• "gelmiş geçmiş en seksi redhead..."
  • "bu filmi izleyen 40'lı ,50'li yıllardaki çocukları merak ediyorum doğrusu; parizyen reklamının 80'li yılların çocukları üzerinde bıraktığı etkiye benzer bir etki bırakmış olmalı bünyelerinde."
  • "put the blame on mame şarkısı ve rita hayworth'ın eldiven çıkartıp dalgalı saçlarını geriye atma sahnesiyle efsaneleşmiş film"
  • "rita hayworth kendisi ile evlenen erkekler için yıllar sonra:- hepsi gilda ile evlendiklerini sandılar, sabah karşılarında beni görünce mutsuzluk başladı.demiştir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    rita hayworth için, ona özel çekilmiş, bir nevi klip filmi. filmin ne kadar başarısız olduğunu, aynı dönemde çekilmiş casablanca ile karşılaştırdığınızda anlıyorsunuz. özellikle sonlara doğru, çelişkili senaryo, zayıf kurgu ve kopuk sahneler iyice göze batıyor; sanki yapımcı 3 saatlik bir çekimi kesip bu hale getirmiş gibi.


    (axipiter - 12 Kasım 2007 20:44)

  • comment image

    *** bozucu içerik ***

    ballin mundson, johnny ve gilda’nın kurtarıcısıdır. fakat onları yanına alarak aynı zamanda onları satın almıştır. parasının verdiği güçle sağladığı “güçlü adam” konumu ile öbürleri üzerinde egemendir. elinden hiç düşürmediği, aynı zamanda bir silah da olabilen bastonu, onun gücünün erkeksi bir sembolüdür. bu fallik obje birçok şeye kâdirdir. kimi zaman kurtarır, kimi zaman cezalandırır; onun dışındaysa hep bir silah olarak ballin’ın yanındadır.

    kişileri konumlandırmak, onlara isim vermek, aynı zamanda onların üzerinde hakimiyet sağlamaktır. ballin, bunu hayat amacı haline getirmiş ve hakimiyeti en ileri boyutta, bir kartel kurarak yaşamak isteyen biridir. bu amaçları doğrultusunda johnny’i yönetici, gilda’yı da karısı yapar. biri başarılı bir kumarbaz, biri de güzel bir kadındır. onlara bu şekilde rol biçerek, yardım eder gibi görünen ballin, aslında onları kendi atmosferiyle çevirmiştir. önceleri johnny’nin de gilda’nın da yardımcısı olarak görülen ballin, bir süre sonra onların önündeki engelleyici olarak var olur. ballin gibi adamların sadece karşısında değil, yanında yer almak da kolay değildir.

    johnny, şanslı bir kumarbaz olduğu için dikkatini çeker ballin’ın. aynı zamanda kendine güvenen bir görüntüsü vardır. gilda ortaya çıkana kadar, “geçmişi olmayan, sadece geleceği olan adam” karakteriyle karşımıza çıkar. hayatının geri kalanında sadece parası bol, rahat bir yaşam vardır. yasa uygulayıcıların bile "büyük balığı yakalamak için" kullandığı kumarhanede ballin’la beraber huzurlu bir yaşam sürecektir.

    ballin’ın amacı gücüne güç katarak büyümektir. nihai hedefi, kumarda bir kartel oluşturmaktır. bunun da ötesinde, istediği her şeyi kontrol altına almak istemektedir. bir kumarhane sahibi olarak önünü açık görmektedir. ancak kanun her zaman karşısında bir engel olarak var olacaktır ki bir kartele oranla çok güçlü olmadığı şu zamanlarda bu daha da çok kâle alınacak bir engeldir.

    gilda ise şuursuzca kendini ballin’ın kucağına atmıştır. o, johnny gibi kumarbaz değildir, ballin’a para filan da kazandırmayacaktır. ancak onun yegane yardımcısı “güzelliği”dir. üstelik onun da tıpkı johnny gibi, “geçmişi değil, sadece geleceği vardır”. ancak bu ballin’ı rahatlatmaz, aksine aynı sözü johnny’den de duyduğu için endişelendirir. gilda’yı da kurtaran (satın alan) ballin, bir süre sonra gilda için de bir engel olacaktır. aslında gilda’nın, johnny’nin ve ballin’ın önündeki en büyük engel bu üstü örtülmeye çalışılan geçmiştir ve “sadece pencereyi kapat” diyerek bitecek gibi değildir.

    nefret ve aşkın olduğu iki uç arasında gidip gelen ve zaman zaman ikisinin de aynı heyecan halini nasıl yaşattığını tekrar gösteren bir film gilda. “nefret”, olumsuz bir çağrışım yapmasına rağmen, gilda ve johnny’nin bu nefretten asla kurtulmak istememeleri gayet normal. çünkü iki eski sevgili, birbirlerine olan nefretlerini kaybettikleri anda, birbirlerine olan aşklarını da kaybedeceklerdir. aşklarını birbirlerine hissettiremezler, çünkü önlerinde gururları vardır. oysaki içlerindeki nefreti sınırsız miktarda kullanabilirler. bu yüzden, nefretlerini sürekli su yüzünde tutarlar. bunu en iyi gördüğümüz, nefretle aşkın kesişiminin en belirgin olduğu bölümdeki diyalog şöyledir:

    - benden gerçekten nefret ediyorsun değil mi, johnny?
    - senden ne kadar nefret ettiğimi tahmin bile edemezsin.
    - nefret çok heyecan veren bir duygudur. bunu farketmedin mi? çok heyecan verici... ben de senden nefret ediyorum johnny. senden o kadar nefret ediyorum ki sanırım bu yüzden öleceğim. sevgilim... (bu sözle birlikte tutkuyla öpüşürler ve nefret ve aşk şiddetli biçimde birbirine girer).
    - sanırım bu yüzden öleceğim (yine gilda söylüyor).

    güzel bir kadın söz konusu olduğunda, nefret duygularına bir de kıskançlığın eklenmesi daha olasıdır. johnny; gilda ve ballin’ın odada ne yaptıklarını bilmek ister. nefrete bulaşan kıskançlık sayesinde, bir dakika olsun gilda’yı düşünmeden edemez. tıpkı nefret gibi, kıskançlık da heyecan veren bir duygu olarak, bir miktar zayıf da kalsa filmde yerini bulur. böylelikle aşk, nefret, kıskançlık, öfke gibi çeşitli duyguların, yoğunluk dereceleri açısından, birbirlerine ne kadar benzedikleri de görülür. birbirlerinden nefret eden insanlar, susup konuşmamak yerine birbirleriyle kavga etmeyi yeğlemektedir. bu, birbirleriyle iletişim kurma isteklerinin bir sonucudur. karşısındakini tamamen hayatından silmek isteyen birinin yapacağı birşey değildir kavga. çünkü kavga en yoğun iletişim biçimlerinden biridir ve kişileri asla birbirinden uzaklaştırmaz. kişileri birbirinden uzaklaştıran şey umursamazlıktır; o da bu filmde yoktur.

    ballin, parası sayesinde ne kadar güçlüyse, gilda da güzelliği ve seksapeli ile gücünü ortaya koymaktadır. bilir ki onun bu güzelliği karşısında erkekler deli olacak ve ona sahip olmak isteyenler de diğer erkeklerle çatışacağından, o istemediği sürece kimse ona tam anlamıyla sahip olamayacaktır.

    sinema tarihine geçmiş, rita hayworth’un striptiz sahnesi, erotik sinemanın sayılı sahnelerinden biri olarak görülmüştür. aslında günümüz sinemasının cüretkarlığının yanında hiçbir şeydir bu. çünkü, söz konusu sahnede gilda sadece eldivenlerini çıkarmaktadır. giovanni scognamillo, bu filmi örnek vererek şöyle yazmıştır: “en sağlam erotizm, çıplaklıktan uzak olan erotizmdir. erotik sinemanın tarihinde ünlü bir sahne vardır; rita hayworth’un "gilda" filminde eldivenlerini çıkarması. erotizm odur. çırılçıplak soyunsaydı aynı şeyi vermezdi.”

    ünlü striptiz sahnesinde filmin anlatısı için önemli bir şarkı vardır ki belki de tüm filmin özetidir: put the blame on mame! bu şarkı, bir femme fatale olarak görülen kadının şarkısıdır. öyle ki şarkının sözlerine bakarsak, erkekler, deprem bile olsa neredeyse kadınlardan bileceklerdir. kadınlar, daha dünyaya gelmekle günahın içine düşmüşlerdir. bu durumda suç annelerde ve onları da doğuran annelerde, kısacası tüm kadınlardadır. çünkü onlar, baştan çıkarmak, yanlış yola saptırmak için vardır. gilda’nın hiçbir suçu olmamasına rağmen önce sevgilisi tarafından terk edilmiştir; johnny, gilda’nın etkisine kapılmaktan korkmuş ve “kendi ayaklarımın üzerinde durmalıyım” diyerek kaçmıştır. aslında yaptığı şey, bir terk edişten çok, bir kaçıştır. daha sonra gilda, ballin’le evlenir. bu sefer de terk edilen kadın, bir gazinoya hapsedilmeye çalışılır. erkekler, tüm suçu kadınlara atmaya çok meyilli haldedirler. depremi bile yaratan “toprak ana”dır.

    gilda, striptiz şovunu yaparken erkeklerin bakışı üzerindedir. birçok filmde ve belki de birçok kez hayatımızın içinde tanık olduğumuz üzere bu bir “kadını fetiş nesne haline getirme” sahnesidir. erkekler, bu şov karşısında baştan çıkarken, johnny ise suçlanan erkeklerin en başında gelmektedir. çünkü o, gilda’ya - kadına - “şeytanlık” atfedenlerin başında gelmiştir. gilda, put the blame on mame şarkısını genelde erkekleri, özelde ise johnny’i suçlamak için söyler. bütün suçu kadınlara atan erkeklerin kervanında başı çeken kişi olmuştur johnny. öyle ki sevdiği kadını hem terk etmiş, hem de onu sadık kalmamasından ötürü suçlamış ve cezalandırmıştır. daha önceden terk edilen gilda olmasına rağmen yine muhtaç olarak gösterilmek istenen gilda gibidir. johnny, istediği anda gilda’ya kavuşacağını bilir. film, klasik bir son ile, johnny ile gilda’yı birleştirir. birleşmeleri için bütün engelleri ortadan kaldırır. ancak ceza vermeye çalışanlar da cezalarını almışlardır. filmin sonunda johnny “beni de götür” demek zorundadır. “ben de seninle geliyorum” yerine böyle demesi anlamlıdır. birleşme ne şekilde gerçekleşirse gerçekleşsin, artık intikam alma seansları bitmiştir.

    *** bozucu içerik ***


    (cuckoo - 23 Haziran 2008 02:24)

  • comment image

    bu filmi izleyen 40'lı ,50'li yıllardaki çocukları merak ediyorum doğrusu; parizyen reklamının 80'li yılların çocukları üzerinde bıraktığı etkiye benzer bir etki bırakmış olmalı bünyelerinde.


    (xcays - 11 Temmuz 2012 04:07)

  • comment image

    rita hayworth'u ünlendiren onun kaderi olmuş film/karakter... gilda öylesine süper bi kadındir ki, erkek-kadın demeden herkes ona aşık olmaktadır, bi "aşk üçgeni olabilme ortamı" doğar, gilda, kadın olduğu kadar şeytandır da normal olarak...


    (cyrano - 12 Ocak 2001 22:51)

  • comment image

    gilda güzel bir kevasedir..oldukca zengin ama pis işler çeviren ballin'le parası için evlenir..fakir ama gurulu bir genç olan johnny ise ballin'in en iyi adamadır..osmanlı erkeği johnny* ve fahise görünümünün altında aslında temiz pak bir genç kız olan* gilda'nın aşk ve nefret ikilemi, şehvet, hırs ve dostluk irdelenerek olaylar gelisir


    (selene - 6 Temmuz 2001 04:58)

  • comment image

    rita hayworth kendisi ile evlenen erkekler için yıllar sonra:

    - hepsi gilda ile evlendiklerini sandılar, sabah karşılarında beni görünce mutsuzluk başladı.

    demiştir.


    (mortimes - 12 Kasım 2001 20:20)

Yorum Kaynak Link : gilda