• "essek kadar adami , sonuna geldiginde aglatabilen , dunyanin gelmis gecmis en iyi frp oyunu."
  • "oyunun sonlarinda:tracendent one: yaşamin için yalvardak'kon: i may be bested in battle but i shall not be defeated in warportakal: dakkon ağam uzat elini öpeyim"




Facebook Yorumları
  • comment image

    yaşlıca bir adam karanlık bir yolda tek başına oturmaktadır. nereye gideceğinden emin değildir ve ne nereye gitmekte olduğunu ne de kim olduğunu hatırlamaktadır. bitkin bacaklarını dinlendirmek için bir süreliğine oturduğu sırada karşısına yaşlıca bir kadın peydah olur. kadın sırıtarak sorar: "sıra üçüncü dileğinde. ne dileyeceksin?"
    "üçüncü mü?" diye şaşırır adam. "bir ve ikiyi dilemedim ki üçüncüyü dileyeyim??"
    "ilk iki dileğini çoktan kullandın." der cadı, "ama ikinci dileğin, ilk dileğini dilememiş olmaktı. bu yüzden hiçbir şey hatırlamıyorsun, çünkü her şey ilk dileğini dilemeden önceki haline geri dönmüş durumda." ve ekler, "yani tek bir dilek hakkın kaldı."
    "pekala," der adam. "böyle şeylere inanmam ama, dilemekten de zarar gelmez. kim olduğumu bilmek istiyorum."
    "komik," der cadı, dileği gerçekleştirip, sonsuzlukta kaybolmadan önce. "ilk dileğin de buydu."

    copyright (bkz: morte)


    (equelbar - 4 Aralık 2006 07:09)

  • comment image

    şimdi yaş gelmiş küsüre, oyun oynamaktan bıkmışız. genç kuşaklar muhtemelen burun kıvırıp, ya hocu yu-gi-oh varken zamanında niye kastınız bunlara demekte, yaşıtlarımız sadece winning eleven ile oyun dünyasını genişletmekte.

    ben hiçbir zaman masaüstü frp oynamadım, olaydan da hazzetmem. black isle ile baldur's gate ile tanıştım, o oyuna da tapmışlığım vardır, en çok frp dünyasına çeken oyun odur beni. sonra zibidileştiler, lionheart falan, gönlümüz gereği oynadık, sevmedim.

    torment apayrı bi olaydır. benim dünya üzerinde karşısında hüngür hüngür ağladığım tek oyundur. hala dövmesini yaptırmayı düşünürüm. deionnara ve main theme bilgisayarımda bulunur. "what can change the nature of a man" hala en sevdiğim quote'dır.

    bu kadar taptığım bir konsept oyun mudur? en nihayetinde evet. kitap değil, film değil, tiyatro değil. oyun ya. çocuklar içinmiş hani.

    biraz (ki kendimden biliyorum çok çok az) edebi bilgisi olan insan bu senaryoyu hayat felsefesi edinir. öyle bi boktu planescape torment. diyoruz ya artık hiçbişey eskisi gibi değil, aha kanıtı.

    hala rüyalarımda süper bir filminin yapıldığını görürüm bunun, yapılmadı, kendisi bile tutmadı yeterince, ona yanarım.

    kesinlikle, gelmiş geçmiş, hatta gelecek, en güzel en sanatsal oyundur.

    edit: düşünüyorum da, bu oyunu bilmek hakikaten erdemdir.


    (standard - 1 Ağustos 2007 01:02)

  • comment image

    ilk defa 7 sene önce oynadığım, sonlarına geldiğim halde yapılabilecek çok şey vardı diyerek bitirmemeyi tercih ettiğim enfes bir oyundur. birkaç hafta önce tekrar başladım ve dün gece tno(the nameless one) tekrar bütün olurken bende bir boşluk yaratarak bitti. övgü faslını geçerek bu oyuna başlamayı ya da tekrar oynamayı düşünenlere faydalı birkaç bilgi vereyim, şöyle ki (warning: yarı ingilizce yarı türkçe anlatımlar ile ilgili hassas olanlar için aşağıdaki içerik zararlı olabilir):

    - öncelikle bilin ki bu oyun piyasaya çıkışı aceleye getirilmiş bir yapıt. mortuary ve hive'deki detayı ve özeni curst, carceri, outer planes gibi yerlerde de görebilseydik keşke. buglar oldukça fazla, oyunda görünmeyen ancak dosyalarda yer alan item/quest/karakter/diyaloglar mevcut. bu gibi sıkıntıları minimuma indirerek oyuna başlamak mümkün ve kesinlikle tavsiye ediyorum. nasıl olduğunu aşağıda elimden geldiğince anlatacağım.

    - 4 cd olan versiyonu kuracaksanız oyunun 1.1 patch'i var onu kurmayı ihmal etmeyin, bir miktar bug böylece elimine edilmiş oluyor. 2 cd olan versiyonu ise doğrudan 1.1 patch ile gelmekte.

    - gönüllülerce (çevirisini! yapmış manyakları bile var) oluşturulmuş modlar oldukça faydalı. bu modların yaptığı genel olarak oyunun ruhuna dokunmadan oyunu güzelleştirmek. birçok bug düzeltilmiş, kırık diyaloglar onarılmış, oyun dosyalarında bulunan fakat kullanılamamış ses dosyaları, diyalog, quest, itemlar gerekli düzenlemelerle eklenmiş, 640x480 çözünürlükle kısıtlı olan oyunu 1280x800, 1280x1024, vs. gibi çözünürlüklerde oynamak mümkün hale getirilmiş, mükemmel denilebilecek ve kendinize göre özelleştirebileceğiniz party ai script geliştirilmiş. arattığınızda bu şekilde birçok mod bulup neyi yükleyeceğinizi şaşırıp gözünüz korkabilir. biraz basitleştirmek adına aşağıda yükleme sırası ile en iyilerini veriyorum. aratın kurun (linkler değişken olabiliyor o nedenle link vermiyorum) o şekilde oynayın, pişman olmazsınız:

    1) ps:t ultimate weidu fixpack vx.xx by qwinn: kesinlikle kurulmalı. bulunabilecek tüm fixleri toplamış, incelemiş, derlemiş ve kendi eklentileri ile sunmuş. şu an yeni versiyonunu yayınlamış, benim kurduğum bir önceki versiyonu idi. versiyon geçmişine bakarak gayet doğru iyileştirmeler yaptığını söyleyebilirim. en son versiyonu tavsiye edilir.

    2) ps:t unfinished business vx.xx by qwinn: kesinlikle kurulmalı. oyunun piyasaya çıkışı aceleye geldiği için oyunda olmayan ancak dosyalarda yer alan çoğu şeyi oyuna güzelce ekliyor.

    3) ps:t widescreen mod vx.xx by bigg: 640x480 çözünürlükte oynamak görsel açıdan zevkli değil. bu eklenti ile 1280x800, 1280x1024 gibi çözünürlükler olası hale geliyor. ancak aşağıdaki ui mod(arabirim modu) ile birlikte kullanılmadığı takdirde tercih edileceğini sanmıyorum.

    4) ps:t widescreen ui mod vx.xx by ghostdog: yukarıdaki mod ile birlikte voltranı oluşturuyorlar. 1280x800 çözünürlükte hemen hemen sıkıntısız bir şekilde oynamamı sağladı. bende olduğu gibi (nvidia 8600m gt) kimi nvidia ekran kartları ile sürücü kaynaklı problem yaşanabiliyor. en temiz çözümü ise gayet basit. oyuna girmeden başlat - çalıştır - dxdiag ile directx kontrol panelinden ekran sekmesi seçilerek direct draw hızlandırmasını devre dışı bırakmak.

    5) g3 tseries player ai script: orjinal party ai çözemediğim bir şekilde maalesef çok pasif. bu script ile party ai aktifleştirdiğinizde gayet tatmin edici yapay zekaya sahip bir grubunuz oluyor. en güzeli ise üşenmeyip notepad ile her bir karakterin derlenmemiş kaynak kodlarını açarak scriptlerini kendinize göre özelleştirmek ve sonra kurmak. laf olarak zor görünse de temel değişiklikleri yapmanızı sağlayacak kadar açıklayıcı bilgi dosyaların içinde var. inanırsanız emin olun yaparsanız. ya da sorun, anlatırım nedir ki. örneğin kendim için; agresif büyülerin otomatik kullanılması için gerekli xp value ve enemy count değerlerini yükselttim, fall from grace'in otomatik heal scriptlerini sildim ve annah'ın otomatik hide in shadows için gerekli min hp oranını 85'den 25'e düşürdüm (bu sayede her combata backstab ile başlıyor mübarek).

    6) ps:t tweaks by qwinn: level atlarken maksimum hp aldırmak, tüm bölgeleri explored getirmek, tüm itemları identified edindirmek gibi hile kokan hareketleri içeren bir paket. bunlardan sadece ilki olan banter accelerator kurulması tavsiye edilir. banter accelerator karakterler arası (morte - annah) atışmaları gerçek süreye göre değil de oyun süresine göre tetikleyerek sıklaştırıyor. bu sayede tüm banterleri tecrübe etmenizi sağlaması ile güzel. burda bir uyarı yapmam gerekiyor. benim oynadığım versiyon itibari ile banter accelerator yüklü iken aldığınız oyun saveleri kaldırdığınızda çalışmıyor. yeni çıkmış olan yukarıdaki fixpack (1) ile bu düzeltilmiş olabilir emin değilim.

    biliyorum kimilerine garip, saçma ya da gereksiz gelebilecek şeyler yazdım ama bu harika oyunu ilk defa veya tekrar oynayacaksanız üşenmeyip bu eklentilerle başlamalısınız. gerektiğinde yardım da ederim. bu oyun iyi satsaydı, black isle kapanmasaydı, devamı yapılsaydı keşke diyerek son noktayı koyuyorum.

    edit: imla, anlatım bozukluğu.


    (aka leo - 24 Aralık 2008 12:34)

  • comment image

    bu öyle bir oyun ki, "rpg'yim ben abi" diyen diğer tüm oyunları hack&slash boyutuna indiriyor.
    oyun içinde sanki karşınızda bir dm varmış da, oturup birlikte pnp oynuyormuşsunuz gibi hissettiriyor.
    misal dm'imiz tasvir ediyor: "kapıyı açtığında karşında zümrütlerle süslenmiş bir oda görüyorsun, ortada bir masa gözüne çarpıyor ve üstünde kanla kaplı bir kitap duruyor."
    siz de cevap veriyorsunuz: "masaya doğru yaklaşıyorum, kitabı kaldırıp inceliyorum".
    evet, aynen bu hadiseleri oyun içine koymuşlar.
    neredeyse her item'a bir "examine" bilgisi sunmuşlar, size aynen bir dm'in tasfir etmesi gibi anlatıyor etraftakileri.

    sanıyorum ki bir pt'ciyi "rpg" konusunda tatmin edebilecek çok az oyun var. bunlardan ilk aklıma gelenleri nwn2: mask of betrayer, kotor 2 ve vt:m - bloodlines olmakta.
    onlar bile belli bir seviyede tıkanıyormuş gibi geliyor.
    oblivion, fallout 3 gibi oyunlar bolca serbestlik sunsa da, aynı yoğunluğa sahip değiller.
    mmorpg'ler zaten rpg değiller gözünüzde, en fazla konulu aksiyon oyunu olabilirler.

    böyle bir oyunu yapan tayfayı rabbit of caerbannog kovalasın diyebiliyorum sadece.


    (bonecrusher - 28 Nisan 2010 01:30)

  • comment image

    dakkon bir githzerai fighter/mage. kendi türüne ters olarak bir başka kişinin hizmetinde {elbetteki bizim} zerthimon'un yoluna baş koymuş mülayim yaşlı başlı bir insan kendisi. oyunda onunla bunun zerthimon hakkında konuşursanız bir süre, strength, intelligence ve constitution olarak 18'e ulaşıyor. süper de bir kılıcı var kendisin, aslında olmayan bir metalden yapılmış gibi birşey, ve dakkon'la beraber level atlıyor kılıç, bir süre sonra sihirli oluyor, extra büyüleri ezberleme şansı veriyor, döner kesmek mümkün oluyor. bu dakkon'u smoldering corpse bar'da yanımıza alıyoruz, bir daha da bırakmıyoruz... canımız fighter olmak istiyor, hop dakkon beni fighter yap diyoruz, canımız mage'liğe geri dönmek istiyor, hop dakkon beni mage yap diyoruz...
    in edurance grow strong diyor dakkon yerli yersiz dürttüğünüz zaman... sadık bir abi çok...


    (portakal - 9 Ocak 2001 22:05)

  • comment image

    annah pharaod'un ağzı bozuk kızı... kendisi oyunda thief olmanızı gereksiz yapan bir fighter/thief. kendisiyle peşimize bizim cesedimizi nerede bulduğunu göstermek için takılıyor {sanırım bu cümle oyun hakkında da epey aydınlatıcı oldu} ve takılış o takılış... devamlı bize posta koysa da asla peşimizden ayrılmıyor, bizde nedir lan buınun derdi diye soruyoruz... meğer annah bize hasta oluyormuş, bu yüzden peşimizden ayrılmışyormuş.. böylece savaşlarda da kimden pandik yediğimiz belli oluyor... annah cesedimizi evine almış, doldurmaya çalışmış fakat o sırada biz canlanmışız. kendisini oyunun başlarında hive'da sağa sola laf atarken görüyoruz ilk önce fakat nedense peşimize takılmıyor... ayrıca annah'nın bir kuyruğu var. tiefling.


    (portakal - 9 Ocak 2001 22:11)

  • comment image

    piyasanın standartlarını oluşturacak, insanlar oyunlar üzerinde çok uğraşıp mükemmel şeyler yapacaklar diye sevinirken satmayarak yapımcısını işinden eden oyun. oyun piyasasının diablonun gerektirdiği zeka seviyesinin üzerinde eserlere öküzün trene baktığı gibi baktığının kanıtı.


    (staberinde - 27 Ocak 2001 04:06)

  • comment image

    no: "morte... do you have a story to trade?"

    morte: "me? why do *i* have to tell a story?"

    no: "just tell a story, morte."

    morte: "fine, fine..."

    --- spoiler ---

    "an elderly man was sitting alone on a dark path, right? he wasn't certain of which direction to go, and he'd forgotten both where he was traveling to and who he was. he'd sat down for a moment to rest his weary legs, and suddenly looked up to see an elderly woman before him. she grinned toothlessly and with a cackle, spoke: 'now your *third* wish. what will it be?'"

    "'third wish?' the man was baffled. 'how can it be a third wish if i haven't had a first and second wish?'"

    "'you've had two wishes already,' the hag said, 'but your second wish was for me to return everything to the way it was before you had made your first wish. that's why you remember nothing; because everything is the way it was before you made any wishes.' she cackled at the poor berk. 'so it is that you have one wish left.'"

    "'all right,' said the man, "i don't believe this, but there's no harm in wishing. i wish to know who i am.'"

    "'funny,' said the old woman as she granted his wish and disappeared forever. 'that was your first wish.'"

    ---
    spoiler ---


    (17 panda gucu - 21 Haziran 2013 22:02)

  • comment image

    vhailor'u onu şimdiye kadar hayatta tutan ""ideallerini" yıkarak indirmek mümkündür bu oyunda. bir şekilde "justice is defined by law. law is made by mortals. mortals are flawed, so law is flawed. if law is flawed, justice is imperfect" demeye getiririz, vhailor bakakalır, "ama ama justice, law, hık, mık, bühühühühü!" der ve devrilir.


    (khuzdul of krsanthi - 15 Aralık 2003 21:07)

  • comment image

    sırf gerçek isminizi hatırlamanız size 2000000 (iki milyon evet) xp veren şaheser oyun. muhteşem bir senaryo, inanılmaz bir atmosferle birleşirse ne olur sorusunun kesin cevabı. teknik açıdan bakıldığında bazı büyülerde** araya demoların girdiği, ağızdan salyalar akıtan oyun.

    ayrıca sonunda mutlaka ama mutlaka ağlatan oyun. hele hele birde iyi sonla bitirdiyseniz, o demoda ravel'ın "what can change the nature of a man" lafının geçtiği anda yıkılmazsanız ya insan değilsiniz, yada bilmiyorum öyle yani...*


    (silvalinionisis - 10 Şubat 2004 13:19)

  • comment image

    oyunun en sonuna geldiğimde fortress of regrets'in çatisinda tracendent one ile karşilaştiktan ve diğer beş elemani ölümden geri getirdikten sonra içimden balkona çikip cihangirin derinliklerine dogru "taşakliyim ulaaan" diye bağirmak geldi... böyle bir oyun...


    (portakal - 7 Kasım 2001 00:37)

  • comment image

    tam olarak hatırlamıyorum bir yerinde ölüm ve yaşam dengesini anlattığı bir yer vardı (hatta çok daha derin konuları) konuşmanın sonunda "your wisdom increased by 1" dedi , benimkinin de artığını hissettim o an ...


    (neterrorist - 7 Kasım 2001 22:06)

  • comment image

    planescape mantalitesinin en güzel yönerini ayıklayıp, bunları mükemmel bir öyküye çevirerek önümüze koyan ve "planescape gibi tırto ortamda oyun olmaz" söylemimi "planescape gibi tırto ortamda torment'ten başka oyun olmaz" şeklinde değiştirmemi sağayan oyun.


    (mcy - 15 Kasım 2001 22:51)

  • comment image

    morte'un yalanları yüzünden insanı paranoyak etmiş bir oyundur. bir ara kafayı sıyırmış, arkadaşlarla beraber, morte skulls&bones üyesiymiş, dak'kon sabetaycıymış, ignus zerdüştmüş, grace illuminatiymiş, trias evangelist, vhailor ise tapınak şövalyesiymiş diye saçmalıyorduk.

    ayrıca deinorra'yı en başta dustman tapınağından kaçarken görmeyip bütün oyun boyunca "deinorra kim ki ula?" modunda dolaştıktan sonra, en son geri dönünce karşılaşarak oyun hayatımda şu ana kadarki en büyük öküzlüğü yapmışımdır.


    (khamul - 9 Ağustos 2005 00:12)

  • comment image

    gün itibariyle gamespot'ta the greatest games of all times adlı makale serisinde çıkmış oyun...

    ama biz "games"'de bir harfin fazla olduğunu biliriz...

    not: bu entry niye kötülenir hiçbir fikrim yok. ya da uykum var.

    edit: biz biliriz


    (imperfection - 11 Ekim 2005 18:53)

  • comment image

    * oyunda süper ilginç bir konu da curst şehri. bu şehir devriyeler tarafindan sıkıca denetlenmekte olan, herkesin birbirini sirtindan biçakladiği, "city of betrayal" diye nikneymlenmiş, kaosun eşiğinde bir yerdir... biz yarali burnumuzu işe sokup da trias'i "melek gibi adam bundan bişey olmaz" salak safliğiyla serbest biraktiğimizda curst'e kaosu getiriyor... kaosun hüküm sürmesiyle birlikte bu şehir oldugu yerden kalkiyor {curst gone} ve kaotik bir plane olan carceri'ye akiyor... ben bu olayi süpper buldum henüz hiç ölmemiş ve yaralanmamiş kafamda... nitekim daha sonra carceri'deki curst'e gidip şunu asilmaktan kurtar, bu yagmayi bitir, ordaki davaya gözkulak ol gibi bir takim amme hizmetlerinde bulununca ve trias'i babasinin yanina yollayinca curst'un kaotik şekli de gidiyor, şehir eski yerine dönebiliyor... aslinda tatil yapmak için güzel bir yol...
    şu de kayda değer: kaosu önleyen bu tip düzenleyici hareketleri yapmazsaniz trias sizi: "so the dogs come back" diye karşiliyor... yok şehre damganizi vurursaniz, o zaman "vay babam kral iş yaptim saadettin tantan gibi adammişsin meğer" diye karşiliyo... ha cloudkill yapmiyor mu? yapiyor, o ayri...


    (portakal - 15 Aralık 2001 02:27)

  • comment image

    tek cümlelik bir tanım ile, gelmiş geçmiş en güzel oyundur planescape : torment.
    kendi tanımı ile "hafızasını kaybetmiş, ölümsüz bir adam"ın ana karakter olduğu, hikaye ve diyalogların nakış gibi işlendiği, npc'lerin çoğu oyundaki pc'lerden daha detaylı anlatıldığı, oyun yapmaya kalkışan çoğu zevzeğe ders olarak okutulması gereken bir oyundur. "bilgisayar oyunu" tanımlamasının basit bir eğlence unsurundan bir sanat eserine doğru attığı büyük bir adımdır. bir sanat eseridir.
    muhtemelen söylediğim şeyleri hiç tekrarlamadan günler boyunca övebilirim bu oyunu. bu övgülerin çoğu da yapılmış başka oyunların sahip olduğu özelliklerden farklı olmayacaktır. fakat torment'in bir özelliği var ki, sırf o bile kendi adıma da olsa ona verdiğim ünvanı haketmesini sağlıyor: bir şeyleri değiştirebilme gücü.
    ister mourns-for-trees'in ağaçları için paylaşılan bir parça şefkat olsun, ister criers-of-es-annon'ın ağıtları için bir mezar taşında ufak bir isim, ister ölen kızını son kez görmek isteyen bir baba, ister sonunda huzura kavuşturulmuş acı çeken ruhlar, bir araya getirilen aşıklar, yardıma muhtaç olanlar için yapılan "ufak" iyilikler. onlar için önemi "ufak" olmasa da. her seferinde "böyle olmak zorunda değil, bir şeyler yapabilirim" hissi.

    yıllar sonra tekrar oynadım, nameless one'ın karşısına çıkan sorunlarda çözümleri hep "ben olsam ne yapardım" diye düşünerek buldum. yaşlı mebbeth ile son kez konuştuğumda, deionarra'nın çektiği acıyı anladığımda, ve "maze of reflections" da bronze sphere'i kullandığımda yine gözlerim doldu. nameless one sonunda çoktan unuttuğu suçların cezasını çekmeye gittiğinde lawful good idi. belki benim gibi, belki de benim olmak istediğim gibi, ama her insanın yaptıklarından sorumlu olduğunu, ve bu sorumluluktan asla kaçamayacağını öğretmişti bana. yaşayacağı süre sınırlı olan bir insana verilebilecek en büyük ders belki de. ve bir de soru, hala kendime sorduğum:

    bir insanın doğasını ne değiştirebilir ki?


    (dreacos - 12 Şubat 2006 03:23)

  • comment image

    vhailor yazmamışım buraya, bari onu da yazayim da tam olsun... vhailor özetle bir alman. konulmuş olan kuralların peşine çıkmıyor, ortalikta "justice, justice" diye geziyor, ters bişey görünce delleniyor... bir bakıma kendisini penaltısı verilmemiş trabzonspor taraftarına benzetebiliriz... vhailor ile biz curst prison'da tanışırız, ögreniriz ki kendisi kafayı bizle bozmuş, öldürmek amaçlı takılmış peşimize, lakin biz de az taşaklı değiliz, bi punduna getirip kendisini buraya hapsetmişiz ve de cizlami çekmiş... fakat öyle hirsli ki amcam, öldüğünün farkında değil, milleti justice manyaği yapmak için yanıp tutuşuyor... kendisine "hop baba sen ölüsün" dediğimizde ise hiç orali olmuyor. bu tip anlarda vhailor nereli, onu hiç kimse bilemiyor... gördüğümüz ilk anda üstümüze saldiracak gibi olsa da çeşitli konuşmalarla kafasını bulandirip kendi tarafimiza çekebiliyoruz istersek... vhailor yüz küsur hp ve sağlam bir balta ve zirh ile gelse de, bence çok düz ve sıkıcı bir tip, itiraf edeyim sevmedim vhailor'u, bu yüzden de çok az oynadim, çok tanımıyorum iç yüzünü, genellikle üstüne gidip, sezen aksu - "masum değiliz, hiçbirimiz..." dinletip sinirlerini bozdum, kavga çikartip öldürdüm... nordom gibisi yok...


    (portakal - 2 Şubat 2002 02:11)

Yorum Kaynak Link : planescape torment