• "f. altay - üçyol hattının kararlaştırılan son bitiş tarihinden dolayı izmir metrosunun yeni ismi."
  • "sonunda, "az mermiyle çok ve büyük işler yaptık" diyesi geliyor insanın..."
  • "bu oyunda ulman diye bir karakter var. o karakter öyle bir adam ki eğer oyun ankara'da geçse adı kesin taylan olurdu.(bkz: adı taylan olanların esmer ve yavşak olması)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    yaklaşık 10 yıldır bu türe ait olan ve belli bir kalite eşiğinin üstüne çıkmış hemen tüm oyunları denemiş biri olarak söylüyorum; bu oyunun başındaki atmosferi hiçbir oyunda görmedim. bu slavlar oyundan anlıyorlar. az yapıyorlar ama şahsen oynadığım en iyi oyunların altında onların imzası oluyor.

    metro 2033'ü çok fazla oynamadım açıkçası, oyun alışkanlığımı endüstrinin aymazlığına kurban verdim vereli, hoşuma giden oyunları günde 1 saatten fazla oynamamaya çalışırım. şimdiye kadar oyunda ilerlemek yerine etrafı gezmeyi, manzara seyretmeyi, ışıklandırmalara hayran kalmayı, sağı solu kurcalamayı tercih ettim. neyse, yeni paragraf yapayım, sinan akkollaşmaya başladım.

    oyunun dünyası stalker'a, konusu half-life 2'ye, grafikleri cryostasis'e, korku ögeleri fear'a benziyor. logosu bi sikime benzemiyor o ayrı. böyle ağır bir oyunu, dandik arcade oyunlarına benzeyen bir iconla açmak vicdan azabı.

    oyunun tek sevmediğim yanı ise yaratıklarla savaşmak durumunda kalmak. katı gerçekçiliği sevdiğimden o kısımlar hoşuma gitmedi. lakin herkes öyle değil tabii.


    (mazochist - 27 Mart 2010 19:50)

  • comment image

    ati radeon 4870'de herşey very very ultra high'da gayet akıcı oynadığım oyundur. ayrıca bugüne kadar post apokaliptik atmosferi bana en zevk veren oyun olmuştur. ayrıca gaz maskesinin buğulanması, pnömatik tüfeklerin basıncının ayarlanması, flashlight'ı şarj etmek gibi detayların hastası oldum. objective'leri bile karanlıkta elimizdeki defterden çakmak ışığında okumak ister istemez sizi karakterin içine sokuyor. combat hissiyatı ve ai durumları biraz daha düzgün olsaymış mükemmel denebilirmiş oyuna. ayrıca "çocuk" modellemesi olarka bugüne kadar anatomi anlamında da hareket anlamında da gördüğüm en ilerlemiş oyun. gameplay ve atmosfer'e önem verip birazcık da eyecandy sevenlerdenseniz hastası olursunuz. ama hayatı ign veya oyungezer review'lardan ibaret olan biriyseniz tabiiki yönlendirilmiş beğeniniz, bu oyunu elinin tersiyle sktredecektir.


    (antisocial - 28 Mart 2010 14:38)

  • comment image

    dogu bloku oyun gelistiricilerinden cikan islerin icerisinde stalker serisinin ardindan iyi olmayi becerebilmis bir diger fps.

    hakkinda cok cok birsey yazmayacagim cunku elimizde cok dengeli ve ortalamanin cok uzerinde bir oyun var, ture yada oynanisa herhangi bir yenilik getirmiyor ancak yapmasi gereken herseyi yerli yerince yapiyor. daha da soylenecek bir sey yok.

    konuyu herkes iyi kotu biliyor, nukleer savas sonrasi hayatta kalanlarin metro tunellerine cekilmis sekilde mutantlara karsi yasam mucadelesi. klise olmasina ragmen ama her zaman tutulan ve sevilen bir konudur post apocalyptic dunya, burada da buyuk bir basari ile islenmis ve keyifle oynaniyor.

    ilerleyis biraz tek duze olsa da gerek yanimizda npclerle ilerledigimiz bolumler gerekse tek basimiza catistigimiz bolumler konu ve dunya hakkinda yeterli bilgiyi sunarak meraki ve devam etme istegini surdurebiliyor. ilerlerken gizlilik yada catisarak ilerleme secenekleri var, gizlilik oldukca zor, genellikle yakalaniyoruz ve catismaya donmek gerekiyor. oyunda cephane devamli bir sorun ve bu oyunun ramboculuga donusmesini engelleyen yerinde bir uygulama. rast geldigimiz metro istasyonlarindan silah ve cephane alabiliyoruz ancak para yerine gecen military grade ammo cogu zaman sadece cephaneye yetiyor, silaha yatirim yapamiyoruz. daha guclu silahlari ilerleyen bolumlerde npclerden yada dusmanlardan topluyoruz. silahlarda cesitlilik mevcut, tabancanin uzun namlulu, uzun namlulu ve dipcikli, uzun namlulu ve durbunlu gibi secenekleri var, her ek parca silahin gucune ve keskinligine etki ediyor. diger silahlarda da buna benzer gelistirmeler mevcut.

    mutantlatin bazilarinin olumsuz olusu (librarian ve demonlar) oynanistaki can sikici tek unsur, olayi fark edene kadar deli gibi mermi harciyor insan. sadece kacmaktan ziyade uzun bir savas sonrasi oldurebilme secenegi de sunulmaliymis bence. (edit: oluyormus bunlar, ben becerememisim.)

    zehirli gaz iceren bolumlerde gaz maskesi taktiktan sonra maskenin filtresinin giderek tikanmasi sonucu karakterin nefes alisinin agirlasmasina eslik eden nefes sesleri gercekten basarili bir etki yaratiyor ve kendinize gelip te oyundan zihninizi koparabildiginizde gercekten nefesinizin daralmis oldugunu fark ediyorsunuz.

    grafik olarak metro 2033 vasatin uzerinde grafikler sunsa da optimizasyon konusunda dev siciyor ne yazik ki. oyun ilk ciktiginda kullanmakta oldugum 4 senelik 7600go'lu laptop'imda ana menude bile kullanilamaz sekilde takilmalara yol aciyordu. o yuzden yeni sistemime kavusana kadar beklemek zorunda kaldim. son durumda i7 2820 qm islemci 8 gb ram destegiyle calisan 2 gb 580m cipinde very high details seceneginde 1080p cozunurlukte 16xaf ve aaa ile dx11 ozellikleri acikken akici sekilde oynanabiliyor ancak grafiklere kotu demek buyuk haksizlik olacaksa da bu kadar resource kullanarak ortaya konan grafiklerin daha iyi olmasi beklenirdi. dx11 kullaniyor olmasi elbetteki bir arti, platformlara cikarilan oyunlar genellikle hala dx9 tabanli oluyor, bir iki ufak dx10 eklentisi sunuluyor ancak dx11'i ciddi anlamda kullanan buyuk oyun yok piyasada. metro 2033 sapina kadar pc oyunu oldugu icin dx11'e de yuklenmis, iyi de olmus. biz konsol portlarindan bikmis pc oyuncularini kendine daha da bagliyor bu sayede ve optimizasyon sorunlarini hos goruyoruz.

    sonuc olarak 10-12 saat kadar bir oynanis sunan, hizli yuklenen levellari, basarili atmosferi ve konusu ile bir fps severin oynamasinin farz oldugu bir oyun metro 2033. siddetle tavsiye ediyorum.


    (jupiterianvibe - 5 Mart 2012 07:47)

  • comment image

    bilimkurgu kitabı olarak başladığım, insanlığımdan utanarak bitirdiğim kitaptır kendisi. oyunu hiç oynamadım ama kitaptaki havayı yansıtabildiklerine de çok emin değilim. şuna bir kez daha karar verdim ki kımıl zararlısı gibiyiz efendim, yakın gelecekte de akıllanmayacağız muhtemelen.


    (ilsa lund - 29 Kasım 2012 20:37)

  • comment image

    bilime ve kurguya hakaret sayılması saçma olan kitap.
    kitabin yazarı mutasyon konusunda dünyada en son ahkam kesebileceğiniz insanlardan biridir.
    patlama sonrası çernobil'i ziyaret eden ilk gazetecidir.

    yüzbinlerce yıllık evrimin hızlanmasını saçma bulmamız için öncelikle kitapta bahsedilen nükleer savaşta kullanılan tüm silahlar hakkında teknik bilgi sahibi olmamız gerekir.
    bu konuda detaylı bir bilgimiz yoksa eğer, eleştirilerimiz havada kalır.

    insanoğlu somut fiziksel sonuçlar yaratmak konusunda inanılmaz başarılara sahiptir. soğuk savaş zamanındaki uzay yarışı sonucunda ay'a ulaşıp oraya bir yığın malzeme bırakarak güneş sistemi yörünge dinamiğini bile değiştirmiştir. (*)

    güneş sisteminin yörünge dinamiğini bile değiştirebilen insanoğlu, yakın bir gelecekte yaşanacak nükleer bir savaş sırasında arge'ye ayıracağı bütçe ile bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde mutasyonu hızlandıran silahlar yapabilir.
    ve bu sebeple de metro 2033 bilime ve kurguya hakaret değildir.
    gayet mantıksal tutarlı bir romandır.

    savaş sırasında teknolojik gelişme ivmesinin nasil yükseldiğini merak edenler için:
    (bkz: ikinci dunya savasi)

    (*) stuart kauffman, what is life? / the next fifty years: science in the first half of twenty-first century


    (kogan - 12 Şubat 2013 06:01)

  • comment image

    tam bir çeviri felaketi. eğer almayı düşünüyorsanız ve henüz almadıysanız kesinlikle ama kesinlikle türkçesini almayın. gürer yayınları'nın da çevirmen deniz banoğlu'nun da benim satın aldığım kopyadan kazandıkları para umarım bir taraflarına girer çünkü elimde kesinlikle okunamayacak halde bir kitap var. roman hakkında bir yorum yapamıyorum çünkü saçma sapan cümleler, berbat çevirilmiş lanet olsun sana çünkü sen de annene lanet etmiştin tarzı konuşmalar, eksik veya hatalı noktalama işaretleri ve daha bir yığın rezillik hikayeyi anlamayı ve zevk almayı imkansız hale getiriyor. ayrıca notları sayfanın altı yerine kitabın sonuna koymaya karar veren editöre de sevgilerimi iletiyorum sayesinde sürekli kitabın son sayfasına gitmekten başım döndü.


    (another crack on the wall - 4 Mart 2014 21:19)

Yorum Kaynak Link : metro 2033