• "bunlar da hitchhikers guide to the galaxy teaserındaki gibi dünyayı patlatmışlar. -hey terrorists, terrorize this! zbam"
  • "ilginc bir fikir olan lamborghini diablo limuzini, oyuncak olarak da olsa hayata gecirmi$ olan film."
  • "matt damon'la da çok pis dalga geçen bir film."
  • "duygusal sahnede çalan fuck yeah(bummer mix) ile insanı kendinden geçiren film."
  • "(bkz: durka durka durka)"
  • "dublajlı hali uyutan, dandik şey."




Facebook Yorumları
  • comment image

    film olarak degerinden ote, politik soylemsizligi yuzunden dalga gecilen film. tanim yazacagim diye hep kasinti bir topic sentence buluyorum, sonra da toparlamaya calisiyorum boyle bir gecis cumlesiyle, entry'lerimde tekduzelestim, sozluk bana yardim et diye sacmalayip konuya giriyorum.

    trey parker ve matt stone arkadaslar "taraf olmama" derdinde olan arkadaslar degillerdir. bu arkadaslar ne demokrattir ne de cumhuriyetcidir; dolayisiyla iki tarafi da elestirmektelerdir. hatta sanirim stone "cumhuriyetcilerden nefret ediyorum, ama demokratlarin .mina koyayim" gibisinden bir laf etmistir vakt-i zamaninda, simdi hatirlayamiyorum hangisiydi, nerede okumustum falan.

    genelde elestiriler, "oh bush'u elestirmis, demokratlari elestirmis, herkese bal calmis, boyle gorussuzluk mu olur" falandan ibaret, ama gozden kacan bir nokta var. parker ve stone bildigin libertarian adamlar. minimal bir devlet anlayisi guden, o yuzden asiri korumaci politikalari sevmeyen; ekonomik serbesti yanlisi, her turlu dusunce ozgurlugunu savunan vs. adamlar. libertaryen nedir tanimlamaya gerek yok burada, isteyen google'a bakar okur.

    bir tutarli libertaryen perspektifinden bakarsak olaylara; onemli olan "fayda-masraf"* analizidir. yani bir durum bize ne katar, bizden ne goturur o incelenir. mesela marijuananin serbest kalmasini isterler cunku insanlar kendi kararlarini kendilerinin vermeleri gerekir, uyusturucu yasagi insanlarin yasaya karsi gelmelerine sebep olur, cikan sorunlar illegal sekillerde cozulur, yasadisi kullanildigi icin herhangi bir ekstrem durumda saglik problemi yasama olasiligi artar -polis korkusundan hastaneye gidememe gibi-, tuketici haklari korunamaz vs. halbuki marijuananin bilinen zarari produktivite kaybi ve de sigara ve alkolden cok da beter olmayan bir saglik riskidir, bagimlilik yapmaz, gencleri kotu yola suruklemez -cunku serbest kalmasi halinde su ankinden daha fazla kullanilacagi kaniti yoktur, hollanda buna ornektir- bu tur bir analizden sonra o konu hakkindaki gorus/durus belirlenir.

    parker ve stone'un bu kadar detayli bir ideolojileri olduguna inanmiyorum, fakat team america'nin neden soylenenin aksine gayet de taraf oldugunu belirtmeye calisacagim icin bu detayli ornegi verdim. eger irak savasi/terorizme karsi savasin maddi kulfeti, dunyadaki prestij acisindan olumsuzlugu vs. gercekten terorizmin durmasina yardimci olacaksa, savas libertaryen tarafindan hos gorulebilir. fakat filmde de belirtildigi uzere; amerika savasirken terorizmle muhattap olmuyor sadece, sehirleri yikiyor, asiri guc kullaniyor, kendi prestijini zedeliyor. savas dogru bir fikir olsa da metot yanlis; ve bu elestiriliyor. (ote yandan bazi libertaryenler amerika'nin bu savas ile muhatap olmamasi gerektigini, terorle mucadelenin faydalari olmadigini savunurlar ki o da baska bir gorustur.) diger taraftan, pussy'lerin savasa kayitsiz sartsiz karsi cikmalarini, surekli hybrid araba kullanalim demelerini, kendini begenmis tavirlarini da elestiriyor. hatta hollywood aktorlerinin bu konuda konusmalarini surekli elestiri malzemesi yapiyorlar "siz kimsiniz lan?" diyerek. cunku bir libertaryene gore, demokratlar (liberaller) goruslerini sosyale iyi gozukmek adina belirlerler ve de saglam bir nedenlemeden yoksundurlar. dusunce ozgurlugunu savunurken devletin mudahalesini isterler, sigaraya cok vergi koydururlar ama dusuk gelire vergi koydurmazlar vs.

    su son iki paragrafta bahsettiklerim zaten south park cizgisinden farkli degil. south park'ta da, iki tarafin ekstrem, onyargili gorusleri ile dalga gecilir; sonunda da bir libertaryene gore neyin dogru olacagi anlatilir. parker ve stone "aman muhalefet edelim de nasil olursa olsun" kaygisindan ote "hocam sunlari sunlari yanlis yapiyorsunuz, dogrusu bu." derler. bu tarafsizlik degil, kendi ideolojisini savunmadir.

    parker ile stone'un derdi beni mi gerdi bilmiyorum, fakat 3 entry'den biri "hocam bu nasil elestiri, yavsaklik la bu!" olunca "ayip olmasin cocuklarin emegine" dedim. fuck yeah!

    edit: bir daha baktim da, sadece iki paragraf film ile dogrudan alakali olmus ama, idare ediverilsin artik.


    (shelbyl - 17 Nisan 2008 11:43)

  • comment image

    film üzerine sean penn şöyle bir mektupla samimice ebenizi sikeyim demiş trey parker ve matt stone'a:

    october 6, 2004

    to trey parker and matt stone,

    i remember a cordial hello when you guys were beginning to be famous guys around hollywood at some party. i remember several times getting a few giggles out of your humor. i remember not being bothered as you traded on my name among others to appear witty, above it all, and likeable to your crowd. i never mind being of service, in satire and silliness.

    i do mind when anybody who doesn't have a child, doesn't have a child at war, or isn't or won't be in harm's way themselves, is encouraging that there's "no shame in not voting" "if you don't know what you're talking about" (mr. stone) without mentioning the shame of not knowing what your talking about, and encouraging people to know. you guys are talented young guys but alas, primarily young guys. it's all well to joke about me or whomever you choose. not so well, to encourage irresponsibility that will ultimately lead to the disembowelment, mutilation, exploitation, and death of innocent people throughout the world. the vote matters to them. no one's ignorance, indcluding a couple of hip cross-dressers, is an excuse.

    all best, and a sincere fuck you,

    sean penn

    p.s. take this as a personal invitation from me to you (you can ask dennis miller along for the ride as well) to escort you on a trip, which i took last christmas. we'll fly to amman, jordan and i'll ride with you in a (?) 12 hours through the sunni triangle into fallujah and baghdad and i'll show you around. when we return, make all the fun you want.


    (amphibian - 9 Ekim 2004 16:07)

  • comment image

    ozellikle amerikan yonetiminin "operation iraqi freedom", "x'e freedom, y'ye freedom" tarzi, hedef alinan ulkeye ozgurlugu geri getiricez tarzi, kagit uzerinde guzel nedenlerle yaptigi operasyonlarin somut sonuclarini fahrenheit 9/11'da kamyonlarin arkasina firlatilanlardan(!) gormu$tuk.. i$te bu filmde de aslinda bahsi gecen bu "operation"'lara gondermeler mevcut, tamam teroristleri temizliyorsun da ba$ka neleri temizliyorsun bu arada, ondan da bir bahseder misin dedirtiyor.. mesela, irak operasyonuna kesin kez kar$i cikan fransa'ya okkali bir cevap veriliyor filmin ba$inda, bu kismi ile ultra-milliyetci amerikalilari sevindirebilir..

    filmin en guzel politik dokundurmasi ya da te$bihi diyelim, sik* - am* - got deligi* uclusudur. burada "sik" muhafazakar cumhuriyetcileri, "am" liberalleri, "got deligi" ise teroristleri simgeliyor.. muhafazakarlar (dick) yillardir sure gelen politikalari ile kendi gibi du$unmeyenleri (pussy) nasil "sikiyorsa", ayni $ekilde teroristleri de (asshole) sikmelidir ki amerika hep guvenli, huzur dolu bir ulke olsun.. eger sikmezlerse asshole hem dick'in hem de pussy'nin uzerine oyle bir sicar ki her yer bom bok olur.. o yuzden film, "biz muhafazakarlar politikalarimizda her zaman hakliyiz" demeye getiriyor bu kismi ile..

    muzikler bir harika, gaza getiriyor ve ozellikle sozleri kahkalar attirici nitelikle (ucaklarin mount rushmore'dan ciktiklari sirada calan/soylenen: fuck yeah).. buradan ebeveynlere sesleniyorum, sakin ola ki "eheheehe kukla filmi, bizim cocuklar cok sever kesin bunu" diyerek cocuklarinizi goturmeyin bu filme, zira "seks" sahneleri de mevcut, hem de mubarek kamasutra gibi, pozisyon uzerine pozisyon.. benim gittigim sinema salonunda bir babanin 4-5 ya$larindaki iki cocugu ile filmin ilk yarim saati sonunda ciktigina $ahit oldum, aman diyorum, dikkat.. lakin ne yalan soyliyim bu bolumleri en komik kisimlarindan biri.. filmde ayrica orta dogulularin her dort lafindan ikisi muhammed ve cihad, bu da ayri bir komedi..

    ho$ detaylar da var filmde, mesela; top gun tarzi filmlerde rastlariz arada sirada, sava$ ucaklari kullanan pilotlar en ciddi kovalamaca sahnelerinde bile telsizleri ile aralarinda muhabbete devam ederler.. amerikalilarin zihnindeki orta dogulu adam imaji, esmer ve saci sakali birbirine kari$mi$tir..

    south park'i sevenler zaten oy oy oy diyecektir bu filmi izlerken, kufur, cinsiyet gondermeleri, politika, $iddet ve her $eyden onemlisi bol bol kahkaha, kisacasi her $ey var bu filmde de..


    (huger - 16 Ekim 2004 03:52)

  • comment image

    sozluk okuyucusunu su noktada bir dost, bir kanka gibi omuzundan tutmak, ilkokulda yaptigim gibi bu filmi bastan sona anlatmak, esprilerini ard arda siralamak nasil guldugumden bahsetmek isterdim. edemiyorum. ama inaniniz ki oyle bir film vucuda getirmisler ki, artik gulmekten sinemada cingar cikti, kahkahadan kulagim agridi. yani southpark'in yapimcilaridir' komiktir, enfestir diye gittigimiz bu eserin boylesine bir bilenmeye ragmen bizi sasirtmasi, gulmekten ogurtecek raddeye getirmesi hayret edilesidir. filmi izah etmek, bastan canlandirmak istemem, ama sadece sarkilari, sirf muzikleri icin dahi kor insanin kolundan tutulup goturulmesu gereken bir eser olmus cikmis.

    filmin politik gondermelerine ise ne diyecegimi bilemiyorum. bu filmde edilen laflarin dogrudan manasini alip, politik bir mesaj cikartmak icin hagatten de sean penn ayarinda bir kusbeyinli olmak gerekiyor. am sik got uclemesi uzerinden donen enfes politik mesajin edinildigi kaynak ve soyleyen kisinin zeka seviyesi, gecmisi ve o anki amaci dusunulurse bu kadar kolay bir mesaj almak mumkun gorunmuyor. ne zamandan beri bir filmde kulliyen tassak gecilen bir zihniyetin kuklasi olan kisinin soyledigi sozler yazarini bagliyor?

    sozlukten defalarca orrospu cocugu oldugunu dile getirdigim, her filminde aglayrak ayni agiz yuz gevmeleri yaparak taninan, ve madonna'nin karisi olarak un yapmis olan sean penn, ayni fikirde gorundugumuz halde kendisinden igrenmeyi basardigim bir insan olmasi acisindan burada da dikkatimi cekti. "acik mektup" yazip kendisini ve grubunu elestirmenin, "oy vermeme hakkina da saygi duyuyoruz" demenin savasa okey cekiyoruz manasina geldigini zannedecek kadar kendisiyle dolu olan, kisacasi "aktor" olan sean penn'in gozyasi ticaretinin, "ben cok uzuldum siz de bunu gorunuz" sevkiyatinin da, sevkinin de ta gotune koyayim diyorum.

    liberallerin aktorlerden ve populist dombalaklardan ibaret oldugu bir ulkede, kendine ait zerre fikri olmayan, replik ezberleyip gundeme cikarak osuruk debisinde bir siddette fikri dolulugu olan ruzgarlar estirdigi bu cografyada yasayan herkes "vatan asigi" muhafazakarlar ile, "baris asigi" ilkesiz, vizyonsuz dumbelekeler arasinda kalirsa tassak gecmekten baska opsiyon sahibi degildir, yaratamaz.

    sean penn'in oy verilmesini destekleyerek basa gecirmeye calistigi, dehsete son vermesini umdugu kerry'nin bush'dan daha fazla savas saksakcisi oldugu, liberal adi altinda en azili "muhafazakarlarin" iktidara guresen muhalefet oldugu bir ulkede kendisine misyon ve ticaret hacmi yaratan sean penn ve turevlerine ben de buradan net bir siktir oradan cekiyor, hakli bir bikkinlik icindeki tery parker ve matt stone gibi isimlere saygiyla selam duruyorum.

    her "aktor" gibi, "rol" insani gibi dikte ettirildigi naneyi anlamadan soyleyebilecek gozu karaliga sahip olan sean penn "role hazirlanirken girilen badireler" argumanlari ve promosyonlarinin politik konularda da dikis tutturacagina inaniyor olmali ki acik mektubunda hedef aldigi ikiliye "siz bir zamanlar comezdiniz elimi sikiyodunuz" diye kilcik atip uzerine dipnotta "ben gecen christmas da iraktaydim, superim, gordum, ona gore konusuyorum." demekten de beis duymuyor. sean penn zannediyor ki, bir cografyada vakit gecirmek, "acilari paylasmak" bir samimiyet belirtisidir, bilirkisi olmak garantisidir. sean penn zannediyor ki kisinin gecmisi ve kimligi fikirlerinin altindaki aslandir, sasmaz gostergedir. e o zaman sean penn, madonnanin kocasi olarak meshur oldugunu, gazeteci doverek sansasyon yarattigini gecelim, bir film icin 5 milyon dolar almaktan bir an icin yakani titretmemis bir yarrak oglu olarak ne hakla "gezdim dolastim" diyerek prim beklentisine girersin? eger bir kisinin icerigi "yaptiklari, ettikleri" ise, al iste 5 milyon dolar gibi gezdigin ucgen icinde gordugun herkesi ust uste eklesen yanina yaklasmayacak paralari bir filmde kazaniyor, altindaki set iscilerine, asgari ucrete calisan set iscilerine dagitmayi akil etmiyorsun da noel oldu mu anlamli ziyaret yapasin tutuyor oyle mi? sean penn sirf "dogru ve hakli"nin yaninda ve makaminda oldugu icin kendisinin de arada kaynayip gidecegini, goz alabildigine sigliginin dikkat cekmeyecegini zannedecek kadar aktor olmussun, amerikali olmussun desek, sana o fuck you yu sari burma yapip soksak yeridir hani. her filmde agladigin gibi agladigini bir gorsem nasil mutlu olurdum bilemezsin.

    muhafazakarinin fasist oldugu, liberal'in neo-nazi oldugu bir ulkenin elestirisidir bu film, bir grup ya da spesifik bir nuzulun degil.

    zittiysaniz tekrar tekrar calan sarkisiyla hatirlatmak isterim:
    america, fuck yeah.


    (otisabi - 16 Ekim 2004 10:17)

  • comment image

    sirf su mukemmel eseri, mesaj dolu sozleri barindirmasiyla da kalplerde ayri bir yere sahip olacagi kesinlesmis olan bir film team america ki ben de bogurtlen birasinin ustune ancak bu kadar cumle kurabiliyorum. neyse ben susuyorum gozlerim konussun.

    synopsis: gary lisa'yi dusunmekte ve duygulu anlar yasamaktadir, olaylar gelisir:

    i miss you more than michael bay missed the mark
    when he made pearl harbor
    i miss you more than that movie missed the point
    and that's an awful lot, girl
    and now, now you've gone away
    and all i'm trying to say
    is pearl harbor sucked
    and i miss you

    i need you like ben affleck needs acting school
    he was terrible in that film
    i need you like cuba gooding needed a better part
    he's way better than ben affleck

    now all i can think about is your smile
    and that shitty movie too
    pearl harbor sucked
    and i miss you
    pearl harbor sucked
    just a little bit more than i miss you


    (cheja - 16 Ekim 2004 10:37)

  • comment image

    midwest denen amerikan bozkirinin bagrinda misir tarlalarina 50 metre mesafede bir sinemada gittigim filmde "ben bir nebraskaliyim ona en fazla misir tarlalarinin arasindan ayisigini seytretmeyi teklif edebilrim" seklinde replikle beraber sinemadaki herkesin sessizlesmesi kendilerine sokulan lafi yavas sindirmesi beni iyice zivanadan cikarmis, of anam cenem agridi diyene kadar gulmeme sebeb olmustur.


    (oksenb - 28 Ekim 2004 07:50)

  • comment image

    trey parker rolling stone dergisinin ekim sayısına: "bir askere git şu adamı öldür dediğinizde gidiyor ve onu dan diye öldürüveriyor ama bizim bunu bir kuklaya yaptırabilmemiz için tam 5 gün uğraşmamız gerekiyor! " diyerek savaş karşıtı en ince mesajlardan birini vermiştir.


    (xerathul - 4 Kasım 2004 00:26)

  • comment image

    otisabi'nin yogun ovguleri uzerine izlemekten pisman olmadigim, gulduren, lakin son tahlilde sade suya tirit bir kukla gosterisi.

    south park gibi cok zekice dusunulmus bir seyi yaratan bu iki sahsiyetin nihayetinde 35 yaslarinda, bok gibi para kazanmakta olan, sagcisinin da solcusunun da zaten binbir okuzluk ve ariza sahibi oldugu bir memlekette "siyaseten yanlis" seyleri, ters cevirmedik kaplumbaga birakmadan ve her daim tassak gecerek soylemek uzerinden "onay" arayan iki (haddinden fazla belki) "amerikali" olduklari hatirlatilabilir hemen. "siyaseten yanlis" olmak gencler arasinda cok satiyor, bunu da cok iyi pazarliyor parker ve stone. bir de, takdir edilesi bir ozellikleri bu ikilinin: eglence endustrisinde cok az gence nasip olan bir serbestlik icinde calisiyorlar.

    bu kukla tiyatrosunun "iyi" bir politik elestiri oldugunu dusunmuyorum. en fazla, eglenceli bir kuru gurultu. sean penn gibi tatlisu liberallerinin (gereken ayari otisabi vermis guzelce) viyakladigi sebeplerle arizali degil. ama "kynic" olmaya niyet ederken gayet burjuva bir sekilde "cynic" oluveren bir gosteri bu.

    once "kynicism" ile "cynicism" arasindaki farki aciklayayim dilim dondugunce.

    "cynic" elestirmen, ideolojik maskelerle sosyal gerceklik arasindaki mesafenin ayirdindadir, ama maskelere ihtiyacimiz oldugunda israr eder. koru korune ideolojik konumlara sikismis olanlari parmakla gosterip tassak gecer, bu bakimdan bir nahiflik icinde degildir, ama "aydinlanmis yanlis bilinc" paradoksuna hapsolmustur: olan bitenin yanlisliginin farkindadir, ideolojik konumlarin arkasindaki cikarlarin farkindadir, ama hala oyunun bir parcasidir.

    "kynic" dalgaci ise, kadim yunan ve erken roma'da, "resmi" seckinci kulturun populer, halk-yanlisi bir reddiyesine tekabul ediyordu, igneleme ve alay kullanarak iktidardaki ideolojinin hastalikli arizalari ifsa ediliyor, seckinlerin "ciddiyeti", "agirbasliligi" (bugune uyarlarsak "siyaseten dogru oluslari") gundelik banalliklerle reddediliyordu. bu reddiye, bir meydan okuma, el koyma, degistirme iddiasi da tasiyordu ayrica. seckinlerle dalga gecmenin temel niyeti, iktidardakilerin bencil cikarlarini gizleyen ideolojileri ifsa etmek, sahip olunan iktidarin temelindeki siddeti ve zulmu gostermekti. kynic saldiri, pragmatikti: seckin ideologun kullandigi dile angaje olarak, arkasindaki iktidar hirsini gostermeye calisirdi.

    "cynic" elestiri, halkin asagidan gelistirdigi "kynic" tepkiye hakim kulturun verdigi bir tepki olarak da gorulebilir: islerin arizali gidisatini teslim eder, ama ellerini havaya kaldirip "yapacak bir sey yok, yalan dunya boktan dunya" diyerek oyunu oynamaya devam eder. "ahlaksiz" gibi gozukerek hic de devrimci olmayan bir ahlaki arka kapidan iceri sokar.

    simdi bu kukla tiyatrosu bu iki elestiri tarzi arasinda gidip geliyor, ve sonucta emperyalist ahlaki "ahlaksiz" bir retorik ile tekrar onumuze ittiriveriyor. ornegin, bir mulakatlarinda parker ve stone "11 eylul'den sonra amerikalilarin hissettiklerini yansitmaya calistik" diyorlar. lakin irkci sagin iktidardaki ("sik") seckinciligi ile liberallerin muhalefetteki ("am") seckinciliginin dalgaci ifsaati disinda "hakikaten muhalif" bir konum yok gosteride. isin icine bir de "gotdelikleri" girince, tum sozde-ahlaksiz alaya ragmen maskeler onaylanmis oluyor ideolojik halleriyle. baska bir mulakatta ikili kendilerince reel politik bir gozlem yapiyorlar: "dunyada gotdelikleri olduguna gore, onlari sikecek yarraklar olmak zorundadir." sahi mi?

    dahasi, yine bir mulakatta, "irak savasi sirasinda ne zaman haber dinlesek birileri sean penn veya baska bir aktore gorus soruyordu, gicik kapiyorduk biz de, kimsin lan sen?" demisler. el insaf demek lazim, 2001'den beri abd medyasi hakkinda yapilan arastirmalar gosteriyor ki sagci-milliyetci-militarist tipler cok daha fazla cikmislar ekrana yorumcu olarak. isgal ve terorizm hakkinda gecilen tv veya gazete haberleri agirlikli olarak sagci bir cizgide. kynic elestiri, muhalefetten cok iktidarin arizalarina saldirir halbuki. cynic tavir, "uysa da uymasa da" diye ayrim gozetmeden gelene gecene ahkam kesen bir tavirdir, parker ve stone'un suruklendigi konum bu neticede.

    tabii ki, bu cocuklarin kendilerini tatlisu liberallerinin muhalefetiyle bagdastirmaktan imtina etmeleri anlasiliyor ve hakli bir mesafe. lakin "genel olarak amerika'ya giydirmek" diye bir sey yoktur. taraf olmayan bertaraf (ya da kuru gurultu) olur.


    (babaerenler - 11 Kasım 2004 07:32)

  • comment image

    --- spoiler ---

    gary'nin son konuşması ve kusma sahnesiyle yardığı film..

    "we're dicks! we're reckless, arrogant, stupid dicks. and the film actors guild are pussies. and kim jong il is an asshole. pussies don't like dicks because pussies get fucked by dicks. but dicks also fuck assholes. assholes that just want to shit on everything. pussies may think they can deal with assholes their way. but the only thing that can fuck a asshole is a dick, with some balls. the problem with dicks is they fuck too much or fuck when it isn't appropriate. and it takes a pussy to show them that. but sometimes pussies can be so full of shit that they become assholes themselves. because pussies are a inch and half away from assholes. i don't know much about this crazy crazy world, but i do know this. if you don't let us fuck this asshole we're going to have our dicks and pussies all covered in shit"

    ---
    spoiler ---


    (bigboned - 13 Ocak 2005 01:56)

  • comment image

    kararsızlıktan dört dönüyorum odanın içerisinde. karşılıklı oturduğu zaman bahsettikleriyle ilgili iki çift tutarlı lafı bir araya getiremeyecek düzeyde olan iki tipin ortaya koyduğu bokun (ki sanırım burada asshole oluyorlar), gene aslında vakit harcamaya değip değmeyeceği ikileminde her daim milyonlarca klavye vuruşunu şu ortama sığdırabilmiş, ve bunları neden ve nasıl bir gereksizlikle yaptıklarına bir türlü anlam veremediğim yazarlar ve harcadıkları vakti düşünürken, göründüğü üzere onlardan biriyim, evet.

    öncelikle bu film, bu kadar yorum için harcanmış emeği hakeder mi? kesinlikle hayır. ben niye emek sarfediyorum o zaman? battı balık yan gider bir tarafta, 'sosyal sorumluluk' diğer tarafta, buradaki bu kadar boş bir yorum silsilesine tanık olurken "eh artık" diyesi geliyor insanın.

    çok güzel bir ürün konmuş ortaya. harika diyorum ve tebrik ediyorum bitirim ikilimizi. yukarıda da gönderme yapılan filmlerin listesini yazan arkadaşa da teşekkür ederekten bir buçuk saat boyunca osura osura gülmekten başka hiçbir şey yapmamaları gerektiği üzerinde duruyorum insanların. "oooh o ona geçirmiş bu buna geçirmiş", am, göt, sik trilogy'si yapılmış, michael moore üç taşaklıymış, bush reklamını yapmışmış, liberaller yavşakmış, realistler kızkardeşlerini sikiyormuş, amerikalılar salakmış, kilometre yazılarından uslanmayacak kadar salakmış, fransızlar dallamaymış, bir türk dünyaya bedelmiş.. e ne oldu? film nerde kaldı? güldük, eğlendik. ama sonrası yok işte. olmamalı da zaten.

    ama sorun da burda işte. "post sensin modern de götüne girsin" 'era'sında yaşayan bizler relativism (ahanda ingilizce bilmeyenler için görecelilik -çok artizim ya-) doruklarında napıyoruz. hiç bir sikim yapmıyoruz. götlerimizin üzerinde oturmuş sıçarken düşünüyor, yemek yerken yazıyoruz. neye yazıyoruz? haybeye. bunu kim okursa okusun hiç bir şey okumamış olacak, çünkü bu yazının içerisinde sofistike bir biçimde yoğurulmuş ve özümsetilmiş bir söylem yok. tekrar bağırarak tekrar ediyorum hâlâ anlamayamayanlar için. <caps> olmamalı da zaten </caps>.

    şuraya kadar dayanabilmiş olanlardan özür diliyorum vakitlerini çaldığım için. ama şudur olay. yarrak kürek şeylere sayfalarca methiyeler düzmek osuruğa gülenin osuruk kadar aklının olmamasıdır, o kadar. hastasıyım metaforların, aslında ben üniversitede metafor okuyorum, imgelem yazıyorum. sonucunda ürettiğim şey de cyber feudalism (-ki anlayan anladı) diye harbi ama gerçekten harbi salak bir şeyi ortaya atan bir takım gerizekalıların haklı çıktığını gözlerim (hayal kırıklığından) dolarak izlemektir.

    bu ekşi sözlük nedir? o ayrı konu..


    (blackflag - 30 Ocak 2005 11:45)

  • comment image

    hem liberallere hem muhafazakarlara hem aksiyon filmlerine (kill bill, matrix, star wars, mission impossible vs.) hem liberal görüşlü politikimsi aktörlere (basta alec baldwin olmak uzere, sean pean, matt damon vs.) dokundurarak abd'nin kendini dünya polisi olarak görmesini tiye alıyor.

    herşey alt üst olurken, team amerika'nın görevi başarıyla yerine getirmesi nedeniyle edindiği anlamsız neşesinin, hollywood aktörlerinin kendilerini dünya siyasetini etkileyecek kadar önemli görmelerinin (bkz: acting is a perfect weapon), abd güçlerinin başka ülke topraklarında duyarli davrandigi ("sivillere dokunmuyoruz" !) söylemlerine karşın aslında bilmeyerek (!) nasıl da duyarsız olduklarının..... anlatıldığı, parker & stone'nun aynen south parkta yaptıkları gibi eleştirmedikleri/eğlenmedikleri adam bırakmadıkları bir film.. işin güzel yanı ise bunu çizgi karakterlerden ipleri görünmesine rağmen ciddi yüz ifadesi ile boylarından büyük laflar söyleyen kuklalara taşımaları.. daha absürd durduğu kesin.

    team america’nın amacı bana manifest destinyyi hatırlattı. amerikanın kaderinin "white man’s burden of civilizing inferiors" dan global bir istikrar/düzen yaratmak ve terorizme son vermek için polislik yapmaya dönüştüğünü görüyoruz. baştan sona absürdlük örneği / zeka ürünü olan bu aksiyon-komediyi eğer politik bir eleştiri olarak algılarsak, öyle ya da böyle team america'nın yani abd'nin dünya polisçiliğinin bir şekilde meşrulaştırıldığı sonucuna varabiliriz. çünkü "ne yaparsak yapalım, hepimizin iyiliği için yapıyoruz" vurgusu hissediliyor, özellikle filmin sonunda.

    ister sadece mizah unsuru olan politik bir duruşu olmayan bir film olarak görün, ister izlerken terorizm nasıl mizah aracı olarak kullanılır diye hayıflanın, ister full politik bir elestiri oldugunu düsünün, isterse "abd'yi elestirirken aslında tam da süper gücü yeniden üretiyor" diyin (tam sosyolog lafı:)... bigger, longer & uncut kadar olmasa da bol güleceğiniz ve zeka + cesareti takdir edeceğiniz bir film olacağı kesin.

    --- spoiler ---
    film boyunca yakalanınca zevk veren hoş detaylar var. mesela kim jong iiisimli kuzey kore diktatörünü cartmannın seslendirmesi, hanx blix'in hazin sonu (birleşmiş milletlerin acizliği), janeane garofalo'nun efsanevi aciklamasi; "as actors, it is our responsibility to read the newspapers and then repeat what we read on television like it's our own opinion." ...

    soundtrackler de filmin özeti gibi; f.. yeah, pearl harbour ve aids bunların başlıcaları..

    (bkz: everyone is dead from aids)
    (bkz: ı have no i.n.t.e.l.l.i.g.e.n.c.e)
    (bkz: f.a.g.)
    (bkz: we protect, we serve, we care)
    ---
    spoiler ---


    (mirimax - 30 Mayıs 2005 14:52)

  • comment image

    her daim cool, mutlu ve "rock'n roll zamanı" modunda gezilen amerikan filmlerinin tüm klişelerinin kullanıldığı, film bitiminde arka arkaya 10 tane kötü film izlemiş gibi hissettiren harika kukla filmi. özellikle asıl oğlanın bara girmesi ve orda olmadık bir felsefeyle karşılaşıp buna sessiz sedasız tepki göstermesi gülmekten yerlere düşmemize sebep oldu. bir unutmadan filmin en akılda kalan yönü için (bkz: america, fuck yeah)


    (kowalski - 4 Ağustos 2005 13:18)

  • comment image

    filmin en büyük sorunu - seks sahnesi hariç - güldürmemesi. birincil amacını yerine getiremiyorsa bi film, isterse meydan larousse kadar dolu dolu olsun neye yarar? film bu; komedi filmi, ama komik değil. biter.


    (brick top - 5 Aralık 2005 11:57)

  • comment image

    kolayca gozden kacan sey detaylarin muhtesem oldugudur; setler falan hep sifirdan hazirlanmis, kuklalar sil bastan yaratilmistir.. kukla kiyafetleri ve proplari falan yine sifirdan uretilmistir.. gorulebilecegi gibi ana karakterlerinmimikleri, konusmalari falan icin mini servolarla dolu kafalar yapilmis ciddi ciddi.. hatta ve hatta filmin goruntu yonetmeni matrix, spider-man gibi filmlerde calismis bill pope'dur ve kendisi uc matrix boyunca yesile biktigindan sorgusuz sualsiz kabul etmistir kuklalarla dolu bir aksiyon filmi cekmeyi.. trey parker "biz o gay senaryoyu kakara kikiri yaziyorduk, ama buraya(sete) gelince 'aman tanrim, insanlar ciddi ciddi calisiyorlar' diye soka ugruyoruz" diye hadiseyi ozetlemistir..


    (hudd - 8 Mart 2006 09:49)

Yorum Kaynak Link : team america world police