The Night of the Hunter (~ Caniler avcisi) ' Filminin Konusu : Ben Harper (Peter Graves ) 10.000 dolar için cinayet işliyor. Parayı sakl›yor ve kızı Pearl ile oğlu John'a paranın yerini kimseye söylememelerini tembihliyor. Anneleri ile bile bu konuyu konuşmalarını yasaklıyor. Hapiste asılmayı beklerken hücre komşusu Preacher (Robert Mitchum ) ile konuşmaya başlıyor. Paranın yerini soruyor ancak Ben bu tip olaylara hazırlıklı olduğu için cevap vermekten kaçınıyor. Preacher hapisten çıkınca Ber'in evini ve sakladığı paralarını bulmaya çalışıyor.
Double Indemnity(1944)(8,3-124194)
The Third Man(1949)(8,2-143388)
Notorious(1946)(8,0-84878)
Strangers on a Train(1951)(8,0-112281)
The Big Sleep(1946)(8,0-72528)
The Killing(1956)(8,0-72137)
Touch of Evil(1958)(8,0-91874)
The Big Heat(1953)(8,0-20092)
Laura(1945)(8,0-37671)
In a Lonely Place(1950)(8,0-21720)
Out of the Past(0)(8,0-34835)
Anatomy of a Murder(1959)(8,0-53074)
küçük oyuncular çok iyiler, özellikle saf küçük kız çok şirin. filmdeki hafif gerilim hitchock filmlerini hatırlatıyor. vaiz karakteride m filmindeki sapıkla benzer öğeler taşıyor.
(ekruli - 30 Eylül 2006 09:02)
buyuk bir kismi(nehir sahnesi dahil) studyoda cekilmis goruntu yonetmenligi harikasi film.
(iyikemik - 7 Ocak 2007 17:35)
istanbul modern sinema'da 8-31 ocak günleri arasında sunulacak "robert mitchum ve cool'un doğuşu" baslikli programda caniler avcısı adiyla gosterilecek film. psikopat vaiz ve yasli cadimtirak kadin aslen iki ayri insanlik gorusunu sembolize etmektedirler. vaizinki surekli insanin dogasinda bulunan ve birbiriyle didisen iyilik ve kotuluk kavramlarini gurestirdigi iki eli ve habil ve kabilden dem vurdugu vaazlariyla diyalektik gibi dursa da aslinda sadece kotulugun kazandigi ve karanligin hukum surdugu bir dunyaya pupa yelken gidisi simgelemektedir. yasli cadimtirak kadin ise her insanin iyi oldugu ve firsat verildiginde iyiyi sececegine dair humanist bir yaklasim icindedir. ve ikisinin karsilikli ayni ilahiyi soyledikleri sahne kadinin adama bir meydan okumasi ve zaptedilmis bir kaleyi kendi yontemlerince geri almasidir. adamin bir bataga cevirdigi sapkin inancini kendi temiz evine cekerek yok etmesidir.
(slothics - 17 Ocak 2009 12:51)
donemin alman sinemasindan fazlaca etkilenmi$ bir filmdir. zaten 2. dunya sava$i sirasinda almanya'dan hollywood'a kacan beyinlerin uzantisidir bu tarz filmler. modern bir hansel ile gretel hikayesi ama 1955 yapimi. alakasiz olacak belki ama bu filmi renklendirmeye cali$tilar mi hic ara$tirmadim. ama olmaz. olamaz yani bu filmin renklenince ayni tadi vermesi.. bu filmi izleyip de robert mitchum'dan tirsmami$ bir insan evladi olabilecegini sanmiyorum. ama cocuk heyecani ve meraki ile izleyeceksin, oyle vakit gecsin diye izlememek lazim bu filmi.. yillar once izlemi$tim, az evvel yine izledim, ayni heyecan, ayni gerilim... film surukluyor i$te ne yaparsin.
(karaktersiz - 14 Ocak 2010 05:47)
empire dergisinin; " this is the film equivalent of the one-great-album-band-split-up-never-get-shit punk ethos " diye sözettiği, charles laughton'un ilk ve son filmi. klasiğin daniskası.
(bad astronaut - 16 Aralık 2002 20:46)
gelenekçi ve ruhban sınıfına odaklı din ile insanın iç dünyasından, hissedişten ve akıldan beslenen bi nevi tahkiki imanın savaşının kaydıdır the night of the hunter. ortaçağın günahını çıkarırcasına, cadı olarak addedilebilecek yaşlı teyze ve ihtirasları için dini kullanan kadın düşmanı mitchum the ruhban. ortaçağda mitchum'un borusu ötüyor, halkı istediği gibi yönlendirebiliyordu fakat aydınlanma ile birlikte savaşın galibi vicdanlı 'cadı' oldu. halk ise her zamanki gibi, günün şartlarında ortalama algısı neyi kabul ediyorsa onun peşinde gollum. dün cadıyı yakıyordu, bugün ruhbanı.işin ehilleri için altından girilip üstünden çıkılabilecek bir altmetin deryasıdır film o ayrı da, sinema dili açısından da eşsiz yahu. dışavurumculuk tamam ama orda durmuyor ki film. şu nehir altı sahnesi nedir aga? ahır sabahı atlısı? kötülüğün yaklaştığını kodlayan ilahi ve cadı teyzenin karşı ilahisi? yukarı da dini noir denmiş, hehe öyle sanırım.
(dwight - 19 Şubat 2011 11:44)
robert mitchum ustadan gece gece korkmamı ve tiksinmemi sağlamış filmdir. o bakışlar, o konuşma, gülüşündeki o şeytanilik ve sinsilik, bir elinde iyilik yazmasına rağmen içinde zerre iyilik barındırmaması... mitchum sağlam oynamış. epey bir geriyor. zaten mitchum hapisten çıkıp "gidip bulalım şu parayı" diye düşünerek yola düştüğünde gerilim başlıyor. çocukları bulacağına ve onlara zarar vermeye çalışacağını biliyoruz zira. gerilim de yukarıda belirtildiği gibi alfred hitchcock'un gerilimlerini akla getiriyor. başarılı bir filmdir özetle. aktör charles laughton ilk ve tek yönetmenliğidir. halbuki devam etseydi ne eserler koyardı önümüze. bu filmden yedi yıl sonra vefat etmiş kendisi. neyse özetle izlenesi bir film. özellikle hala masallara kayıtsız kalınamıyorsa bu film muhakkak görülmeli. zira film her anıyla bizlere anlatılan o masalları (özellikle hansel ve gretel) akla getiriyor.
(sherlock holmes 90 - 13 Nisan 2012 00:47)
iyi ve kotuyu ayirmasi ve sonunda kotuyu cezalandirmasiyla "masal tadinda" seklinde nitelendirebilecegimiz film. gorsel olarak ekspresyonist uslup tasir. filmdeki iyi kotu kutuplasmasi ve ekspresyonist sanattaki gibi isik golge zitlasmasi, uslup ve icerigin uyumu olarak degerlendirilebilir. yapildigi zaman ticari bir hayal kirikligi olmustur. cekildigi zamanin toplumuna derin bir elestiri olarak da okunabilir.
(mccormick - 14 Kasım 2004 13:05)
robert mitchum ortalıkta vahşi bir hayvan gibi dolanır bu filmde, şarkılar söylerken bile ürperticidir.
(neen - 11 Temmuz 2005 14:53)
film noir dediğinde sayılmış öğelerin dışında yozlaşmış iktidar olur. polis ise şerrefsiz polistir, rüşvet alır, zenginse parasını şerrefsizlik yaparak kazanmıştır. bu öğeler de pek görülmez night of the hunter da.ha bir yozlaşma unsuru olarak robert mitchum'un dini kötüye kullanması desek, o da kişisel psikopatlıktan kaynaklanan bir durumdur. dolayısıyla dini noir da ne derece isabetli bir tespit bilemeyeceğim.esasen night of the hunter bir masaldır, kabustur. kötü cadı yerine robert mitchum'dan kaçar çocuklar, öksüz kalırlar, kelimenin tam anlamıyla dere tepe düz giderler ve cadının tam tersi diyebileceğimiz yaşlı kadının evinde kendilerine yeni bir yuva bulurlar. gerisi mitchum ile kadının ego savaşı gibidir, final ise, onu açıklamaya benim gücüm yetmiyor, her izlediğimde nefesim kesiliyor.eğer çocukken dinlediğiniz masalların sizde yarattığı etkiyi özlüyorsanız akşam ışıkları kapayın, bir battaniyenin altına girin, salep içip izleyin bu filmi.
(caponsever - 26 Temmuz 2005 03:01)
Yorum Kaynak Link : the night of the hunter