devil may cry serisinin beşinci oyun. şimdiye kadar capcom'un geliştirip dağıtımını yaptığı serinin beşinci oyununu ninja theory'nin geliştirdiğine dair söyletiler varmış.

http://www.vg247.com/…ng-worked-on-by-ninja-theory/

doğru olabilir. çünkü "oyunun sadık takipçileri varsa da, denizaşırı bölgelerde, özellikle amerika ve avrupa'da satış rakamları yüksek değil" demiş capcom'dan bi yetkili. bu sebeple o bölgelerdeki oyuncuları çekmek için oyunda batı sosu olsun istiyorlarmış.

http://www.vg247.com/…tern-touch-to-attract-buyers/ - 2 eylül 2010

yani ninja theory'nin geliştirmekte olduğu haberi doğru olabilir. ya da ninja theory olmaz da başkası olur o taraflardan. ne bileyim. dante'yi amerikan ordusu adına dünyayı kurtarırken görmeyeyim de yeni oyunda, başka ne olsa razıyım. şaka şaka değilim. siktirin gidin adam gibi oyun yapın.

(togan - 7 Eylül 2010 22:00)

işte bunu yapmayacaktınız oğlum. "my name is dante" demeyecekti o lavuk trailerın sonunda. nero'yu yarattınız, itiraz mı ettik? kabullenmedik mi? n'olurdu başka bi isim söyleseydi o kodumu veledi ya. nerede karizmatik dante nerede bu velet? yok yok. bence yalan söylüyor. başka bi izahati olamaz.

- i will ask you again, what is your name?!
- my name iş, danteğ!
- <şrak!> yalannn söylüyorsun!

bunun haricinde fena görünmüyor. en sevdiğim yanı ise artık kumaş parçalarından hazırlanmış bohçaya benzeyen rengarenk salak şeytanlar yerine cyborg gibi görünen düşmanlar oldu. eski karakterlerden birini piç etmezlerse güzel iş olabilir gibi.

(togan - 15 Eylül 2010 17:34)

oyunnu baş tasarımcısı olan tameem antoniades isimli dallama dante'yi direkt kendine benzetmiş;

http://img137.imageshack.us/img137/5196/yep4.jpg

ayrıca forumlarda dmc fanları delirmiş durumda.oyunu beğenmeyenlerin oranı %99.iptal olursa şaşırmıycam.

(kenevolution - 17 Eylül 2010 11:54)

en son yapılan tokyo game show'da seriyi yeniden yapıyorlar dmc devil may cry adı altında: http://en.wikipedia.org/wiki/dmc_(video_game) bu da traileri:

http://www.youtube.com/watch?v=bhoneuh8kma

efenim şimdi dante'nin tipi mipi kaymış. tamam oyunu yapan yapımcı firma heavenly sword'tan bildiğimiz için oyun güzel gibi olucak ama dante bildiği resmen punk'culara, zibidi tipli birisine dönmüş bu nasıl iştir anlamadım. zaten çoğu oyun web sitesinden gelen yorumlarda bu yönden yani dante'nin karakterinin ya da karakter demeyelim dış görünüşünün tamamen değişmesi olayı baya bir eleştiriliyor.

yani hani oyunun ismi şeytan belki ağlar ya, ulan bu yarattığınız yeni dante tipinden sonra dante ağlamasın da ne yapsın amına koyim. resmen sikmiş atmışsınız adamın tipini. dante'yi biz o çılgın karakterinin yanında bu karaktere uyan dış görünüşü ile sevmiştik ama böyle tip değişikliği hiç mi hiç olmamış. umarım aldıkları bu kadar negatif yorumdan sonra tekrar eskisi gibi olur dante yoksa bu yeni karaktere alışmak çok zor olucam bu dmc5 denilen serinin ve hikayenin devam ettiği devam oyununda.

(toutaku - 26 Eylül 2010 04:10)

(bkz: dostum dante demişsin ama bu brian molko)

(fortisvita - 21 Ekim 2010 20:57)

bana deseler, "seriye reboot çekiyoruz hacı, napak?" diye sorsalar, "reboot'u bir kenara bırakın da dmc1'e remake yapın" derdim. ne varsa birinci oyunda vardı arkadaş. o oyunun büyülü atmosferini yeniden yaşamak, alastor'u ifrit'i bir kez daha kullanmak eminim ne idüğü belirsiz bir emoyla saçma sapan hareketler yapmaktan daha çok hoşuna giderdi oyuncunun. tokio hotel fanları falan mı hedef kitleniz lan bu ne biçim dante?

yıllar sonra gelen edit: öncelikle (bkz: #31038321)

bu entry'de tükürdüklerimi bir miktar yalamış idim. şimdi bu editi de sezarın hakkını tam olarak sezara vermek için yazıyorum. gerçekten piyasa çıkan oyundaki dante'nin ilk trailerlardaki dante'yle alakası kalmamış. çıktığı gibi aldım oynadım bitirdim. kanaatimce hack'n'slash türünün ilk örneklerinden olan dedesi devil may cry'dan sonra serinin en iyi oyunu olmuştur (sıralamak gerekirse dmc1>bu oyun>dmc3>dmc4>dmc2). oyunu bu kadar iyi yapan şey ise bence mükemmel kombo imkanları tanıması. aynı anda 4 silah birden (rebellion, melek silahı, şeytan silahı ve uzun mesafeli silah) kullanma imkanı veren oyun silah değişimlerini de yön tuşlarına atadığı için bu sayıyı aslında katladıkça katlıyor. bu şekilde komboyu sss'e yükseltmek de önceki oyunlara göre çok daha kolay hale gelmiş bence. bayonetta çıktığında demiştim ki aha da bu oyun dmc4'ün ocağına incir ağacını dikmiş. çünkü o oyunda da sağlam kombinasyonlar yapmak mümkündü, silahların hem ellere hem ayaklara bağlanabilmesi bambaşka yerlere taşıyordu komboları. dmc devil may cry bayonetta'dan alması gereken dersi almış gibi duruyor. hem diğer entry'mde de belirttiğim gibi castlevania lords of shadow'dan öğrendiklerini de çok güzel bir şekilde uygulamışlar. keşke melek/şeytan silahları ikişer taneyle sınırlı kalmasaydı da birkaç tane daha ekleselerdi oyuna. bir de son olarak oyun eski oyunlara göre oldukça kolay geldi bana. nephilim'de oynadım ve bitirdim, hemen hemen hiçbir noktada zorlanmadım. halbuki dmc1'deki easy bile kanaatimce daha zordu. ancak tabiki daha zor seviyeler isteyenler için nephilim'de bitirince yeni zorluklar açılıyor. sonuç olarak bence 2013'ün en iyi hack'n'slash oyunuydu, god of war ascension falan bunun yanında hikaye kaldı.

(aperfectbutthole - 17 Haziran 2011 10:25)

dante'nin gecmisini anlatan oyundur. yeni dante tam apaçi olmuştur. görünce kesin bunun berberi portekizli dedim içimden. oyuna gelince oynanış olarak belki 4 ile beraber serinin en iyisidir. müzikler atmosfer falan hepsi cuk diye oturmustur.

(thundercracker - 28 Ocak 2013 11:19)

tanıtımdaki emo - punk karışımı görünümlü dante yok oyunda. bildiğimiz piç biraz da ergen dante işte. sadece saçı değişik. sinir bozmuyor. gönül rahatlığıyla oynayabilirsiniz.
daha iki bölüm bitirdim ama çok keyifliydi, müzikler, combolar, grafikler filan herşey dört dörtlük. hatta serinin en çok keyif aldığım oyunu diyebilirim. bir de laptopum aşırı ısınmasa
:(

(captoll - 29 Ocak 2013 22:41)

vergil ve dante adlı iki nephilim kardeş arasındaki çatışmanın ve devil may cry sagasının ilk ayağı. özellikle oyunu bitirdikten sonra adamların oyun içindeki sinematik bölümler için ne kadar çaba harcadığını ve sadece bir oyun için, bir stüdyonun ne kadar emek harcadığını görmek için bile oynanır. oynanır ki oynanır çünkü vergil ve dante'nin ilk başlarda ne kadar birbirine güvenen kardeş olduğunu lakin sonlara doğru ikisinin nasılda farklı dünya görüşlerine hakim olduğunu, harika oyun içi diyaloglar da eşliğinde şahit olmak mümkün. dante gayet bizim sözlük kafasından biri ayrıca onu da anladım. yazar olsa ayar üstüne ayar verir ve vergil gibi trolleri de bir güzel ezer, biçer üstünede ssg style points alarak sözlüğün en popüler şeyta- yani yazarı olur. yalnız kat adlı hatuna bittim. oyun boyunca ona o kadar sempati duydum ki hatta spoiler vermek gibi olmasın -o bölümlere gelince ve başına gelenleri- görünce ve vergilin ne kadar pislik birisi olduğunu görünce dante'nin yerinde olmak istedim. özellikle dante'nin yerinde ben olacaktım ki final sahnesinde bir güzel kucaklayaydım kızı. çok güzel bir karakter ve en acıların kızı da denebilir oyun camiyasında. kısacası eğer bu oyun reboot'un ilk oyunuysa ve yeni oyunlar da gelecekse bunu takiben (ki zaten vergil dlc'si gelecek, sabbırsızlıkla bekliyoruz) ninja teory oyunun hakkını verdiği için bu oyunu yapmaya devam etsin. oyunun müzikleri ayrıca şahane, zaten oyunun müziklerini combichrist ve ana temayla birlikte hollandalı grup noisia söylüyor^*. oyunda zaten melek ve şeytan moduna alışınca piskopat kambolarına bağlıyorsunuz, üstüne üstlük bu gaz müzikleri duyunca iyice sss kambolara bağlıyor insan.

son olarak gamepad'la oynanır mı oynanmaz mı onu bilemeyeceğim ama ben pc oyuncusu olduğum için klavye ile oynadım ve en ince hareketleri kusursuz bir şekilde yapabildim. özellikle iki tür arası geçişler ve devil triggeri felan zamanında kullanmak, silah arası geçişleri bence en hızlı klavye ile yapabilir insan diye düşünüyorum. zaten fare ile etrafa kamerasal açı olarak daha iyi hakim oluyor oyunu oynayan insan. yani baya güzel bir port oyunu olmuş oyun, oyunu yapanın ellerine sağlık. her ne kadar oyunun kökenlerini daha çok sevsem de bu oyunu, bu dante'yi de sevdim. sonuçta oyunu yapan adamlar amerikalı, ingiliz ve avrupalı. kendileri kendi çapında, kendi versiyonu olan dante'yi yapmışlar ve insan ancak bu karaktere başta ısınamasa da oyunu oynadıkça alışıyor. oyun içi diyaloglar süper demiştim ve tekrar belirteceğim ama sonlara doğru iki kardeşin arasında geçen diyaloglar süper. iyi güldüğüm sahneler oldu. ha bu arada olm bu iki kardeş tek yumurta ikizi değil miydi lan. hiç birbirlerine benzemiyor şerefsizler. dmc 3 te mesela vergil saçları arkaya atmadan önce adamlar birbirinin aynısıydı ama bu ikisi bi benzetemedim birbirine, bir yerde de ima göremedim. dante'yi de daha hakim, abi olarak gördüm oyunda vergil'in. neyse kısacası harcandığı zamanın hakkını veren hoş bir oyun dmc. o kadar emo memo dedik (ki oyunun içinde de oyun dante ile bu şekilde emo görünümlü olduğu için dalga geçiyor) ama yine bu dante'yi de sevdik her ne kadar dmc 3'teki dante'nin kalbimizde ap ayrı bir yeri olsada.

--- spoiler ---

dante: ben daha yakışıklıyım
vergil: ben daha zekiyim.
dante: ama ben daha güçlüyüm
...(aradan bir süre geçer)
vergil: lakin benim çüküm nah mundus kadar!
...(dante daha cevap veremeden ekran kararır.)

ha bu arada mundus'u o kadar şişirdiler ki çok kolaydı onu pataklamak. bana göre oyunun en kolay boss'u oydu. bana göre oyunun en zor bossu şu televizyoncu domuz suratlı adamdı. ne sinir bi adamdı lan o. bak yine sinirlendirdi şimdi gidip tekrar onu keseceğim. tam bir piç, tam bir televizyoncu zihniyeti çok güzel yansıtmışlar.

(bkz: just doing god's work)

ha bu arada tekrar unutmadan şunları da söylemek istiyorum. bu oyun nasıl oldu da sansürden geçmedi hayret ettim. bildiğim tüm komplo teorilerini yok eden bir oyun olmuş. kola'nın insanı mallaştırdığı ondan sonra dünyayı amerika'da imf'nin yönettiği, borç ile bir sürü zavallım fakir ülkelerin köle altına alındığı, ondan sonra ne deniyordu ona ha subliminal mesaj sayesinde insanların makineleştirilip, köleleştirildiği ve bunundan da önemlisi eğer medyayı el altında tutarsan tüm insanları kendi düşüncen ile yönlendirip onların beynini istediğin şekilde kontrol edebileceğin bilemedin bunun gibi daha çok şeyi oyun insanların gözüne sokuyor, gayette güzel yapıyor ki hak vermemek elde değil. gerçi bunu oynayan çoğu yabancı bu gibi ayrıntılara takılmaz bile ama kafayı komplo teorileri ile bozmuş kişilerin oyunun bu yönü ile, oyundan daha çok zevk alacağını düşünüyorum.

--- spoiler ---

edit: ek olarak; o testereli yaratık varya oyunda ha ben o yaratığın ağzına sıçayım arkadaş. oyunda beni tek zorlayan yaratık varsa o olmuştur. duruyo duruyo böyle testereyi çalıştırıp tam kamboya bağlamışken birden ekrana girip sana o testereyi sokmuyor mu dalağından... hah işte orada bitiyorum. ama sonra böyle işkence çektire çektire, şu ninja shurikenlerine benzeyen melek silahını aldıktan sonra o testeresini bir güzel götüne götüne soktum afedersiniz. ulan ne uyuz etmişti başlardaki bölümlerde o shuriken silahını alana kadar. tam bir piç yaratığı.

(toutaku - 14 Şubat 2013 03:21)

spoiler sayılmaz pek ama hadi ibaremizi koyalım.

oyunun sonunda pataklayacağınız iblisin yaşadığı kulenin en tepesine doğru kat kat tırmanıyorsunuz. limbo'da olduğunuz için gerçek dünyada yaşayanlar gelip geçen gölgeler olarak görünüyor size. bu arada size yardım eden kat isimli kız da nereye gitmeniz gerektiğini anlatıyor.

bir kata geliyorsunuz, insan siluetleri böyle şeklini kaybetmiş eğiliyor bükülüyor bir yerde bir tavanda glitch halinde. duvarda yazılar beliriyor "debt is divine" diye.

kat'e soruyorsunuz bunlar ne diye. "burası finans bölümü. burada çalışanlar insanlıktan öylesine çıkmışlar ki artık ne olduklarını anlamaya imkan yok" diye cevaplıyor kat.

oynanışını falan bir kenara bırakın, göndermeleriyle ve felsefesiyle harika bir oyun. ayrıca şimdiye kadar gördüğüm en yaratıcı boss olan bir haber spikeri, anchorman barındırıyor. medya kaynaklı dezenformasyonu ete kemiğe büründürüp boss diye salıyorlar önünüze, kafasını gözünü dağıtıyorsunuz. hele o gece kulübünün yaşadığı dönüşüm...

mekanları, göndermeleri inanılmaz yaratıcı buldum. bazı mekanlar kırk yıl düşünseniz aklınıza gelmez. yapanlara çok büyük aferin.

(wondrous - 29 Ocak 2014 17:14)