• "ben de özledim gibi herkesin sevdiği komedileri izlemeyip bunu izledim diye 60dan küçük iqumla herkesten özür dilediğim program"
  • "başıma bir iş gelmeyecekse eğer, kahkaha atarak izlediğim komedi programi.ezgi mola henüz olaya ısınma surecinde olduğu için bazen pasif kalabiliyor, anlamsız durabiliyor. zamanla alışır herhalde."
  • "tolga çevik "bir çağrıda bu kadar kişi geliyorlarsa memleket için hala umut var" diyerek güzel bir selam çakmıştır."
  • "itin götüne sokmasa ölecek ekşi yazarlarının aksine hala beğenerek izlediğim program."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ben de özledim gibi herkesin sevdiği komedileri izlemeyip bunu izledim diye 60dan küçük iqumla herkesten özür dilediğim program


    (sadeceeksi - 1 Ocak 2014 02:51)

  • comment image

    "çok gerizekalı yeaa" diyen herkesin izlediği program.

    ben dahil eglenen egleniyor. hedef kitlesini coluk cocukmus, izleyen malmis bilmem ne sanane. kumanda diye bisey var kanal degistiriyor deneyin derim. kumanda kullanamiyor musun? o zaman televizyonun ustunde bi tane tus vardir kapatir o televizyonu bir dene. mutluluk bu kadar kolay.


    (tekinadam - 9 Ocak 2014 23:43)

  • comment image

    başıma bir iş gelmeyecekse eğer, kahkaha atarak izlediğim komedi programi.

    ezgi mola henüz olaya ısınma surecinde olduğu için bazen pasif kalabiliyor, anlamsız durabiliyor. zamanla alışır herhalde.


    (piratepedia - 9 Ocak 2014 23:50)

  • comment image

    çok gülerek izlediğim program. bunu da basitliğine bağlıyorum. kötülemek niyetinde değilim. şöyle ki; teknoloji sayesinde zibilyon tane film ve dizi var. hepsinde de bir sürü efekt, dekor vs. var en profesyonelinden. bu iş ise bizim küçükken oynadığımız ve tadına doyamadığımız sade ama çok eğlenceli oyunlara benziyor. bomboş bahçede hayal gücümüzle neler neler var ederdik, tolga çevik de aynen bunu yapıyor. komedi dükkanı varken de çok gülerdim, şimdi de çok eğlenerek izliyorum. fikir güzel, ezgi mola da tolga çevik de özer atik de yönetmen* de başarılı insanlar, daha ne olsun!


    (duma duma dum - 24 Ocak 2014 00:03)

  • comment image

    son bölümünü reklamsız bir şekilde izlerken gülmekten kalbimin sıkışmasına ve gözlerimden yaş gelmesine sebep olan gösteri.

    komedi dükkanı'nı tv8 zamanından beri kaçırmadan takip ederim, o zamanlar çok amatörlerdi ve küçük bir salonda daha doğaçlamadan uzak, metinsel oynuyorlardı. daha sonra trt ve star tv dönemlerinde tek başına mükemmeli yakaladı tolga çevik. eski bölümlerini açar açar izlerim canım sıkıldığında.

    kanald'de ise ilk 3 bölümde tam ortama ayak uyduramayış vardı. daha doğrusu seyirci alışamadı sanıyorum çünkü bulundukları sahneye her an yılmaz erdoğan atlayıp "çok güzel hareket diyenler" diyecek zannediyorum ben hala. trt zamanındaki salon geniş ve daha göze hitap eden bir sahneye sahipti. bkm'nin sahnesi ise birazcık üst üste gibi duruyor. yine de bugün itibari ile hem sakin kafayla izlememden dolayı, hem de birazcık gözümün alışmasından dolayı 3 bölüm sonra ilk defa katıla katıla güldüm tolga çevik'e.

    ezgi mola da yavaş yavaş ısınıyor. ülkede bu kadar boktan projeler, komik olduğunu zannedip program yapan kişiler varken bu programa laf söyletmem kimse kusura bakmasın.

    ayrıca herkesin de mizah zevkinin farklı olduğunu düşünüyorum. kimisi recep ivedik'e güler, kimisi cem yılmaz'a, kimisi ikisine bile gülmeyebilir. bu programa da gülmeyebilirsin ama boktan diyerek gülenlere hakaret etmek nasıl bir zihniyettir onu da asla anlayamıyorum.


    (nlrms - 26 Ocak 2014 03:59)

  • comment image

    ben komedinin yada daha da genişletirsek insanın güldüğü şeylerin biraz da insanın geçmişi ile ilintili olduğunu düşünüyorum. yani çocukluktan beri izledikleriniz, güldükleriniz, size yapılan espriler, tanıdıklarınız vs... size şuan yapılan bir esprinin beyninizde negatif mi yoksa pozitif olarak mı yorumlanacağını belirliyor.
    mesela geçmişinde muhittin adında ve oldukça komik görünümlü birisi olan bir insan, bir komedi filminde muhittin ismiyle ilgili bir şakaya, geçmişinde bu durumla hiç karşılaşmayan birine göre çok daha farklı tepki verebilir. aynı durum bunun gibi yüzlerce başka örnekle de anlatılabilir.
    sadede gelirsek bu yüzden komedi dükkanı yada bugünkü adıyla arkadaşım hoşgeldin programına verilen tepkiler bu kadar birbirinden farklı şekilde oluşabiliyor. kimisi hiç gülmeyebilirken kimisi de oldukça komik bulabiliyor. bu bence gayet de normal bi durum.
    ben en baştan beri bu programı severek izleyenlerdenim. yerlere yata yata güldüğüm pek çok bölümü de olmuştur. tolga çevik, fırat parlak ve özer atik'i oldukça başaralı buluyorum. tolga çevik şuan piyasada gördüğüm en iyi komedyen bana göre. tabiki en başta da dediğim gibi tamamen subjektif bir görüş olabilir bu. ama diğer yandan da her hafta sahneye çıkıp doğaçlama komedi yapabilmek, olayla tümüyle alakasız seyircileri sahneye davet ederek, "bakın hiç bir şey aslında planlı değil, gördüğünüz gibi seyirci oradan kalktı geldi ve yine biz gayet de kendimize güvenerek oynayabiliyoruz" diyebilmek başlı başına bir öz güven ve subjektifin dışında bir başarı göstergesi bence.
    ben komedi dükkanını taa 4. bölümden itibaren tv 8'den takip etmiş, şimdilerde de tekrar başa dönüp tekrardan izlemiş birisi olarak gerçekten kalitelerinde hiç bozulma olmadan devam ettiklerini görebiliyorum. kalite dışında saygı ve efendilik de çok önemli ayrıca. tolga çevik rolü gereği her ne kadar laubali, kimi zaman da terbiyesizleşen bir tipi oynamak zorunda kalsa da sahneye çıkan konuğa, yada seyirciye yönelik vücut dili, ellerini sıkarken yada jest ve mimikleriyle gösterdiği o "ya kusura bakmayın sizi de biraz rahatsız ettik ama aslında bundan dolayı da çok mahcubum ifadesi de bir o kadar samimiyetini gösteriyor." aslında hiç kimse yazmamış ama oyun başlarken sahne arkasından değil de seyircinin arkasından sahneye gelmesi de çok iyi düşünülmüş bir hareket. seyirciye orada asıl anlatılmak istenen ben burnu havada bir sanatçı değilim, bildiğin aranızdan çıkan, bazen sakar, bazen hatalar yapan ama en nihayetinde sizden biriyim mesajı. mütevazılığın da güzel bir göstergesi bu hareket.
    tabi sadece tolga çevik değil. özer atik ve yönetmen fırat doğu parlak da en az onun kadar başarılılar. en az diyorum çünkü gerçekten başka bir ikili olsa buraya bu kadar yakışmazdı eminim. kimi zaman fırat parlağı tolga çevikden daha fazla sevdiğim bölümler de olmuştur. tabi bence de aşırı hakaret ettiği zamanlar negatif bir izlenim veriyor ve güldürmüyor. zaten özer atik konusunda söylenecek söz bulamıyorum. hem çok mütevazı, hem gayet sempatik ve sahneye yakışan bir insan hem de çok çok güzel bir sesi olan bir konservatuar mezunu.

    son olarak ezgi mola'ya gelirsek. normalde bu kadronun içinde sırıtmadan eklenebilmek, kendinizi kabul ettirebilmek ne kadar iyi bir oyuncu olursanız olun zordur. geçen seneki büşra pekin'in işler güçler'e katıldığında yaşanan tepkiyi hatırlıyorum da. gerçekten zor bir durum böyle sevilen bir programa sonradan katılmak. ama ezgi mola bu durumu şimdilik kıvırmış gibi görünüyor. kendi açımdan söylemek gerekirse sempatik bulmaya başlıyorum yavaş yavaş. başta ben de biraz ne oluyoruz ya, olmadı sanki desem de zamanla oturuyor gibi. olduğu kadar işte artık diyelim. tabi bu aslında en başta dediğim gibi biraz da subjekif bakış açımızla da ilgili bir durum.
    buradan yapılan negatif eleştirileri de görüyorum, ondan bunun üzerinde duruyorum devamlı. mesela şöyle düşünün. bugün bir oyuncu çıksa ve adı recep tayyip olsa. o adam ne söylese bana komik de gelmez, gördüğüm yerde de kanalı değiştiririm. yada tam tersi başbakanı seven bir insan olsam o adam daha en baştan gözüme girerdi. demek ki bir şeyi sevenlere bok atmadan önce aslında bazı şeylerin insandan insana farklı görünebileceğini yani kısaca hayatta her şeyin öyle siyah ve beyaz şeklinde ikiye ayrılmadığını da kabul etmek gerekiyor biraz, derken ve sözlerime de noktayı koyarken bu uzun entryi tolga çevik ve özer atikten bir parçayla bitiriyorum... kestik...:)

    ben ellerin olmadan da yaşarım


    (filolog - 2 Mart 2014 09:44)

  • comment image

    çok önceden de söylemiştim, eski mizahından, formatından çok uzak. o kadar eleştri almasının ve izleyici kitlesi tarafından bayat bulunmasının da ana sebebi bu. pik yaptığı dönemlerle şu andaki format arasındaki temel fark ise tolga çevik. zaman geçtikçe o ezik, saf ve yönetmene muhtaç adamın yerine yönetmene durmadan laf koyma peşinde, her kelimesini düzeltmeye çalışan ve sanki sahnede zorla bir şeyler yapan burnu havada bir tipleme geldi. yönetmenin aptallıkları üzerinden yürütülen bir program haline dönüştü haliyle. fakat bu programı en güzel zamanlarında çekici kılan o ezik adamın bıyık altından yaptığı esprilerdi aslında. dolayısıyla bu gidişle asla eski tadını yakalayamayacak gibi görünüyor.


    (umtyzc - 8 Kasım 2014 23:35)

  • comment image

    yeni sezonda yeni hikayelerle görmek istediğim, ekşici sikko güruha rağmen tv 8'den beri izlediğim program.

    --azar--

    yok orjinali zagadaymış da yok güldürmediği halde adı komedi programıymış da bla bla bla.siktir git zaga izle o zaman sen.

    --azar--


    (motumbostayl - 2 Şubat 2015 00:42)

Yorum Kaynak Link : arkadaşım hoşgeldin