Süre                : 30 dakika
Çıkış Tarihi     : 06 Eylül 2016 Salı, Yapım Yılı : 2016
Türü                : Komedi,Drama,Müzik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  FX Productions , MGMT Entertainment
Yönetmen       : Hiro Murai (IMDB), Donald Glover (IMDB)(ekşi), Janicza Bravo (IMDB)
Senarist          : Donald Glover (IMDB)(ekşi),Stephen Glover (IMDB),Jamal Olori (IMDB),Stefani Robinson (IMDB),Fam Udeorji (IMDB)
Oyuncular      : Donald Glover (IMDB)(ekşi), Brian Tyree Henry (IMDB), Lakeith Lee Stanfield (IMDB)(ekşi), Zazie Beetz (IMDB), Harold House Moore (IMDB)(ekşi), Cranston Johnson (IMDB), Emmett Hunter (IMDB), Rick Holmes (IMDB), Ashley John (IMDB), Erskine C. Johnson III (IMDB), Terri Abney (IMDB), Roscoe Johnson (IMDB), Tony Scott (IMDB), Tamika Parrish (IMDB), Orvalle Williams (IMDB), Tywain Titus (IMDB), Niles Stewart (IMDB), Cassandra Freeman (IMDB), Tim McAdams (IMDB), Jane Adams (IMDB), Freddie Kuguru (IMDB), Alano Miller (IMDB), Antoinette Robertson (IMDB), Aubin Wise (IMDB), Danny Chung (IMDB), Tyree Edwards (IMDB), Luke Forbes (IMDB), Paloma Guzman (IMDB), Candace B. Harris (IMDB), Mary Kraft (IMDB), Myra Lucretia Taylor (IMDB), Jonathan Blanchard (IMDB), Ira Carmichael (IMDB), Austin Crute (IMDB), Armie Hicks Jr. (IMDB), Qaasim Middleton (IMDB), Angela Ray (IMDB), Isiah Whitlock Jr. (IMDB), Bret E. Benson (IMDB), Milton Crosby (IMDB) >>devamı>>

Atlanta (~ Atlanta: Robbin' Season) ' Dizisinin Konusu :
Atlanta is a TV series starring Donald Glover, Brian Tyree Henry, and Lakeith Stanfield. Based in Atlanta, Earn and his cousin Alfred are trying to make their way up in the world through the rap scene. Along the way they come face...

Ödüller      :

Golden Globes:Golden Globe-Best Performance by an Actor in a Television Series - Musical or Comedy, Golden Globe-Best Television Series - Musical or Comedy
Primetime Emmy Ödülleri:Outstanding Cinematography for a Single-Camera Series (Half-Hour), Outstanding Sound Editing for a Comedy or Drama Series (Half-Hour) and Animation, Outstanding Directing for a Comedy Series, Outstanding Lead Actor in a Comedy Series, Outstanding Guest Actor in a Comedy Series


2018 Emmy Ödülleri / 15



Facebook Yorumları
  • comment image

    dupeduz cirkin bir sehir.gezilip gorulecek yerler sinirlidir ve gece disari yalniz cikmaya korkarsiniz.iklimi yazin bunaltici olabilmesine ragmen guzel bana gore.insan is guc sebebiyle degilse ne diye atlanta'da yasar, yasamak ister anlamis degilim ama en nihayetinde buyuk bir sehir, hem bir cok sirketin headquarter'lari burdadir hem de georgia tech ve emory gidilesi, okunasi okullardir.sonucta ilk firsatta kacip kurtulacagim sehir.


    (purplecatt - 6 Eylül 2009 19:39)

  • comment image

    atlanta turistik bir yer değildir. yani, amerika'ya gezmeye gidecek olan hiçbir aklı başında allah kulu bir bağı yoksa öylesine atlanta'ya da gideyim demez. zaten amerika'da tarihi bir şey yok hiç, ama ne bileyim mesela new york turistik, washington dc başkent, chicago turistik, vegas kumarhanelerden ötürü turistik, ca ve fl kıyıları sahilden ötürü turistik falan, atlanta'da öyle bir durum yoktur. 1-1,5 günde şehrin "worth to see" denecek her yerini gezip bitirilebilir, ne var ki zaten, coca cola'nın müzesi var world of coke, dünyanın en büyük akvaryumu var hemen onun karşısında georgia aquarium, hadi zorlasan botanical garden'a gidersin, gone with the wind'in yazarı margaret mitchell'in evi var meraklısına, georgia tech kampüsüne girip çıkılabilir belki okullara ilgi ve merak varsa, martin luther king'in evi ve müzesine gidilir illa ki, bu şehri şehir yapan en önemli unsur orasıdır bence, ve cnn center turu.

    tüm bunların üstüne, atlanta'nın ünlü gece hayatından ötürü hotlanta adını almış olduğu göz önünde bulundurarak, mükkemmel ötesi clublarında perşembe, cuma ve cmt geceleri geçirilir bir de ki, belki en kral kısmı budur kentin.

    iklimi harikadır süperdir, ılıktır, nemlidir ama türkiye'de de nemli bölgelerde bulunanları rahatsız etmez pek. zaten amerika'da iç mekanların hepsi daima klimalı, yazın gereğinden fazla soğuk. arada bir hurricane mağduru olur, aşırı yağmur ve fırtına vurur ama o kadar kusur kadı kızında da var. son iki-üç kıştır kentin hiç alışık olmadığı bir şekilde kar yağıyor bir de, ama çok değil, 2-3 gün kadar.

    alışveriş ve yeme-içme imkanları da gece hayatı kadar güzel ve çeşitlidir. dünya mutfaklarının yanı sıra türk restoranı, türk ürünlerinin bulunduğu arap ve türk market sayısı azımsanmayacak kadar çoktur, buradan anlaşılabileceği gibi, çok türk yaşar, okur, çalışır atlanta bölgesinde.

    bütün bunların dışında, olumsuz yanlarına gelecek olursak, evet şehir zenci şehridir ve bununla ilişkilendirilir hep ki, genel olarak güvensizdir. yolda yürürken, hava karardıktan sonra, kampüste, ana caddede, evde, her nerede olursanız olun çok tekin bir yermiş gibi davranamazsınız, davranmamalısınız. başına gerçekten ciddi hırsızlık, gasp, tecavüz vs. gelen çok insan var, ve bu olaylara maruz kalanlar yakın çevreden de çıkmaya başlayınca insan daha bir ürküyor. iklim ılık olduğu için homeless sayısı hayli yüksektir, ancak elbette ki miami'de olduğu kadar değil. ve ulaşım gelişmemiştir. şehri ankara metroları misali + şeklinde kesen bir metro ağı ve otobüsler (ikisine birden marta adı verilir: metropolitan atlanta rapid transit authority) mevcuttur. metro hadi bir nebze, havaalanı-şehir transferleri ve downtown, buckhead-downtown/midtown ulaşımları için kullanılabilir ve elzemdir, ancak otobüslerin hiç güvenli olmadığından bahsedilir. nitekim bu yanlış bir iddia da sayılmaz, zira car city tabir edilen şehirlerde otobüsü ancak araba alacak gücü olmayanlar kullanır, söz konusu yer de atlanta olunca bunlar hep zencidir, ve bu iki etmen bir araya gelince tehlikeyi beraberinde getirir. metro duraklarının bazıları biraz ürkütücü olsa özellikle havaalanından binildiğinde içindeki popülasyonda bir sıkıntı hissedilmez. buradan yine güvenliğe bağlayacak olursak, toplu taşımayla ulaşılabilen yerlerin daha güvensiz olduğu savı vardır, ve (yine bu araba alacak para teorisinden hareketle) doğrudur.

    atlanta'nın ekonomideki yeri ve önemi de büyüktür. daha önce de belirtildiği gibi cnn, coca cola, delta, ups vs.nin hq'ları burada konuşlanmıştır. coca cola ürettiği ürünleri ilk olarak burada piyasaya sürer, tutarsa yaygınlaştırır, dolayısıyla ömrü hayatınızda tatmadığınız, aklınıza bile gelmeyecek aromalarda kolaları, fantaları (sadece portakallı mandalinalı sanmayın, envayi çeşit meyvelileri var) burada bulabilirsiniz. pepsi görmek neredeyse imkansız gibidir. delta ve coca cola şehrin ekonomik olarak en güçlü iki firmasıdır, üçüncüsü ise suntrust'tır.

    atlanta'nın eğitimdeki yeri ve önemi de büyüktür. georgia tech, georgia state ve emorygibi üç önemli üniversiteye ev sahipliği yapar. georgia tech'in özellikle mühendislik dallarındaki rankingleri hep top 10'dadır, güneyin en iyi okuludur. emory'nin sağlık alanlarında çok iyi olduğu bilinir.

    havaalanı da meşhurdur bu kentin. hartsfield jackson atlanta international airport atlanta'nın incisi olarak tabir edilebilir, mükemmel, ferah, gıcır gıcır bir yapısı vardır ve devasa bir alana yayılmıştır. öyle ki terminalleri arasında metro çalışır. delta'nın aktarma merkezidir, oldukça yoğun, dünyanın en kalabalık, en yoğun havalimanıdır.


    (benyazdimoldu - 12 Ekim 2010 12:01)

  • comment image

    dort ayligina odunc aldigim arabanin arka caminda "united states air force" stickeri ve "desert storm" yazili, amerikan bayragi ve kartali islemeli plakam ile gercekte haketmedigim ilgiyi surekli uzerime cektigim sehir. her goren bir saygi ifadesiyle selam verip "airforce musun dostum?" diye soruyor. bozuntuya vermiyorum tabi. kendinden emin boguk bir ses tonuyla onayliyorum her defasinda. "sizlerle gurur duyuyoruz" gibi tepkiler de geliyor bazen. sucluluk hissediyorum oyle olunca. "for god and country" diye karsilik verip, anlamsiz bir gurur patlamasi yasiyorum bunyede. bozuntuya vermiyorum.

    bir de adimi 'air force' belleyen homelesslar var etrafta. her gorduklerinde 'hey air force!' diye seslenip ceyreklik istiyorlar durmadan. dayanamayip veriyorum lan her defasinda. olsun anasini satayim. beni gorunce yuzleri guluyor ya. o yeter.


    (giallo rosso - 27 Mayıs 2014 21:19)

  • comment image

    tanistigim 10 tane turk varsa bunlarin en az 8 tanesinin ucan disi kusla bile seks yapma pesinde kostugu sehir. kardesim bu nasil bir gormemisliktir anlayamiyorum? kafam basmiyor. ucani, kacani, ziplayani... ne varsa. hurraaa! oglum biraz sakin ya. turkiye'deyken ne kadar bastirilmis duygulari varsa oylesine hayvanca disari vurduruyorlar ki her defasinda burada ne isim oldugunu sorgulatiyorlar.

    sonra diyorlar ki 'turkiye'den geliyorum' deyince hatunlar soguyor. lan davar, sogur tabi. baksana adamlara. the walking dead'deki zombiler misali biri kolundan, biri bacagindan, digeri kafasina basmak suretiyle paramparca edecekler firsatini bulsalar. cizis!


    (giallo rosso - 17 Haziran 2014 15:58)

  • comment image

    dun sans eseri, icinde yasayan turkler arasinda siniflasma oldugunu ogrendigim sehir. siniflasma erkekler arasindaymis. esi turk olan vs. esi yabanci olan...

    esi turk olanlar esi yabanci olanlari disliyorlarmis. mesela esi turk olan muslumanlar belli bir camiye gidiyormus.esi yabanci olan musluman erkekler de baska bir camiye. bunu anlatan adam da, esi turk olanlarin yaptiklarini hakli buluyormuscasina bir tavirla aktariyordu olan biteni. allah belanizi versin diyorum...

    bir milletin insaninin yuzde 90'i nereye giderse gitsin butun sacmaliklarini, cirkinliklerini yaninda goturebilir mi? goturuyor iste. hepinizin hayatina sokayim...


    (giallo rosso - 12 Aralık 2014 17:28)

  • comment image

    son zamanlarda izlediğim en underrated dizi. garip bir işleyişi var. 20 dakikalık bölümlerden oluşuyor. donald glover'ın baş rolünü, yapımcılığını üstlendiği dizide esas oğlan earn, hayatı boyunca kaybetmiş birini canlandırıyor. sonrasında paper boy şarkısıyla ünlenen rapçi kuzeni alfred'in menajerliğini üstleniyor. olaylar bu şekilde ilerliyor. güzel bir yapım bence.


    (gorwelian - 10 Ekim 2016 16:30)

  • comment image

    --- spoiler ---

    4.bölüm

    “poor people don’t have time for investments because poor people are too busy trying not to be poor. ı need to eat today, not in september.”

    ---
    spoiler ---

    ıste fakirler hep neden fakir, zenginler hep neden zengin sorusunun basit bir aciklamasi.


    (tuvaletblogu - 3 Mart 2017 01:24)

  • comment image

    şahane bir eser. belli ki donald glover fx'i ilk sezon ile ikna etmiş ama 2. sezonda kendi istediklerini gerçekleştirmiş. özellikle 2. sezonda her bölümün kendi alt metni olması ve bunu gözümüze sokmadan bir bütünlükte sunuyor olmasına hayran kaldım. her ne kadar "zenci dizisi" tartışmaları yapılsa da ben diziyi daha farklı okuyorum.

    evet ötekileştirmenin nasıl normalleşebileceğini, bu normalleşmeye tepki verirken konuyu istemeden de olsa önemsizleştirebileceğini anlattığı kabul ediyorum. ama bir yandan bunu anlatırken aslıda bu siyah, beyaz ve toplumu oluşturan tüm grupların bir parçası olduğunu sıkıcı olmayan bir şekilde ortaya koyuyor.

    atlanta, ötekileştirmenin sadece monizmin oluşturduğu bir sorun olarak değil, bu sorunun başlamasındaki tetikleyici rolü üstlendiğini, bunu devam ettirenin ise birbirinden farklı bir çok faktör olduğunu üstü kapalı bir şekilde anlatıyor.

    --- spoiler ---

    2. sezon 6. bölümde ise donald glover metaforik mj canlandırmasıyla bir de bizim cenahtan bak demiyor bence. ben bir sanatçıyım bu da benim yorumum diyor. siyahım ya da beyazım ayrımına girmiyor. "ben bunun içindeyim bu da benim konuya olan bakışım"

    2. sezon 7. bölümde instagram üzerinden popüler kültür eleştirisi yapılmış. yani aslında herkesin söylediğini ben de söylüyorum demiştir. lakin bölümün sonundaki "drake is mexican" repliğiyle bölüm biterken bir çeşit alt metin twisti yapmıştır.

    2. sezon 8. bölüm woods'taki alt metin de inanılmaz güzeldir. 7. bölüm bu bölümün resmen tamamlayıcısıdır. alfred instagram ünlüsünü eleştirirken aslında ondan farklı olmadığını fark etmesi. kafasında yarattığı "gerçeklik" tanımının aslında sadece kafasında yarattığı bir tanım olduğunu gerçeklikle karşılaşınca anlıyor. özellikle popüler kültürü eleştiren kişinin konu hakkındaki yetkinliğini sorguluyor bir nevi. "onu eleştirdin ama peki sen?" bu bölümün "zenci dizisi" olduğunu kim söyleyebilir ki?
    ---
    spoiler ---

    hatta dizi darius üzerinden bile inanılmaz göndermeler yapıyor. true detective 1. sezondaki rust cohle karakteri gibi değil. çünkü orada asıl ürünü cohle bize veriyordu. atlanta ise darius'un aforizmaları üzerinden değil karakterin dizide yer alması üzerinden hallediyor. bak burada gözle görülen var bir de benim anlatmak istediklerim. neyi tüketmek istiyorsan onu seç.

    örnekler böyle uzar gider. bu dizinin tüketicisi kesinlikle anlatıldığı gibi zenci toplulukları değildir. ama siyah toplumu bu diziyi izler. bu dizinin asıl tüketicisi "söylemek istediklerim var"ı dinlemek isteyenlerdir. ilk sezonla fx'i iyi kandırmıştır. sırf 1. sezondan sonra 2. sezonu çekmesi bile fx yöneticileri gibi düşünen insanlara güzel bir göndermedir.

    oğuz atay'ın tam da söylediği budur; #76412095


    (kutup cizgisinde ask - 29 Nisan 2018 14:29)

Yorum Kaynak Link : atlanta