Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 1800 Çarşamba, Yapım Yılı : 0
Türü                : Aksiyon,Macera,Western
Taglar             : dostluk,aşağı göster,Mezra,Mısır,Yeniden yap
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  The Mirisch Company , Alpha Productions , Alpha
Yönetmen       : John Sturges (IMDB)(ekşi)
Senarist          : William Roberts (IMDB)(ekşi),Akira Kurosawa (IMDB)(ekşi),Walter Bernstein (IMDB)(ekşi),Shinobu Hashimoto (IMDB)(ekşi),Walter Newman (IMDB)(ekşi),Hideo Oguni (IMDB)
Oyuncular      : Yul Brynner (IMDB)(ekşi), Eli Wallach (IMDB)(ekşi), Steve McQueen (IMDB)(ekşi), Charles Bronson (IMDB)(ekşi), Robert Vaughn (IMDB)(ekşi), Brad Dexter (IMDB)(ekşi), James Coburn (IMDB)(ekşi), Robert J. Wilke (IMDB)(ekşi), Val Avery (IMDB), Whit Bissell (IMDB), Bing Russell (IMDB), Horst Buchholz (IMDB), Jim Davis (IMDB), Victor French (IMDB), Joseph Ruskin (IMDB)

The Magnificent Seven ' Filminin Konusu :
Vahşi Batıda yedi silahşör sanayici Bartholow Bogue'un sert yönetimi altındaki fakir bir köyü korumak için tutulur. Ödül avcıları, kumarbazlar ve kiralık silahlı adamlardan oluşan bu grupta Sam Chisolm, Josh Farraday, Goodnight Robicheaux, Jack Horne, Billy Rocks, Vasquez ve Red Harvest yer almaktadır. Bu 7 kişilik grup sakin Rose Creek kasabasını gelecek büyük saldırıya karşı hazırlarken, kendi içlerindeki değerleri de yeniden keşfederler. Yönetmenliğini Antoine Fuqua’nın üstlendiği filmde Chris Pratt, Haley Bennett, Denzel Washington, Ethan Hawke, Vincent D’onofrio gibi isimler yer alıyor. Filmin senaryosunda ise Nic Pizzolatto ve Richard Wenk imzası var. 1954 yapımı Japon filmi Yedi Samuray’ın Amerikan uyarlaması olan film 1960’da çekilen The Magnificent Seven’ın yeniden yapımı.


  • "business channel sayesinde bir kaç defa denk gelip izlediğim mükemmel film."
  • "yul brynner'in genç hevesliyi alkış numarasıyla eziklemesi, james coburnün bıçak numaraları gibi daha pek çok güzel sahneyi barındıran, charles bronson'a aşık olduğum film."
  • "the clash'in bu türküsü kurtis blow dinliyormuş hissi verir. funk altyapılı oldskool rap böyle, yavrular sizi."
  • "bir de müzikleri düzgün olaydı... bütün atmosferin amına koyuyor o müzik, artık kim yaptıysa. herkes bir ennio morricone olamıyor tabi..."
  • "yul brynner'ın dötürdüğü, steve mcqueen'in yardırdığı, orjinali seven samurai kadar güzel olmasa da western sevenlerin kaçrmaması gereken güzel bir film"
  • "lee van cleef in başrolde oynadığı the magnificent seven ride adlı başka bir devam filmi daha vardı,orjinali kadar iyi değildir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    7 silahşörlerin kim olduğu aşağıda:

    yul brynner - chris
    steve mcqueen - vin
    robert vaughn - lee
    james coburn - britt
    charles bronson - bernardo o'reilly
    brad dexter - harry
    horst buchholz - chico

    --- spoilerlar---

    elli wallach yönetimindeki kolpa çetenin zulüm ettiği köylüler kasabaya iner... amaçları kendilerini kurtaracak silahşörler kiralamaktır... chris'le karşılaşırlar ve olaylar gelişir.

    --

    filmin sonunda sadece chris, vin ve chico hayatta kalıyor ama ona rağmen baştan sona optimist bir film. clint eastwood filmlerindeki pessimism'in p si yok filmin içinde.

    --

    iyiler gerçekten çok iyi değil, haydutlarla savaşmak için tutulmuş 7 silahşör çok da temiz adamlar değil... kötüler de gerçekten çok kötü değil, elli wallach'ın çetesi; çaresiz, aç, boş gezen adamlar... güçleri anca gariban köylülere yetiyor. asıl amaçları da ceplerini doldurmak değil, kışın açlık yüzünden ölmekten kurtulmak.

    ---
    spoiler ---


    (solak - 9 Nisan 2007 14:54)

  • comment image

    yul brynner'in genç hevesliyi alkış numarasıyla eziklemesi, james coburnün bıçak numaraları gibi daha pek çok güzel sahneyi barındıran, charles bronson'a aşık olduğum film.


    (flut - 24 Mart 2002 00:58)

  • comment image

    shichinin no samurai filminin uyarlamasıdır. yul brynner ve steve mcqueen'in oyunculugunu izlemek acısından son derece keyifli bir filmdir ayrıca...

    --- spoiler ---
    yedi silahsor bir koyu korumak icin tutulur. sadece koyu korumakla kalmaz koy halkı ile aralarında bir cesit baglılık gelistirirler. tum western film kliseleri esliginde, muhtesem sahnelerle haydutlardan koy kurtarılır. filmin sonunda geriye sadece uc silahsor kalır, digerleri olur.
    ---
    spoiler ---

    guzel film,
    klasiklerden.


    (kabak tatlisi - 7 Ocak 2008 20:30)

  • comment image

    bunun en baslarinda yul brynner ve steve mcqueen bir yerli cenazesini tasirlar, irkcilar cesedi mezarliga sokmak istemezler. filmin agir abisi yul once agir agir bakar sonra cok seri bicimde iki elemani ellerinden vurur. hah iste orada ilk vurulan, kameraya yakin olani incelemek farz. adamin suratinda rol geregi aci ifadesi yerine tamamen samimi bir "allah bu produksiyonun belasini versin, rolumuz ufak diye gomlegi evden getirttiler, bu kan boyasi nasil cikacak simdi, sikicem kelini de" bakisi var. hatta biraz da tiksinmis, boya yapiskan midir nedir. kamera da uzun uzun cekmis o plani, adam kadrajda, besbelli gozunun onunden kariyerini gecirip istifayi basmayi dusunuyor.

    neyse, seven samurai'ya kiyasla bunda bir yuppielik var, muzikten sanirim. boyle iyileri kotuleri yenmeye gidiyor muzigi gibi, upbeat, pozitif ruh haline sahip. halbuki filmin temasi daha melankolik. iyi karakterler iyi filan degiller, kimse de onlara kahraman muamelesi yapmiyor, koruduklari koyluler bile bir an once gitmelerini istiyorlar. genc cocugun sonunda koyluyle evlenmesi de bu tezati arttirmis. oysa koylulerin dunyasi ayri, kazanan en sonunda onlar ve sadece onlar, samuraylar icin mutlu son yok.


    (immanuel tolstoyevski - 2 Nisan 2008 10:20)

  • comment image

    resmen babalar şöleni.
    bu kadar çok iddialı ve yetenekli adamı nasıl topladıkları önce muamma gibi gelse de, sonradan olay anlaşılır!
    yul brynner, eli wallach ve steve mcqueen dışındaki büyük oyuncular, filmin yapıldığı yıllarda o kadar da büyük değillermiş!

    konusu biraz klişe olsa da izlenir, izlenmelidir.


    (seyuranto - 22 Haziran 2010 17:54)

  • comment image

    böyle bir oyuncu kadrosunu bir araya getimeyi nasıl başrdılar bilemiyorum tabi ama, aradan tam 50 sene geçmesine rağmen hala" her daim izlenesi filmler" arasında ilk sıralardadır çoğu kişi için... tam anlamıyla bir başyapıttır. klasik westernlerin atasıdır...


    (filippo - 6 Ağustos 2010 00:08)

  • comment image

    bu filmde, charles bronson'un oynadığı karakterin, babalarını korkak bulan veletlere çektiği bir nutuk vardır ki, western külliyatının aslında arabeskten beslendiğini, kovboy dediğimiz adamın yalnız ve garibin önde gideni olduğunu ama hayatını anlamlandırmak uğruna silahla, parayla ve saloon ile kafayı bozduğunu suratımıza vurur gibidir. çeviriyorum;

    "babalarınız hakkında bir daha asla böyle söylemeyin, çünkü onlar korkak değiller. silah taşıdığım için cesur olduğumu mu düşünüyorsunuz, peki, sizin babalarınız daha cesur çünkü onlar, sizin için, kardeşleriniz ve analarınız için sorumluluk taşıyorlar. ve bu sorumluluk, tonlarca ağırlığı olan büyük bir kaya gibidir. onları toprağın altına gömene kadar eğer ve büker. ve babalarınıza bunu yapmaları gerektiğini söyleyen kimse yoktur. bu sorumluluğu alırlar çünkü sizi seviyorlar ve bu sorumluluğu istiyorlar. ben hiçbir zaman bu tarz bir cesarete sahip olmadım. karşılığını alacağının garantisi olmadan katır gibi çalışmak, çiftlik geçindirmek... asıl cesaret budur."

    çok önemli bir monologdur, filmin görünmez zirve noktasıdır. izleyinizdir.

    edit: imla hataları vardı, yedim.


    (faith no more - 19 Aralık 2011 22:19)

  • comment image

    mgm stüdyosunun yeni bir kadroyla yeniden çekmek istediği film. senaristi ve yönetmeni belli değilmiş ama tom cruise ile görüşmelere başlanmış şimdiden. ben şahsen remake olayına gıcık olduğumdan istemem böyle bir projenin olmasını.


    (koobee24 - 22 Mayıs 2012 15:46)

  • comment image

    ‘ bu adamlara bakmayın, onlar çiftçi her şeyden korkarlar. sıcak olunca sıcaktan, yağmur yağınca yağmurdan, domuzları yoksa aç kalmaktan; domuzları varsa onun aç kalmasından ; korkarak yaşarlar.’

    bu tiradıyla evrenselliğini koruyan bir filmdir magnificent seven


    (gonul cukuru - 28 Aralık 2012 03:36)

  • comment image

    sabah sabah eski pazar sabahlarımızı yad etmeme sebep olan film.

    -bu kadar az paraya bu işi niye kabul ettiğinizi anlayamadım.
    -yıllar önce ben de üstünü çıkarıp kaktüsün üstüne atlayan adamı anlayamamıştım. sorunca "bir anda olayın cazibesine kapıldım" demişti.


    (sevdoshka montana - 17 Şubat 2013 12:16)

  • comment image

    lee van cleef in oynadigi versiyonda yedili, kocalari oldurulmus kadinlardan kurulu bir kasabanin intikamini alirken bir yandan da hatunlarin kalbini calmayi ihmal etmez. ''yedinize hepimiz, saglam bir orjiye ne dersiniz'' diyerek, kocalarinin olu bedenleri sogumadan verirler kaltaklar bu yediliye.


    (zaknafein - 15 Şubat 2004 19:23)

  • comment image

    the clash'in 1980'de kaydettiği sandinista albümünden r&b introlu süper bi şarkı. the clash son albümlerine doğru daha çok etkisini gösteren jamaica, soul ve rasta esintilerini ingiltere müzik piyasasına bu şarkı eşliğinde sunarken, aynı zamanda o yıllarda bunu yapan ilk beyaz grup olma özelliğini taşıyordu. sözleri + ritmiyle bambaşka bi şarkıdır, acaip bir enerji de verir insana, en sevdiğim the clash şarkısı.


    (pina colada - 14 Haziran 2004 09:32)

  • comment image

    yul brynner'ın tartışılmaz bir biçimde starı olduğu son büyük westernlerden biri. kurosowa'nın the seven samurai'sini gören brynner filmin yayın haklarını almak için sinemadan çıkar çıkmaz ajansını aramış. ama hakları alan filmin prodüktörü ve yönetmeni john sturges olmuş. brynner başrolü kapmış, yardımcı oyuncular da o zaman fazla ünlü olmayan ama gelecek vadeden oyuncular arasından başarıyla seçilmiş. eli wallach, charles bronson, steve mcqueen, james coburn, robert vaughn gibi heycan verici, bazıları sonradan çok ünlü olan oyuncular gerçekte de muhteşem bir yedili oluşturmuşlar. bir yönetmen ya da hikaye filmi değil, tamamen bir oyuncu filmi the magnificient seven. ayrıca western filmi klişelerinden uzak durmaya çalışan, gerçekçi karakterler ve olaylar yaratma çabasının ön planda olduğu bir film. akira kurosawa da filmi izleyip bir western olarak çok beğendiğini belirmiş, kendi filmiyle karşılaştırmayı olgun bir tavırla doğal olarak reddetmiş.

    meksika'daki çekimler başladığında, holivud'un gelmiş geçmiş en kaprisli oyuncularından steve mcqueen ve yul brynner arasında ilk günlerde sıkı bir ego çekişmesi yaşanmış. filmin ilk 20 dakikasında görebileceğiniz üzere mcqueen sahnelerde rol çalmak için özel teknikler geliştirmiş. geri planda kaldığını düşündüğü her anda mimikleriyle, el hareketleriyle, davranışlarıyla ön plana çıkmaya çalışıyormuş, yull brynner ön planda konuşurken steve mcqueen arka planda dikkat çekmek için sinek kovalıyor, başına içki şişesi dikiyormuş. bu çabaları yull brynner'ın onu bir köşeye çekip "bak steve, senin sahnelerinde sadece şapkamı çıkarmam bile film boyunca kimsenin bir daha görmemesi için yeter, ona göre" demesi üzerne son bulmuş. mcqueen'in ondan sonra yaptığı tek şey çekimden sonra diğer yardımcı oyunculara gidip "brynner'ın tabancasını gördünüz mü, ne kadar büyük, bize küçük tabanca verdiler...brynner'ın atını gördünüz mü bizmkiler onun yanında köpek gibi kalıyor*..." diye olay çıkarmaya çalışmak olmuş, fakat diğer oyuncuların hiçbiri mcquuen kadar hırslı olmadığından ya da fallik obje kavramına onun kadar önem vermediklerinden olacak aldırış etmemişler.

    kült aktörlerin oynadığı, tematik açıdan zamanına göre yenilikçi bir western klasiği the magnificient seven. çoğu eski holivud klasiği gibi karşısına geçip sadece keyif almak için pek çok kere izlenebilir.


    (eowyn - 3 Eylül 2001 03:05)

  • comment image

    amerikan televizyonlarında en çok yayınlanmış olan ikinci film (birincisi ne acaba?). 1960 yapımıdır. siz bakmayın yukarıdaki oryantal yorumlara, shichinin no samurai'den hiç de aşağı kalır bir yanı yoktur bu filmin. klasik westernler ile spaghetti westernler arasındaki dönemde hayat bulmuş özel bir filmdir. bu özellik sadece bir kurosawa filminin remake'i olmasından değil, anlattığı hikayenin mesajını daha net verme ve tam hedefi vurma becerisinden gelir. bu film hakkındaki fikri sorulduğunda -sıçma sıvama hakkı- saklı olan kurosawa bile hayranlığını gizleyememişken bizlere bok yemek düşer. dahası kurosawa, özellikle shichinin no samurai filminde westernlerden, john ford ve john huston'dan etkilenmiştir. bu yüzden de amerikanvari tarzı yüzünden japonya'da el üstünde taşındığı olmuş şey değildir. biz kurosawa sinemasını safkan japon işi sanmaya devam edelim. (kurosawa sevdiğim halde nasıl celallendirdiniz ulan beni)

    ilk başta filmi yul brynner'ın yönetmesi ve anthony quinn'in başrolü oynaması düşünülüyormuş ama yapımcılar işi karıştırmışlar. bunun üzerine anthony quinn yüklü bir tazminat davası açmış ama kaybetmiş.

    moğol yul brynner, meksikalı genç silahşörü oynayan alman! oyuncu, tüm zamanların çalışması en zor aktörlerinden steve mcqueen, ellerine geçen fırsatı iyi değerlendirip sükse yapma arzusundaki genç, yetenekli, efsane adayları charles bronson, james coburn ve robert vaughn. setin halini siz düşünün artık. dvd ekstralarındaki fotolarda birbirlerinin sigarasını yakan, poker oynayan, can ciğer kuzu sarması gibi gözüken steve mcqueen ve yul brynner tam bir ego savaşı yapmışlar. steve mcqueen birlikte göründükleri her sahnede yul brynner'dan rol çalmaya, dikkat çekmeye çalışırken, yul brynner da birlikte göründükleri sahnelerde mcqueen'den daha kısa görünmemek için yerdeki toprağı ayağının altında toplayıp, üstüne tünemiş. mcqueen de yul bunu her yaptığında arkasından toprağı tekmeleyip bozmuş sinirinden. tam bir soğuk savaş yani. bu arada iğrendim kendimden. film eleştirecez diye yazdığımız şu saçmalıklara bak, ucuz paparazzi malzemeleri. ne pis adamlarmışsınız be! neyse bütün bu cast çekişmelerine rağmen mucizevi bir sonuç çıkmıştır ortaya.

    pek çok klasik olmuş replik geçer filmde (bkz: we deal in lead). daha da önemlisi kurosawa'nın emanetine hıyanet etmeden, pek çok westernin kutsallaştırdığı gunfighter-kovboy kavramını acımasızca yerin dibine sokar. bütün karizmasıyla sigara yakan, yer bakıp yürek yakan, bir vuruşta üç can alan kovboylar, bu filmde her yerde aranan, adı lanetle anılan, hiç bir yerde kabul görmeyen, kabul gördüğü yerde cezai zaaflarından dolayı kazıklanan, ibne gibin pust gibin bisii olarak gösterilir. (bunu yazan da leone filmlerini seven, öven ikiyüzlünün biri olmasa bari).

    korkunç bir baş ağrısı eşliğinde izlerken tamamlayamayıp, ertesi gün bitirdiğimi ve buna rağmen her saniyesinden büyük keyif aldığımı düşündükçe filmin değeri gözümde daha da büyüyor. iyi kötü ve çirkin kadar eğlendirici olduğu gibi, söyleyecek ekstra şeyleri de var.


    (axellennox - 19 Temmuz 2006 01:51)

Yorum Kaynak Link : the magnificent seven