filmi cekim asamasindadir.

(the gambit - 31 Aralık 2007 05:11)

gregor jordan yonetimindeki beyazperde urunununun bu yil icinde gosterime girmesi beklenilmektedir. basrollerde billy bob thornton, winona ryder, kim basinger. mickey rourke, bu yilin baslarinda kaybettigimiz genc oyuncu brad renfro bulunmaktadir.

fragman icin: http://www.joblo.com/informers-trailer

(oinone - 28 Eylül 2008 21:47)

fragmanindan cruel intentions ve beverly hills 90210 tadi aldigim, 80lerde geçtigi ve entrika yuklu oldugunu dusundugum icin hastasi oldugum ancak ne hakkinda pek fazla bilgi, ne de bret ellis eastona ait kitabini bulabildigim filmlestirilmis kitap. kendisi imdb'ye 96 gibi hayvani bir puanla giris yapmis olup su siralar 90 civarinda seyretmektedir. elbette mayisa dogru film sinemalara geldiginde o puan dusup normal duzeyini bulacaktir ancak, gerek oyunculari, gerekse bu iddiali girisi bunyelere heyecan pompalamaktadir.
trailerlarinda calan sarkilar icin:
a flock of seagulls- i ran
new order-blue monday

(notorious brklp - 26 Ocak 2009 20:38)

fragman şurada:

http://www.apple.com/…ers/independent/theinformers/

(anoktale - 11 Nisan 2009 00:14)

türkiyeye nezaman gelecegi hala ve hala belli olamayan, imdbdeki hayvani girisinden sonra dramatik bir dusus yasamis olan ve hicbir sekilde illegal ortamlarda bulunamayan, ancak soundtracki dun itibariyle pazara dusmus film. kendisinin de ayni akibeti paylasmasi en buyuk dilegimiz...
edit: özellikle only youya dikkat!

(notorious brklp - 17 Haziran 2009 14:05)

buyuk bir bret easton ellis hayrani olarak, kitabini henuz okuyup bitirdigim, filmi, soundtracki icin ise sabirsizlandigim eser.. hakkindaki yorumlari okudukca iyice merak ediyorum..

(miss hunnybee - 12 Temmuz 2009 00:48)

asik oldugum kitap, asik oldugum soundtrack ve muhtemelen asik olacagim film..

(miss hunnybee - 12 Temmuz 2009 01:36)

izlenmesi sadece vakit kaybı olan, beş para etmez film.

(trametes - 16 Ağustos 2009 03:49)

magnolia, crash, the air i breathe gibi yapımları izledikten sonra kekremsi bir tat bırakan film... problemli tiplerden oluşan karakterler yaratalım, hepsinin olayı eşit seviyede işlensin, yorumu da izleyiciye bırakalım. fena halde bayat... 80'li yıllarda birçok örneğine rastladığımız, okula sonradan gelip herkesin dikkatini çeken, içinde iyilik taşıyan sorunlu çocuk filmlerinden bile klişe... billy bob thornton, winona ryder gibi oyuncular da filmi kurtarmaya yetmiyor. kanımca kim basingerın oyunculuğu filmin en dikkat çekici kısmı. bir parantez de mickey rourke'a açmadan edemeyeceğim. baba the wrestler ile muhteşem bir dönüş yaptıktan sonra ne yaptın allasen? en çok da ona üzüldüm ve parantezi kapadım...

(eticin - 16 Ağustos 2009 17:13)

daha önce işlenmiş konularla ve karakterlerle birbirine bağlı farklı hayatları anlatmaya çalışan film. vakit öldürmek için ideal ama vakit öldüreyim derken sıkıntıdan ölebilirsiniz.

(zuhanzee - 29 Ağustos 2009 02:04)

bret easton ellis ve onun bitmek tükenmek bilmeyen 80'ler tutkusunun yeni mamülü. bilmiyorum ben sıkılıyorum bunlardan. ama şöyle de bir şey var neden izlemeyelim? o kadar yani. tikky'lerimiz cinayete değil uyuşturucuya özensin tabi. bölesi daha iyi. güneş ışığı filan takılsınlar öle.

(mariadebonne - 21 Eylül 2009 15:45)

son zamanlarda izlediğim en saçma, en boş, en "ne anlattığı belli olmayan" filmdi.
konu kayıp gençlik ve sorumsuz ailelerse bunu ahu tuğba ve nuri alço bin kere anlattı.
yok eğer konu çürüyen toplumsa onu da tarık akan ile ahu tuğba anlattı...
derseniz ki 80 lerdeki kokuşmuşluk... nuri alço ile hüseyin baradan tillahını yaptı.

ben bu filmin daha güzellerini, atv öğle kuşağında bin kere izledim. siz de yerli olanları izleyin, bu dandik filme para vermeyin.

(seyuranto - 18 Ekim 2009 21:20)

bret easton ellis'in türkçeye çevrilmemiş tek kitabı. kitap ellis'in savruk anlatımından nasibini alıyor. öykücükler halinde ilerleyen kitapta bir avuç los angeles sakini, hedonistik zevklerden nemalanır, sapıklıklarını ifşa ederlerken enikonu yalnız bir hayatın içinde debeleniyorlar.

(whatdreamsmaycome - 17 Aralık 2009 13:27)

ilk 34 dakikasında filmin içine girmek için 68 kere müdahalede bulunmama rağmen, film beni kendi dışına tükürmüştür. yani film ile ten uyuşmazlığı yaşadık, allahtan spormax kanalında 27 aralık 2009 fenerbahçe ülker beşiktaş ct maçı maçı vardı da bu durumu pek umursamadım.

o tabaktaki yemek bitecek zorlaması yüzünden belki sonra kaldığım yerden devam ederim; ama şimdilik öyle bir ihtimal gözükmüyor.

(nevtek - 27 Aralık 2009 20:33)

ileri derecede başarılı bulduğum bir dönem filmi. hikayeler bir noktaya varmaz, kişiler bir noktaya zaten varamaz. zamanı bize öğreten cümlelerdir, eylemlerdir. kimsenin kafasının içinden ne geçtiğini bilemezsiniz, eylemler yapılır ve tüm eylemler birbirinin aynısıdır. eylemlerin dogru ve yanlıs olarak gruplanamadıgı ve kafaların karıstıgı zamanlar vardır. bu film bu zamanları anlatıyor iste..butun davranıs bıcımlerı hazla sonlanır ve hersey aynı gorunur. soru sormak ıcın cıldırırsınız bır yandan. obur yandan bu soruların cevaplarının asla gelmeyecegını de bılerek gozlerınızı kısar ve oyle yasarsınız. bu fılm boyle yasanan hayatları anlatıyor. romanını okumadım.

(chainreaction - 18 Ocak 2010 13:00)

(bkz: greed is good sex is easy youth is forever)

(crepuscule with nellie - 8 Şubat 2010 10:12)

bence keyifli bir film ama öyle abartılı bir başarısı olduğunu da düşünmüyorum. (zaten ne gerek var?) böyle bi konusu olan bi filmden bir mesaj ya da bir aksiyon, bir olay örgüsünün bir yerlere bağlanmayı gerektirmesi gibi şeyler beklememek lazım bence. filmin keyfi orada zaten, olayı o.

ben sadece neler dikkatimi çekti, onu bir yazmak istiyorum.

filmin açılış parçası çok güzel. (açılış sahnesi de öyle) zaten şurada burada bütün soundtrackine çok fazla övgü var. güzel gerçekten de ama sanki daha çok 80'ciler için.

filmin atmosferi süper cidden. karakterler ise şu şekilde:

- he's cool. he's hot. (christie'nin graham'in "martin sence nasıl biri?" sorusuna cevabı bu.)

wayfarer dağıtmış kızılay. sakıncası yok.

kim basinger hala tabii ki çok güzel. olgunluk da iyice bir yakışmış kadına. ama filmi izlenir yapan o değil. tamam, hepsi vurucu-vurdurucu ama christie rolündeki amber heard daha bir tanrıça, daha bir odak. o saçlar, o bakışlar, o hareketler ve o memelerle olmamasına imkan yok, her iki cinsin de aklını alabilecek bir hatun kendisi.

filmin teması "birbirimize kaymaktan hayatımız kaydı" olsa da bu "vah bize vaylar bize" tadında sunulmuyor ki bu da bence güzel.

tüm kaydıraklara selam olsun.

(magdalena - 12 Şubat 2010 20:41)

yazarın yayınlanmasa da olur dediği; uzun çalar kitaplarını yaratırken verdiği araları resmeden hikaye kitabı. daha sonra; eserin aslında, kendi dil akıcılığında ki biçemsel döngüyü kırmasıyla-bret'in favori yazıtları arasına girmiştir. rules'un mektuplarını hatırlayın ve krishnayı düşünün. batan gecenin yıldız altlığı betimlerken kurtların boğazına takılmış önemsiz gezegenleri, biz bir şekilde yağmuru düşlüyoruz...

(bad astronaut - 6 Nisan 2003 15:57)

(bkz: informer)

(issue - 6 Nisan 2003 15:59)

john fante'nin ask the dust'ından bir alıntıyla açılır ve o minvalde ilerler. uzun zaman oldu ama favori öykülerim tiki vampirler hakkındaki son öykü ve tabii ki sean bateman'e yazılan mektuplardır.

(glass sealed - 24 Mayıs 2003 17:03)