins ile tanıştıralım... 2007 başında İngiltere'nin E4 kanalında yayınlanmaya başlayan Skins, Bristol'da yaşayan gençlerin hayatlarına odaklanıyor. Gençlerin hiçbiri de sütten çıkmış ak kaşık değil. Biri anoreksik, biri öğretmeniyle yatıyor, bir diğeri müslüman ve en yakın arkadaşının gay olmasını ailesine nasıl açıklayacağını düşünüyor ve bu liste uzayıp gidiyor. Anlayacağınız her birinin ciddi problemleri var. Dizi de sağ olsun, bizi üzmüyor ve her bir bölümü bir karaktere ayırarak, gençlerimizi daha da yakından tanımamızı ve dertlerine ortak olmamızı sağlıyor. Uyuşturucu, homoseksüellik, bozuk aile ilişkileri, seks, narsizm, antisosyallik, cinsel istismar, içine kapanıklık gibi gençler arasında yaygın olan sorunlara değinen Skins, daha ilk bölümüyle bile diğer gençlik dizilerinden ne kadar da farklı olduğunu, hayata pembe gözlüklerle değil de, tüm gerçekliğiyle baktığını bizlere kanıtlıyor. Bölümler ilerledikçe, bu gençlerin her birinin ne kadar da yapayalnız olduğunu görüyor ve başlarda komediymiş gibi gelen sahneler, leziz bir drama hâline dönüşüyor. MEHDİDENİZİ


  • "cassie ainsworth karakteriyle cana can katan, sonra da o canı yakan dizi..(bkz: hannah murray)(bkz: oh wow)"
  • "dizi. ilk bölümünün sonunda* eleman diğerinin arka cebinden sigara kağıdı alırken vites koluna çarpıyorlar...ismi buradan geliyor, cigaralık, çarsaf."
  • "daha önce yazan oldu mu bilmiyorum ama cassie karakteri luna lovegood'u hatırlatmaktadır."
  • "162 comment sonrasinda kimsenin neredeyse adindan bile bahsetmemesi cok ilginc fakat tum sezonlar icerisinde en saglam karakter belkide jack o'connell in oynamis oldugu james cook karakteridir."
  • "effy meffy anlamam, en güzel sezonları kesinlikle 1 ve 2 idi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ergenlik maceralarını en yalın şekilde ortaya koyan çok kaliteli bir ingiliz yapımı. bu diziye gençlik dizisi demek yanlış olur; görüntülerinin +18 olması, uyuşturucunun kralının gösterilmesi, en belirgin sebeplerdir. yalnız bu filmi bir kere seyreden bir ergeni de bir daha başından kaldırmak da imkânsızdır.

    işte bu ikinci şıkka sığınarak bir karşılaştırma yaparsak; dawson's creek’i çok sevmiş olsak da, bu dizi kadar gerçekçi ve çarpıcı asla olamamıştır. sadece gerçekliği değil estetik yönden de daha güzeldir. bunun dışında başka bir gençlik dizi olan o.c. ise ikinci sınıf bir dizi kalır bu dizinin yanında. zaten çok farklı yaklaşıyorlar ergenliğe. unutmadan bir de gossip girl adlı diziyle de karşılaştırma yaparsak, skins çok fazla ağır basıcıktır. new york’ta geçen, cıvık karakterlerin bulunduğu, zengin hayatının en uç noktalarını anlatan, onların saçma sapan kaprislerinden oluşan bunların yanında fakir ama gururlu, çalışkan bir gençle geçen hikâyesiyle zaten baştan kaybetmeye mahkûm. çünkü karşısında bristol’da geçen çok iyi kurgulanmış, elemanların rollerinin hakkıyla ortaya koyduğu çok iyi bir dizi var. (bu söylediklerimden yola çıkarak; avrupa sinemasını, amerikan sinemasından daha çok sevdiğimi zannetmeyin, her zaman amerikan sinemasını daha çok sevmişimdir. ama bu dizide her şey tamamen farklı)

    her karakterin birbirinden çok farklı olmasına rağmen ortak paydanın sadece arkadaşlık olduğunu sırf bu duygu etrafında toplanılması filmin kendi içerisinde en gerçekçi yanını oluşturmuş. klasik amerikan gençlik dizilerinde var olan zengin oğlan, zengin kız, gururlu fakir tiplerin, serserilerin olmadığı, bir masaldan ziyade daha çok insanın direk suratına çarpan öyküsüyle ilerliyor.

    filmde bulunan zengininde, fakirinde gayet basit bir şekilde etrafta görebileceğiniz tiplerden oluşması filmin diğer bir güzel yanı.
    filmin diğer bir güçlü yanı: en sağlamından iyi bir drama olmasıdır. dizide bulunan tüm ergen karakterlerin aile ilgili büyük problemleri var olması bu problemlerin karakterlere nasıl yansıdığını, nasıl yanlış yönlere sürüklediğini çok güzel bir şekilde veriyor. filme hâkim olan melankolik hava, seyredenlerin daha duygusal bakmasına neden oluyor. bu zor atmosfer, var olan karakterlerin çaresizliğine, sevincine, ergenlik heyecanlarına çok daha çabuk adapte olmamızı sağlıyor.

    içinde barındırdığı abartı duygusal tepkiler, çok sivri bir şekilde cereyan etse de , ”ancak bu hataları bir ergen yapar” diyerek dizinin gerçekliğinden kopmuyorsunuz.
    her karakter üzerinde çok fazla çalışıldığı, hepsinin çok ince işlendiği her halinden belli oluyor. ingilizlerin, coupling’le birlikte ortaya koyduğu, farklı karakter yapma özelliği bu dizide de var.

    belki de dizinin bu kadar çarpıcı olmasının nedenlerinden biri de, kesinlikle ingiltere’de çekilmiş olmasıdır. ingilizlere has özgürlük havası filme pozitif katkı yapıyor. amerika’da çekilmesi durumunda yüzlerce kez sansüre uğrayacağı için bu kadar iyi olabilirimiydi bilmiyorum…
    spoiler vermeden bir filmi anlatmak zor oluyor. mümkün olduğunca (hatta hiç vermedim) hikâye ile ilgili bir şey vermedim. belki çok abartılı bulanlar olacak ama gerçekten gayet keyifle ve hüzünle seyredilecek bir dizi. velev ki seyredip de beğenmeyen olursa efendim özel mesajdan rahatça küfür edebilir.

    filmde en çok dikkat edilecek nokta; oynayan elemanların nasıl döktürdüğüdür. inşallah dizi sona erdiğinde bu görüşlerimizde bir değişiklik olmaz…

    son yıllarda izlediğim en iyi sezon finali bu dizide olmuştur, wild world
    ile birlikte müthişti.

    küçükte olsa biraz karakterlere bakarsak:

    sid: dizinin en kral elemanı, tony neyse bu tam tam tersi. (en sempatik, en şirin karakter ama bakir ...)

    tony: en alasından bir piç, ama kötü değil içinde hala bir şeyler var. (iki kelimeyle o.ç. dur ama iyidir)

    jal: dizinin en aklı başında karakteri. (bu kız olmasa o grup dağılır diyorum başka bir şey demiyorum...)

    cassie: en tatlı ama bir o kadar sorunları olan biri. (bir kız ancak bu kadar masum aşık olur …)

    chris: en zor hayata sahip olmasına rağmen en neşeli adam. (kendisine helal olsun diyorum)

    anwar: her türk erkeği kendini onda görecek. (namaz kıl ama karıya da çak içkide iç oh! ne ala )

    maxxie: dizinin gay kontenjanını dolduruyor. (yazık değil mi lan o yakışıklılığa)

    michelle: salak âşık… (fazla söze gerek yok)

    not: bu değerlendirme sadece 1. sezon seyredilerek yapıldı. ayrıca buradan cassie’ye selamlarımı yollayarak ilerde başka rollerde görmek umuduyla. :)

    edit büdüt: juicebox sağolsun, msj atmış, sid'i unutmuşun diye. harbi nasıl unuttuk filmin baş karakterini. howveritas'da mesaj attı dizi bristol'da geçiyor... (edit manyağı oldu lan entry :d)


    (weskagan - 15 Temmuz 2008 20:50)

  • comment image

    ilk sezonun finali kadar etkileyici bir finale ne daha öncesinde, ne de şimdiye kadar geçen sürede rastlamadığım dizi. yayınlanan üç sezonu da çok güzel olsa da, ilk iki sezonun ve oyuncu kadrosunun yeri ayrı.


    (pinkhead - 4 Temmuz 2009 18:18)

  • comment image

    canımdan çok sevdiğim halde beni inanılmaz sinirlendiren dizidir. öncelikle ulan 8 bölüm yapmak ayıp değil mi. hayır bölümlerde öyle l word gibi saatler süren bölümler değil, bildiğin 40 dakika. o kadar bekledikten sonra daha başladığını anlayamadan biten bir sezon oldu.

    bundan sonra yazacaklarım için

    --- spoiler ---

    daha sezon başladığında dedim ki "lütfen bütün sezon bu ölen kızın üstünde dönmesin" ama ne oldu, öyle oldu. senaryoyu kötülemek istemiyorum gerçekten, ama nerde birinci seri, nerde ikinci serinin birinci sezonu, nerde bu. tamam ben demiyorum normal amerikan dizisi gibi 24 bölüm olsun, ama 8 gerçekten çok az.

    freddie'nin ölümünden bahsetmiyorum bile, gerçekten çok gerzekçeydi. skinsden "bizim geleneğimiz bu, her jenerasyondan birini öldürüyoruz" tarzı bir yaklaşım beklemezdim. skinsden "gelenek" beklemezdim. her sezonda kim ölecek diye mi düşüneceğiz. ayrıca daha bok yoluna gidebilir mi bi insan ? hani resmen "öldürmek zorundaydık, otobüs çarpsa o zaman tony gibi diyeceklerdi, bari daha saçma bir şey bulalım" demişler de bunu bulmuşlar gibi. ayıp.

    sonra, biliyorum sonra ne olacağını falan asla söylemiyorlar da, eski seride en azından bir geçiş vardı. yani effy tony'nin kardeşiydi mesela, son bölümlere doğru ona da ağırlık verilmişti falan. güzel bir transition yaşanmıştı. ee şimdi ne olacak ? keşke öyle bir şey düşünülseydi.

    dizinin akışından bağımsız olarak, tamamen kendim yüzünden üzüldüğüm bir başka gerçek var ; şimdi oynayan insanların 94lü falan olacak olması. bu seride bile zaman zaman karakterlerin çok çocuk göründüğü sahneler varken, şimdi 93-94lü adamı nasıl ciddiye alacağım.

    ayrıca sadece ben mi farkettim bilmiyorum ama skinsde sanki bir mainstreamleşme başladı. biraz daha yumuşatıldı falan. sürekli manyak gibi ilk seri ilk seri diyip duruyorum ama sanki daha gerçekti. sorunları, uğraştıkları şeyler. burda sadece ağır depresyonda olan bir kızımıızn çok güzel olması sonucu insanları parmağında oynatmasını izliyormuşuz havası verdi bir yerden sonra. -ki yanlış anlaşılmasın, tekrar söylüyorum, effy sen bizim her şeyimizsin. bak beni bile burdan parmağında oynatıyor mesela-

    ---
    spoiler ---

    neyse diyorum, yeni sezonu bekleyelim bari.

    aa ayrıca, amerikan casti seçilmiş, çekimlerine başlanıyormuş falan filan.


    (slade junkie - 20 Mart 2010 12:38)

  • comment image

    2. sezon 9. bölümde en sevdiğim karakter cassie ve sid arasında geçen şu kısacık dialog için bile hep seveceğim dizi:

    --- spoiler ---

    cassie : i'll love you forever sid.
    sid: you will?
    cassie: yes. that's the problem.

    ---
    spoiler ---


    (esneyenahtapot - 15 Nisan 2011 10:53)

  • comment image

    amerikan versiyonunu bilemem ama ingiliz versiyonu bombadır. hani birinci sezonda tony o.
    çocuğuna ne kadar uyuz olsa da insan izlettiriyor kendini, zaten cassie'ye ailecek hastayız, deli olduğundan mıdır nedir bilinmez.
    annwar ile sid'in denyolukları olmasa dizi zaten izlenmez. sadede gelirsek izleyin, izletin efenim arada can sıkıntısına bire bir.

    --- spoiler ---
    ha bir de yazmayı unutmuşum birinci sezon sonunda wild world şarkısı ile bitirmişler ya sezonu beni benden aldı seneler öncesine gittim resmen*

    now that i've lost everything to you
    you say you wanna start something new
    and it's breakin' my heart you're leavin'
    baby, i'm grievin'

    hoş orada, o şarkı tuvalette başlamasa belki bu kadar etkilemezdi, bilemiyorum. oh, beybi beybii, it's a wild world
    ---
    spoiler ---


    (gray fox - 26 Nisan 2011 00:47)

  • comment image

    başta gereksiz bir dizi olduğunu düşünüp, vakit geçirmek için izlemeye başladığım ama sonra iyiden iyiye sardığım ingiliz aksanlı dizi. ilk iki sezonunu yeni bitirdim ama karakterler değiştiği için diğer sezonları izlesem mi gerçekten bilmiyorum. sid, jal, cassie, anwar ve güzel tony olmadan bu dizi izlenir mi bilmiyorum. şimdi geleyim ilk iki sezonun akılda kalanlarına:

    --- spoiler ---
    öncelikle ilk sezon finali inanılmaz güzeldi. ikinci sezonda sid'in babasının öldüğünü görüp, sakince evden çıkıp okula gitmesi ve akşam gittikleri partide, müzik iyiden iyiye coşmuşken, barın ortasında tony'ye gerçeği söylediği sahne bence bir dizi için fazla iyiydi. cassie'ye ise hayranım; onun olmadığı dizi cidden sıkıcı olur, o nedenle 2. sezon sonrası hakkında derin şüphelerim var.
    bir de ben ingiliz aksanından hiç hoşlanmıyorum ama diziye ikinci sezon katılan, maxxie'ye hayran olan takıntılı hatunun konuşma tarzı ve ses tonu çok hoştu. ha bir de anwar var ki, o her bölüm bomba zaten.

    ---
    spoiler ---


    (kurabiye dansi - 25 Mayıs 2011 12:54)

  • comment image

    ben bu diziyi sitelerde bakınırken açtım. beğendim ilk sezonunu bitirdim. karakterlere laflar hazırladım resmen izlerken. öyle içine dahil oldum. yüksek müsadenizle lafı uzatmadan başlıyorum.

    öncelikle abisini nasıl da bir uyuşturucu bir hapsız yaşayamam alkolün dibine vururum çocuğusunuz lan siz daha on altı yaşında. üniversitede ne yapacaksınız acaba meraklardayım. bunun dışında aklı sürekli sekste olan ergenler görünümünüzü, yaptığınız atarları falan çok sevdim ve gerçekçi buldum. saçma sapan bir sürü tip bir araya gelmişsiniz, tam bir lise grubu olmuşsunuz. öpüyorum.

    cassie: dizinin en sevdiğim karakteri oldu bu kız. yeme bozukluğu var. bir de deliye 5 kala her zaman. sid'e aşık oluyor. öyle naif öyle tatlı aşık oluyor ki. aylardır tıkanmayan nefesim tıkandı cassie'ye üzülürken diyim de anlayın halimi. kasi, aplam üzme kendini o sid gelicek sana. ne giyse muhteşem duruyor üstünde, öyle bir kelebek kendisi. wow en çok kullandığı kelime.

    sid: en yakın arkadaşı tony'nin sevgilisine abayı yakmış dolanan bakir çocuk. tam bir küçük masturbatör. uyanamıyor pezevenk hiç, böyle de bir durum var. iyi bir arkadaş, çevrilen işlerde kabak başına patlıyor sürekli. tiizden sakar falan. bir de sid yavrum annen senin çamaşırlarını hiç yıkamıyor mu, insanın hiç mi temiz pak kıyafeti olmaz. sürekli pis efendim sürekli pasaklı. lakin sevimli dev bir kedi. derslerinde de o gözlüklerin yarattığı inek havasını bekledim ne yalan söyleyeyim şimdi, öyle çıkmadığında beni üzdün bunu bilesin. o güzeller güzeli cassie de sana fazla ama işte aşka saygım var o konuya girmeyeceğim. tek diyeceğim ilk aşık olan genelde başta götü tavanda olanı bilmeden de olsa süründürür, ben böyle gördüm hep. ablan olarak dikkat et diyorum.

    tony: tony her gençlik dizisinde bulunan tuttuğunu siken eleman açığını kapatıyor. bir tek bu değil tony tabii. gayet zeki, çoğu konuda yetenekli, taş gibi, asi, kız kardeşine düşkün aynı zamanda alaycı, kibirli, iki dakikada insan harcayabilen pezevenk herifin teki. kız arkadaşı var michelle diye, pek sallamıyordu önceleri her karıyla kızla hatta biseksüelliğe yeltenip gay arkadaşıyla bile aldattı kızı. sonra da kanırttı kız bunu. sana iyi oldu tony, tam bir ergen götü kalkığısın. yanlız safi kötü değilsin, karakterli halleri de var.

    michelle: yavrum ben seni valla öyle süs bebeği falan sanmıştım, dedim bu kız koşa koşa geri döner hemen tony'ye. yapmadın ya alnından öpüyorum. bu kıza ölen bitener var dizide ama çok albenisi yok bana göre. götü güzel yanlız, gayet güzel.

    anwar: türk usulü müslüman bu çocuk. pakistanlı. beş vakit namaz kıldığı iddaa ediliyor ama şaibeli. karı kız bunda, içki uyuşturucu bunda. söylemeden geçmiyim bu çocuk da tam bir küçük masturbatör. eğlenceli bir karaktersin anwarcığım. gaylik müslünamlığa uymuyor diye mala bağlıyor arada ama en yakın arkadaşı gay. burdan sana sesleniyorum anwar, türkiye'ye gelsen hayatta uyum sorunu çekmezsin. allah de, içki iç, karılara git sorun çıkmaz. hatta burdakiler seni kendi elleriyle hanım hanımcık bakire bir kızla da evlendirirler. valla bak.

    jal: aklı başında bu kızın. müzikle ilgileniyor. hacılar tony bile hallenmiyor bu kıza öyle bir saygı da duyuluyor. halleneni yok grupta şimdilik, ilerisini bilemem. bu kız da güzel, mişelin üstüne oynanmasın güzellik bir tek rica ediyorum. grubun bir arada bulunmasında gizli anaç rolünü üstleniyor. seviyorum seni jal, öpüyorum.

    chris: ``bu yavrumu annesi bıraktı gitti. bir yerlerde kalıyor ama kafama takılan bir şey var: bu çocuk yaşayacak parayı nerden buluyor? neyse çok neşeli ve böyle yüzeysel gibi görünüşlü gibi ama değil olduğu da belli gibi eğlenceli br insan. psikoloji hocasına halleniyor. hallenmekle kalmayıp çatır çatır afedersiniz, anladınız beni. baya da bildiğin aşık hocasına. herkes meme izlemeye giderken bu kris hocasıyla kalıyor. bok gibi işler gelmesine rağmen başına, gülücükleri eksik olmadığından önünde saygıyla eğiliyorum.

    max: naif, tatlı bir insan. gay. dans ediyor, resim çiziyor falan sanatçı ruhlu. vücut desen taş, yüz desen bebek. allah'ım neden yarabbi en tatlı en hassas ruhlular gay çıkmak zorunda. oysa ki nasıl içli içli aşık olurdum ben seni tanısam. en yakın arkadaşının ailesi gay olduğunu bilmiyordu. onu da öğrendiler rahata erdi max.

    effy: efi ilk görünen karakterlerden biriydi ilk bölümde, uzun süre görünmedi ama sonunda çıktı ortaya. çok güzel bu kız. iyi, ayn zamanda feci de bir psikopat soğukluğu var üstünde. ilerleyen zamanlarda bu kızın üstüne çok oynarlar diyecektim ki buraya yazılanları okudum öyleymiş hakikaten de.

    psikoloji hocası: seni hiç ayıplamıyorum bilesin. sen de hiç boş değilsin krisciğime, öpüştükten sonra salak sırıtmalar falan. bir de dersde ağlamazsan sevinirim.

    tarih hocası: tam bir fırsatçı hımbıl. başka söze gerek yok.


    (andrea - 28 Eylül 2011 02:21)

  • comment image

    önceleri ilk sezon mükemmel 2. sezon boktan lan derken 2. sezona alışıp 3. sezona geçince ilk 2 sezon süper 3. sezon boktan lan derken 4. sezona geçip ilk 3 sezon süper 4. sezon boktan derken 5. sezona geçip ilk 4 sezon süper 5. sezon boktan derken 6. sezonu var mı lan dedirten dizi!


    (efes darth - 9 Ocak 2012 07:13)

  • comment image

    s02e02de güzel bir star wars muhabbeti barındırır. şöyle ki:

    --- spoiler ---

    tony kazadan sonra çoğu şeyi hatırlamamaktadır. michelle'le sevgili olduğunu da unutmuştur.
    kostümlü parti vardır. tony luke skywalker olmuştur michelle ise leia kılığındadır. sarışın korodaki kız* da tony'i 'biz eskiden sevgiliydik' diye kandırmıştır ve o da leia kılığındadır.

    hatta burda linki de var. http://www.youtube.com/watch?v=vrxltwh4noy

    sarışın gıcık kız: princess leia, right? jinx! and you look so... home-made. doesn't she, tony? gloriously quaint.
    tony: hi, michelle.
    michelle: you dressed as luke? for her?
    tony: well, i guess i... did i?
    michelle: tony!

    arkada da anwar'la maxxie bu üçlüyü izlemektedir.

    anwar: you think either of them's actually seen star wars? you reckon they know luke's her brother?

    ---
    spoiler ---


    (julian casablancas - 13 Şubat 2012 03:17)

  • comment image

    6 sezonunu da izledim, kendine has, türkiye'ye göre post-modern bi dizi. kalitesinden şüphe duyani anlarım, sebebi dizi zamanın ötesinde olduğundandır, takılmayın fazla. şunu söylemek için geldim, totalde 51 bölümünü izledim bu dizinin ama ben şöylesini görmedim.

    --- spoiler ---

    mini'nin babası ağır orospu çocuğusun.

    ---
    spoiler ---


    (longitudinale posteriore - 26 Şubat 2012 01:30)

  • comment image

    1. sezon 6. bölümde friends'e selam çakan dizi. friends'i izlemeden önce fark etmemiştim, güldürdü şimdi.

    --- spoiler ---

    anwar: you speak english!
    anka: yeah! i learned from like so the best american show ever. how you doin'?

    anwar: anka?
    anka: he's my husband.
    anwar: your husband?
    anka: we were on a break.

    ---
    spoiler ---


    (cuentista - 12 Nisan 2014 19:46)

  • comment image

    yedinci sezonu karakterler büyümeden jenerasyon değiştirmelerini takdir etmeme sebep olan dizi. yine de geri kalanını hevesle izleyeceğim bir gerçek. cassie var lan.

    --- spoiler ---
    kimse freddie'den bahsetmicek mi lan. effy nasıl atlattı o olayı? bir değinseydiniz bari, bir söz, küçük bir ima.
    ayrıca lisedeki davranışların bana hiç batmamıştı ama büyük halin hiç çekilmiyo effy'ciğim. gözlerini yirim yine de.
    gerçi eski göz makyajı özletmedi değil.
    ---
    spoiler ---


    (jellyfishjam - 12 Temmuz 2013 18:45)

  • comment image

    --- spoiler ---

    "you think you know death but you don't. not until you've seen it. really seen it. and it gets into your skin, lives inside you. but you also think you know life. standing on the edge of things and watch you go by but you're not living it, not really. you're just a tourist. a ghost. then you see it. really see it. and it gets into your skin and lives inside you and there is no escape. there is nothing to be done and you know what ? its good. its a good thing. and that's all i got to say about it."
    ---
    spoiler ---

    yine hüzünlendim amk.

    (bkz: james cook)


    (samkayndof - 21 Aralık 2013 11:23)

  • comment image

    5 yıldır izlediğim dizi. sona erdi. şaka gibi. bu diziyle büyüdüm aga ben kendi yaşamadıklarımı onlarda gördüğüm için sevdim . iyi bir son muydu onu bile bilmiyorum çünkü dizinin bitmesi zaten bana yeterince koydu. skins'ten elbet çok daha iyi diziler vardır bitmesine üzülecek ama bu başka. sanki lise yıllarında her anını birlikte yaşadığın bir dostu bir daha göremeyecek gibi bir üzüntü.

    neyse ben dışarı çıkayım az dostlarla takılayım.


    (nick kim lan - 8 Ağustos 2013 01:39)

Yorum Kaynak Link : skins