antwone fisher'den sonra ikinci kez yönetmenlik koltuğuna oturan denzel washington filmi.

(ziverbey - 19 Aralık 2007 03:31)

denzel washington'in cok guzel bir hikayeden uyarlanmis cok guzel senaryoya cektigi cok guzel film. 2007'ye guzellik katan filmlerden biri olarak kalacak hafizamda. mutlaka seyredilesi, zevk alinasi bir calisma.

(yoda - 1 Ocak 2008 21:46)

son derece politik ancak bir o kadar insancıl kimi zaman insanın içini ısıtan, kimi zaman haksızlık karşısında sinirden hop oturup hop kalktığınız seyredilesi güzel film.

denzel washington kadar genç oyuncular nate parker, jurnee smollett ve denzel whitaker başarılı performans sağlıyorlar. filmin konusu ise 1935'li senelerde henüz zencilere eğitim hakkın yeni verilmişken küçük bir kasabadan eyaletler arasında parıldayan zenci münazara ekibinin ulusal şampiyon harvard'ın karşına çıkışa kadar ki mücadelesi konu ediliyor. dönem size çok başarılı bir şekilde anlatırken, genç öğrencilerin hırsları, tutkuları, aşkları ayrı bir öykü olarak akıyor.

bir taraftan geleceğin politikacıları nasıl yetişiyor görürken, diğer taraftan harvard'ın niye harvard olduğunu bir daha anlıyorsunuz.

http://www.imdb.com/title/tt0427309/

film ayrıca golden globee aday.

(ride - 11 Ocak 2008 20:22)

oskarli oyuncu forest whitaker i dr. james farmer dolünde izleyeceginiz güzel bir denzel washington dramidir.

(yuxekkes - 15 Ocak 2008 22:59)

gerçek bir hikayeden esinlenilmiş bir film.

--- spoiler ---
believe in the power of words
bence gaz bir filmdir.
yani izleyip insanlığınızdan şüphe etmenize neden olabilir. tuhaf bir suçluluk duygusuna kapılabilirsiniz kısacası.
basitçe, 1935 li yıllarda afro amerikan bir kolejdeki öğrencilerin,prof melvin beaunorus tolson tarafından toparlanarak bir münazara takımı oluşturması ve yarışmalara katılmalarının sağlanması.

daha ilk başlarında, farmer jr, samantha, burgess ve lowe un bu takımda olacakları çok bariz belli oluyor nedense. fakat rahatsız etmiyor nasılsa.
filmi izlemeye başladığınızda,(önceden biraz araştırdıysanız şayet) konunun gençlerin, harvard lı öğrencilerle yapacakları yarışmaya kafayı takıyorsunuz.

sonra sonra film dokundurmaya başlıyor.
siyah-beyaz arasındaki gerginliklerden ve haksızlıklardan göze batar örnekleri, bir dernek kurma adına biraraya gelen siyah ve beyaz lara karşı devletin baskısı, siyahların sorgusuz sualsiz asılıp kesilmesi ve haklı olarak üzerlerinde hissettikleri baskı ve şiddete yönelik içlerinde oluşan burukluk ve ezilmişlik duygusu.

yine de gençlik ateşinden ötürü ani başkaldırmalara yeltenmek ve ağzına geleni uygun zamanda uygun yerde söylemek.

farmer jr ın babasıyla olan tartışmasına rağmen, babasının ne olup olmadığını gördüğünde, yüzünde beliren ifade ve gurur.
(we do what we have to do in order to do what we want to do.)

filmde ele aldıkları bütün konular birbiri ile çok güzel içiçe geçmiş desem yeridir. kafanızda soru işareti kalmıyor ve en güzeli de politik sayılabilecek bazı göndermeleri yadsımıyorsunuz.
öğrencilerin, münazara takımına seçildikten sonra, davranış ve hitabet üzerine kaydettikleri gelişmeleri görmek ise çok heyecanlı.

özellikle filmin sonunda harvard ile yaptıkları yarışma öncesi, argümanların reddedilip, yeni argüman hazırlamaları istendiğinde, düştükleri durum, (o sahnelerdeki garson beyde dikkate değer) sonrasında lowe un farmer a şans vermesi ve koç rolü üstlenmesi müthiş olmuş.

izlenebilir, güzel bir film.
film müziği albümü de ayrı bir güzel olacak gibi.

ayrıca sonradan okuduğum kadarıyla aslında harvardla değil usc ile debate yapmışlar, fakat danzel bey bir röportaj sırasında harvard ın daha iyi bir şöhreti olduğundan tercih edildiğini söylemiş.

samantha hanımın beyazlarla yaptıkları yarışmayı bitiren sözleri ise,
"the state is currently spending five times more for the education for a white child than it is fitting to educate a colored child. that means better textbooks for that child than for that child. i say that's a shame, but my opponent says today is not the day for whites and coloreds to go to the same college. to share the same campus. to walk into the same classroom. well, would you kindly tell me when that day is gonna come? is it going to come tomorrow? is it going to come next week? in a hundred years? never? no, the time for justice, the time for freedom, and the time for equality is always, is always right now! "

ve melvin beaunorus tolson der ki;
"i am here to help you to find, take back, and keep your righteous mind!"

resmi sitesi;
http://www.thegreatdebatersmovie.com/ aldıkları ödüllerden bir kaçını koymuşlar.
--- spoiler ---

(host - 21 Ocak 2008 13:20)

siyah-beyaz dead poets society.

(jose arcadio buendia - 7 Şubat 2008 22:34)

bir denzel saheseri. izledikten sonra insan ister istemez ulkemizin 2000'li yillarda bulundugu durumu o donemin ^*amerikasiyla karsilastiriyor, farzedin ki bogazici'nin veya odtu'nun munazara kulubu gundemdeki bir azinligi okuluna davet edip krallar gibi agirlayip kupayi veriyor. ^*

(helldoradotcom - 15 Şubat 2008 00:03)

munazara agiz dalasi degildiri insanin gozunun icine soka soka gosteren filmdir.

(zack - 5 Mayıs 2008 00:33)

icerisinde
nate parker(henry lowe)
jurnee smollett(samantha booke)
denzel whitaker(james farmer jr.)
gibi amerikan sinema sektorunun gelecegine damgasını vurabilecek genc yetenekleri barındıran ve bu genclerin muthis performanslarıyla izlemekten keyif aldıgım film.
david lettermanın late show programında denzel washington aslında melvin rolunu istemedigini fakat ısrarlar uzerine kabul ettigini acıklamıstır.

(maskofeternity - 26 Mayıs 2008 19:23)

---spoiler---

münazara takım seçmeleri için denzel ağabey veledi ters köşe etmek adına sorar.

- güzellik nedir çocuk?

iş bitirici cevap münazara için aranan atiklikte şipşak gelir.

- güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa.

aşık veyseli lisan eden akıl denzel ağabeyi yakalar ve tabiatiyla;

- takımdasın evlat.

---spoiler---

(acidic - 9 Haziran 2008 00:22)

denzel washington'un zenci haklari'nin tarihini anlattigi bir filmi daha.. artik oynasin martin luther king'i de rahatlasin yahu.. resmen çalışmalarım var bu uğurda. şöyle güzel bir senaryo yazarsam martin luther king'li vericem abimize "buyur abi martin'i seni düsünerek yazdim" falan diycem.. hayir tamam çok içerlisin bu konularda, remember the titans'dan, malcolm x'den bu yana çok da yol aldin, "ilk oskar alan zenci" ödülünü akademi'nin kurnazca bir oyunu ile 40 dakika ile kacirdin, ama yapilmaz ki bu denli.. hayir yarin bir gün makyajla rosa parks'i oynayacak diye korkuyorum..

her neyse.. filmin mevzusu, texas'ta sadece zencilerin gittigi bir üniversite'nin munazara takiminin, rakiplerini bir bir gecmesi mevzusuna el atilmis.. daha evvelinde remember the titans ile mezuyu spor dalinda ele alan denzel abimiz bu filmde akli olarak zencilerin "hiç bir eksigimiz yoktu o zamanlarda da" mesajini bagira bagira vermis..

ben begenerek izledim, severek şey ettim.. ama o kadar.. yapilabilecek daha iyi bir iş yoksa, sivil haklar tarihçesi ile ilgileniyorsaniz, münazaraya ayri bir ilginiz varsa, okulda münazara takiminda falansaniz izlemeniz size iyi vakit olarak dönecektir.. ki bana döndü (verdim mi ilgi alanlarimi, geçmişimde yaptigim seyleri... oh bebek) eğer hiç alakanız yoksa, über bayabilir.. gerçekten..

son olarak şunu diyeyim

"yargıç kimdir!

tanrıdır!

neden tanrıdır?

çünkü tanrı kimin kazanacağını ve kimin yenileceğini belirler. rakibim değil!

rakibin kimdir?

rakibim yoktur!

neden rakibin yoktur?

çünkü o benim konuştuğum gerçeklerin karşılığındaki cılız muhalif sestir.. "

(azuth - 14 Haziran 2008 15:12)

son derece başarılı, akıcı ve güzel bir filmken, adının bu kadar geri planda kalmasını ilginç bulduğum film. geri planda kalmış diyorum çünkü arkadaş ortamlarında geçen onlarca film ismi sirkülasyonunda bir kere bile adı geçmemiştir bu filmin. izleyiniz.

(skybreak - 15 Aralık 2009 03:21)

(bkz: http://www.imdb.com/title/tt0427309/)

gayet başarılı bir dönem filmi. amerikan tarihine yönelik bir film. forest whitaker hayranlığım bu filmle devam ediyor.

ama unutmamak gerek bir türkiye vatandaşı olarak; "peh işte siz busunuz!" demeden önce şu anki farklara bakmak gerek. almanlar belki dünyanın en büyük insanlık suçunu işlediler ama bakın şu anki durumlarına. bizim de ekonomi, demokrasi, eğitim, sanat, bilim, spor gibi alanlarda çok yapacağımız varken hin hin bu tip hikayelere bakıp komşusunu çekemeyen rus gibi sırıtmamız pek doğru değil..

ayrıca böyle bişi var: (bkz: http://www.imdb.com/title/tt1273230/)

(cryosync - 15 Aralık 2009 16:54)

james farmer jr.'in efsane kapanis sahnesini iceren harikulade film. orjinal metni:
--- spoiler ---
in texas they lynch negroes. my teammates and i saw a man strung up by his neck and set on fire. we drove through a lynch mob, pressed our faces against the floorboard. i looked at my teammates. i saw the fear in their eyes and, worse, the shame. what was this negro's crime that he should be hung without trial in a dark forest filled with fog. was he a thief? was he a killer? or just a negro? was he a sharecropper? a preacher? were his children waiting up for him? and who are we to just lie there and do nothing. no matter what he did, the mob was the criminal. but the law did nothing. just left us wondering, "why?" my opponent says nothing that erodes the rule of law can be moral. but there is no rule of law in the jim crow south. not when negroes are denied housing. turned away from schools, hospitals. and not when we are lynched. st augustine said, "an unjust law in no law at all.' which means i have a right, even a duty to resist. with violence or civil disobedience. you should pray i choose the latter.

teksas'ta zencileri linc ediyorlar. takim arkadaslarim ve ben boynundan asilip, atese verilmis bir adam gorduk. bir linc grubunun icinden, yuzumuz arabanin zemininde gecmek zorunda kaldik. takim arkadaslarima baktim. gozlerindeki korkuyu gordum daha da kotusu utanci. sisler icindeki bir ormanda, durusma olmadan, asilmasi icin bu zencinin sucu neydi? hirsiz miydi? katil miydi? yoksa sadece zenci mi? maraba miydi? vaiz miydi? cocuklari onu bekliyorlar miydi? ve orada yerde uzanip yatan hic birsey yapmayan bizler kimlerdik? ne yapmis olursa olsun, suclu olan kalabalik idi. ama kanun birsey yapmadi. sadece bizleri ''neden'' diye dusundurdu. rakibim kanun kurallarini asindirmanin ahlaki olmadigini soyledi. ama jim crow guneyinde kanun kurallari yoktur. zencilerin barinmalari red edildiginde yoktur, okullardan, hastahanelerden geri cevirildiklerinde yoktur. ve bizler linc edilirken yoktur. aziz augustine : adil olmayan bir adalet, adalet degildir der. ve bu demek oluyor ki benim hakkim var, karsi koyma hakkim bile. siddet veya sivil itaatsizlik ile. ikincisini sectigim icin dua etmelisiniz.
--- spoiler ---

(inadiminatgotumikikanat - 13 Eylül 2010 02:03)

--- spoiler ---

samantha: the time for justice, the time for freedom, and the time for equality is always, is always right now!

--- spoiler ---

(gnnvry - 14 Ekim 2010 23:05)

law, moral ve immoral kelimelerinin havada uçuşup nerede hangi anlamda kullanıldığını anlamak için epey bir kafa patlatılması gereken, denzel washington'un her zamanki gibi döktürdüğü film.

filmin gerçek kişileri anlatıyor. elbette bazı karakterlerin rolleri abartılmış veya azaltılmış. örneğin samantha booke karakteri gerçekte harvard münazarısında yoktu. aşağıdaki resim, harvard münazarasını kazanan ekibin gerçek fotoğrafıdır. ortadaki, denzel washington'un canlandırdığı melvin tolson'dur. tolson, modern amerikan edebiyatının en önemli şairlerinden biridir.
http://www.eurweb.com/images/real debaters.jpg
http://media.2theadvocate.com/…22007tolsonthree.jpg

filmde samantha booke karakteri, henrietta bell wells'den ilhamen oluşturulmuş bir karakterdir. aşağıdaki fotoğrafta aralarında wells'in de bulunduğu wiley üniversitesi münazara ekibine aittir... samantha booke olarak izlediğimiz henrietta bell wells, 2008 senesinin şubat ayında, 96 yaşındayken hayata gözlerini yummuştur...
http://graphics8.nytimes.com/…12/us/debaters600.jpg
http://graphics8.nytimes.com/…03/12/us/wells190.jpg

yine filmde 14 yaşındaki halini izlediğimiz james farmer jr, abd'deki insan hakları örgütlenmelerinin önce isimlerinden biridir ve 1999 senesinde hayatını kaybetmiştir.
aşağıdaki fotoğrafta, hayatının son dönemlerinde başkan clinton ile birlikte görülüyor...
http://www.umw.edu/…s_farmer/images/farmerpress.jpg

her ne kadar bizlerce pek bilinmese de, wiley üniversitesi'nin tolson yönetimindeki münazara ekibi, amerikan okullarında bir efsanedir. bu filmin tepki gören tek tarafı, bazı karakterlerin gerçek isimleriyle, bazılarının ise "ilhamla" oluşturulmuş tiplemelerle filmde yer alması olmuş. nitekim filmdeki hamilton burgess (orjinal isim hamilton boswell) karakteri gerçekte harvard münazaracıları arasındayken, filmde bu şekilde geçmemiş. gerek boswell'in varisleri, gerekse diğer bazı karakterlerin varisleri bu yönü sebebiyle filme yoğun eleştiri getirmişler. nitekim konu ile ilgili bir makaleyi buradaki linkten okumanız mümkün...

(zhang - 5 Nisan 2011 11:16)

öncelikle (bkz: az kişi tarafından bilinen şaheser filmler)

harvard'da karşı, wiley college desteklemek kadar güzel bir haz yok. son kupayı onlar kazandı ya, resmen mutluluktan bir tuhaf oldum.

(evet ben manyak olan - 30 Nisan 2012 23:00)

şuan tv8'de gösterilen danzel washington yazıp yönettiği ve aynı zamanda oynadığı harika film. siyahi öğrencilerin yapılan ayrımcılığa fikirleri ve konuşmalarıyla gösterdikleri direnci çok güzel yansıtır, izlenesidir. ayrıca forest whitaker ve oğlu da filmde boy göstermektedir.

(the irlandali - 18 Ağustos 2012 21:09)

harika bir film.
seyrederken turkiye'nin insanlarini dusundum,
turkiye'de tartisma kulturu olmamasinin eksikligi her yerde karsimiza cikiyor.
- en basit konuyu bile konusamadigi icin kavga eden insanlar
- konusarak sorunlari cozme becerisi olmayan insanlarin birbirlerini oldurmesi
- tartisamayan insanlardan olusan bir toplum oldugumuzdan, sagda solda guya sorunlari tartisan insanlarin aslinda sirf agiz dalasi yaptiklarini goruyoruz.
filmdeki siyahlari kurtler, beyazlari da turkler olarak dusunseniz -ki kurtlerin hep ezildiklerini soylemelerine binaen, ki su anda turkiye'de dogu da devletin guvenlik politiklarinin tek nedeni pkk dir, pkk bugun silah birakiyoruz dese ve bir sene hicbir teror eylemi yapmadan beklese, hersey daha guzel olacak iken, siyasi cozum yollari acik iken silaha sarilan insanlarin cozum yollarini nasil tikadigini bir sekilde gosteren filmdir.

(men kucik chomichmen - 31 Ağustos 2012 12:23)

yozlasmis bati kulturunun orf, adetlerimizi hedef aldigi bir baska hollywood yapimi film. fimlerde alttan alttan sinsice beyin yikama amacli pek cok sey oldugunu biliyoruz ama bu kadari da pes dogrusu.
her turk islam genci bilir ki evlerin icinde ayakkabiyla gezmek gunahtir. denzel denen amerikanin yonettigi bu ucube filmde filmin en basindan beri herkes evlerin icine ayakkabi ilen girip cikiyor. en baslarda tabi bunu gozunu sokmuyor ve yavas yavas izleyicinin bunu kabullenmesini sagliyorlar. ne zamanki seyirci artik ayakkabiyla ev icine girlimesini yadirgamaz hale geliyor iste o zaman en kabul edilemeyecek sey bir nese, mutluluk ortaminda sunuluyor; cünyır denen hafif kilolu cocuk yatagina ayagin da ayakkabıları olmasına ragmen sevincle atliyor. pes dogrusu.
yillardan beri filmlerini izledigim denzel vaşington'un filmlerini pek beğenirdim. sukur ki allah'ıma bugun yaptigi sinsiligin, beni nasil degistirmeye calistiginin farkina vardim.
yarindan tezi yok bu sinsi adamin tum filmlerini tekrar tekrar izleyip bu tur sinsilikleri ortaya dokecegim. insallah turk islam genclerinin gozlerini acmalarina vesile olurum.

(okuz - 12 Eylül 2012 22:56)