Süre                : 1 Saat 25 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Haziran 1991 Cuma, Yapım Yılı : 1991
Türü                : Komedi,Cinayet
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Paramount Pictures
Yönetmen       : David Zucker (IMDB)
Senarist          : Jim Abrahams (IMDB)(ekşi),David Zucker (IMDB),Jerry Zucker (IMDB)(ekşi),David Zucker (IMDB),Pat Proft (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Leslie Nielsen (IMDB)(ekşi), Priscilla Presley (IMDB)(ekşi), George Kennedy (IMDB), O.J. Simpson (IMDB)(ekşi), Robert Goulet (IMDB)(ekşi), Richard Griffiths (IMDB)(ekşi), Peter Mark Richman (IMDB)(ekşi), Peter Van Norden (IMDB)(ekşi), Colleen Fitzpatrick (IMDB), Alexander Folk (IMDB), Cliff Bemis (IMDB), Mel Tormé (IMDB), Zsa Zsa Gabor (IMDB), Bill Chemerka (IMDB), 'Weird Al' Yankovic (IMDB), Gina Mastrogiacomo (IMDB), Don Pugsley (IMDB), Manny Perry (IMDB), Raynor Scheine (IMDB), John Fleck (IMDB), Jennifer Segal (IMDB), David Zucker (IMDB), Robert K. Weiss (IMDB), Nathaniel Bellamy Jr. (IMDB), Prince Moore (IMDB), Lisa Nunziella (IMDB)

The Naked Gun 2½: The Smell of Fear (~ Çiplak silah 2½ - Korkunun kokusu) ' Filminin Konusu :
Absürd güldürü ekolü ZAZ ın yarattığı televizyon dizisi Police Squad dan yola çıkarak yine ZAZ cılar tarafından gerçekleştirilen serinin ilk filmi, sakar dedektif Frank Drebin in izleyeni kahkaha komasına sokan serüvenlerini beyazperdeye taşıyor. Kahramanımızsa bu bölümde, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth?e düzenlenecek suikastı önlemeye çalışıyor.


  • "kucuktum ufaciktim, seyredip seyredip tirsardimtrt zamanindan kalma bi gerilim dizisi, bi bolulmde 2-3 kisa hikaye olurduigrenclik yapmadan gusel gusel gererdi"




Facebook Yorumları
  • comment image

    kucuktum ufaciktim, seyredip seyredip tirsardim
    trt zamanindan kalma bi gerilim dizisi, bi bolulmde 2-3 kisa hikaye olurdu
    igrenclik yapmadan gusel gusel gererdi


    (stregocia - 2 Nisan 2000 09:23)

  • comment image

    bir de kavram karma$ası ya$anan bölüm vardı, çok süperdi.

    (adam bir gün uyanır i$e gitmek üzere tra$ olur giyinir, alt kata iner)
    - hayatııım!!
    - günaydın robert! dinazorunu yedin mi?
    - ?????!! neyimi yedim mi???
    - dinazorunu?? hayatım noldu bi garipsin??
    - ne dinazoru ya ne diyorsun sen? dinazor minazor yemedim ben!
    - sevgilim sakin ol! ne oldu sana? niye kızgınsın? ben naptım sana? (kahvaltıyı i$aret eder) bak senin için yapmı$tım...(üzülür)
    - ?? kahvaltı yemedim evet. ama dinazor yenmez ki!
    - robert sen iyi misin?
    - noldu ki?
    - önce dinazorunu yemeği reddediyorsun , sonra da kahvaltıyı yemekten bahsediyorsun.. kahvaltı yenecek bir$ey değildir.. bir pancara gidelim..
    - ... pancar mı? doktor demek istiyosun herhalde...
    - hayır hayatım, doktorunu dün ütüledim, onla bi alakası yok. pancara gitmemiz gerek...
    - lisaaa!!!! (kızı sarsar) söyle bana "kahvaltı" ne demek???!!
    - hayat..
    - cevap ver!!!
    - (kızda dumur olmuş bi ifade vardır) b.. bi.. bir renk...
    - renk mi? ne rengi? (kız kırmızı bir kupayı gösterir)
    - hayırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr!!!!!!!!!!!
    (bütün kavramların değiştiği bir sabah uyanmı$tır adamımız)

    hatırladığım tek bölümüydü. çok ba$arılıydı, yeniden verirlerse mutlu olunacak bir dizi.


    (rofw - 7 Eylül 2002 00:10)

  • comment image

    morgan freeman'ı ilk burda görmüştüm. bir bölümünde adam hapishaneden kaçmak için morgdaki görevliden yardım istiyor. kendisi de hapishanede ölenleri morg'a taşıyor. bir ölüm oluğunda görevli onu tabuta koyacak. cesetle birlikte gömülecek, herkes gittikten sonra da görevli mezarı kazıp adamı kurtaracak. (yalnız görevli miydi morgan freeman diğeri mi şimdi hatırlayamadım) adamımız tabuta giriyor. insanlar gelip tabutu götürüyor ve gömüyor. sonra da adam tabutun içinde bir kibrit yakıyor. yanına dönüp bakıyor ve onu ordan çıkaracak görevlinin tabutta olduğunu görüyor. çığlıklarla kamera yukarı kayıyor, toprağın üstüne, kadrdaki hapishaneye zoom esnasında çığlıklar giderek uzaklaşıyor. ve son...


    (clown - 10 Mayıs 2000 02:00)

  • comment image

    dizinin 1985 ve 2002 tarihli farklı versiyonları da vardır ancak benim gözümde 1959'dan 1964'e kadar sürmüş olan orijinal serisi en güzelidir. ancak bu serinin ilk sezonunun bırakın türkçeyi, ingilizce altyazısı bile bulunmuyor. ilk yedi bölümünü dinleyerek elimden geldiğince çevirmeye çalıştım. ne zaman olacağını bilmemekle beraber, sezonu tamamlamak niyetindeyim. izlemek isteyip de altyazısı olmadığı için izleyemeyen varsa buyursun:

    http://divxplanet.com/…14187/the-twilight-zone.html


    (ucurtmabayramlari - 12 Kasım 2010 18:19)

  • comment image

    ucan kusa borcu olan genc bir kari kocanin evinin kapisini takim elbiseli bir adam calar. elinde bir fanus vardir.
    adami iceri alirlar ve adam anlatmaya baslar. cantasindan bir fanus cikarir:
    "bu fanusun icinde kirmizi bir dugme var. bu dugmeye basmanizi istiyoruz. dugmeye bastiginiz takdirde, hic tanimadiginiz biri olecek, ve size $200,000 vericez. yarin tam bu saatte tekrar gelicem, ne olursa olsun dugmeyi sizden geri alicam."
    adam sozlerini bitirir ve evden cikar.
    kadin kocasini bekler ve olayi anlatir. adam cok sinirlenir ve buyuk bir kavga cikar. sakinlestikten sonra fanusu acarlar ve dugmeyi seyrederler butun gece.
    "bassak mi basmasak mi" belirsizliklerinden sonra en sonunda kadin dugmeye basar.
    takim elbiseli adam, soyledigi saatte gelir:
    "dugmeye bastiniz"
    "nerden anladiniz?"
    "anlamiycagimizi mi sandiniz? dugmeye bastiniz, ve hic tanimadiginiz biri oldu. buyrun size $200,000."
    fanusu kapatir ve alip kapiya dogru ilerler.
    kapida kadin "nereye goturuyorsunuz dugmeyi?" der meraktan.
    "hic tanimadiginiz birine."


    (ekmek - 29 Ocak 2003 15:05)

  • comment image

    bu enfes dizinin bir bölümünde saç dökülmesinden muzdarip olan kahramanımız, saç ektirmeye karar verir. saç ektirme şirketine gider, ektirebileceği en uzun, en güzel saçları ektirir. sabah kalktığında bi bakar ki upuzun saçları çıkmış, şahane karizma olmuş. yeni saçlarından aldığı gaz ile hemen kız arkadaşlarından birini baştan çıkarır elemanımız.
    adam ertesi sabah kalktığında ise daha bi fazla saçlandığını görür ; yanağından, burnunun üstünden, dişetlerinden saçlar çıkmaya başlamıştır. öndişlerinin arasından çıkan bir saç telini kesip büyüteç altında incelediğinde, saç telinin aslında minik bir yılan olduğunun farkına varır esas eleman.
    derhal saç eken şirkete hesap sormaya giden adamımız acı gerçekle karşılaşır:
    o şirket aslında uzaylıların insanlardan beyin sıvısı almak için kurdukları bir kuruluştur. adamımızın bir "sağma" odasına nakledilmesi ile biter bölüm.


    (zunta - 8 Şubat 2003 22:37)

  • comment image

    beynimin başka bir köşesinde bir kaç ayrıntısını bulduğum başka bir bölümünde ise yine korku öğesi olarak bir araknid kullanılmıştır:

    iki tane kardeş yıllar sonra babalarının gizli deneyler yaptığı laboratuvarını keşfeder. laboratuvarda inanılmaz boyutlarda sebzeler ve meyveler bulunmaktadır. kendi boylarında hıyarları gören kardeşler önceleri şaşırırlar "lan bizim başka kardeşimiz varmış" diye (hah hah latife yaptım). kocaman pırasaların, domateslerin arasından geçen kardeşler babalarının notları ve günlüğünü bulurlar. günlük, babalarının "bu gün böcekler üzerinde yaptığım deneyin sonuçlarını kontrol edeceğim" notu ile bitmektedir. meraklarına doyamayan kardeşler laboratuvarı biraz daha incelerler ve böceklerin olduğu kısıma gelirler. etrafta hiç bir böceğe rastlayamayan kardeşler tam oradan ayrılmaya karar vermişlerdir ki, karanlık bir köşeye yuva yapmış dev bir örümcek kardeşlerden birini kapıverir. bu bölüm de diğer kardeşin altına doldura doldura kaçması ile sonlanır.


    (zunta - 8 Şubat 2003 23:38)

  • comment image

    bir bölümünde adamın biri işe bir yere giriyor,temizlik malzemelerinin konduğu şu odalar gibi bişii yada tuvalet,çıktığında herşey değişmiş oluyor,karısı kimse tanımıyo bunu,çok afedersiniz göt gibi kalıyodu,uzun yıllar böle biryerle girince çıktığımda herşeyi aynı bulamama paranoyası yapmıştım.ayrıca ah belinda da bundan araktır büyük ihtimalle


    (trenchkot - 8 Aralık 2000 00:48)

  • comment image

    daha sonra bu diziden arak bir cok basarili film yapildi. the truman show da bunlardan biridir. ve de en guzel bolumlerinden birsiydi. adam uyanip tiras olmak icin ayna karsisina gectiginde ayna dusuyordu ve o an arkasinda bir kamera oldugunu goren adam henuz dumur asamasındayken iceriye elinde matkapla bir adam dalip aynayi tamir ediyor ve banyoyu terk ediyordu. adamimiz israrci davranip agzindan lafi kaptiginda hayatindaki her şeyin bir dizinin parcasi oldugunu ogreniyordu. ona devam etmek isteyip istemedigi soruldugunda ise hayir diye cevapliyordu. yuklu bir cek alip evine dondugunde ne karisi ne de arkadasi kalmamisti. cunku tanidigi herkes dizinin kadrolu calisanlariydi. daha sonra ise matkapli adam evdeki kameralari toplamaya geliyordu ve bir sure konustuktan sonra adamimiz "tam da alismistim" diyordu. matkapli adamin cevabi ise kisik sesle "sen gene de pek emin olma" seklindeydi.


    (undone - 17 Mayıs 2001 23:17)

  • comment image

    bir bölümünde de ilkokul çağındaki bir çocuğun yatağının altından siyahlara bürünmüş bir adam peydah olup "ben yatakaltı canavarıyım. sahibime dokunmam. sen benim sahibimsin. sana dokunmam..." repliği ardından dışarıya uzar. çocuk ise okulda ertesi gün birilerinin başına siyah giysili bir adam tarafından kötü şeyler geldiğine dair bir sürü hikaye duyar. olaylar bir, iki vs. devam ettikten sonra asıl çocuğumuz kendisini sürekli tehdit eden bir grup çocuğa gecenin bir vakti parkta buluşup meseleyi halletmeyi önerir. gecenin bir vakti bizimki parkta sakin sakin beklerken diğer çocuklar korkarak gelirler ama çocugun arkasında bir şey görüp kaçarlar. çocuk arkasını döndüğünde siyahlı adamımızı görür ve gülümser. adam ise çocuğu yakasından kaldırır ve çocuğun "ama, ama.."sına karşılık şöyle konuşur: "ben yatakaltı canavarıyım. ama başka bir yatağın..."


    (hal - 11 Ocak 2002 16:19)

Yorum Kaynak Link : the twilight zone