• "yeşilköyde canlı müziği çok eğlenceli bi abla ve abinin yaptığı düzgün mekan."
  • "the rolling stones gibi süper bir grup ismine yapılmış gereksiz kısaltma."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bir sylvia plath şiiri..

    this is the city where men are mended.
    i lie on a great anvil.
    the flat blue sky-circle

    flew off like the hat of a doll
    when i fell out of the light. i entered
    the stomach of indifference, the wordless cupboard.

    the mother of pestles diminished me.
    i became a still pebble.
    the stones of the belly were peaceable,

    the head-stone quiet, jostled by nothing.
    only the mouth-hole piped out,
    importunate cricket

    in a quarry of silences.
    the people of the city heard it.
    they hunted the stones, taciturn and separate,

    the mouth-hole crying their locations.
    drunk as a foetus
    i suck at the paps of darkness.

    the food tubes embrace me. sponges kiss my lichens away.
    the jewelmaster drives his chisel to pry
    open one stone eye.

    this is the after-hell: i see the light.
    a wind unstoppers the chamber
    of the ear, old worrier.

    water mollifies the flint lip,
    and daylight lays its sameness on the wall.
    the grafters are cheerful,

    heating the pincers, hoisting the delicate hammers.
    a current agitates the wires
    volt upon volt. catgut stitches my fissures.

    a workman walks by carrying a pink torso.
    the storerooms are full of hearts.
    this is the city of spare parts.

    my swaddled legs and arms smell sweet as rubber.
    here they can doctor heads, or any limb.
    on fridays the little children come

    to trade their hooks for hands.
    dead men leave eyes for others.
    love is the uniform of my bald nurse.

    love is the bone and sinew of my curse.
    the vase, reconstructed, houses
    the elusive rose.

    ten fingers shape a bowl for shadows.
    my mendings itch. there is nothing to do.
    i shall be good as new.


    (crawling king snake - 3 Ocak 2011 22:19)

  • comment image

    türkçesi:

    taşlar

    insanların onarıldığı bir şehirdi bu.
    büyük bir örste uzanmıştım.
    yassı mavi gök çemberleri

    uçtu bir bebeğin şapkası misali
    düştüğüm zaman ışıktan dışarı. girdim
    midesine umursamazlığın, sözsüz dolaba.

    eksiltti beni havan tokmaklarının anası.
    durgun bir çakıl oldum.
    o göbeğin taşları huzurluydu,

    mezar taşı sessizliğinde, itilip kakılmayan.
    sadece ağız boşluğu ötüyordu
    tebelleş cırcır böceğinin,

    sessizliklerin bir avında.
    bu kentin halkı duydu bunu.
    avladılar taşları, suskunca ve ayrı ayrı,

    haykırır mevzilerini ağız boşlukları.
    bir cenin gibi sarhoş
    soğururum karanlığın lapasını.

    kucaklar beni yemek boruları. süngerler öpüp uzaklaştırır likenlerimi.
    mücevher ustası götürür keskisini manivela misali
    açmak için taştan bir gözü.

    cehennem-ertesidir bu: görürüm ışığı.
    o ihtiyar kuruntucunun, kulak odasının
    tıpasını çıkarır bir rüzgâr.

    su yumuşatır çakmaktaşı dudağı,
    ve yayar duvara günışığı aynılığını,
    rüşvetçiler neşeli,

    isıtarak kerpetenleri, kaldırarak narin çekiçlerini.
    bir akım altüst eder telleri
    volt volt. dikişler kapatır yarıklarımı.

    pembe bir gövde heykeli taşıyarak geçer işçinin biri.
    ardiyeler tıka basa dolu kalplerle.
    yedek parçaların şehridir bu.

    kauçuk gibi tatlı kokar kundaklanmış bacaklarım ve kollarım.
    burada iyileştirilir başları, ya da diğer uzuvları.
    cuma günleri küçük çocuklar gelir

    kancalarını ellerle takas etmeye.
    ölü adamlar bırakır gözlerini başkalarına.
    çıplak hemşiremin üniformasıdır aşk.

    bedduamın kemiği ve kirişidir aşk.
    onarılmış vazoya yerleştirilmiş
    o nadir gül.

    on parmak oluşturur gölgelerin bir kâsesini.
    yamalarım kaşınır. yapacak bir şey yok.
    yeni gibi iyi olacağım.

    sylvia plath (1932-1963, abd)
    çeviren: ismail haydar aksoy


    (crawling king snake - 4 Ocak 2011 20:34)

  • comment image

    ismi ve konsepti arasında bir bağlantı bulunmayan mekandır. bilmediğim bir mekana gitmeden önce genelde ekşiye bakarım, bu sefer de öyle yaptım ama işe yarar pek sonuç çıkmadığı için izlenimlerimi sizlerle paylaşacağım. `ben yandım siz yanmayın`

    şimdi ön bilgiler: mekan yeşilköy'de, adı the stones, konsepti canlı müzik (sorulduğunda hep gitardan bahsediliyor, bunu aklınızda tutun )

    tahminim: nezih bir ortam, aşırı gürültülü olmayan hoş bir bar-pub ortamı, türkçe ve yabancı rock, pop, şanslıysam jazz a kayan easy listening tarzı müzik.

    gerçekler: mekan yeşilköyde :) adı the stones. konsept: yalan dünya dizisinde izlediğin pavyon!

    mekana bi girdik ve ilk şoku yaşadık. yukarıda belirttiğim beklentilerle girdiğim mekanda bizi karşılayan müzik "aman adanalı...", düğün salonundan fırlamış tipler göbek atıyor, sakallı abiler rakı içiyor.

    masalar çok sıkışıktı, ama ctesi akşamı olduğu için bunu nispeten makul karşılayabilirim, her ne kadar gerçekten hoş diyeceğim hiçbir mekanda böyle olmasa da... herneyse bütün akşam arabesk ve bazı popüler şarkıların düğün salonu versiyonları ile geçti. bu arada sahnede bir solist demeye dilim varmadığı için şarkıcı/türkücü diye niteleyebileceğim arkadaş, bir darbuka, bir kanun ve bir de gitar. darbuka ve kanun tamam da o gitar oraya niye konmuş anlayamadım. çalınan bütün parçalar bağlamaya daha yatkındı mekanda, dolayısıyla gitarın amacı bana göre konsepti olduğundan farklı göstermekten başka birşey değildi. hele sezenden bir parçayı kendilerince yorumladılar ki aklıma gelen ilk şey sezen bunu bilse yazar mıydı o parçayı oldu..

    mekan acayip gürültülü, birbirinizi duymanızın imkanı yok. abartı falan değil birkaç defa peçeteye yazarak haberleştik. biralar 14-16 arası. canlı müzik yapan mekan için makul diye düşünülebilir ama orda da bir cinlik var. hem birayı 15 tl ye satıyorlar, bir de kişi başı 15 tl müzik parası alıyorlar ki yuh dedim.

    sonuç benim için ilk ve muhtemelen son oldu. ama alay falan değil bahsettiğim tarzda müzik ve eğlenceden hoşlanıyorsanız mekan sizi eğlendirir.


    (kendihalindebiradam - 11 Kasım 2012 11:04)

Yorum Kaynak Link : the stones