satrançla alakalı bir film. tobey maguire -artık umarım bu filmde narration yapmıyordur- bobby fischer; liev schreiber ise boris spassky adlı satranç oyuncusunu canlandırıyormuş.

(14 - 6 Mayıs 2014 01:41)

the imitation game'in üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen yayınlanması insanı mutlu ediyor.bu tip biyografi filmlerini izlemek çok keyifli.
yalnız tobey kendisine yakışan en güzel rolü bulmuş.heyecanlandım umarım beklentilerimi karşılar.

(steve rogers - 9 Eylül 2015 14:50)

piyon fedası anlamına gelen satranç terimi.

(deviatoricstresstensor - 12 Eylül 2015 19:14)

2 ekimde vizyona girecek olan film. basın gösterimi sonrası yorumlar hep olumluydu.

merakla bekliyoruz.

(bir fincan kahve ile film izlemek - 23 Eylül 2015 22:33)

evet beklendiği gibi üç büyük şehir dışında türkiye'de gösterime girememiştir. zaten edward zwick kimmiş, satrançlı matrançlı film mi olurmuş amk. satrancı anca mitinglerde kafasına atarsın bu milletin.

(kafalardaki soru isareti - 2 Ekim 2015 16:40)

tobey maguire'nin üst düzey oyunculuğuyla kariyerinin en iyi performansını ortaya koyduğu; kurgusu, temposu, dönem atmosferini başarıyla yansıtışı ile usta işi bir edward zweick filmi.

görülmeli.

(bir fincan kahve ile film izlemek - 3 Ekim 2015 23:23)

ne film hakkinda ne de fisher hakkinda bilgim vardi. hatta hatta satrancta da atin büyük l harfi seklinde gitmesi disinda hicbir fikrim yoktur. biyografi de hic sevmem. tamamen şans eseri ve sirf saati tutuyor diye gittim bu filme. ancak bayildim. oyunculuklar muhteşem. hele tobey maguire nin agzina kurekle vurma istegi icimde olustuguna gore, ciddi iyi bir oyunculuk gördüm diyebilirim.

film cikisi kardesimle satranc ogrenmeye, ancak ilerde cocuklarimiza fazla satranc oynatmamaya karar verdik.

tanim: izleyebilirsiniz. vakit kaybi olmayan film.

(lovefly - 4 Ekim 2015 18:30)

satranç bilen ve satranç dünyasıyla, tarihiyle, isimlerle iç içe olan insanlar tarafından farklı bir gözle de izlenebilecek olan biyografi.

korchnoi, gligoric, ivanoviç, tal, petrosyan, reshevsky, taimanov isimlerini duymak hoştu.

grünfeld, sicilya, benoni...

filmde öyle bir yansıtmışlar ki, fischer bir oynuyor, spassky açılışı bilmiyor ve çok şaşırıyor sanki. yahu sayın yönetmen, o seviyede, gerek beyaz gerek siyah, ilk 15-20 hamleyi zaten teorik oynar. tüm açılışları tüm yan varyantlarıyla bilirler. tüm tuzakları, tüm gambitleri, tüm yan yollarıyla bilirler. dalga mı geçiyorsun?

bu bir spor. bu insanlar ağır sıklet boks müsabakasındaki gibi değiller. hepsi zaten birbirlerinin tüm oyunlarını inceliyor sürekli. birbirleriyle de turnuvalarda sürekli karşılaşıyorlar zaten. fischer sürekli abd'de simültane oynayarak mı satrancını geliştirdi sanıyorsunuz? sadece rusça dergiler okuyarak mı? bu insanlar zaten dünya satrancının tepesindeki insanlar. hepsi birbirini tanıyor. bu insanların önemli bir kısmı birbiriyle arkadaş.

ileride bir gün novak cokoviç'in biyografisini yapacak olursanız da nadal ve federerle düşman gibi gösterin bari. birbirini tanımayan, birbirlerinden nefret eden insanlar gibi...

evet, bobby fischer bir dahidir. tıpkı capablanca, spassky, alekhine, tal, botvinnik, euwe, petrosyan, lasker, steinitz, karpov, kasparov, kramnik, anand, topalov, carlsen ve daha niceleri gibi.

tek farkı amerikalı olmasıdır. tek abd'li şampiyon olduğu için onun filmleri yapılır. daha commercial bir isim olduğu için.

belli bir seviyenin üstüne çıkıldığında pek çok satranç oyuncusunda bu tip problemler görülebilir. bunun için kişinin bir şampiyon olmasına da gerek yok.

(bkz: alexei shirov)

spassky'nin ünvan maçında fischer'i alkışlaması? yanlış mı gördüm?

(lutfu tellioglu - 5 Ekim 2015 10:35)

yabancıların inspiring dediği cinsten. benim için etkileyiciydi. alayım satranç tahtasını başlayayım dedim filmden sonra. oscar mevsimi geldi tabi. güzel filmler vizyona giriyor yavaştan. pawn sacrifice'ta o güzel filmlerden biri.

(met mo - 5 Ekim 2015 23:00)

fischer ve spassky'nin dillere destan maçını anlatması itibariyle kalp atışlarımızı hızlandıran filmdir. satrançla biraz ilgilenen birisinin hayalini kurarken dahi zevk aldığı sayılı maçtan birisidir bu maç. steinitz-lasker, capablanca-alekhine, kasparov-karpov maçları ve bu maç herhalde dünya satranç şampiyonluğu tarihinin en fazla tarihi öneme sahip,en fazla beklenti oluşturmuş maçlarıdır. ama özellikle bu maç kendisi kadar temsil ettikleri itibariyle de tüm satranç tarihinin sosyolojik açıdan en önemli maçıdır diyebiliriz herhalde.

--- spoiler ---

h.sertaç dalkıran kitabında bu maç için sscb'nin yıkılmasında etkili olan en önemli sosyal olaylar arasında sayacak kadar ileri gider. bu maç ve spassky'nin şahsında sovyetlerin hezimeti o kadar sükse yapmıştır ki etkisi yıllar sonra bile geçmez, 1996'da özel bir müsabakada fischer ve spassky tekrar karşıya gelirler, kazanan değişmez tabi. yılların iyice saykolaştırıp çökerttiği fischer hala fischer'dır ne de olsa.
--- spoiler ---

tabi tek başına bu maçın hikayesi tek uzun metraj filmi doldurmaya yeter de artar ama fischer'ın tuhaf hayatından biraz bahsetmesi itibariyle de gönlümü kazanmıştır şimdiden. zira kendisinin hayatını merak eden bir satrançsever olarak searching for bobby fischer gibi saçma sapan filmlere maruz kaldık bugüne kadar. o yüzden bu filmden umutluyum, doyurucu bir anlatı bulmayı bekliyorum. kötü bile çıksa sırf böyle bir konuda birkaç kelam edildiğini görmek mutlu etmeye yetecektir bizi. şırnak'ta sinema olmadığı için torrent'ten indireceğim, yapım ekibi kusuruma bakmasın. biz de ekşiden reklamınızı yaptık da, daha ne istiyonuz. bu entry nerden baksan 20 liradan fazla eder.

filmi izledikten sonra edit: gerçekten güzel filmdi. gözlerimiz nemlendi, yüreğimiz şenlendi filmi izlerken. bu filmi yapanlara fischer ve spassky'i biraz araştırıp bizi üçüncü sınıf bir hollywood filmiyle muhattap etmedikleri için teşekkür ediyorum. bu film ne kadar izlenir, hasılatı ne olur bilmiyorum ama satranç tarihinden daha neler çıkar neler. şöyle tarihi atmosferlerini de yansıtarak birer steinitz-lasker (steinitz bu maçtan kısa bir süre sonra aklını yitirip tımarhaneye kapatılmıştır) ya da capablanca-alekhine (çağının en yetenekli oyuncusu capablanca, ünvanını kaptırdıktan sonra alekhine'in ayak oyunları nedeniyle ömrünü bir rövanş maçı oynama fırsatı bulamadan geçirmiş, ünvanı bir nevi gasp edilmiştir) maçlarının filmleri çekilse yeryüzünde hala soylarının tükenmediğini varsaydığım satrançseverlerin hangisi bunları izlemeye hayır diyebilir ki? tabi king kong'un geleneksel 783. yeniden çevrimini yapmak da bir tercihtir ama böyle şeyler de var yani, bi de bunlara bakın isterseniz diye seslenmek istiyorum yetkililere.

(rasseneur - 9 Ekim 2015 20:15)

--- spoiler ---

belgeselden hallice bir film. gerçek bir olaydan esinlenildiği için elbette olaylar gerçekte olanlarla paralellik gösteriyor. ancak sonuçta ortaya çıkan şey bir sinema filminden ziyade bir canlandırma (^*) gibi. sinemanın en büyük nimetlerinden olan kurgu ve efektler neredeyse kullanılmamış filmde.

benzer bir hikaye olarak john nash'in hayatını konu alan akıl oyunları filmi düşünülebilir. genç bir dahinin yavaşça zihninin kontrolünü kaybetmesi ve paranoyaklaşması olayı akıl oyunları filminde çok daha etkileyici bir biçimde anlatılmışken, pawn sacrifice, bizleri bobby fischer'ın iç dünyasına sokmakta güçlük çekiyor. o dönem bobby fischer'ı televizyondan izleyen milyonlarca insan gibi siz de onu dışarıdan izliyorsunuz.

fischer'ın ruh haline, yaşadıklarına ve üstün zekasına dair çok az şey var filmde. sadece 2 sahnede kapı sesini çok yüksek duymamız ve etrafı bulanık görmemiz dışında fischer'ın hayatını tecrübe etme konusunda elimizde hiçbir şey yok.

çok etkileyici bir hikaye çok düz bir şekilde anlatılmış.

ayrıca spassky'nin de hafiften kafayı sıyırmaya başladığına dair ufacık bir sahne var filmde. niye var, neye hizmet ediyor anlamadım. olmasa da olurmuş.

neticede bobby fischer'ın hayatı üzerine bir yapıt olarak bakıldığında 10 üzerinden 7 verilebilir ama bir sinema eseri olarak değerlendirecek olursak benim notum 6.
--- spoiler ---

(elcolerico - 9 Ekim 2015 20:32)

satranç severler için 1970-72 yılları arasına, daha çok da 1972'deki final serisine tanıklık etme şansı yaratan bir film.

film, bobby fischer merkezli bir biyografik-psikolojik inceleme tadında olmuş. ama insan boris spassky'yi de merak etmiyor değil. rus tarafı çok eksik kalmış.

film bitince, "aaa hepsi bu kadar mı?" dedirtiyor insana.

--- spoiler ---

fischer psikolojik rahatsızlığı olarak lanse edilen "paranoyaklığını" farkında olmadan satranç masasında da, üstelik dünyanın gözleri önünde canlı yayında da gösteriyor.
--- spoiler ---

(gncuags - 10 Aralık 2015 10:52)

en başta spassky, ardı sıra fischer zonalleri kazanıp finale gelene kadar işin içinde olan petrosyan, geller, korchnoi, larsen gibi güçlü karakterler hiç yokmuş gibi tek boyutlu, yüzeysel bir öyküleme biçimine, bir de yerlerde sürünen editörlüğü ekleyince maalesef daha birinci yarıda filmin pantolonu düşüyor. yemeyin bizi. fischer, spassky finali hakkında her türde kayıta ulaşılabilir. maçların notasyonları, ustaların bu maçlar hakkında yaptığı bütün ayrıntılı analizler internetten bile ulaşılabilecek şeyler. kaldı ki bu final içeriği ile değil, sansasyonelliği ile ön plana çıkmıştır. (dahiyane içerik arıyorsan karpov, kasparov finalleri orada duruyor.) bunu yersen bir çılgın dahi filmine çevirmeye çalışmak, sadece yüzeysellikten ibaret kalıyor. koca filmde spassky'nin birkaç diyaloğu var. tamam liev reyiz çok benziyor kendisine, ama hepsi o kadar. ona bakarsan fischer yapılı bir adam, tobey maguire cüce. o nasıl olacak? paul dano çok daha benziyor fischere, hem de bu rolün altından canavar gibi kalkardı bence. based on a true story ile bitmiyor bu işler. yapamayacağın işlere girme. fischer seyretseydi, götüyle güler sonra da büyük arıza yapardı. bir de güya 6. oyun, öykünün kırılma noktasıymış gibi gösteriliyor. dünyanın en iyi oyunuymuş gibi de bir ibare var. yok öyle bir şey. koskoca satranç literatüründe hiçbir oyun böyle bir mertebeyi alamaz. buna marshall'ın meşhur the gold coin'i de (vg3) dahil. evet altıncı oyunda spassky'nin beklemediği bir 38. kf6 hamlesi var. beyaz f6'daki siyah atı kırıyor ve bir kalesini atla değişmiş oluyor. buna rağmen birden bire ortaya çıkan bu bitirici olasılığı spassky görememişti, çünkü bu fischer'in dehasıydı diyelim, ama filmde biz de bu imgenin gücünü göremiyoruz. çat pat oldu bitti geçiveriyor sekans. ulan madem dünyanın en iyi oyunu, bize de anlatsana biraz niye dünyanın en iyi oyunu? ne oldu anlamadık; rus mu kaybetti? diye birbirimize bakarak kalakaldık. keza 11. maçı yine de spassky kazanmıştır. 6. maç bir kırılma noktası değilmiş demek ki. böyle temalarla ilgili filmler çekmeye kalkışınca editing'in çok güçlü olması gerekir vesselam. yoksa sıçenski.

(barbaresk - 15 Aralık 2015 01:38)

--- spoiler ---

kulak tıkacı iş görmez miydi bro?

--- spoiler ---

(bur krl - 16 Aralık 2015 02:30)

ana karakterinin kişiliğinden dolayı zaman zaman insanı geren ve sinirlendiren sahnelere sahip olsada güzel ve başarılı bulduğum film. işin enteresan ve etkileyici yanı ise böyle karakterlerin gerçekten var olması. bir yandan çok büyük hayranlık uyandırırken bir yandan da insanı ürpertiyor. izlenilmesi tavsiye olunur.

filmde satranç ile ilgili bir kaç tane güzel konuşma geçiyor. değinmeden geçemeyeceğim.

--- spoiler ---

peder:bu oyun var ya... tam bir tavşen deliği. sadece 4 hamle sonra düşünmen gereken 300 milyar seçeneğin oluyor. galaksideki yıldızlardan daha fazla 40 hamleli oyun var. yani seni uçurumun eşiğine kada götürebilir.

peder: bobby... sergilediğin satranç gerçekten çok yaratıcıydı.
bobby: neredeyse hepsi teori ve ezber. insanlar bir sürü seçenek var sanıyor ama genelde tek doğru hamle vardır. tabii en sonunda kaçacak yer kalmaz.

--- spoiler ---

(a little mercy - 16 Aralık 2015 22:44)

bu filmi izlemeden önce stefan zweig'ın satranç isimli öyküsünü bir okuyun. üstüne de filmi izleyin. satranç oynamayı bilmeseniz bile kesinlikle etkileneceksiniz.
film gerçek bir yaşam öyküsüne dayandığı için oldukça etkileyici. tobey maguire harika oynamış, döktürmüş, role yakışmış. hafiften geriliyorsunuz izlerken. müziklerin de sanırım bu karmaşık havaya etkisi var. aklın sınırlarını zorlamanın filmi, dahilikle delilik arasındaki mesafenin ne kadar yakın olduğunu gösteriyor insana.

(kentist13 - 1 Ocak 2016 19:01)

oldukça güzel bir film olmuş.

satranç sever biri olarak beni doyurmuuştur.

ancak filmde 6. oyun ve devamı için daha fazla zaman ayrılabilirmiş.

(mo ni fe - 10 Ocak 2016 01:16)

yüzeysel çalışılmış, başarılı sayılabilecek biyografik filmi.

(jigsawer - 10 Ocak 2016 16:58)

insanı bobby fischer değil boris spassky hayranı yapan film.

(sergezer - 1 Şubat 2016 18:55)

sırf posterine bakarak cold war temalı olduğunu düşündüğüm, fakat henüz ilk dakikalarında satrançingen bobby fischer nasıl satranç dünya şampiyonu olduğunu anlatan bir hikaye olduğunu anladığım filmdir. güzel bir film, liev schreiber sürekli rusça konuşuyor filmde. o yüzden siz de benim gibi dilini bilmediğiniz bir ülkede izliyorsanız ve alt yazılar ingilizce değilse bunu göz önünde bulundurun. hani öyle abartı bir şey kaçırmadım, yine biraz anlayacak kadar hollandacam var. ama allah muhafaza çok daha kötü olabilirdi. burnum kanayabilir, canım sıkılabilir, boğazıma patlamış mısır kaçabilirdi. dikkatli olun çocuklar.

ha, film de fena değil. spiderman tobey maguire bobiyi oynuyor. eğlenceli film, öyle über bir beklentiyle gitmezseniz seversiniz. satranç hastası bir insansanız da tahmin ediyorum ya çok sever ya da nefret edersiniz.

(royalslayer - 16 Ocak 2016 13:20)