felicity huffmanin yillar sonra baba oldugunu ögrenen bir travestiyi canlandirdigi 2005 abd yapimi, merakla bekledigim film.

(meerschweinchen - 4 Ekim 2005 19:55)

felicity huffman'a en azından bir oscar adaylığı getireceğine inandığım film. lakin akademi ödülleri için iyi kampanyalar hazırlayan miramax'ın eski patronları harvey ve bob weinstein filmin amerika'da ki dağıtım haklarını satın almıştır.

(tom ripley - 17 Kasım 2005 06:44)

felicity huffman ın oğlu rolünde air bud ların küçüğü kevin zegersin oynadığı film

(dorado - 18 Kasım 2005 13:59)

(bkz: http://www.transamerica-movie.com/)

(saddle - 26 Aralık 2005 05:49)

63uncu altin kure odulleri'nde felicity huffman hanimefendiye en iyi kadin oyuncu odulunu kazandiran film..

(freak - 17 Ocak 2006 10:20)

felicity huffmanın kesinlikle oscarı hakettiği süper film.o kadar iyi oynamışki bir an için bile olsa yok ya aslında bu bir kadın demiyor insan. filme gelince, tam bir kara mizah, güldüren sahneleri olmasına rağman hayatın gerçeklerini bir anda çarpıveriyor insanın yüzüne. mutlaka seyredilmeli.8/10

(venus - 19 Ocak 2006 00:43)

bu ay beşinci afm bağımsız film festivali sırasında gösterilecek olan, merakla beklenen yönetmenliğini duncan tucker'ın yaptığı kendi deyimiyle destansı arayış macerası^*

(montag - 5 Şubat 2006 13:34)

--- spoiler ---
amerikan dizilerine ilginç bir garnitür olan çocuklu transseksüel vakası (nip/tuck'taki yaşam koçu badiresi ve without a trace'in bir bölümü geliverdi hemen aklıma) bu kez ana yemek olarak sıcak sıcak servis ediliyor. yalnız bu kez, tam bir kan bağı sözkonusu. yani bu film, transseksüellikle ilgili ortada kuyu var yandan geç misali, dönüp duran tartışmaların göbeğindeki, üstünden atlanan, gözardı edilmek istenen tatsız olasılığı konu almış. isteyen istediğini kestirsin (pardon, tersyüz edip içine koydursun; (bkz: #9070640)) isteyen istediğini çevirip dışarı çıkarsın da, ya önceki evlilikler, çoluk çocuk varsa, onların hali nice olacak?
efendim, teknik ayrıntılara girmeden saygı ve tebriklerini sunmalıyım, zaten desperate housewives'ın da kanaatimce en sahici annesi olan felicity huffmann, oscar için açıkça tırmalamış, (artık kan yoksa para yok oscar'da, kadınsan erkek, charlize theron gibi huriysen cani olmadan ödülü koklatmıyorlar adama), film boyunca elini kolunu nereye koyacağını bir türlü bilememesi bir yana, sesindeki ayarsızlık o kadar ustaca sahici ki (ki muhtemelen, vice versa bir sahicilik bu, yani kadıncağız aslında dönme sesi çıkarmaya çalışıyor ve kadın olduğu için zorlanıyor), vesselam, kevin zegers'ın ergen naifliği, izleyicinin her an filme kendini fazla kaptıran babanneler gibi "baban ayol o senin, salak" diye diye yüreği ağzına gelse de, köfteyi bir türlü çakmaması falan, yenilip yutuluyor gayet.
film şahane, şahane olmasına da, başka şeylere takılıyor insanın aklı ister istemez. aman diyim, tam vaktinde doğmuşuz. çünkü, hagaten dünyanın çivisi çıktı ve de aile meselesi dediğimiz şeyler, anne babanın ayrı olmasını, ne biliyim anne ve baba dediklerimizin aynı cinsten olmasını falan koydu da geçti. "durun, siz kardeşsiniz!" repliği kadim bir film klişesi olarak tarihteki yerini almışken, zamane kahramanları, abayı yaktıkları transseksüelin babaları olması tehlikesiyle karşı karşıya.
--- spoiler ---

(falan fesmekan - 7 Şubat 2006 18:45)

bush'un wasp amerikası için cesur konulara dem vuran film.
'cins değiştirme konusu var', 'aramızda her yerdeler' de diyor(!), travesti dindarlığı var(!), erkek orospuluğu var, musevilik ve hıristiyanlıkla dalga geçme var vb vb. film aslında konuya göre yumuşak çekilmiş ve mutlu bitiyor. bu filmi ispanyollar çekseydi ne olurdu onu merak ediyorum. eminim çok daha gerçekçi olurdu.

(deepher - 19 Şubat 2006 03:11)

başrollerini felicity hoffman (bree) ve kevin zegers'in (toby) paylaştıkları, duncan tucker tarafından yönetilen, transeksüellikle travestilik arasındaki farktan da dem vuran bol ödüllü film. 78. oscar adayları arasında da en iyi kadın oyuncu dalında aday.

--- spoiler ---
her haliyle kendini kadın olarak hisseden bree'nin, psikolojik olarak kendini ameliyata hazırlama sürecinde, yıllar önce karşı cinsle yaşadığı kaçamaktan olma oğlu toby'nin hapiste olmasını öğrenmesi ve newyork'a gidip onu hapisten çıkartmaya kendini mecbur hissetmesiyle gelişen bir hikaye. oğlunun homoseksüelliğe olan sempatisi, onu kurtaranın babası değil de bir kilise görevlisi olduğunu sanması, ona saygı duymaya başlarken, cinsel organını görmesi ile de gelişiyor konu. sonu mutlu ve sıcak.
--- spoiler ---

oscar'a gelene kadar biraz ödül toplamış transamerica...

* berlin film festivali - en iyi film
* tribeca film festivali - en iyi kadın oyuncu
* san fransisco fremeline festivali- en iyi film
* 2006 altın küre

izlediğim her oscara aday filmde olduğu gibi, beni arada derede bırakmış "evet, kesinlikle felicity götürür oscar amcayı eve" dedirtmiştir. (bkz: #9034528)

(nosense - 19 Şubat 2006 20:43)

felicity hoffman'ın başarılı oyunculuğuyla baştan sona kendini izlettiren film. en az hoffman'ın ve diğer başrollerin performansları kadar, yol boyunca hikayelerine dahil olan karakterlerin yapıları ve bree'nin (kendisi aynı zamanda stanley'dir) iç dünyasının dış dünya ile mücadelesi, senaryoyu ön plana çıkarıyor.
ve aslında film şunları anlatıyor; ne istediğini bilmek; toplumsal karşı duruşun ters tepme körüğü; bir çocuk için babanın, baba imajının önemi; ebeveyn - çocuk ilişkisindeki fren noktaları.
stanley'deki cinsiyet değiştirme arzusu, gerçek bir baba hayaliyle yaşamış toby'e yapılacak en büyük kötülüktü. babasının ona baba olacak durumda olmaması, baş edilmesi zor bir hayal kırıklığı. bu durumu ebeveyn - çocuk ilişkilerinde sembolik olarak kabul edersek, filmi sonunda varılan nokta çok önemliydi. belki de üzerinde düşünmek ve tartışmak gereklidir.
bende böyle filmleri seviyorum, düşündüren, olgun tartışma düzeyine açık; transamerica senaryo derinliğiyle etkileyiciydi; kendini sevdirdi, izlettirdi.

(poivre - 19 Şubat 2006 21:04)

(bkz: trans am)

(dev - 22 Şubat 2006 23:02)

besinci afm bagimsiz film festivali sayesinde izleme şansına sahip olduğumuz; 2 saate yakın süren film bittiğinde zamanın bu kadar hızlı akmasına şaşırdığımız ve felicity huffman bu sene oscarı götüreceği film.

--- spoiler ---
bree'nin kadın olma yolundaki son adamı atmasını da işliyor ; zira bree belki annelik duygusuna adım atıyor en çok filmde.
--- spoiler ---

onun ötesinde; oldukça yumuşak bir dilde bize terminolojiyi, farkları, kavramları öğretiyor. ünlü insanlar yapılan glbt temalı filmler oldukça sınırlı. ve bu da ötekileştirilen insanların sinemasının sadece ötekileştirilen insanlarla sınırlı kalması gerçeğini doğuruyor. ve ah ve vah temasından öteye geçemiyor. film, toplumlarda en çok ötekileştirilen grup olan travesti ve transeksüellerin -transgender; f2m; m2f - dünyasına espri ve yumuşatma katmadan^* çok hafif bir geçiş yapıyor. tabi burda onların ötekileştirilmesinde en önemli paya sahip olan yaratılanla oynayıp onu değiştirme -din/kadınlık/erkeklik- intikamını da doğal olarak hafiften alıyor. ve tüm bunları toplumda yerleşik homofobi çizgilerini zorlayıp, arttırmadan çok doğal bir şekilde yapıyor. -çok daha şiddetlisi, içinizi kanırtırak yapılırdı elbet, inanın, hiç zor değil - bu anlamda oldukça başarılıdır. felicity huffman'ın müthiş. ses, duruş, kararsızlık, hareketlerindeki o ürkeklik, güvenli duruşu içindeki güvensizlik/kırılganlık, sevgisini göstermedeki çekingenlik .....

iyi yapılmış; iyi ki seyretmişiz. umarım gören gözlerle seyredebilirsiniz. belki o zaman; ailesi/arkadaşları/öğretmenleri tarafından dışlanan; iş bulamayan; e5'de bedenlerini pazarlamaktan başka bir şey elinden gelmeyen bizim insanlarımıza bir farklı bakabilirsiniz.

bonus: (bkz: boys don't cry) (bkz: venus boyz)

(ride - 23 Şubat 2006 09:08)

bu seneki bagımsız film festivalinin tartışmasız en iyi filmi. bir kadın transeksüel rolunu bu kadar iyi mi oynar helal olsun.

(cynthia - 23 Şubat 2006 21:25)

en sık kullanılan film açıklama klişelerinden olan "insanın içini ısıtan sıcacık bir film" cümlesini kanımca en çok hakeden, felicity huffman'ın (oscar çok dert değil de) büyük alkışı hakeden^* performansını barındıran ve fakat tüm bunlara rağmen "acaba almodovar çekse nasıl olurdu" merak ve istemini açığa çıkaran şirin şeker film..

(hala pek bi superkahraman - 24 Şubat 2006 00:41)

senaryo ve son bilinse de zevkle seyredilen herkese tavsiye edilesi bir film.

--- spoiler ---
cok feci spoiler verilecek olursa filmin sonunda bree'nin ameliyat olmamasi sanirim ki cogu seyircide hayal kirikligi yaratirdi, sonucta cinsiyet ameliyati dovme yaptirmak, is degistirmek gibi bir sey degil insan hayatinda bir milat, ikinci bir dogum belki de.^*
--- spoiler ---

(vampir - 11 Mart 2006 14:13)

felicity huffmanin rolunun hakkini sonuna kadar verdigi kanisindayim. film bende her daim bir komedi hatta absurd komedi hissi yaratti.

--- spoiler ---
toby: beauty is relative.
bree osbourne: not my relatives.
--- spoiler ---

(kudra - 31 Mart 2006 00:28)

sadece transseksüellik çağrışımlı bir film adı değildir.

san francisco'daki en yüksek ticari binadır. piramit formundadır. 1972 'de william leonard pereira tarafından tasarlanmış gökdelendir.
260 metre yüksekliğindedir, tepesi üçgen biçiminde inşa edilmiştir.

(kaktus - 29 Mayıs 2006 20:56)

(bkz: montgomery street)

(dee - 29 Mayıs 2006 21:00)

felicity huffman'ın nasıl hayvani bir oyuncu olduğunu görmek için bu filmi izlemek gerek. desperate housewivesdan ben sadece iyi bir oyuncu olarak biliyordum bu hanımı. meğer o bir hayvanmış. ayrıca güzel de film.

(magdalena - 2 Haziran 2006 02:58)