Çıkış Tarihi     : 06 Şubat 2018 Salı, Yapım Yılı : 2018
Türü                : Aksiyon,Macera,Fantazi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Bluepoint Games , SIE Japan Studio
Yönetmen       : Fumito Ueda (IMDB)


  • "oyun yüklendi, introyu izliyorum gayet akıcı bi şekilde geçerken bi yerde intro dondu ,tüh oyun takıldı dedim. meğer oyun başlamış kumanda bendeymiş, ben böyle mal gibi ekrana bakıyorum."
  • "sony'nin film haklarını sattığı film gibi oyun. ne yönetmeni ne oyuncuları belli henüz."
  • "minimalizmden doğan maksimum zevktir."
  • "battal gazi gibi at ustunde giderken arkaya donup ok atabileceginiz oyun."




Facebook Yorumları
  • comment image

    oyun yüklendi, introyu izliyorum gayet akıcı bi şekilde geçerken bi yerde intro dondu ,tüh oyun takıldı dedim. meğer oyun başlamış kumanda bendeymiş, ben böyle mal gibi ekrana bakıyorum.


    (antioch - 3 Mart 2007 23:50)

  • comment image

    team ico ve sce'nin yapımcılığını üstlendiği muhteşem bir playstation oyunu.

    oyunda, sevdiği kız mono'yu tekrar diriltebilmek için kadim bir ruh ile pazarlık edip 16 colossus'u öldürmeyi kabul eden wander adlı karakteri oynuyoruz. oyunun konsepti oldukça yenilikçi, ilginç ve başarılı, türü action'dan çok bir nevi platforming/puzzle. çünkü oyunun geçtiği dünyada colossi'den başka etkileşime girebileceğiniz düşman bulunmuyor. her colossus'un belirli zayıf noktaları bulunmakta, bu noktalara ulaşmak için colossus'un üzerine çıkıp epey bir cambazlık yapmak gerekiyor (bazılarının boyu 20 metreyi aşıyor çünkü). bunun yanı sıra, colossus'un bölgesine ulaşmak da zaman zaman zorlayıcı olabiliyor, yaratığın tepesindeyken yaptığımız cambazlıkları doğada da sergilemek gerekebiliyor. bununla birlikte, at sürüşü ve kullanımı oyun mekaniğinde çok önemli yer tutuyor, zira at kullanma kabiliyeti bazı colossus'ları alt edebilmek için anahtar niteliğinde.

    atmosfer ve müzikler ise kesinlikle muhteşem. siz ve atınız agro dışında etrafınızda yaşayan tek şey doğa. müzikler savaş sırasında duyurulmak suretiyle, inanılmaz bir yalnızlık/dinginlik sağlanmış. düzenleme ve orkestrasyon kow otani'ye ait, tonal temelde yer yer modal çeşniler içeren orkestral parçalar gerçekten çok çok iyi düzenlenmiş ve kayıt edilmiş. belki de oyunun bu kadar yüksek bir kalite seviyesinde olmasının en büyük sebebi bu müzikler.

    ayrıca oyunda çok çok az diyalog olmasına rağmen seslendirmeler çok akıllıca yapılmış. akıllıca dememin sebebi şu: örneğin pazarlık ettiğimiz kadim ruh dormin'in ne dediğini anlamak inanılmaz derecede zor (oyun dilinin japonca olmasından dolayı değil), sanki bir iç sesmiş gibi (ki öyle zaten), çok bulanık ve yankılı bir ses tonu oluşturulmuş, yani tam olması gerektiği gibi. hasan mutlucan sesiyle konuşup emirler veren ruhani varlık kavramı bir kenara itilmiş. karakterin seslendirmesinde ise çok başarılı bir takım atmosferik ayrıntılar mevcut. mesela atınızı çağırırken; eğer güvenli ortamda birbirinize yakın mesafede ilerliyorsanız, karakteriniz sakin ve konuşur gibi bir tonla, ara biraz açıldığında yine sakin ama yüksek bir sesle, mesafe çok arttığında da ıslıkla çağırıyor agro'yu. savaş sırasında ise gırtlağı patlarcasına agro'ya seslenmesi, atmosfer için muhteşem bir detay. çok zekice.

    konu işleyişi ise tamamen minimal ve tüm gücünü buradan alıyor. gereksiz bir anlatım çabası içerisine girmiyor oyun. zaten çok çok detaylı bir konusu da yok. iyi ki de yok, bu sadelik ve saflığın içerisine lüzumsuz entrikalar ve yersiz plot twist'ler girmemesi çok iyi olmuş. epik bir aşk öyküsü. bu kadar.

    oyun belki bugüne dek yapılmış en başarılı at sürüş mekaniğini, en başarılı atmosferik detayları ve oynadığınız karakterinizle gerçekten bir olabildiğiniz muazzam ve nadir bir duygusal etkileşim barındırıyor. muhteşem müzikleri ise apayrı bir konu zaten. enteresan bir deneyim ve eski heyecanlı atari günlerini anımsayıp oyun sonunda gözyaşı dökmek isteyenlerler için kaçırılmaması gereken bir oyun.

    hatta oyun değil, sanat eseri.


    (wowozange - 25 Ağustos 2013 14:27)

  • comment image

    ign tarafından en iyi playstation 2 oyunu seçilen; daha oyunun başlangıcında, tapınaktan çıkana kadar, kamera için ''eeeh eytere bea'' dedirten, ilk colossus ile karşılaştıktan ve kendisini devirdikten sonra sizi ele geçiren, ünvanının hakkını sonuna kadar veren, konsol sahibi herkesin bir kez denemesi gereken oyun.

    hikayesine ve karakterlerine, ne anlattığına değinmeyeceğim; önceki entry'lerde yeteri kadar anlatılmış zaten. hepsinin ötesinde, sizi şununla karşılayan oyun ne kadar kötü olabilir ki?

    fiziken yanında olsa da, adını söylediğinde yüzüne bakamayan sevdiği mono ile dağları tepeleri aşan wander; her şeyden habersiz olan devlerin arasına karışıyor kısaca. sadece sesini duyduğu, ne olduğunu bilmediği ruhani seslerin şartlarını, sırf hareketsiz yatan mono'yu bir kez daha görmek için koşulsuz kabul ediyor. bu anlamda, biraz gözü dönmüş biri wander ama hiçbirimiz şikayetçi değiliz bundan sanırım.

    koşuyor, zıplıyor, oradan oraya geçiyor; yanınıza gelmesi için ıslık bile istemeyen atınızla, sizden başka kimse olmadığı için biraz ürkütücü olan bütün diyarı geziyorsunuz. giderek güçleniyor olabilirsiniz; bir yere daha uzun süre tutunup daha kuvvetli saldırılara imza atıyorsunuz oyun boyunca ancak, fiziki olarak değil, ruhen ölüyor kahraman. yere düşen her colossus'ta, kendisinden de bir parça gidiyor.

    önümüzdeki yıl içinde teşrif edecek olan* halefi the last guardian ve selefi ico'yu görmezden gelmeyin; boynuzlu bir çocuk ve konuştuğu dili bile anlamadığınız tuhaf koşuşlu bir adam, size çok şey öğretebilir.

    sahi, wander yol boyunca mono'ya, karşılık bulamayacağını bilse de, acaba neler anlattı?


    (tel tokasini duzelten samuray - 11 Temmuz 2015 23:12)

  • comment image

    artık neredeyse her action oyunu hack n slash'den başka bir şey barındırmayıp hatta bıktırmaya başlamışken, ilginç yeniliklerle gelmiş ve iyi etmiş oyun. diğer oyunlarda heyecan hissi sözümona ekrana bile bakmadan yapılan kare,kare,üçgen,x,yuvarlak,r1 falan gibi fantastik kombolarla verilmeye çalışılırken; bu oyunda bu hissi, nasıl yeneceğinizi bile bilmediğiniz apartman boyutundaki yaratıklardan köşe bucak kaçarken bir taktik geliştirmeye çalışarak yaşıyorsunuz. ata binerek bu yaratıkları aradığımız sahneler ise, ata binme simülasyonu şeklinde adlandırılabilecek kadar başarılı, eğlenceli ve rahatlatıcı.

    oyun gerçekten çok güzel ve çok kendisine özgü bir havası var ancak yine de bir takım eksiklikleri var. mesela oyun süresince yaptığınız yegane şey yaratıkların üstünde tüylü bir bölüm bulup tutunmaya çalışarak ölümcül bölgesine kılıcınızı saplamak. bu açıdan oyun genelinde kendisini çok tekrar ediyor. oyun süresince senaryo hiç ilerlemiyor. sadece sırayla colossus kesiyorsunuz, o yüzden senaryo diye birşeyden söz etmek pek mümkün değil. colossus'lar ise pek zeki değil, siz kafasına kılıç saplarken elleriyle sizi alıp atmak, hatta ezip unufak etmek varken sadece kafalarını sallıyorlar.

    özetleyecek olursak: sadece üzerlerine tutunup ölümcül yerlerine saldırmaya çalışmak yerine türlü cinliklere, tekniklere, silahlara ihtiyaç duyulan; daha yoğun bir senaryo ve senaryo işleyişine sahip; daha ayrıntılı; siz işlerini bitirirken sadece sallanıp işinizi zorlaştırmak yerine sizden daha maymunca* şeyler düşünebilen yaratıklar olsa çok daha güzel olabilirmiş. ancak yine de herkesin oynaması gereken, hatta neredeyse herkesin oynarken çok zevk alacağı bir oyun. zaten söylediğim eksiklikler de giderilse oyun kalite olarak bir gta san andreas, fear, diablo, battlefield'dan falan aşağı kalmazmış.

    ek olarak, meşhur oyun ico'yu oynamadım ama yapan firmanın da aynı olduğu düşünülürse adamımızın küçük boynuzlarının olması bir rastlantı olamaz sanırım. zaten memory card'ınızda ico save'i varsa atımız "aggro"'nun alnındaki lekenin olduğu yerde "i" harfi çıkıyormuş, belirteyim dedim. bir de yardımcı olması açısından, oyunda gördüğünüz beyaz kuyruklu kertenkeleler maksimum stamina'nızı, kimi ağaçlardaki meyveler ise maksimum sağlığınızı arttırıyorlar, kaçırmayın.

    madem bu kadar yazdık entry'i de her colossus'ta beni en zorlayan yerleri açıklayarak, bir nevi walkthrough ile kapatalım ama tabii en iyisi çok zor durumda kalmadıkça walkthrough kullanmamanız.

    --- spoiler ---
    ---
    spoiler ---
    colossus 1: bir nevi tutorial yaratığı, tek yapmanız gereken üstüne çıkıp kafasına kılıcı saplamanız.

    colossus 2: yaratık ayaklarını kaldırıp kafanıza indirmeye hazırlandığında ayaklarının altına birazcık dikkat etmek gerekiyor.

    colossus 3: bu yaratığın üstüne çıkmak için kılıcıyla size vurduğu anı kollamak gerekiyor. çıkmanızı engelleyen bileziğin ise meydanın ortasındaki taş ile ilgisi var.

    colossus 4: colossus sizinle uğraşırken biraz gerideki 4 çıkışı olan tünellerde biraz takılmak sorunu çözüyor.

    colossus 5: suyun üstündeki platformlarda durup uçan yaratığın dikkatini oklar aracılığıyla çekince sorun çözülüyor (aslında bir nevi yeni başlıyor).

    colossus 6: bunda sanırım biraz korktuğumdan ve hemen kaçmayı tercih ettiğimden pek zorluk çekmedim ama ana fikir biraz gerilere kaçıp saklanmakta yatıyor.

    colossus 7: bu su yılanı şeklindeki colossus'da size doğru geldiğinde kuyruğunu yakalayabilirseniz gerisi çorap söküğü gibi geliyor.

    colossus 8: yapmanız gereken şey fazla mantık barındırmadığından öldürmesi en zor, en uğraştıran colossus'lardan bir tanesi. meydana açılan kapılardan birinden bir şekilde dikkatini çektikten sonra bir kat daha yukarı çıkıp duvardaki çatlaklardan yine ıslık çalarak falan dikkatini çekip duvarlarda yürümesinin sağlanması gerekiyor. ayaklarındaki sembollere dikkat ettiyseniz gerisi oldukça kolay.

    colossus 9: verilen ipucuya dikkat ettikten ve dışarıdaki gayzerleri de gözden kaçırmadıktan sonra oldukça kolay.

    colossus 10: atımız 'aggro'nun oyunda ilk defa aktif rol aldığı bölüm. at aracılığıyla colossus ile yaşanan ufak bir kovalamacadan sonra bu yaratığın da zayıf noktası ortaya çıkıyor.

    colossus 11: etrafta bir süre oyalanarak bu colossus'un ateşten korktuğu ipucusunu aldıktan sonra gayet kolayca sonuca bağlanabilecek bir dövüş.

    colossus 12: bu colossus'a karşı suyun altında kalmanın hayati önemi olduğunu anladığımıza göre, colossus'un arkasından kafasına çıktığımızda, kafasının üstündeki diş benzeri şeylere vurunca yaratığın verdiği tepkileri çözümlemek mantığı kavramamıza yetiyor.

    colossus 13: muhtemelen ilk colossus'dan sonraki en kolay colossus. zarar vermek için en ufak bir teşebbüste bulunmayan bu colossus'u biraz inceledikten sonra kolayca çözümlenebilir.

    colossus 14: en hareketlilerinden birisi olduğu için nasıl öldüreceğinizi ararken ölebileceğiniz az sayıdaki colossus'dan birisi. çözümün etrafa dağılmış, yıkık sütunlarla ilgisi olduğunu söylemek çözmeye yetecektir.

    colossus 15: burada iki zorluk var; ilki, ilk ipucuyu aldıktan sonra nasıl yukarı çıkılacağını bulmak. burada yapılması gereken şey yukarı çıkmak için yaratığın saldırılarını çevredeki yapılar ile etkileşime geçirebilmek.

    colossus 16: son colossus, zorlanılabilecek yegane yerler colossus'a yaklaşmak ve üstüne çıkarkenki son aşama. yaklaşmak için biraz oyalandığınızda verilecek ipucu yeterli olmalı: "saklanarak yaklaşabileceğin bir başka yol olmalı". üstüne çıkarkenki son aşamada ise colossus sizi eliyle kaldırdığında kılıcınızla zayıf noktasına bakmak bir parça yardım edebilir.
    --- spoiler ---
    ---
    spoiler ---


    (faervian - 29 Ekim 2005 04:22)

  • comment image

    yapım aşaması 3 küsür sene sürmüş ps2 konsolundaki en özgün oyunlardan insanı içine çekebiliyor atınızla başıboş gezmek veya bir zamanlar bilinmeyen bir medeniyetin olduğu harabe devasa yapılarının içinde dolaşmanın beraberinde getirdiği yalnızlık duygusu atmosferin ne kadar başarılı olduğunun ispatı. bunun dışında oyun ilk colossusları alt etmenin kolaylığı insana benzeyenlerin ensesini kaşımaktan bile aciz canlılar olduğunu gösteren bir takım eksiler ve mantık hataları barındırıyor ama yine de oyunun güzelliğini bozmuyor uçan bir yaratığın sırtına tutunup onu havadayken etkisiz hale getirmeye çalışmak veya mağaradaki kum canavarını alt etmek için kullanılan yöntem ve bu gibi bazı unsurlar oyunu benzerlerinden (!) rahatça ayırıyor. sadece açılış demosundaki muzik bile oyunun kalitesi hakkında bilgi sahibi yapabilir ayrıca eğer daha önce bir başka muthiş oyun olan ico'yu bitirip save dosyasını sakladıysanız gerçekten de atınızın alnında ico logosundaki i harfi beliriyor

    yapımcısı bir sonraki oyunun ps3 konsolu için çıkacağını açıklamıştır


    (reacti0n - 14 Aralık 2005 00:05)

  • comment image

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    sevdiği biri uğruna her türlü fedakarlığı göze almış,seçtiği yolda karşısına çıkan engelleri büyüklüklerine aldırmadan aşan genç bir adamın hikayesi shadow of the colossus.bu genç adam sevdiği kız, köyündeki insanlarca lanetli kaderi yüzünden kurban edildiğinde kızın cansız bedenini ve köyde kutsal bir emanet olarak tutulan kadim bir kılıcı çalarak,atıyla efsanelerde yer alan dormin adlı bir varlığa ulaşmak için, yasak toprakları aramaya başlar.uzun ve zor bir yolculuk sonucunda kahramanımız bu topraklara ulaşır ve dev bir mabete girerek dormin'i bulur.efsanelere konu olmuş bu varlığın ölülerin ruhlarını geri getirebildiğini biliyordur ve dormin'e bu isteğini söyler.dormin bunu kabul eder, ama genç adamın mabette bulunan 16 adet heykeli yok etmesi gerekmektedir.fakat bu heykellerin fiziksel güç kullanılarak yok edilmeleri imkansızdır.onları yok etmek için o topraklarda bulunan,bu heykellerle bağlı olan 16 colossus yok edilmelidir.ayrıca bu yerine getirilmesi hayli zor olan iş, genç adam adına geri dönüşü olmayan bazı sonuçlar da doğuracaktır.kahramanımız tereddüt bile etmez,sevdiğinin cansız bedenini mabette bırakır ve elindeki kadim kılıcın yol göstericiliği altında atıyla beraber 16 colossus'un peşine düşer.
    genç adam colossuslar'ı teker teker yok eder,son colossus'un işini bitirmeye çok yaklaşmışken dormin onu uyarır:
    topraklara onu bulmak amacıyla yabancılar girmiştir,genç adamın acele etmesi gerekiyordur.
    ve böylece genç adam zorlu yolculuğunun son basamağına nihayet ulaşır.son colossus için yola çıktıktan sonra,yabancılar da mabete ulaşırlar.bir şaman ve yanındaki birkaç asker dehşet içinde 16 heykelden 15'inin yerle bir olduğunu görürler,kısa süre sonra ise 16.sının da parçalandığını göreceklerdir.genç adam daha önceki colossuslar'ı defettiği her seferdeki gibi bir güç tarafından anında mabete getirilir.kendisini şaman ve askerlerin karşısında yerde yatar bulur ama,artık canlıdan çok ölüye benzemektedir.şaman ona,kesinlikle yapmaması gereken bir şey yaptığını,bunun sonucu olarak lanetlendiğini söyler ve askerlerden birine karşısında duran lanetlenmiş insanı öldürmesi için emir verir.asker kılıcını genç adamın göğsüne saplar, ama genç adam ölmez ve güçlükle ayağa kalkmaya çabalar.göğsünden fışkırmaya başlayan simsiyah renkli kan karşısındakileri korku içinde bırakır.genç adamın birden tüm vücudu siyah bir örtü altına girmeye başlar ve giderek gölgeden oluşan devasa bir yaratığa dönüşür.genç adamın o ana kadar yok ettiği heykeller aslında dormin'in parçalarının hapsolduğu mühürlenmiş parçalardır ve hepsi yok olduğu için dormin özgür kalmıştır.karşılarında genç adamın bedenini alarak ayağa dikildiğini gördükleri dormin karşısında şaman ve askerlerinin fazla seçimi bulunmamaktadır.koca mabetten ayrılmadan önce şaman kadim kılıcı feda ederek bir büyü yapar;bu büyü dormin'i ve genç adamı ışıkla dolu bir havuza çeker ve ikisi de gözden kaybolur.yasak topraklara ulaşmak için gereken tek yol olan devasa köprü yavaş yavaş parçalara ayrılırken,şaman ve askerleri ucu ucuna kaçarlar.geride ise, mabetin içinde genç adamın uğruna her şeyini harcadığı kız uykusundan ayağa kalkar.dormin sözünü tutmuştur.kız nerede olduğuna dair hiç bir fikri olmadan bakınırken genç adamın son colossus'u öldürmeye gittiği sırada başına bir kaza gelen atı çıkagelir.kızla beraber mabetin iç kısmına doğru gittiklerinde şamanın büyüsünün dormin ve genç adamı yuttuğu noktada boynuzları olan bir bebeğin yatmakta olduğunu fark ederler...

    biz oyuncular ise genç adamın kontrolünü alıp devasa colossuslar'ı etkisiz hale getirirken onun hislerine ortaklık ederiz.her bir colossus'u yenip kendimizi mabette bulduğumuzda,karşımızda yatan cansız bedenin yüzündeki masumiyetten etkilenir,sonraki colossus'u yok etmek için en az genç adam kadar şevkle dolarız,her ne kadar genç adamın kaybedeceklerine tanık olacağımızı bilsek de...

    oyuncuya,içinde yer alan karakterlerin duygularını hissettirmeyi başaran oyunlar çok sık bulunmaz.shadow of the colossus ise bu işi çok yalın bir anlatımla,bizleri ayrıntıya boğmadan gayet başarılı bir şekilde vermesiyle öne çıkıyor.oyun boyunca dev colossuslar'dan başka karşımıza çıkan her hangi bir düşman olmadan,mistik havasını doyasıya soluduğumuz,yalnızlığın hakim olduğu bu yasak topraklarda atımızla oradan oraya sürükleniyoruz.tüm bunları yaparken de kow otani imzalı şaheser müzikler bizi kendimizden geçiriyor.yerine göre farklı duyguları yaşatsalar da,genel olarak efsanevi ama,aynı zamanda melankolik bir hava hakim bu parçalarda.özellikle dağ gibi colossuslar'ın ağır ağır yıkıldığı sırada çalan parça,oyuncuya "büyük" bir şeyler başardığını,daha az önce genç adamı ezmeye çalışan colossus'un acımasızlığını unutturarak hüzünlü bir şekilde veriyor.hele oyunun en sonunda izlenenlere eşlik eden müzik insanın boğazında bir şeylerin düğümlenmesine yol açıyor.öyle ki karşılaştığımız sonun iyi bir son mu;yoksa kötü bir son mu olduğuna bile karar veremiyoruz.

    böyle bir oyuna imza attıkları için scei bünyesindeki bu oyunla uğraşmış ekibi kutlamak lazım.tabi ekibin başındaki fumito ueda'yı unutmamak gerek;hatta kow otani'ye de yaptığı şahane enstrümental parçalar için teşekkür etmek lazım.
    burada oyunun başındaki isim olan fumito ueda'yla yapılmış bir röportaj var.ico'yu da oynamış olanlar için daha fazla anlam ifade edecektir sanırsam:

    http://www.wired.com/…0,70286-0.html?tw=rss.culture

    burada da oyunun piyasaya sürülmüş olan nefis original sound track'inde yer alan parçaların listesi var:

    01) prologue ~to the ancient land~
    02) withdrawn art
    03) law
    04) black blood
    05) resurrection
    06) sign of the colossus
    07) monstrous people ~fight with colossus~
    08) opened path ~fight with colossus~
    09) end of the battle
    10) idol collapse
    11) green hill
    12) violent encounter ~fight with colossus~
    13) resurrected power ~fight with colossus~
    14) lakeside
    15) silence ~fight with colossus~
    16) fear of power ~fight with colossus~
    17) wander's death [game over]
    18) the farthest land
    19) a shadow coming closer ~fight with colossus~
    20) messenger from behind ~fight with colossus~
    21) counter-attack ~fight with colossus~
    22) buried dragon
    23) closed city
    24) released guardian ~fight with colossus~
    25) separation with despair ~fight with colossus~
    26) prayer
    27) swift horse
    28) gate watcher in the ruins ~fight with colossus~
    29) sanctuary
    30) demise of the ceremony ~fight with demon colossus dormin~
    31) chaser
    32) first sign of revival
    33) epilogue ~those who remain~
    34) wish
    35) on the land of happiness
    36) memory
    37) wilderness
    38) voice of the earth
    39) wetlands
    40) anger
    41) last battle
    42) the farthest land (theme reprise)


    (fragman - 3 Nisan 2006 17:14)

Yorum Kaynak Link : shadow of the colossus