Süre                : 1 Saat 23 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Haziran 2013 Çarşamba, Yapım Yılı : 2013
Türü                : Döküman,Biyografi,Tarih,Spor
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  Goldcrest Capital , Media Square Films , New Black Films
Yönetmen       : James Erskine (IMDB)(ekşi), Zara Hayes (IMDB)
Oyuncular      : Billie Jean King (IMDB), Virginia Wade (IMDB), Lornie Kuhle (IMDB), Bobby Wilson (IMDB), Cliff Richey (IMDB), Julie Heldman (IMDB), Rosemary Casals (IMDB), Gloria Steinem (IMDB), Chris Evert (IMDB), Larry King (IMDB), Walter Cronkite (IMDB), Martin Luther King (IMDB), John Lennon (IMDB), Yoko Ono (IMDB), Bobby Riggs (IMDB), Larry Riggs (IMDB), Margaret Court (IMDB), Judy Tegart Dalton (IMDB), O.J. Simpson (IMDB), Tony Trabert (IMDB), John Wayne (IMDB), Pancho González (IMDB), Don Budge (IMDB), Peaches Bartkowicz (IMDB), Nancy Richey (IMDB), Rod Laver (IMDB), John F. Kennedy (IMDB), Valerie Ziegenfuss (IMDB), Peachy Kellmeyer (IMDB), Ingrid Löfdahl Bentzer (IMDB), Pip Jones (IMDB), Bella Abzug (IMDB), Richard Nixon (IMDB), Jerry Perenchio (IMDB), Victoria Principal (IMDB), Sandra Giles (IMDB), Johnny Carson (IMDB), Betty Stove (IMDB), Ilana Kloss (IMDB), Helen Reddy (IMDB) >>devamı>>

The Battle of the Sexes (~ Battle of the Sexes) ' Filminin Konusu :
The Battle of the Sexes is a movie starring Billie Jean King, Virginia Wade, and Lornie Kuhle. A look at the events leading up to the 1973 tennis match between retired men's champ Bobby Riggs and the current women's Wimbledon winner...


  • "oyun, mücadele, cüret, set ve maç!"




Facebook Yorumları
  • comment image

    yakın tarihteki en iyi örneklerinden biri kuşkusuz 20 eylül 1973 billie jean king bobby riggs maçı'dır.. 30 yaşındaki bj, 55 yaşındaki eski wimbledon şampiyonu riggs'i 3-0 ezerek yenmiştir (ki aynı riggs bu maçtan üç ay önce dönemin 1 numarası smith-court'u 2-0 yenmiştir). bu maçı houston astrodome'da 30,472 seyirci izlemiştir ve bu da bir rekordur..


    (huger - 22 Aralık 2007 23:55)

  • comment image

    filmekiminde yerini almış bir diğer film. vizyon tarihinden ötürü dağıtımcı şirketin gözünde oscar yarışında gözden düşse de merak ediyorum. özellikle emma stone'un performansı merak uyandırıcı. stone'un adaylık alabileceğini düşünen eleştirmenler az da olsa var. diğer dallarda gelecek adaylıklara şimdilik sürpriz gözüyle bakılıyor.


    (lvtrier - 9 Eylül 2017 15:10)

  • comment image

    gene amerika'nın 2017 gündemine cuk oturan bir öykü bulmuş hollywood. özellikle jennifer lawrence "ben neden başrolü paylaştığım erkekten daha az para alıyorum?" sorusunu yüksek sesle sormaya başladıktan sonra kadın-erkek eşitliği sıkça konuşulmaya başlanmıştı hollywood'ta. para mevzusu, kadın-erkek eşitliği, üstüne lgbt... günümüzde hollywood'un gündeminde yer alan bu konuların hepsi filmde mevcut. fakat bu konuların hepsini derinleştirmeden, yüzeysel bir şekilde, komik tonu bozmadan aktarmaya çalışmışlar. dolayısıyla filmin bir kalıcılığı ve etkileyiciliği olmuyor. evet, sıkmadan izleniyor. emma stone da, steve carell da iyi oynamışlar. andrea riseborough'u da es geçmeyeyim. tenis maçları da heyecanlı. ama o kadar. en azından kötü bir film değil, sıkıcı olmaması da iyi.

    bu arada hatırladığıma göre 2016 kışında stone, la la land'in başarılı olmayacağını düşünüp bu filmin la la land'ten hemen sonra vizyona girmesini istemişti, ama sonra la la land başarılı olunca battle da bu eylüle ertelendi. stüdyonun beklentisi yüksek değildi, buna rağmen birkaç yerden adaylık geldi (altın küre zaten kaçırmayıp adaylığı verdi stone'la carell'a). belki fox searchlight filmi kasımda vizyona sokmuş olsa emma yarışta ciddi olabilecekti. ama eylülde vizyona girdiği ve yarışta da çok film olduğu için battle unutuldu gitti, iyi de oldu. zira emma'nın oscar'ının üstünden sadece 10 ay geçti.


    (sherlock holmes 90 - 20 Aralık 2017 12:46)

  • comment image

    onlarca sıkıntılı konuya değinmeye çalışırken (kadın hakları, cinsel özgürlük, medya, reklam, aile, toplum... ) filme derinlik katamayan ısmarlama senaryosuyla,

    başroldeki oyuncularının * * ismine, kalitesine güvenen ama onlardan performans almaya layık olamayan ucuz diyaloglarıyla,

    derdini bilal'e anlatır gibi anlatan ve seyirciyi 7 yaşındaki bir çocuk yerine koyan olay anlatma tekniğiyle,

    kendilerini daha önce ruby sparks ve little miss sunshine gibi güzelim filmlerle ispat etmiş olan yönetmenlerin bu filmi çekmeyi nasıl kabul ettiklerinin bulunamayan cevabıyla,

    kendini feminist zanneden her türden günümüz insanının suratına, sinema çıkışı bir zafer gülücüğü koydurma vaadiyle, gerçek aktivistlerin gerçek eylemlerini değersizleştirmeye katkı sağlayan,

    kısacası sanal aktivistlerin, feministlerin eşcinsellerin, kendini kenara köşeye atılmış hissedenlerin paralarını ceplerinden zorla değil de bilakis onların ayaklarıyla kendilerine gelip saçmasıyla almaya yarayan,

    bir garip sömürü filmi...


    (loveactually relax - 25 Aralık 2017 03:39)

  • comment image

    aslında hikaye derin ve güzel ama çok olağan yavan işlemişler. emma stone biraz kol falan çalışmış ama asla bir tenisçi gibi gözükmüyor. herhalde menajeri çok kaslanmasını istemedi.

    steve carell her zamanki gibi harika. filme enerji ve renk katmış. yine de film genel olarak bir konuya odaklanamıyor, her şey ortada öylece sürüyor ve bitiyor.


    (tarduk - 1 Ocak 2018 11:34)

  • comment image

    konuya odaklanma problemi olduğuna benim de katıldığım film. konu maçtan ziyade billie jean king'in hayatının bir bölümünü, cinsel tercihlerini gözden geçirişini anlatıyor. beklenen maça filmin son 30-40 dakikasında geliniyor. bir de kuaför sahnesi gereksiz uzatılmış, cinsel gerilim falan da yaratmıyor, şöyle bir filmden kopuyorsunuz.
    bunun dışında akıcı, sıkmadan kendini izleten bir film olmuş. kadın erkek eşitliğine vurgu yapması ama duygu sömürüsüne kaçmaması güzel. "kadınlar erkeklerden üstündür demiyoruz, kadınlar da erkekler kadar iyidir diyoruz"a vurgu yapılması feminizmi anlamayanlar için güzel bir cümle.
    filmin en ilginç karakteri bence de steve carrell'ın canlandırdığı bobby riggs'di. --- spoiler ---
    aslında öyle kadın düşmanı falan olmayan, tek derdi ünlü olmak olan bir kumarbaz. karısının da dediği gibi, kendine "erkek şovenist domuz" derken aslında karısından para alması yaptıklarının çoğunun ilgi çekmek için olduğunu ortaya koyuyordu.
    asıl kadın düşmanı, ondan çok daha tehlikeli biri olan kramer'dı. adamın bakışlarından bile aşağılama akıyordu. abv kramer, erkeklere 15,000 dolar, kadınlara 1,000 dolar ne yav?
    ---
    spoiler ---


    (wartenberg - 15 Ocak 2018 13:03)

  • comment image

    neyi anlatmak istediğine karar verememiş film. her şeyden azar azar hiçbir zaman işe yarayan bir fikir olmadı, bu film özelinde de olmamış. filmin pazarlanışı ve fragmanı farklı cinsiyetteki iki insanın maç öncesinde yaşadıklarıyla beraber maçta yaşananlardı. ancak film bu konuları anlatmakta geç kalıyor. bayan tenisçinin aşk hayatı, cinsel tercihinde yaşadığı ikilemler gibi konular hem fazlasıyla ön planda hem de değil. bu konular film bitince sadece olmak için olmuşlar. bizi bunları anlatırken kazanması gerekirdi bu film ancak ben ne yaşadığı ilişkileri, ne de maçın oynanmasındaki zorunluluğu anlatamamış. kadın-erkek arasındaki eşitsizlik konusu da son dönemde fazlasıyla göz önünde olan bir durum. hal böyle olunca film, bir nevi gündemi tekrarlamış.

    tenis sahneleri, steve carell'in canlandırdığı bobby riggs filmin ön plana çıkabilen parçaları. geri kalanı için pek bir şey söyleyemeyeceğim.


    (ruzgara karsi 1000 metre iseyen adam - 17 Ocak 2018 01:59)

  • comment image

    oyun teorisinin en temel kavramlarından birisi ve uzun yıllar boyunca farketmeden yaşadığımız bir durum.

    birbirlerinden farklı zevklere sahip olan kadın ve erkek beraber dışarı çıkıyorlar. erkek futbol maçına gitmek isterken, kadın konsere gitmek istiyor. bu kişilerin o akşam yapabileceği başka bir etkinlik yok. aynı zamanda beraber bir şey yapmayı birbirlerinden bağımsız yerlere gitmeye tercih ediyorlar. böylece aşağıda gözüken oyun durumu ortaya çıkıyor. parantez içinde yazılan rakamlar kişilerin durumdan alacakları hazın gücünü belirtiyor ve parantezin içindeki ilk rakam erkeğe ait.

    ...............................kadın

    ..........................konser............ maç

    e ......konser ........(1,2) .............(0,0)
    r
    k
    e .......maç ...........(0,0)............. (2,1)
    k

    görüldüğü gibi birbirlerinden farklı yerlere gitmeleri onlara hiç haz vermezken, aralarından birisinin diğerine uyum sağladığı durumda alınan haz artıyor ancak bu haz eşit olmuyor. bunun nedeni ise yukarıda verilen iki kişiden birisinin gidilen yerden daha çok haz alması.

    böyle bir durumun sonucu olarak basit oyunlarda olduğu gibi bir nash dengesine erişilmiyor ve erkeğin de kadının da istediğini yapması 2 farklı nash dengesi gibi gözüküyor. özet olarak gerçek bir dengeye erişmek mümkün olmuyor. bunun çözümü ise mixed strategies kullanmak. yani rakibimizin gidilebilecek iki yerden birisini seçme ihtimalini hesaplayıp bunu pay-offu ile karşılaştırmak. bunu yaparken de dikkatli olmak gerekiyor çünkü bu oyunda iki taraf da aynı anda karar veriyor ve yanlış yapılan bir hesaplama bizi (0,0) gibi optimal olmayan bir noktaya götürebilir.


    (headbang devil horns - 26 Şubat 2018 03:22)

Yorum Kaynak Link : battle of the sexes