• "kokain in argodaki adı.(bkz: christoph daum)."
  • "tadı kurutulmuş ekler pastaya benziyor bunun kesinlikle, uzun zaman düşündükten sonra buldum. şahsına münasır çok lezzetli aburcubur, bayılıyorum seni."
  • "bunu tek bir kırıntı dökmeden yiyebilen kişi nirvanaya ulaşmıştır artık, yakında üçüncü gözü falan açılır, o kadar zordur yemesi."
  • "eski bir gofret gibi bir şeyin markası parlak jelatinli kabının üzerinde koko yazardi, sinemalarda satılan cinsten bir tatlı idi.*papağan versiyonu çok daha güzel ama."




Facebook Yorumları
  • comment image

    annem eve koko alıp geldiğimi görünce hemen odanın ortasına örtü sererdi. ben de şartlanmış gibi gider örtüye oturur öyle yerdim. bazen de bana jest yapardı, odaya girdiğimde örtü ve üzerinde açılmayı bekleyen bir adet koko görürdüm. hemen gider örtünün üzerinde yerdim. banyoya da kum kabı koysa tam olacakmış. kedi olmuşum koko sevdasına, mal olmuşum. şimdi yeni yeni anlıyorum.


    (sir gawain - 12 Kasım 2009 10:39)

  • comment image

    ülkemizdeki en büyük underground abur cuburlardan. böyle reklamı yok, tanıtımı yok. ağızdan ağıza bile yayılan bir şöhreti var denemez. hiç arkadaş grupları arasında lafının geçtiğini hatırlamam bunca yıldır. lakin azımsanmayacak bir kitle tarafından biliniyor. müthiş basit bir de pazarlama yöntemiyle: kuruyemişçilerin kaldırıma taşmış tezgahlarının en ucuna iliştirilip gözünüze sokuluyor. hiçbir zaman koko almak için sokağa çıkmıyorsunuz mesela. herhangi bir çikolatalı bisküviyi de almak için özellikle dışarı pek çıkmazsınız ama markete, bakkala gidecekseniz "gitmişken şundan da alırım" diye aklınızın bir ucuna iliştirirsiniz. koko'da bu olmuyor işte. onunla karşılaşmanız hep tesadüfi. hani dili olsa geçin karşısına "aaaa inanmıyorum koko! ne tesadüf ya hah haaay. eee naber?" diye sohbete dalın. işte böyle tesadüf eseri hızlı bir tempoyla bir yerlere yetişirken önünden geçebiliyorsunuz bu meretin sadece ve öyle de bir albenisi var ki ne ara içeri girdiniz, ne ara para ödediniz siz ne olduğunu anlayamadan elinizde kokolarla yürürken buluyorsunuz kendinizi birden. bazen de öylece yürüyüp gittiğiniz oluyor ve bu sefer de yol boyunca "tüh ulan niye almadım ki böhüüü" diye azap duyuyorsunuz.


    (canned - 21 Ekim 2011 19:07)

  • comment image

    kuruyemişçilerin önündeki hasır sepetlerde veya kutularda yerini aldığı an, kışın geldiğinin anlaşıldığı ana tekabül eder. zira ilkbahara doğru ortadan kaybolan bu nefis şey, sonbahara kadar hiçbir yerde bulunmaz.*

    tıpkı şemsiye çikolatalar ve para çikolatalar gibi, reklamsız/tanıtımsız, inceden inceden sonsuza kadar varlığını sürdürsün, üretimden kalkmasın, dinimiz amin.


    (thinkabout - 29 Ağustos 2012 20:30)

  • comment image

    güney amerika'da yetişen bir ağaç türü. kokain denen madde bu ağacın yapraklarından elde edilen özsüt ile yapılır. bir belgeselde izlemiştim bolivya da kırsal kesimde bulunan bir altın madeninde en ilkel şartlarda çalışan işçiler, madene girmeden önce koko ağacının yapraklarını çiğniyorlar, yapraklarda bulunan bir madde kalp atışını yavaşlatıyormuş yaşamak için gerekli olan oksijen miktarının sadece % 40 - 50 kadarına ihtiyaç duyuyormuş. bu sayede oksijen tüpü, maske vs. araçlar kullanmadan, ben türküm bana bir şey olmaz dercesine madenin yüzlerce metre altına iniyorlardı.


    (killing spree - 1 Temmuz 2013 03:16)

  • comment image

    neden kuruyemişçi önünde satıldığını çözemediğim kurabiyemsi hede.yani bu, dükkanın içinde satılamaz mı? satılsa tılsımı mı bozulur ? ya da diğer çikolata ve bisküvi çeşitleri niye içerde satılır çözemedim. tüm kuruyemişçiler sözleşmişler mi? yoksa bu da sigarayı tuvalette içmek,büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atmamak gibi milli hasletlerimizi mi yansıtır? akıl sır erdiremedim.evrenin sırrı, hayatın anlamı bu olsa gerek!


    (grinder - 30 Mart 2004 22:57)

  • comment image

    alaska ve frigo ile beraber sinemaların kattığı bir kültürdür koko. yalnızca kuruyemişçilerin sepetlerinde muhtemelen mekanın dışında terk edilmiş olarak sunulmaktadır ama bunun fanatikleri bilirler ki tadı mükemmeldir. bende kokonun neden bakkallarda veya süpermarketlerde satılmadığını anlayamıyorum.


    (comforteagle - 4 Şubat 2005 03:51)

  • comment image

    bunu tek bir kırıntı dökmeden yiyebilen kişi nirvanaya ulaşmıştır artık, yakında üçüncü gözü falan açılır, o kadar zordur yemesi.


    (gebura - 26 Aralık 2005 23:27)

  • comment image

    eski bir gofret gibi bir şeyin markası parlak jelatinli kabının üzerinde koko yazardi, sinemalarda satılan cinsten bir tatlı idi.*
    papağan versiyonu çok daha güzel ama.


    (laos - 10 Ocak 2002 14:06)

Yorum Kaynak Link : koko