Çıkış Tarihi     : 18 Kasım 2014 Salı, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Aksiyon,Macera,Fantazi,Korku,Gizemli
Taglar             : canavar,Şeytani sahiplenme,iblis,Sahip olma,kahraman
Ülke                : Kanada
Yapımcı          :  Bioware
Yönetmen       : Mike Laidlaw (IMDB)
Senarist          : Brianne Battye (IMDB),Jennifer Brandes Hepler (IMDB),Sheryl Chee (IMDB),Sylvia Feketekuty (IMDB),David Gaider (IMDB),Mary Kirby (IMDB),Lukas Kristjanson (IMDB),Ann Lemay (IMDB),Patrick Weekes (IMDB)
Oyuncular      : Harry Hadden-Paton (IMDB), Alix Wilton Regan (IMDB), Jon Curry (IMDB), Sumalee Montano (IMDB)(ekşi), Alastair Parker (IMDB), Miranda Raison (IMDB)(ekşi), James Norton (IMDB)(ekşi), Ramon Tikaram (IMDB)(ekşi), Freddie Prinze Jr. (IMDB), Robyn Addison (IMDB), Gareth David-Lloyd (IMDB), Brian Bloom (IMDB), Indira Varma (IMDB), Greg Ellis (IMDB), Allegra Clark (IMDB), Corinne Kempa (IMDB), Kate Mulgrew (IMDB), Claudia Black (IMDB), Simon Templeman (IMDB), Steve Valentine (IMDB), Stephane Cornicard (IMDB)

Dragon Age: Inquisition (~ Dragon Age: Inkwizycja) ' Oyununun Konusu :
Tayfasını toplayıp denize açılan Kaptan Ahab, kendisinden başka kimsenin bilmediği bir amaçla korkusuzca yol almakta ve bu yolda evlatlığı da dahil, herkesin hayatını kaynağı belirsiz bir tehlikeye atmaktadır. Hayatına bu amaç doğrultusunda yön veren Ahab'ın ölüm yolculuğunda ona eşlik edenler, gitmek ve kalmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaklardır.


  • "ha tabii loot demisken de "amina kodugumun elfrootu" demeden gecilmemesini gerektirir.."
  • "okumayana*** aksiyon oyunudur. (bkz: ali kitap oku)(bkz: oku ali oku)"
  • "resmen bitmesin diye oynamadığım oyun.not: yaşlıyım ve pc'de oynuyorum ama stat olayına hiiiiç takılmadım be bro."
  • "karakter şekillendirme ekranının sonunda mahalle berberini yarattığımı farkettiğim oyun. bilinçaltım ramazan abiyi özlüyor."




Facebook Yorumları
  • comment image

    vay amk bu gözler bunu da gördü. rpg türündeki bir oyun için "konsolda oynansa daha iyi olur" vb tarzı yorumlar görüyorum. öleydim de görmeyeydim şu video oyunlarının geldiği hali. bi 5 yıl sonra da age of empires için falan konsolda oynanırsa daha iyi olur deriz artık. sokayım konsolunuza ya.

    not: lafım sizlere değil sevgili yazarlar oyun firmalarına, konsollara.


    (azazel13 - 21 Kasım 2014 00:09)

  • comment image

    32 saatlik oynayışın ardından daha geniş kapsamlı yorumlar yapabilirim artık sanırım. öncelikle, ea isimli kan emici firmadan nefret ederim. bioware ise eskinin hatırına her zaman saygı duyduğum bir firma. mass effect serisinde en iyisi ilk oyundu, 2 1'den kötü, 3 ise 2'den de kötüydü. dragon age origins de 2. oyunun yanına bile yaklaşamadığı bir başyapıttı. bu durumda doğal olarak dragon age'in 3. oyununda da insanlar yüksek beklentiye girmedi, sıçışa hazır oldu. eh, ilk yorumlara baktığımızda dragon age inquisition'ın neredeyse bütün oyun sitelerinden çok yüksek puanlar aldığı halde, özellikle pc oyuncularının saldırısı ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. metacritic'te 0-3 puan arası verenler çoğunlukta. sözlük yorumlarının geneline baktığımız zaman da beğenilmediğini görmekteyiz. beğenilmemesindeki en büyük etkenler konsoldan aparma kontroller ve kullanıcı arayüzünün "user-friendly" olmaması. birçok kişi grafiklerden de memnun değil. bunun dışında özellikle metacritic'te hikayenin bok gibi olduğundan dem vuranlara da rastladım. bütün bunları uzun uzun yazmamın sebebi, oyuncuların bu acımasızlığı karşısındaki şaşkınlığım. her şeyden önce oyunda çok büyük bir emek var. ve bu emek o nefret kusulan ea'in değil, bioware'în emeği. yani şu oyuna 0 puan verenlerde ben kötü niyet arıyorum. 0 nedir lan? neyse, kendi gözlemlerime ve düşüncelerime göre oyunun artı ve eksilerinden bahsedeyim biraz. önce eksiler aradan çıksın;

    -konsol, konsol, konsol! bioware eski bir firma olmasına rağmen pc oyuncularına ihanet ediyor. bunun arkasında ea'in daha çok kazanma hırsı var muhtemelen ama, yine de bioware'in oyunu bu şekilde piyasaya sürmesi gerçekten ayıp. resmi forumda şikayetler alıp başını gitmiş, neyse ki patch üzerinde çalıştıklarını, kontrolleri ve arayüzü pc oyuncularına göre düzenleyeceklerini açıkladılar. patch'i ne zaman çıkaracaklarına dair bilgi henüz yok. karakterin mouse ile hareket etmemesi, etkileşime geçilecek objenin ille de yanına gidip öyle tıklamak gerekmesi gibi saçma sapan şeyler var, ha ben 1-2 saatlik oyundan sonra alıştım buna, angarya falan gelmiyor ama düzeltildiğinde daha rahat olacağı kesin. taktik kamerası da aynı sebeplerden dolayı kullanılamaz halde şu anda. taktik kamerasında, kamerayı mouse ile değil klavye tuşları ile döndürmek zorunda olmak tam bir saçmalık. oyunu pc için bu şekilde piyasaya sürmenin affedilir yanı yok. pc'de hiç mi oynamadınız yani piyasaya sürmeden önce? "bunları düzeltip öyle piyasaya sürelim" diyen bir kişi bile mi olmadı? hadi patch gelecek ama biraz geç oldu sanki...

    -materyal toplamayı ve dağ bayır gezip etrafı keşfetmeyi sevmeyenler bu oyundan pek zevk almayacaktır.

    -eşya çeşitliliği ilk oyuna göre çok daha fazla, ama yine de bir rpg oyununa göre yetersiz bana kalırsa. sandıktan hep aynı eşyaların çıkması durumu var, ki can sıkıyor.

    -cassandra'nın seslendirmesini kim yaptıysa biraz odun yutmuş sanırım. gayet karizmatik olduğu halde sırf ruhsuz seslendirme yüzünden ısınamıyorum şu kadına bir türlü.

    -diyaloglar sırasındaki yüz animasyonları, ifadeler biraz saçma olabiliyor. alakasız durumlarda şaşırmış ya da korkmuş gibi görünen karakterler komik oluyor.

    -daha fazla sınıf, sınıflarda daha detaylı yetenek ağaçları olsa daha güzel olurdu.

    -mage için healer özelliği yok artık. sadece iksirlerle ve kamplara döndüğünüzde heal olabiliyorsunuz.

    daha fazla eksi bulayım diye kendimi kastım ama başka bir şey gelmiyor aklıma. şimdi kendimce oyunun olumlu yönlerine geçiyorum;

    +dragon age evreni fantastik kitap serisi olabilecek kadar geniş ve ayrıntılı yaratılmış bir evren. bu sebeple oyunun konusuna, senaryoya diyecek bir şey bulamıyorum. maksimum keyfi alabilmek için bu evrenle ilgili neredeyse her şeyin arkasındaki tarihi bilmeniz gerek. chantry'yi, templar order'ı, circle of magi'yı, seekers of the truth ve inquisiton'ı, tevinter büyücülerini, darkspawn ve blight'ın kaynağını vesaire vesaire. oyun devam etmekte olan templar-mage savaşına bir çözüm bulmak için maker'a inananların hac noktası olan kutsal temple of the ashes'ta toplananlara yapılan kaynağı bilinmeyen saldırı sonucunda, divine'ın da, divine seçilebilecek olanların da ölmesiyle chantry'nin dağılması ile başlıyor. circle of magi zaten dağılmıştı, chantry'nin de dağılması ile ortalıkta kaos hüküm sürüyor. bu noktada ise inquisition cassandra liderliğinde yeniden kuruluyor ve düzen sağlamaya çalışıyor. aynı zamanda ortadan kaybolmuş olan grey warden'ların akıbeti, maker, old gods, darkspawn'un kaynağı gibi konular da işlenmekte. zaten bu kadar ayrıntılı yaratılmış bir evrende konunun derin olmaması pek mümkün değil. yine entrikalar görüyoruz. ve yapacağımız seçimlerle thedas'ta olanlara birebir yön veriyoruz.

    +materyal toplama konusunda takıntılı olanlar ve etrafı keşfetmeyi sevenler için oyun tam bir nimet niteliğinde. ferelden ve orlais olarak ikiye ayrılmış olan thedas'ta gidilebilecek bir sürü yer var ve gidilebilen her yer ciddi anlamda geniş. toplanacak bir sürü ot, maden var. otları iksir, tonik ve bomba yapımında ve bunların geliştirilmesinde kullanıyorsunuz. madenleri ise silah ve zırh yapımında. veya gittiğiniz bölgelerde mage-templar savaşından kaçanların ihtiyacı olan kaynakları sağlamak için. oyunun başında ilk açılacak olan yer hinterlands. burası dragon age origins'in tamamından daha büyük bir harita. ve yapılabilecek onlarca görev, toplanacak bir sürü ıvır zıvır var. oyuncuların çoğunda bulunan "bölgede yapılacak her şeyi yapmadan diğer bir bölgeye geçmeme" takıntısı burada sizin zararınıza işliyor. yani "hinterlands'te yapılacak her şeyi yapayım, ana hikayeyi öyle devam ettireyim" derseniz daralabilirsiniz, çünkü oyun esas hinterlands'ten sonra açılıyor. zaten hinterlands'te bir noktadan sonra level 12 yaratıklar göreceksiniz ki, oyun size diyor ki "buradan git, sonra geri dönebilirsin." hinterlands'ten başka yer görmeyip "oyun çok sıkıcı" diyenlere aldanmayın yani. yapabileceklerinizi yapın ama fazla da zaman harcamayın burada, ana hikayeyi devam ettirin. bu konu hakkında şöyle bir yazı bile var hatta reddit'te : leave the fucking hinterlands!

    +haritada açıp gideceğiniz yerlerin hiçbiri dizayn olarak birbiriyle aynı değil, her yer kendine has. sadece iki defa karşılaştığım "hayvanım kaçtı, bulup geri getir" görevi dışında bütün görevler de birbirinden farklı. ve gerçekten onlarca görev var. bu kadar görev olması belki başkalarını sıkabilir ya da "mmorpg gibi olmuş" denebilir ama benim gözümde oyunun süresini, dolayısıyla keyfi uzatan harika bir şey. rpg oyununda fazla görev olmasından şikayet etmek de ayrı bir kafa zaten... görevler dışında ubisoft oyunlarındaki gibi toplanacak şeyler var. ama bunlar anlamsız hazineler falan değil, hepsinin dragon age evreni ile alakası var. içki şişeleri, mektuplar, kitaplar, mozaik parçaları vesaire. bir de astrarium diye bir alet var, onunla da mini oyun/puzzle şeklinde yıldızları birleştirmeye çalışıyorsunuz ve birleştirdiğiniz zaman ortaya çıkan takımyıldızı hakkındaki bilgileri okuyabiliyorsunuz. adamlar yarattıkları dünyada astronomiyi bile düşünmüş.

    +ana hikayeyi takip ederken kısa bir süre sonra inquisition'ın kendi kalesi oluyor. skyhold ismindeki bu antik zamanlardan kalma olan kale tamamen özelleştirilebilir durumda. yani bayrağından, yataklarından, tahtından, pencerelerinden dekoruna kadar. bu özelleştirmelerin bazılarını sizin yapmanız gerekiyor, bazıları görevlerle açılıyor. kaleye ilk yerleştiğinizde kale yıkık dökük. zamanla, inquisition adını duyurdukça (o da görevlerden edindiğiniz influence puanı ile oluyor) kaleyi geliştiriyorsunuz. hayvani büyüklükte olan bu kalede bir sürü bölüm var. bir noktadan sonra kendi bitkileriniz için tohum ekebilir ya da para gelmesi için bir nevi chantry kurabilirsiniz. açıkçası bu kale o kadar güzel yapılmış ki uzun süre burada takılıp karlı dağların manzarasını izleyesi geliyor insanın. bir de, az önce kalenin tahtından bahsettim. bu tahta oturduğunuz zaman kararları sizin verdiğiniz bir nevi mahkeme kuruluyor ve önünüze suçlular getiriliyor. bu suçlulara siz hüküm veriyorsunuz. idam da ettirebilirsiniz, sürgüne de gönderebilirsiniz, inquisition için çalışmaya da mecbur edebilirsiniz, veya "salıverin gitsin" de diyebilirsiniz. yani kaledeyken oyunun içinde başka oyun oynuyor gibisiniz ki, gerçekten müthiş yenilikler bunlar. kale hayran olunmayacak gibi değil. bazı ekran görüntüleri, skyhold, skyhold manzarası, kendi odamız, skyhold hanı

    +oyun içinde oyun deyince, bir de war room var. burada war table'da (ki kaleye geçtiğinizde bu masanın harika bir dizaynı var) inquisition'ı "yönetiyorsunuz." görev yaptıkça perk ve puan topluyorsunuz. perk'ler ile, daha çok diyalog seçeneği ve bu diyaloglardan daha çok tecrübe puanı kazanmak, inventory için taşıyacağınız eşya sayısını arttırmak, kilitli kapıları açabilmek gibi özellikler kazanıyorsunuz. puanlarla ise ana görev ve yan görev hamleleri yapıyorsunuz. war table'da görevlerle ilgili iletişim, gizlilik ve ordu şeklinde 3'e ayrılan seçenekleriniz ve bu konularda uzman ajanlarınız var. ferelden ve orlais şeklinde ikiye bölünmüş olan haritada, board game görünümünde piyonlar oluyor ve bu piyonlarda görevlerin ayrıntıları yazıyor. her görev için farklı puanlar gerekiyor ve puanları bu görevleri açmaya harcıyorsunuz. görevler hakkında önce, az önce bahsettiğim seçeneklerle bilgi topluyorsunuz. bu bilgi toplama aşaması, gerçek zamanla 15 dakikadan 2 saat, 6 saat gibi bir süreye yayılabiliyor. bu süreç bittiğinde size bildirim geliyor ve war table'a gittiğinizde sonucu görebiliyorsunuz. bu aşamadan sonra o bölge haritanıza ekleniyor ve istediğiniz zaman gidebiliyorsunuz. veya bu tarz görevlerin sadece para, itibar, eşya gibi ödülleri oluyor(sizin gitmenize gerek kalmadan). bu war room da oyun içinde oyun gibi bir şey olmuş, ki bana kalırsa çok güzel düşünülmüş.

    +craft sistemi. 2. oyunda da biraz crafting'e eğilmişlerdi ama bu sefer daha ayrıntılı olmuş. etraftan bulduğunuz şemalar, madenler ve hayvanlardan düşen derilerle silah ve zırh yapıyorsunuz. bunları yaparken kullanacağınız maden ve deri türüne göre de eşyanın özellikleri şekilleniyor. örneğin asa yaparken summer stone fire damage verirken, obsidian taşı +1 magic v.s. veriyor. buna göre kullanacağınız hammaddelerle yapacağınız eşyayı dizayn edebiliyorsunuz. bunun dışında silah ya da zırhı upgrade edebiliyorsunuz, gerekli parçaları bulduğunuz ya da satın aldığınız takdirde. eğer eşyada slot varsa rün de ekleyebiliyorsunuz.

    +başka yeni bir özellik olarak binek çeşitleri gelmiş. hem de 4 çeşit, ki çeşitler de kendi içinde çeşitli(!). bildiğimiz at, dracolisk, hart ve exotic isminde hayvanatlar var. hepsi de ayrı bonuslar veriyor. ben şimdilik sadece bir adet at çeşidi açabildim, o da hinterlands'teki görevle alınan at.

    +patch gelene kadar taktik kamera kullanışsız ve taktik kamera olmadan biraz aksiyona kaçsa da savaşlar çok zevkli. ben çift hançerli rogue ile oynuyorum ama en zevklisi mage gibi. melee oynarken, mouse ile hamle yapmak için düşmanın dibine gitmek gerekiyor, aynı eşya ile etkileşimde olduğu gibi. umarım bu da düzeltilecek, ama klavyede standart attack tuşu r ve bununla mouse tuşuna oranla çok daha rahat oynandığını keşfettim. yani mouse'u sağ tuşla kamerayı ayarlamakta kullanıp tamamen klavye ile yönetiyorum savaşı, alışınca da inanılmaz rahat oluyor.

    +grafikler için daha ne bekleniyordu bilemiyorum. hoş, baldur's gate oyunlarını hala bayıla bayıla oynayanlar için grafik dert edilecek bir şey olmuyor, ama yine de bu grafiklerin nesi beğenilmez anlam veremiyorum. animasyonların sıkıntılı olduğuna katılıyorum ama grafikler akıcı ve bence çok da güzel görünüyor. bu noktada biraz ekran görüntüsü vermek isterim, şöyle, böyle ya da şöyle.

    +hanlarda şarkılar çalıyor. han şarkıları. bunu daha önceki entry'de de yazmıştım ama bayıldığım bir şey. es geçemiyorum. evet. hanlarda şarkı çalıyor. içki de içilebiliyor olsaydı ya da witcher'daki gibi mini oyunlar olsaydı tadından yenmez olurdu.

    +karakter yaratma ekranı çok ayrıntılı, kolaylıkla istediğiniz gibi görünen bir karakter yaratabiliyorsunuz.

    eh artık özet geç : eklenen tüm özellikler ve tarihiyle benim için efsane bir oyun oldu. ilk oyunun yanına koyabileceğim kadar hem de. sadece kötü kontrollerden ve arayüzden dolayı oyunun tamamını çöpe atmak, 0 puan vermek falan çok acımasızca. kaldı ki ekip bunları düzeltecek bir patch için çalışmakta şu anda. oyunu merak ediyor ama bütün o olumsuz yorumları okuyup vazgeçme eşiğine geliyorsanız, bence kendiniz deneyin ve bir şans verin. ben yorumları okuduğumda "acaba başka bir oyun mu oynuyorum" diyorum her seferinde. dragon age evrenini neredeyse bir fantastik kitap serisini sever gibi seviyorsanız hiç düşünmeden oynayın. geniş haritalı(tam olarak açık dünya denemez ama neredeyse açık dünya), keşfetmeyi ödüllendiren, birçok farklı şey yapabildiğiniz, kısacası dolu dolu oyunları seviyorsanız da oynayın. ama bu kontrollerle oynamak istemeyebilirsiniz tabii. o zaman patch'i bekleyin, kontroller pc'ye uygun hale getirildiğinde (o konuda da ağır bir sıçış görmezsek tabii) oynamaya başlayın. ama oynayın yani. bunu ilk oyunu çok sevmiş ama ikinci oyuna "meh" demiş olan biri olarak söylüyorum. zira şu sıralar hayatım thedas'ta geçiyor.


    (topuklu - 27 Kasım 2014 18:28)

  • comment image

    4. oynayisim yine the dawn will come sahnesinde hislendim.

    aklima geldi hemen kiz arkadasin yanina kostum "bana duygusuz okuz diyorsun ama bak ben de duygulanabiliyorum!" diye soyledim. kizcagizin gozleri parladi yuzu hem umut hem sefkatla doldu "noldu neye duygulandin sen?" diye yasarmis gozlerime bakti "dragon age de bi sahne var ona" dedim ve gozundeki isigin sonusunu, yuzunden hayat enerjisinin cekilisini izledim.. "allah belani versin" deyip mutfaga gitti.. oyun olunca sayilmiyor zaar.


    (nuitari - 11 Mart 2015 14:08)

  • comment image

    95 saat sonunda bitirdiğim oyun. hakkında söyleyecek bir iki lafım var açıkçası. sıradan bir oyun değil dai. cidden emek istiyor. 95 saat boyunca neredeyse bütün yan görevleri yaptım, konuşulacak herkesle konuştum. diyalogları çok dikkatli takip ettim ama sağdan soldan topladığımız codexleri, hikayeleri, mektupları hiç okumadım. eminim çok derin olaylar dönüyordur, belki de oyunun yarısını atlayıp geçmişimdir fakat oyun o kadar uzun sürmeye başladı ki dayanamadım.

    ana hikaye tabi ki 90 saat sürmüyor, iki günde bitebilecek uzunlukta neredeyse. yalnız harita dizaynı o kadar güzel olmuş ki tüm görevler arasında yürümek, o dünya'da dolaşmak istiyorsunuz. rol yapma oyunlarını raconuna göre oynamayı severim, bu oyuna da öyle davrandım. fast travel kullanmadan, su kenarlarından koşa koşa dolaştım. mağara bulduysam girdim, quest bulduysam aldım. oyuna at sürmeyi de eklemişler ama red dead redemption dışında kimse iyi yapamadı şunu, bu yüzden at sürmeye hiç girmedim. yine de dolaşmak müthiş zevk verdi.

    dövüş sistemini dragon age origins'ten beri severim, hiçbir sıkıntım olmadı. yalnız basit atak tuşu biraz saçmalıyor. düşman öldükten sonra bile iki üç kere silahımı havaya savurduğum oldu çoğu zaman. oyunu çift elli silah kullanabilen savaşçı olarak oynadım, yetenek ağacından memnun kaldım. istediğim ve tahmin bile edemediğim bir sürü hareketi bulabildim. bir sonraki oyunumu rogue olarak oynamak istiyorum lakin 95 satlik oynanış süresi gözümü korkutuyor. neyse ki hikayede yaptığınız seçimlerle oyunun yönü biraz da olsa değişiyor, verdiğiniz cevaplarla bambaşka diyaloglar görebiliyorsunuz, bu yönden tekrardan şans verilebilir diye düşünüyorum.

    loot olayına bazen çok kıl oldum. müthiş bir mağaradan sonra çok sikko silahlar, zırhlar düşebiliyor. genelde kendi yaptığınız itemların üstüne çoğu item çıkamıyor. çoğu zaman dükkan dükkan şematik arıyorsunuz. çöp item olayı çok var. dikkat edilmezse envanteriniz hemen doluyor. çok iyi paralara da satamıyorsunuz bunları, cidden çöpler yani.

    oyunda yanlış bilmiyorsam 10 tane dragon var. tüm oyun dünyasındaki en iyi dragon savaşları diyebilirim. skyrim'de bir süre sonra sıkıyordu bu savaşlar, burada muhtemelen sayıları az olduğundan daha değerli hissettiriyor. yalnız dragonların sunumları ve savaştığımız inleri de çok güzel. baya baya sezon finali havası veriyor her dragon. her birinin farklı element gücü, özelliği olduğu için kılıçlarla rastgele dalmak çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanıyor. bunun yerine dragona biraz yaklaşıp tipini önceden incelemek hangi elementi kullanabildiğini gösterebiliyor (buz dragonu mavi, ateş dragonu turuncu gibi). öldürürken baya emek harcıyorsunuz ve en iyi ganimet de bunlardan çıkıyor zaten. şu ana kadar hasktir lan böyle item mı olur dediğim dragon olmadı. seviyem yüzünden 3-4 dragon kaldı öldüremediğim, onları da yakın zamanda ziyaret ederim.

    oyunu ps4'te oynadım. ara filmlerin 30 fps'ye kilitlenmesinin verdiği boktanlık dışında grafik, efekt ve sunumu çok beğendim. sizin karakteriniz, yancılarınız ve koca dünya gerçekten yaşıyor. donuk ve fikirsiz tipler yok oyunda. aşk hayatım da çok heyecanlıydı. önce josephine'le birlikte oldum sonra ondan ayrıldım ve cassandra'yla birikte oldum. gerçek aşkı da onda buldum. ekibinizle iletişiminiz her açıdan iyi yapılmış. 4 kişi ormanlarda dolaşırken diğer üçü baya geyik döndürebiliyor ve arada size de cevap hakkı verilebiliyor. ekürideki kişileri değiştirerek farklı kimyalar ve diyaloglar görebiliriz diye okudum, bu bile tekrardan oynamayı destekleyebilir.

    çok uzatmayacağım, sonuç olarak baya güzel bir oyun olmuş dragon age inquisition. son 10 saati beni sıktı ama bu hikayenin gidişatından değil, benim her bokla oynamam, burnumu her yere sokmamdan kaynaklanıyor. üç haftaya yayarak oynadım, keşke bir aya yaysaymışım. piyasada oynanabilecek ve parasını hakeden oyunlar biri bence dragon age inquisition.


    (spy - 17 Mart 2015 10:10)

  • comment image

    resmen bitmesin diye oynamadığım oyun.

    not: yaşlıyım ve pc'de oynuyorum ama stat olayına hiiiiç takılmadım be bro.


    (needweed - 23 Mart 2015 10:27)

  • comment image

    hayatımı alt üst eden oyun. zaten asosyaldim iyice hayvan evladı oldum. ofisten çıkıp hinterlands'ta elfroot toplamak için dakikaları sayıyorum, kafayı yedim!

    gerçi origins'te daha beterdi, beni koltuktan ayırmak için kaynar su dökmüşlerdi. hey gidi.


    (kryptonian - 24 Mart 2015 13:13)

  • comment image

    karakter şekillendirme ekranının sonunda mahalle berberini yarattığımı farkettiğim oyun. bilinçaltım ramazan abiyi özlüyor.


    (simpleton - 15 Ağustos 2015 17:21)

Yorum Kaynak Link : dragon age inquisition