Süre                : 1 Saat 55 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Aralık 1991 Çarşamba, Yapım Yılı : 1991
Türü                : Biyografi,Drama,Tarih,Müzik,Romantik
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Film Par Film , DD Productions , Divali Films
Yönetmen       : Alain Corneau (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Pascal Quignard (IMDB)(ekşi),Alain Corneau (IMDB)(ekşi),Pascal Quignard (IMDB)(ekşi),Pascal Quignard (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jean-Pierre Marielle (IMDB)(ekşi), Gérard Depardieu (IMDB)(ekşi), Anne Brochet (IMDB)(ekşi), Guillaume Depardieu (IMDB)(ekşi), Carole Richert (IMDB)(ekşi), Michel Bouquet (IMDB)(ekşi), Jean-Claude Dreyfus (IMDB)(ekşi), Yves Gasc (IMDB), Yves Lambrecht (IMDB), Jean-Marie Poirier (IMDB), Myriam Boyer (IMDB), Violaine Lacroix (IMDB), Nadège Teron (IMDB), Caroline Sihol (IMDB), Philippe Duclos (IMDB), Yves Gourvil (IMDB)

Tous les matins du monde (~ Dünyanin Tüm Sabahlari) ' Filminin Konusu :
Eski bir Fransız özdeyişinden esinlenerek adlandırılmış, hem roman hem de bir film olarak oldukça başarılı ve eşine az rastlanır bir örnek olduğu da söylenebilecek yapıt, aynı zamanda günümüz Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından Pascal Quignard´ın en popüler kitabıdır.17. yüzyıl Fransa´sında, karısını yitirdikten sonra çiftliğinde inzivaya çekilmiş olan besteci ve viyola sanatçısı Sainte-Colombe, iki güzel kızıyla birlikte yaşamaktadır. Sainte-Colombe, sanatta ün değil, şiiri arayan bir müzik dehasıdır. Bir bahar günü, Marin Marais adında utangaç ama muhteris bir genç adam çiftliğe gelir ve Sainte-Colombe´a öğrencisi olmak için yalvarır. Kralın sunduğu olanaklara ve üne sırt çeviren usta ile ün, para ve kolay yaşam peşinde koşan, sanatsal yaratının mistik derinliğini fark etmeyen öğrencisinin çelişen kişilikleri, bir çağın entelektüel yaşamına ışık tutarken, 'sanatçının kimliği ' sorunsalına da tanıklık ediyor. Sinema ve müziğin kesiştiği, kulağa ve göze hitap eden kareleriyle unutulmazlar arasına girmeyi hak eden, sanatın özüne ışık tutan müzik ve şiir dolu bir yapıt. Özelde müziğin, genelde ise sanatın kimin için yapılacağını tartışan, acı ile gölgenin yan yana geldiği, aynı zamanda gelmiş geçmiş en iyi ‘soundtrack’lerinden biri olarak değerlendirilen filmin müziklerini, öykünün ruhunu yansıtmak için Sainte-Colombe ve Karin Marias besteleri üzerine ayrıntılı bir çalışma yapan Jordi Savall yapıyor. 1992 yılında 7 dalda Cesar ödülü kazanan film hem sinema tutkunları hem de klasik müzik düşkünlerinin kaçırılmaması gereken bir görsel-işitsel şölen sunmakta.


  • "(bkz: dunyanin butun sabahlari)"
  • "7 ocak 2003 günü bilgi üniversitesinde gösterilecek olan fransız filmi"
  • "evet ... bugün saat 19.30 da izleyeceğim film"
  • "fransız viola da gamba ustası ve besteci sainte -colombe'un hayatını anlatan bir film...(bkz: viola da gamba)"
  • "her bakımdan mükemmel bir film. yeniden yeniden izlense bıkılmayacak, her izlendiğinde farklı bir detay farkedilen bir sinema yapıtı."
  • "1991 yapimi. bu yil ankara film festivali'nde tekrar gosterimde."
  • "(bkz: marin marais)(bkz: jean-baptiste lully)(bkz: françois couperin)"
  • "kadinlarin kendini adam gibi adama adama ihtiyacinin husranla sonuclanacagini gosteren aci bir filmdir."
  • "bana kalirsa film ask uzerinedir, muzige karsi olan askiniz kendinizi ona adamaniz ya da saray calgicisi olmaniz ile olculur, bir kadina olan askiniz da yine ayni sekilde."




Facebook Yorumları
  • comment image

    evvel zaman icinde, kalbur saman icinde, ben annemin evinden uzak, uzak diyarlarda, zaman zaman icinde seyrettim bu filmi. filmin muhtesem kareleri zamanin icinde van gogh sarisi olurken, anilar sayfa sayfa okunurken, jordi savallin le badinage'sinin yarattigi alcak gonullu bir ask'a donustu bu filme hayranligim yillar icinde.


    (sprintpcs - 26 Eylül 2006 03:04)

  • comment image

    tuvalete gitmek ya da gözleri perdeden ayırmak için tek salise vermeyen film; film'den ziyade kendi yüzyılının gezegenini yaratıp bittiğinde yok eden... sevmediğimiz üç nokta işaretini izlerken ve şu an bu yazıyı yazarken aklımızda ve vücudumuzun çeşitli yerlerinde gezdiren şey. bir üstad'ın gözleri başka yerde böyle kara ve derin görülmemiştir; bu ustanın gözü sarı değil ki talebesine en ufak bir yanlışı imtina etmeksizin yakıştırsın.wonderful way to go gidişini filmin ortalarında görürüz ustanın ki gerard depardieu'nun oynadığı öğrenci de ancak ölmeden önce talebelerine son viyolasını çalarken hüznün en güzel haliyle döktüğü bir gözyaşında üstad'ın elini son sıkışını över.kendini aşk için yatağına bağlayan ve sonra o ne güzel öldüren bir kadın, talebeye , yanına gittiği enthanım'ı üstad'a eşlik eder. dünyanın tüm sabahları ağaçların rüzgara genzini açtığı yerde usulca telin tele değdiği yerde dünyanın bütün sabahları sükunet olmuş sükun ediyor.

    (bkz: hayalperest)


    (porsgemsheniark - 24 Aralık 2006 04:20)

  • comment image

    adı, ki bence çok güzeldir, filmde ve tahminen kitapta da geçen "tous les matins du monde sont sans retour" cümlesinden gelmektedir (bkz: fransizcadaki en baba laflar), "dünyanın bütün sabahları geri dönüşsüzdür". ilginç bir özelliği, filmin ilk 5 dakikası boyunca gördüğümüz tek şeyin gerard depardieu'nün yüzünün olabilecek en yakın plandan çekimi olmasıdır, insana "her şey bir yere kadar" dedirtir. depardieu'nün gençliğini oynayan çocuk tam kılkuyruk ya da tıfıl olarak adlandırılabilecek, leonardo di caprio benzeri bir arkadaştır. bir filme bu kadar yakışmamak görülmemiştir. işin acı yanı bu kardeşimiz (bence hiç benzememekle beraber) depardieu'nün öz oğlu guillaume'dur. madelaine rolündeki anne brochet ise tam bir fransız yüzüne sahiptir; sabit ve herhalde mana yüklü olduğunu düşündürtmesi gereken bakışları benim sadece ruhumu sıkmıştır. marais'ye duyduğu aşk yüzünden onca acıdan geçerken ona bir türlü empati geliştirememiş, aksine tavırlarını gayet sevimsiz bulmuşumdur. yaşlı marais rolündeki gerard ve hocası saint coulombe rolünü oynayan jean-pierre marielle ise benim oyunculuk anlayışıma göre gerçekten başarılılardır. yine de biraz zorlama bir filmdir bana kalırsa. aslında filmden çok görüntülü romana benzer. müzikleri ise -kemanseverler için özellikle- güzeldir..


    (lacrima - 10 Temmuz 2000 21:09)

  • comment image

    her bakımdan mükemmel bir film. yeniden yeniden izlense bıkılmayacak, her izlendiğinde farklı bir detay farkedilen bir sinema yapıtı.


    (atlantis - 30 Mayıs 2003 16:47)

  • comment image

    film aslında modern çağımızda sanat-popüler kültür sorunsalına* 17. yüzyıl perspektifinden bakmaktadır. o zamanın saray çalgıcıları zamanımızın pop starları gibidir. amma velakin saray çalgıcısı olmak içinde ruhlarını satmış, gönül verdikleri sanatın çarpık bir kopyasını icra etmişlerdir.


    (khaotik - 25 Eylül 2003 21:12)

  • comment image

    tous les matins du monde, gerard depardieu, jean-pierre marielle, anne brochet oynuyo.. müzikler jordi savall.. soundtrack'in giris parcasi türk marşı :) kent fm'deki bir şiir programinda sürekli calardi.


    (kris - 20 Eylül 1999 00:00)

  • comment image

    bir nevi mozart-salieri cesitlemesi denilebilirdi sadece bu filme. corneau'nun müthis ayrintili, her plana siirsel bir ayrinti katan resim gibi görüntü calismasi, klasik müzik-(görüntü calismasinin özünde yatan) still life tablolar vs. baglaminda rönesans sanatinin, bati sanatinin yasujiro ozu'yu ve japonlarin minimalizm cabalarina benzer bir ekolünü, tavrini tüm film boyunca hissettirmeseydi. cümle karisik oldu, pardon. ukalalik etmek istemedüm. güzel film, süper titiz cekmisler diyecektim kisaca.


    (caponsever - 12 Temmuz 2004 22:05)

  • comment image

    marais madeleine'den babasının ne zaman ve nerede çalışacağını öğrenir ve her sabah (aklımda saat 11.00 olarak kalmış) sainte colombe'un çalışacağı kulübenin altına gizlenerek onu dinler. bardaktan boşanırcasına yağmur yağdığı bir gün iliklerine kadar ıslandığı halde sonuna kadar orada durup colombe'u dinlemesi filmin vurucu sahnelerindendir.


    (beatific - 18 Ağustos 2004 21:20)

  • comment image

    fransız yazar pascal quignard'ın romanından uyarlama bir film.
    1996 yılında kanal 6'da birkaç kez yayımlanmış fakat her seferinde "reklam filmden önde gelir" ilke(!)sinin acı bir sonucu olarak filmin ortası ve son bölümü kırpılarak eksik gösterilmişti.


    (comandante - 9 Ocak 2002 17:55)

  • comment image

    filmin en etkiliyici sahnesi marais* saray orkestirasina katilmasi nedeni ile hocasi saint coulombe tarafindan evden kovulur ve akabinde bir sure sonra sevgilisi olan hocasinin kizini terk eder, kiz buna dayanamaz ve acindan olur.
    ama marais hocasinin tum bildiklerine ogrenememistir o bestelere karsi inanilmaz bir aclik besler yillarca saraydan gece cikar ve hocasinin kulubesinin altinda onun yeniden calmaya baslamasini bekler cunku bilir ki eger ogrenemezse hocasi tum bildiklerini mezera goturecektir. sonunda bir aksam hocasi bosluga beni anlyabilecek kimse yok mu diye yakarir bunun üzerine marais tum yuzsuzluguyle kulubeye girer.
    konusurlar sonrada karsilikli calarlar, aralarinda ki nefret ve sevgi iliskisini cok guzel anlatir bu sahne yapilan muzik ise mukemmeldir.


    (laos - 9 Ocak 2002 18:09)

  • comment image

    hacettepe universitesi guzel sanatlar fakultesinde ogrencileri kafeslere tikarak zorla izletildigi icin onyargiyla yaklasilan ve nefret edilen film. bu onyargi sebebiyle kimse filmi dogru duzgun izleyemez, asar suratini oturur. belki film dunyanin en guzel filmidir ama iste ogrencilerin film konusundaki dusunceleri tikanmistir.
    is bu sebepten bu film hakkinda ne yazikki hicbirsey hatirlamamama ragmen bu filmden nefret etmekteyim.
    kahrolsun fasist yonetim.


    (yumusakca - 5 Mart 2006 03:41)

  • comment image

    bana kalirsa film ask uzerinedir, muzige karsi olan askiniz kendinizi ona adamaniz ya da saray calgicisi olmaniz ile olculur, bir kadina olan askiniz da yine ayni sekilde.


    (kudra - 31 Mart 2006 00:40)

Yorum Kaynak Link : tous les matins du monde