evet, gercekten de ikincisi cekilmis olan filmdir. bundan daha kotu tek sey "garfield 2" olabilir sanirim. bir julia stiles vardi, o da gitmis.

(itinerant - 24 Ekim 2006 20:59)

her romantik komedide oldugu gibi bu filmde de cok iyi oynayan bir yardımcı oyuncu vardır ki bu filmdeki ben miller yani prensin hizmetkarı sorren'dır. ozellikle bilgisayar oyunlarına sardığı sahneler çok iyidir ve filmin komedi kısmını olusturur.

romantik kısma gelince, bence prens ve paige oldugu tum sahneler gayet romantikdir.
ama stacks yani raflar sahnesi hem romantiktir hem komedidir.

(iklim - 22 Ağustos 2007 08:55)

mantık aramaya, sahnelerin devamlılığına bakmaya, diyalogların derinliğini incelemeye çalışmaz da sadece prens olacak beyefendinin endamına bakar, azıcık da hayal kurarak izlerseniz, oyalanmak için gayet işe yarayan film. bazen insanın böyle beyaz atlı -filmdeki kestane rengi ama, olmuş artık bir kere- prensler bekleyesi, tatlı tatlı hayal kurası, "bana da böyle avuçtaki yüzüğün üzerinde kelebek gibi tatlı fikirlerle evlenme teklifi edilir mi bir gün?" diye düşünesi gelir, inkar etmeye gerek yok. neticede hepimiz aynı masalları dinleyerek büyüdük...^*

ayrıca ısrarla (bkz: luke mably)

(born4kaos - 7 Mart 2008 01:14)

gramer kurallarına uygunluğu şaibeli olan film adı, büyükler tarafından izlenecek olan versiyonu için (bkz: the king and i). danimarka halkını cahil ingilizlerden beter kraliyet hayranı gibi göstermiş olan özensiz film. klişenin bile kaliteli uyarlananı vardır dedirten zaman kaybı.

(biyiksiz kedi mahmut - 7 Mart 2008 11:37)

ilk filmi boş ama güzel bir romantik komedi örneğiydi ve ilk filmde özellikle prens rolündeki luke mably'nin yakışıklılığına hayran kalmamak ve hayallere dalmamak karşı cins için mümkün değil... gelin görün ki, bunun 2.sini ve (heyhat!) 3.sünü de çekmişler! ikinciyi (maalesef!!) izlemedim ama "the prince and me 3- the honeymoon"u yakın bir zamanda izledim... kesinlikle sinema okullarında, kurslarında; hepsinde ama hepsinde "asla yapmamanız gereken son derece kötü, başarısız, berbat bir film nasıl olur?" konulu bir seminer dersi şeklinde hazırlanıp öğrencilere gösterilmesi gereken bir film... konu çok kötü, oyunculuklar gerçekten bayaaaaa kötü... yani filmi sırf "bunlar gerçekten film mi çekmişler? sonunda 'şakaaa! şaka yaptıkkk' mı dicekler acabaa??" diye bekleyerek izledim. iki oyuncu da (ki adlarını sanlarını bilmiyorum) daha yapay, daha "ben setteyim!! etrafımda onlarca kişi, bana yönelmiş onlarca ışık ve kamera varr!!" diye bağırarak oynayamazlardı; buna eminim... allahım yok yaa... bu kadar bayat espriler olamaz.. hele ki bu kadar klişe ama bu rolü bile bu kadar kötü oynayan bir kötü adam daha yoktur (izleyenleriniz varsa, ki sanmıyorum; aman dikkat edin olmasın da; kötü adam derken başbakan'dan bahsediyorum). sonunda bu kötü adamla prensimiz kılıçlarını çekip düello yapıyorlar! ne kadar romantik tanrım!..

(ius - 11 Ekim 2009 01:45)

oha bunun dördüncüsü de çekilmiş! the prince & me: the elephant adventure. hatta beşincisi de çekilecek diyorlar. serinin 3. ve 4. filmlerinde nihayet sabit bir prens ve prenses ya da artık kral ve kraliçe olması güzel olmuştur herhalde. ben sadece 1. ve 2.yi izledim. onda da maalesef 2. filmde ilk filmden geriye kalan sadece prens olduğu için insan devam filmi izliyor gibi gelmiyor. ilk filmde prenses olmakla alakası olamayacak bir kızın (bkz: julia stiles) prensin gönlünü çalması ve kraliçe olmaya çalışması insanı etkiliyordu. ama adamlar bunu görmezden gelerek 2. filmde bildiğin barbie tipli, görünce "zaten prenses doğmuş bu anasından" diyeceğin bir kadını (bkz: kam heskin) başrole koydukları için o komedi ortadan kalkıyor. gene ilk filmdeki prensin küçük kız kardeşi, ailesi, (kızımızın baş destekçisi) uşağı, kızın ailesi ve kendisi, kısaca tanıdık kimse yok!

--- spoiler ---
filmin güzel yanı, prens evlenme teklif etti diye filmin bitmemesi. gerçi 4 film süreceğini öngörebilseler belki de bitirirlerdi ya, yani klasik evlilik teklifiyle son bulan romans klişesi yok. aksine günümüz dünyasında nasıl olur bu olaylar kısmını güzel vermişler. gel gör ki bu paige hatunu o kadar sık karar değiştiriyor ki danimarka halkının prenses di muamelesi yaptığı, bağrına bastığı paige'in gelgitleri yüzünden filmin sonunda "yetti leyn danimarka halkının duygularıyla oynadığın!" derken buldum kendimi.
--- spoiler ---

şu da var, başlıktan da anlaşılacağı üzere, bu film ancak ve ancak sıkıntıdan patlıyorsanız, yatakta kaykılmışken ve tv'yi kalkıp da kapatmaya üşenirken (kedi deyyusu kumandamı kırdı da) izlenebilecek bir film. ben öyle boş beleş takılırken bir hafta arayla tv8 mi neydi 2.sini de verdi onu da öyle izledim, tavsiye etmem.

(su nanesi - 23 Nisan 2010 05:54)

her küçük kızın hayal ettiği, dinlediği hikayelerin filme dönüşmüş hali.. ama işte bunlar hep masal..

(atrofi - 17 Şubat 2013 14:59)

ülkemizde 28 mayısta gösterime girecek olan, julia stilesin oynadığı klasik romantik komedi filmlerinden biri. yönetmeni ise martha coolidge

(lebleb - 23 Mayıs 2004 17:38)

fragmanını seyredince tüm filmi seyretmiş kadar olduğumuz filmlerden biri.

(james sunderland - 5 Haziran 2004 21:40)

hoş ama boş filmler ailesinden bir örnek olmakla birlikte zihin dağıtmak maksatlı izlenebilir.

(la stella - 13 Haziran 2004 23:14)

tam bir vcd filmi, zamaninda yanli$likla bundan ba$ka romantik komedi(ler) izlemi$ herkes izledikleri icinde en kotusu oldugu konusunda fikir birligine varacaktir..

(kusmuk - 19 Haziran 2004 16:35)

büyük önyargılar taşıyarak girdiğim film. filmin ilk sahnelerini izlediğimde önyargılarımda haklı olduğum hissine kapılmışken, film ilerledikçe filme ısınmaya başladığımı söylemem gerek. sabun köpüğü hissiyatında bir romantik komedi filmi olarak da görülebileceği gibi, ufak çaplı bir sosyolojik inceleme olarak da görülebilir. abarttım, evet.

zengin erkek, fakir kız ekseninde dönermiş gibi görünen film, içten içe abd'nin countryside'ıyla avrupa'nın kentli ve özellikle soylu kesimini karşılaştırır olmuş, kötü de olmamış gibi aslında.

filmden çıkarken gittiğime kesinlikle pişman değildim. gidin, görün. beğenirseniz ne âlâ. aman aman beğenmeseniz bile muhtemelen çıkarken pişman olmayacaksınız, hatta iyi zaman geçirmiş olacaksınız.

hayat geri dönüşlerden ibarettir, aslında... ne?

(the beatles - 1 Temmuz 2004 18:28)

(bkz: bos)
(bkz: zaman kaybi)
(bkz: bu ne simdi)

(quiescent pandemonium - 28 Temmuz 2004 16:05)

julia stiles derim başka bişey demem, diyemem.

(dev - 16 Ağustos 2004 03:49)

güzel bir romantik komedi. "işte benim beyaz atlı prensim böyle bir şey olmalı" dedirtiyor prens rolündeki luke mably insana.

(sehrazat - 5 Kasım 2005 23:32)

ve maalesef (bkz: the prince and me 2)

(ellen ripley - 13 Mart 2006 09:17)