• "woody allen ve diane keaton filmleri tadındaki sempatik film kareleri kuşağı.lakin merak ediyorum, bu amerikalilar'in fransa ve paris takintisi ne zaman geçecek..."
  • "eglenmek, biraz sesli gülmek, bazı sahnelerde kendinizi bulmak için izlemeniz gereken film..birilerinin günlük hayatı bile güzel bi film çıkarabiliyormuş..(bkz: ben bugün bunu gördüm)"
  • "filmin sonundaki yazılardan pazardaki kasap rolünü bulut oktay adında bir türkün oynadığını anlıyoruz. gereksiz bir ayrıntı da olsa not düşmek istedim."
  • "fransada yabanci olma hissini cok cok iyi vermis filmdir. ozellikle ev partisi kisminda kulturel anlamda ortamdan uzak olma hissini cok guzel vermis."
  • "adam goldberg'ün bir sahnesinde ağzında sigarayla kavga ayırarak bizim topraklara selam gönderdiği film. (bkz: ağzında sigarayla kavga ayıran adam)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    bu film fransizca bilen kiz arkadasla, kosullar geregi altyazisiz izlendiginde erkek kisminin birebir adam goldberg ile ozdeslesmesi ile sonuclanir. film boyunca yasli teyzelerin dizi izlemesi gibi bol bol "ne dedi", "ne konustu" diye sorulur, adam'in yerinde cinnet gecirmemek icin sabir cekilir. inanilmaz keyifli bir film.


    (larsson - 22 Ekim 2007 13:27)

  • comment image

    diğer tüm güzel yanları dışında politik göndermelerine de dikkat edilmeden geçilmemesi gereken oldukça başarılı bir film. tişörtlerdeki yazılar, semboller, taksi sürücüleri, obez-maceracı bush yanlısı amerikalı turistler, teröre, savaşa ve paranyoya yapılan göndermeler, jack'in laptop'tan izlediği film (bkz: fritz lang)(bkz: m) ince ve yerinde referanslar hoş bir biçimde yerleştirilmiş filme. komedi, romantizm, kültür çatışması gibi temaların yanında dünyada olup bitene kayıtsız kalmaması ve bunları ince fakat vurgulu bir biçimde işlemesi ayrıca takdire şayan. kısacası komple bir film bence bu günümüz dünyasına ait her şeye biraz dokunan.


    (turgut ozben - 5 Kasım 2007 10:19)

  • comment image

    cok gercek bir ask hikayesinin cok yalin bir sekilde anlatildigi film
    en son sahnedeki marion'un monologu belki diger butun filmlerde izledigimiz mukemmel aski anlatmaz, ama samimidir gercektir ve yalindir.

    --- spoiler ---
    it always fascinated me how people go from loving you madly to nothing at all, nothing. it hurts so much. when i feel someone is going to leave me, i have a tendency to break up first before i get to hear the whole thing. here it is. one more, one less. another wasted love story. i really love this one. when i think that its over, that i'll never see him again like this... well yes, i'll bump into him, we'll meet our new boyfriend and girlfriend, act as if we had never been together, then we'll slowly think of each other less and less until we forget each other completely. almost. always the same for me. break up, break down. drunk up, fool around. meet one guy, then another, fuck around. forget the one and only. then after a few months of total emptiness start again to look for true love, desperately look everywhere and after two years of loneliness meet a new love and swear it is the one, until that one is gone as well. there's a moment in life where you can't recover any more from another break-up. and even if this person bugs you sixty percent of the time, well you still can’t live without him. and even if he wakes you up every day by sneezing right in your face, well you love his sneezes more than anyone else's kisses.
    ---
    spoiler ---


    (galadriel - 8 Kasım 2007 03:55)

  • comment image

    zeki ve nükteli bir komedi. her dakikası bir mizah bombası içeriyor. 2-3 sefer rahat izlenir.

    --- spoiler ---
    marion: when you think, it is such a small thing.. a blow job. what is it when you think of all the wars going around, children dying, avian flu..
    jack: a blow job is actually a big political event in the grand scheme of things. after all it was a blow job that destroyed any chance at a healthy democracy in the states.
    ---
    spoiler ---


    (sarapis - 4 Ocak 2008 10:37)

  • comment image

    izleyici olarak sahip olduğum obsesyonları gün ışığına çıkaran başarılı bir yapım.
    her yeni karede anladım ki ben bir filmi izlerken kendime bir kişi veya obje seçip onunla kendimi özdeşleştirip filmin geri kalanını ona duyduğum sempati veya nefrete dayanarak güvenli bir biçimde izliyormuşum. bu film bunu yerle bir etmiştir. her karakter tutunması çabamda bir sonraki sahnede beni allak bullak edip güvensizlik duygusuyla beni başbaşa bıraktıktan sonra son ana kadar bi rahat bırakmamıştır. mutlaklıkların olmadığı bir filmdir kısaca. huzursuz bir başarı.


    (arien - 7 Ocak 2008 12:25)

  • comment image

    anafikri şu şekilde özetlenebilecek çok eğlenceli film:

    --- spoiler ---
    fransızların "sıradışılık" ve "kültürel-toplumsal özelliklerimiz" olarak yücelttiği şeyler, başta amerikalılar olmak üzere dünyanın geri kalanının büyük kısmı için iğrençlikten ibarettir. o halde biz bir "batı" homojenliğinden dahi söz edemiyorken, nasıl homojen ve düşman bir "doğu"dan söz edebiliriz. ve dahi aşk meşk...

    o halde:
    (bkz: we are the world we are the children)
    ---
    spoiler ---


    (defacto - 11 Ocak 2008 19:27)

  • comment image

    teaser'ina birebir louvre sahnesini koyan ve sadece o sahneyle cok eglenerek nispeten yuksek beklentiyle gittigim ve ince espriler ve sarcastic* * yorumlarla mutlu ayrildigim film.

    ayrica entourage'dan deja vu'ya zodiac'tan saving private ryan'a erkek milleti olarak "olm off superdi" dedigimiz filmlerin adami olan adam goldberg, yine bildigimiz erkek insan evladini** catir catir oynuyor ve bizde gayet hissediyoruz yasadiklarini basimiza gelmis gibi. spoiler gibi olacak ama; sonuc olarak kizimizin dedigi sonunda yeni bir ayriligi kabul edemeyecek duruma gelince takilir kalirsin birisine ama, yine erkege yaptirilmasi isi yumusatma olayini, ve erkek tamamen cok cok hakliyken birden "sen beni anlamiyosaaan benim duyularim var tamam mii" yorumlariyla basbasa kalip kendini suclu hissettmesiyle felan, yapmasi zorunlu olani yapiyor. gerci o sakalla iyi dusurmus yine sarisin yavruyu.*


    (the gambit - 13 Ocak 2008 00:02)

  • comment image

    isminden başka klişe barındırdığını düşünmediğim film diyebilirim.

    julie delpy ayrı ayrı fransız ve amerikan bakış açılarını o kadar güzel eritmiş ki filmde, hayranlıkla izledim. diyaloglar çok sahiciydi, fransız kadınları ve ilişkileri üzerine gözlemlerini kesinlikle abarttığını düşünmüyorum. birçok fransız kadın/erkek arkadaşımda gördüğüm bir bakış açısıydı filmdeki *. adam goldberg çok yakışmış filme. diyaloglar çok sahici, çok eğlenceliydi. cidden etkilendim. kahkahalarla izledim. bunun sinema salonunda 3 kişi olmamızla alakası var mıydı bilemiyorum.

    son zamanlarda sinemada izlediğim güzel filmlerden. aferim.


    (decafeinee - 16 Ocak 2008 00:09)

  • comment image

    paris'in meşhurlar mezarlığına gidip de illaki jim morrison'ın mezarını göreceğim diye tutturan jack'in ona "jim morrison hayranı mısın?" diye soranlara cevap olarak: "i'm a huge val kilmer fan." demesi kadar ince esprileri içinde barındıran, bazen takibi zorlaşsa da genel anlamında eğlence dolu bir julie delpy yönetimi film.


    (kafamkaristi - 24 Ocak 2008 14:51)

  • comment image

    çok şirin ve komik bir film. kültürler arası farkları çok güzel anlatıyor. julie delpy'ye insan aşık oluyor. adam goldberg ise bir harika. julie delpy rahatlıkla eski sevgililerinden bahsederken yüzünde öyle bir dehşet ifadesi beliriyor ki kendinizi onunla özdeşleştiriyorsunuz. herkes fransızca konuşurken bu diken üstünde. bana küfür mü ediyorlar acaba diye.

    bir laf ediyor ki filmin bir yerinde çok ilgimi çekti. kendisi çok nanemolla. baş ağrısı, allerji, grip filan takılırken julie delpy insanların bağışıklık sistemleri hakkında birşeylerden bahsediyor. adam goldberg lafı yapıştırıyor. "when you talk like this i feel like dating public television..." gibi bişiler diyor. (bkz: trt2 gibi kadın) şaşırttı beni bu laf. sözlük dışında da kullanılabiliyormuş demek böyle laflar. (çevirmen trt gibisin diye çevirmiş ayrıca)


    (mea maxima culpa - 12 Şubat 2008 22:54)

  • comment image

    eğlenceli bir film.julie delpy fazla artistik harekete başvurmadan meselesini anlatmış,diyaloglar akıcı,espriler harika.bir de filmde daniel brühl ve the edukators'a hoş bir gönderme var.
    bir annie hall değil ama son zamanlarda ilişkiler üzerine yapılmış en sağlam filmlerden biri.


    (shocktheworld - 6 Mart 2008 21:08)

  • comment image

    yeniden yeniden izlense her seferinde farklı bi noktasını keşfettirebilecek süper film.

    --- spoiler ---
    metroya bindiklerinde marion'a sarkmaya çalışan herife karşı jack'in gözlerini açıp suratına bakarak mimiklerle tepki gösterme çabası yerlere yatmama neden olmuştur.
    ---
    spoiler ---

    izlemeyenler veya yeniden izlemek isteyenler için şu anda tv8'de yayınlanmaktadır ancak altyazılı olmaması birçok esprinin kaçırılmasına neden olabilir söylemedi demeyin.


    (pelosko - 23 Temmuz 2009 23:26)

  • comment image

    filmin sonundaki yazılardan pazardaki kasap rolünü bulut oktay adında bir türkün oynadığını anlıyoruz. gereksiz bir ayrıntı da olsa not düşmek istedim.


    (sadikcimbomlu - 21 Ocak 2010 10:39)

  • comment image

    fransada yabanci olma hissini cok cok iyi vermis filmdir. ozellikle ev partisi kisminda kulturel anlamda ortamdan uzak olma hissini cok guzel vermis.


    (dirk pitt - 6 Ağustos 2011 00:32)

  • comment image

    olaylara, durumlara/ dumurlara, yaşananlara, geçmişe, sevdiğimiz adama/kadına, aile ilişkilerimize, dilimize, kültürümüze, şakalara, arkadaşlara, eski ilişkilere, kokulara, baş ağrısına, yemeye içmeye, düzene...karşı farklı farklı bağışıklık, ve dolayısıyla tepki, sistemlerine sahip olan, farklı biz’lerin hikayesini anlatan eğlenceli bir film.

    “insanlar birbirlerine karşı neden çekim duyarlar, biliyor musun? farklı bağışıklık sistemleri olan insanların arasında çekim olur çünkü böylece dölleri, yani ürettikleri çocuk daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olur.”


    (dolls - 23 Mart 2012 13:12)

  • comment image

    mubide denk gelen guzel ve eglenceli, sozlu iletisimi dibine kadar yasayan bir cifti anlatan filmdir. iletisimsizlik degil, iletisimin icerigidir filme mevzu bahis olan.

    --- spoiler ---
    birinin sizi sevmesi icin yaptiginiz ve kendininzden uzaklastiginiz ve ardindan o kisinin onem kazanmasiyla kendinizden uzaklasmakla kalmayip bir de kendiniz gibi olmamaya baslayan surecin sonuna dogru isik tutan, tutmaya calisan bir film.

    kiz oglani sever. sevdigi kendisini sevsin diye bir seyleri saklar, oglan kendine ait yasami kendine ait kalsin istediginden veya sadece yakinlasma sikintisi cektiginden kizin sakladigi gomulerini pek kazmaz. yillar gecer fakat filmde gecen dunyanin cok kucuk olmasi ve gizli hicbir seyin kalmamasi teorisi ile baglantili olarak saklananlar ortaya cikar ve kisiler birbirlerini tanimadiklarini fark ederler. bundan sonrasi yokus asagi hizli bir inistir cogunlukla.

    oglanin filmin sonunda soyledikleri dogruydu. kisiyi olabildigince cok tanimadikca ve bildiklerini, ogrendiklerinizi sindirebildikce iliski saglik kazaniyor. siz siz olun karsidakini mide fesatina ugratmayin! hani yeri geldigince icerim diyen sosyal iciciler var ya, onlar gibi karsinizdaki arkadasiniza yeri geldigince ufak dozlarda bilgileri verin gitsin, yoksa eninde sonunda isler karisicak gibi.

    ---
    spoiler ---


    (fil - 30 Eylül 2012 21:43)

Yorum Kaynak Link : 2 days in paris