Süre                : 2 Saat 1 dakika
Çıkış Tarihi     : 23 Aralık 1995 Cumartesi, Yapım Yılı : 1995
Türü                : Drama,Fantazi,Western
Ülke                : ABD,Almanya,Japon
Yapımcı          :  Pandora Filmproduktion , JVC Entertainment Networks , Newmarket Capital Group
Yönetmen       : Jim Jarmusch (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jim Jarmusch (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Johnny Depp (IMDB)(ekşi), Gary Farmer (IMDB)(ekşi), Crispin Glover (IMDB)(ekşi), Lance Henriksen (IMDB)(ekşi), Michael Wincott (IMDB)(ekşi), Eugene Byrd (IMDB)(ekşi), John Hurt (IMDB)(ekşi), Robert Mitchum (IMDB)(ekşi), Iggy Pop (IMDB), Gabriel Byrne (IMDB), Jared Harris (IMDB), Mili Avital (IMDB), John North (IMDB), Billy Bob Thornton (IMDB), Michelle Thrush (IMDB), Alfred Molina (IMDB)

Dead Man (~ Ölü Adam) ' Filminin Konusu :
19. yüzyılın ikinci yarısında, kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünen genç bir adam, Batı Amerika’nın uç kısımlarına, bilmediği bir yere muhasebeci olmak için gider. Fakat o gidene kadar yerine çoktan başkası alınmıştır. O da ‘’Hiç kimse’’ isimli dışlanmış bir Amerikan yerlisinin hayatına girmesiyle gerçek bir Batılı olmayı kendine iş edinir. Hiç kimse’yle tanışmasıyla hikaye komik ve vahşi bir hal alır. Blake’in doğasına zıt olsa da, durum Blake’i silah kullanan, kural dışı avlanan bir katile dönüştürür. Blake yavaşça kontrolünü kaybeder.


  • "johnny depp bu filmde oyunculuk adına zıplayarak uzaya çıkmıştır. çünkü öyle bir performans sergilemiştir ki uzaylı gözüyle bakılsa yerdir."
  • ""do you know my poetry?""
  • "- aa şu çirkin kadın ne kadar çok iggy pop'a benziyor?!?- şşş o zaten, sus da izle.."
  • "oldukça yavaş bir tempoyla giden dingin bir film. oyuncular şahane gerçekten. özellikle bilge kızılderili nobody ve johnny depp' in etkileyici oyunculuğuna muhteşem manzaralar eşlik ediyor."
  • "- are you william blake?- yes, i am. do you read poetry?ayrica filmdeki kizilderilinin ismi nobodydir."
  • "sound track'i de neil young'a aittir, filmden samplelarla yoğurulur gider tek gitar..."
  • "iggy pop'lı bölümüyle harikulade güldüren (bkz: sally) (bkz: i saw him first), ceylanın yanında uyuma sahnesiyle şahane iç cızlatan film."
  • "william blake'in kızılderili ustası nobody, herhalde don juan ın serbest bir yorumu. ayrıca - "who are you traveling with?"- i am traveling with nobody.diyalogu da gayet kurnazca."
  • "basinda diyalogsuz kac dakika gidebilcegini merak ettigim film. -hayir altyaziyi dogru mu cekmisim onu kontrol etmem lazim- johnny depp in de ne kadar kose oldugunu cok net gosteren film ayrica."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kucuklugumde defalarca izlemis oldugum klasik westernle karsilastirmali olarak bu muhtesem filme dair yapacagim yorumlari kisa maddeler halinde iletiyorum:

    1.western filminde oyuncular filmin icindedir. bu anlamda, kovboy
    filminin biraz once bahsettigim kendine ozgu mitlerini disarida
    birakirsak, tarihsel filmden cok da farki olmadigi dusuncasini ortaya
    surebilirim. oyuncular o doneme aittir ve oyunlariyla donemin
    anlatisini (davranis bicimleri, sosyal iliskiler.) vurgular. dead
    man'in william blake'i ise sanki bugunun dunyasindan sokulerek vahsi
    batiya atilmis gibi: surekli saskin, etrafta donenlerin ruya olduguna
    inanma egiliminde ve daha onemlisi bu korkunc surekli uyku doneminde
    kimi zaman etrafindaki olaylar insafa gelip siddetten uzaklastiginda
    bile ( barda karsilastigi romantik kadin, kizilderilinin sefkati)
    blake onlara sarilip uyanacak gucu tam larak kazanamiyor.

    2.yoruma acik bir tespit olarak vahsi bati temsillerinde ozdeslesme
    olayinin sadece ataerkil toplumun kahraman erkegine hitap ettigi
    olcude varoldugunu ileri surecegim. yani, westerni izleyenlerden
    sadece erkek olanlar, erkek egemen toplum kurgusunda yeralan kahraman
    erkek simgesine yapilan gondermelerden etkilenerek ozdeslesmeyi
    basarir. oysa "olu adam" `da ben tam da tersine sartlamisken, william
    blake'le birlikte sasirdim, korktum ya da kayitsiz kaldim. sunu da
    belirtmeliyim ki johnny depp'in diger bazi filmlerinde de cinsiyetin
    altinin cizilmiyor olmasindan hoslanmisimdir (arizona dream). burada
    da blake, bir kahramana donusene kadar gorece kadinsi hissiyatlara
    kapiliyor.kendisine yapilanlara icerliyor, kusuyor, karsi koyma
    yolunu secmiyor.

    3.zizek'in yamuk bakmak kitabında lacan'la ilgili aciklamalardan
    hareketle bu filmde ciplak bir sekilde, gercekle araya konan mesafede
    cokuse sahit oluyoruz. sanirim bana tum bunlari yazma istegi veren de
    salt gercekle oynanan bu oyundu. bu mesafeyi koruyamadigimizda (bazen
    de korumak icin yarattigimiz oyunlar esnasinda) belli akil
    hastaliklari ortaya cikiyor diyor lacan. bu durumda william blake'in
    akil sihhati konusunda film boyunca supheye dusmemiz oldukca manidar.
    kendime surekli su sorulari tekrar tekrar soruyorum: nasil olur da
    blake kendi cenaze merasimine bu kadar sakin katilabiliyor?,
    medeniyetten noone's land'e yaptigi yolculukta, tum belalari
    gordukten sonra bile nasil orada kalabiliyor? yaniti cok onemli degil
    bu sorularin, onemli olan bu sorulari sorduran ve altta yatan
    gerceklikle arada kurulmus mesafenin durumu. blake etrafinda donen
    olaylara tam anlamiyla yabanci: buffalo avcilari ve herkesin
    devletten destek almak icin buffalo avciligina soyunmasi, herkesin
    silah tasimasi (ki cicekci kadina bile neden silah tasiyorsun diye
    sordugunda oldukca basit bir yanit alir: because this is
    america), "wanted" ilanıyla sehrin dort bir yaninda araniyor olusu
    (bu ilanla ilk karsilastiginda sanirim bir kovboy filminde oynadigina
    pisman olmustur ) vs. tabi biz de blake'in izleyici tarafindaki
    yansimasi oldugumuz icin vahsi batinin tum klasik simgelerine
    yabancilasmis buluyoruz kendimizi.sunu eklemeliyim. peki blake'in
    gercekle mesafesi hic cokmuyor mu? evet, bence cokuyor. ve yonetmen
    bu cokusu oyle bir zamana denk getirmis ki film bittiginde en
    etkileyici sahne olarak akilda yer ediyor. bunun disinda filmin iki
    sahnesinde daha johnny depp'i zıvanadan cikmak uzereyken yakaliyoruz.
    ancak belanin, cinayetin ve acimasizligin kaldigi yerden devam
    etmesiyle rahatliyor, tekrar salt gercekligi karsimiza alabiliyoruz.

    4.dorduncu notum, ki bence en onemlisi budur; yine oldukca spekulatif
    olmakla birlikte vahsi bati temsilinde kah kacarken, kah kovalarken
    verilen gece molalarinin ve ates basinda verilen yemek aralarinin
    beyaz adamin kutsanmasi oldugunu ileri surecegim. cunku beyaz adam
    kizilderiliye actigi savasta haklidir; atesin basi beyaz adamin
    yeridir, kızılderiliye karsi verilen amansiz mucadelenin strateji
    merkezi de bu atesin basidir. peki bunun filmimizle ilgisi ne
    olabilir? jarmusch duzenegi tersine cevirir. nobody ile blake, bir
    kızılderili ile bir beyaz (sozkonusu olan depp'in cildi olunca
    puripak bir beyaz) aynı atesin basinda oturur, sohbet eder. daha da
    otesi bu diyalogun altindaki iktidar iliskisi tamamiyla kizilderili
    nobody'nin tekeli altindadir; nobody anlatir, depp dinler. hatta
    acliktan bitap dusen blake'e birkac peyote tohumunu cok gorur,
    kizilderili beyazi acliga mahkum etmistir.


    (earth linger - 6 Şubat 2007 13:24)

  • comment image

    benim yaptığım gözlemlere göre; filmdeki önemli bir konu da ilham kaynağı olabilmek için şairliğe/sanatçılığa gerek olmadığı gerçeğidir. william blakein şairliğinin/kelimelerinin/dilinin silaha dönüşeceğini belirtirken bu kastedilmiştir. ki filmin finalinde topluma karşı bir kanun kaçağı olan blake'in efsaneleşmesi* buna bir kanıt olabilir.

    hayatta yaşadığımız aydınlanmalar; kaynağını sanattan/şairlikten* almak zorunda değildir, ki pek çok zaman insanların ilham kaynağı yaşamın içindeki başka kavramlardır. bu aydınlanmaların gerçekleşmesi kişinin kendi gözlem ve yorumlama gücüne dayalıdır. en azından ben böyle düşünüyorum.


    (rdx - 14 Ekim 2009 15:18)

  • comment image

    ilginç bir hayat hikayesine sahip, eğitimli kızılderili nobody'nin içlere gark eden tonlamasıyla kurdugu "you are a dead man, william blake" cümlesiyle özetlenebilecek yapım. neil young'ın aynı rifi yaklaşık 2000 kere tekrarlamasından oluşan sound trackiyse akıllara zarardır.


    (nick belane - 3 Ocak 2003 00:31)

  • comment image

    bir bebekten bir katil yaratmanın öyküsü.

    ismiyle, cismiyle insanı etkisi altına alan güzide kişi; bay hiç kimse!
    namı diğer, "kargaya klavuzluk eden şahin" karakter. müthiş eğlenceli bir adam, bilge de...
    arafta bırakılmış; ne öteki olabilmiş, ne de kendi. o da blake gibi bir mağdur.
    aslında kendini arayan bir adam. bir baltaya sap olma peşinde ama, ortada balta yok.
    blake'nin olmayan işi gibi. o yüzden ikisinin kaderi çok örtüşüyor.

    william blake incelenirken, bay hiç kimse'den ayrı düşünülemez; aynamız o bizim.
    nasıl ki o da, olmak istediğini olamayıp, olduğu şeyi beğenmiyorsa; william blake'de
    olmak istediği şeye ulaşamayıp, olduğu şey olmak zorunda kalıyor.

    ufak bir sarsıntıdan ödü kopan bir adamcağızdan, efsane bir adama/katile dönüşmek.
    gerçekten harika bir film.

    !...


    (zzebercett - 23 Mart 2011 22:36)

  • comment image

    oldukça yavaş bir tempoyla giden dingin bir film. oyuncular şahane gerçekten. özellikle bilge kızılderili nobody ve johnny depp' in etkileyici oyunculuğuna muhteşem manzaralar eşlik ediyor.


    (omonia - 7 Mayıs 2011 14:46)

  • comment image

    siirsel, imgelerle yuklu bir film.
    bir tur yapisokumu.

    yuklu oldugu imgeleri paldir kuldur imleyip kacayim:

    --- spoiler ---

    icinde bulundugu zamana, mekana tepeden tirnaga yabanci bir karakter, esas oglanimiz.

    bir cag yangini ortasinda; kizilderililere karsi kiyima girisildigi, cadirlarin yandigi, besin kaynagi buffalolarin goruldugu yerde kursuna dizildigi, hastalikli battaniyelerin uzerlerine sarmalandigi.

    siirin can cekistigi, lirizmin oldugu, sairin gozlerini son kez yumdugu bir zaman. yolumuz bizi dogadan, kirsaldan koparip kasabaya, kente, fabrikaya, makina'nin icine suruklemis. pis, kotu ve rezil makinanin icinde, ahlaken curumus adamlarla agiz dalasi. zorba patronlarin egemen oldugu. (spielberg'in kurtarici melek sermayedarlarinin degil). patronlarin zorbaliginin en azili katillere, anasini babasini duzup kesip pisirip yemis manyaklara bile baskin geldigi. ancak bu manyaklarin, ruh hastalarinin, katil ve hirsizlarin, paranin patronlarin isaret ettigi yerlere gittigi, emirlerini dinledigi.

    vahsi batinin olanca carpikligi, garipligi guzelligiyle betimlenisi. at pisligi ve camur cirkef icinde yollar. cirkin suratlar. can sikintisi, tedirgin edici, huzursuz ve tekinsiz garip ortam. doga sartlariyla suren savasim. konuksever olmaktan cok uzak insanlar. merkezden, yasalardan uzakta acmis aykiri otlar, kotuluk cicekleri. iggy pop da bunlardan biri. ve en manyak olanin, ama patronun sozunu dinleyenin, bir olunun kafasini ayagiyla ezisi, bir delikanliyi kendine sovdu diye su icerken kafasindan mermileyisi, acikinca yol arkadasinin kaburgalarini pisirip yiyisi.

    belki olu adam (depp) basindan beri oludur, ya da can cekisiyordur. arafta oldugu her yanindan okunan hickimse (nobody) tarafindan kayigina dogru tasiniyordur yalnizca.

    siddet ve olum anlamsizdir. kimileyin saatlerce at sirtinda yol tepip konusulur, olu bir ceylan icin goz yasi dokulur. kimileyin bir kac dakika icinde bir suru insan govdesi kursun deliklerinden ruhunu teslim eder.

    macera dolu kovalamacalarin yarisindan fazlasi can sikintisindan gebermekle gecer.
    gozupeklik, silahsorluk, manyaklikla korkaklikla arkadan vurmakla ic icedir.
    parayi veren silahsorleri otturur, medyaya (araniyor ilanlarindaki yalanlar ve gazeteler ve telgraflar) diledigini soyletir. yalani gercek gibi gordurur.
    anlam, anlamsizligin bir parcasidir. gercek. karanlikta yanip sonen bocekler gibi.

    ---
    spoiler ---


    (viva paulista - 17 Temmuz 2011 12:20)

  • comment image

    blake'in nobody'ye atarlanıp "bi bok anlamıyorum dediklerinden" demesi acaba bizim de seyirci olarak jarmusch'a "lan bi bok anlamıyorum filmlerinden" deyişimizle bir sayılabilir mi..

    lynch bir, jarmusch iki zaten. seyrederken ne anlatıyorlar zerre anlamıyorum ama anlamadığım halde son derece zevk alıyorum filmlerinden. sürekli bi gerçekle hayal arası garip bi ambians yaratıp (vagondaki herkes camdan dışarı ateş ederken istifini bozmayan makinistin -arkasında ateş eden ahali fonu önünde güzel bi kare vererek- konuşması gerçek falan değil, olsa olsa rüyada karşılaşabilecek bi mizansen çünkü) istedikleri gibi at koşturuyorlar işte. bize de anlamasak da seyretmek kalıyor (filmde kızılderili diye meksikalıların oynaması bile işte böyle bi gerçeklikle bağın koparılması amacıyla yapılmış hınzır bi numara bence).

    ayrıca sadece iki dakika görünüp beni kendisine aşık eden mili avital'e hürmetlerimi iletiyorum buradan öhm..


    (brick top - 2 Eylül 2011 17:18)

  • comment image

    geleneksel amerikan kültürü ve onun uzantı kimliği niteliğindeki muhafazakar hollywood sineması; kendi dışındakini, duruşuna aykırı gelen ahlaki normları dıştalarken düşünsel dünyasını da belgeler ister istemez. marjinal duruşları, orijinal fikirleri ötekileştirirken kendi düşünsel formlarını da dayatır aynı zamanda. amerikan tarihi kanla örülüdür, hatta onun sokaklarda doğduğu esprisi belli açılardan doğrudur. bunun yanında kızılderililere ve zencilere yaşattığı felaketlerin anısı hâlâ taze, acısı hâlâ yürek burkan cinstendir.

    bu noktada dead man’in western janrı üzerinden amerikan siyasal-toplumsal-ekonomik tarihini tartışmaya açtığı başat bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. söz konusu siyasal tartışma ve analiz, elbette belli başlı figürlerin temsiliyle içselleştirilir. mesela, bir serüvenci ya da yalnız kovboy imajı william blake (johnny depp) figürü üzerinden karikatürleştirilir. henüz sanayileşen, sanayi devrimini yeni yeni tamamlamaya çalışan bir ülkedeki kapitalist patron imajını blake’in sözde patronu cisimleştirir. ve elbette sistemin bekçileri biçiminde algılanabilecek iz sürücüler, yalakalar, para babalarına yardım eden kiralık katiller… blake, bir john wayne değildir ya da bir james stewart. onların toplamıdır belki, ama bilakis bütün klasik western tipolojisinin sorunsallaştırıldığı, tartışmaya açıldığı bir anatomik haritadır; alaycı, ironik, yer yer sevimli ama son kertede kanlı bir insan haritası.

    öte yanda da her daim ezilmiş, her dakika sömürülmüş, topraklarından sürülmüş bir halk: kızılderililer. iç içe geçen mevcut figürler arasında umut namına, iyimserlik adına pek hayırlı bir şey yok gibidir; filmin adı ölü adamdır. william blake ölüdür (yoluna çıkan herkes de ölür), belki de aydın sıfatını kazanmış birçok insan da ölü doğmuşlardır. nitekim doğa da cılızdır burada. kasaba soysuz, kasabalı canidir, duyarsızdır. sokaklar ölüm kokuyordur...

    sözün özü harika bir filmdir. bütün harika filmler gibi düşe yakın bir yapıttır. sinemanın kendisidir.


    (hanging rock - 31 Ekim 2013 21:12)

  • comment image

    --- spoiler ---
    william blake'in ikinci kez efsanelesmesiyle sona eren film. bulunmasi icin basina fahis odul konan ve aslinda pek sumsuk bir kisilik olan william blake, ardinda onun oldurdugu soylenen ve sayilari aritmetik olarak artan bir suru ceset birakarak sonsuzluga dogru yola cikiyor, cunku onu icinde bulundugu kanoyla denize acilir ve olur iken goren son iki kisi birbirini olduruyor
    ---
    spoiler ---
    .

    iggy pop'un canlandirdigi sally karakteri ve onun replikleri, birinin isminin nobody olmasi neticesinde olusan kelime esprileri, dini ikon olusturarak olen kisilik, feylezof kizilderili tribi; william blake'in, nobody'nin telkinleri ve gecirdigi ruhsal evrim neticesinde kendisinin gercekten bir sair olduguna inanmasi tam jim jarmusch 'luk leziz ironi ornekleri. nefis siyah-beyaz goruntulerle gene nefis bir butunluk olusturan neil young muzikleri filmin degerini daha da artiriyor. guzide insan gabriel byrne da filmde iki ayri karakter olarak goze carpiyor.


    (boyle buyurdu berdus - 27 Mayıs 2005 15:51)

  • comment image

    william blake'in kızılderili ustası nobody, herhalde don juan ın serbest bir yorumu. ayrıca

    - "who are you traveling with?"
    - i am traveling with nobody.

    diyalogu da gayet kurnazca.


    (stalker - 4 Eylül 2005 17:28)

  • comment image

    basinda diyalogsuz kac dakika gidebilcegini merak ettigim film. -hayir altyaziyi dogru mu cekmisim onu kontrol etmem lazim- johnny depp in de ne kadar kose oldugunu cok net gosteren film ayrica.


    (what goes around comes around - 19 Aralık 2005 01:44)

  • comment image

    jim jarmusch başyapıtı. anlayamadık zamanında, bir kaç aydır izler izler, ilk 10 dakikadan sonra sıkılır kapatırdım. son bir kaç gündür ilk 15 ve 20 dakikaya kadar da dayanabildim, bir baktım gerisi de geldi, sonra bir baktım gittikçe hoşuma gitti, sardı sarmaladı beni kendine sıradışı hikayesi. artık dead man çok rahat bir şekilde defalarca izleyebileceğim bir film haline geldi.

    düz aldığımızda, "basit bir adamın elinde olmadan bir efsaneye nasıl dönüşebileceğini" konu alan, william blake e bir saygı duruşu niteliği de taşıyan, geniş alanda muharebe tadında çatışma sahneleriyle, enfes ölüm sahnelerine kattığı şiirsel anlatım ve imgelerle, (silahı imgeleyerek, 'bu senin sözün olacak artık' diyor bir yerde kızılderili mesela) üzerinde bolca düşünülmesi gereken sahnelerde giren tematik müziğiyle gördüğü beğeniyi sonuna kadar hakeden, oldukça vurucu harikulade bir eser..

    --- spoiler ---

    -u william blake?
    -yes i am, do you know my poetry? (dı$ın)

    ---
    spoiler ---


    (nihilanth - 21 Temmuz 2006 22:59)

Yorum Kaynak Link : dead man