bu ay sonunda filistin devlet başkanı mahmut abbas ve israil cumhurbaşkanı şimon peres'i bir araya geritecek olan zirveye ev sahipliği yapan şehirdir.

(totec - 14 Kasım 2007 13:00)

26-27 kasımda ortadoğu konferansına ev sahipliği yapacak olan yer. konferansın ana amacı "israil için daha geniş güvenlik sağlanması ve bir filistin devletinin kurulması"^* olarak belirlenmiş.

(sifre b - 25 Kasım 2007 03:47)

beklenmedik sekilde hos bir sehir annapolis. simdiye kadar dc'ye ziyarete gelen arkadaslarimin neredeyse tamamini en cok etkileyen mekan oldu. biraz fazla idealize edilmis ve hafiften anakronik bir avrupa sehri havasi cizse de havanin guzel oldugu bir ogle sonrasi icin en guzel mekandir. bir de arkadaslarla bir sekilde girmis oldugumuz ozel bir marinadaki ortamdan da anlamis oldugumuz uzere refah duzeyi hayvan gibi yuksektir bu sehirde.

(oblivion - 24 Mart 2008 17:58)

(bkz: united states naval academy)

(niveus puella - 25 Eylül 2009 08:42)

amerikanin en karakterli sehirlerinden biri. sirin evleri ve sahil kasabasi havasiyla dogu kiyisinin en avrupayi mekani.

(chimaera - 22 Ekim 2009 07:39)

(bkz: annapolis ortadoğu konferansı)

(sanver - 1 Şubat 2011 23:24)

maryland'in naval academy'si ile unlu olmasinin yanisira, kunta kinte'nin getirilmis oldugu sehridir ayni zamanda.

(spincrus - 27 Haziran 2003 21:32)

james franco'nun bıyıksız ve sakalsız halinin otuzbir olsa çekilmez klasında olduğu kötü film.

(pontiarchus - 13 Ocak 2014 12:07)

maryland eyaletinin baskenti.
zengin ve yaslica bir halki vardir.
bu halkin guzel arabalari ve tekneleri vardir.

(pomad man - 10 Mayıs 2004 09:48)

haziran'dan sonra yeni evim. harbor'ı da efsane güzelliktedir.

(uyanmayi unuttum - 16 Mart 2015 17:04)

abd'nin dogu kiyisinin en buyuk yelken sehirlerinden biri

(ali - 17 Ağustos 2004 08:37)

james franco, tyrese gibson ve jordana brewster'ın rol aldıkları, trailer'ından anlaşılacağı üzere, bazı farklılıkları olsa da, subay ve centilmen kopyası olduğu aşikar film..

http://touchstone.movies.go.com/…ml?dlink=annapolis

(auroriel - 1 Kasım 2005 13:43)

mary isimli hatunların eyaleti olan maryland'ın anna isimli hatunların ikamet ettiği başşehri.

(tsan chan - 8 Ocak 2002 09:53)

washinton dcde oturanlarin balik ve yengeç yemeğe gittikleri o taraflarin bogazicisi. tarihi binalar, naval academy ve mebzul miktarda türk doktor da var.

(brownie - 8 Ocak 2002 10:07)

film baslamadan once giren ve gozumuze gozumuze sokulan marinecorps reklamlarindan gerekli gazi aldiktan sonra hic bir beklentimiz olmadan, ulan bu gecede disari cikmayalimda sinemaya gidelim motivasyonuyla izlemeye geldigimiz filmimiz basladi.. filmin konusundan bahsetmek gerekirse:

james franco surekli sikinin dogrultusunda gitmeyi seven, asi mi asi, beni kimse anlamiyor, senden nefret ediyorum baba, lanet olsun hic bir zaman beni dinlemedin zaten sen!! modeli bir cocuktur.. olmus anasinin hatrina deniz kuvvetleri akademisine yazilir, orda asi olmakta israr eder, zaten iq'suda dusuk oldugu icinde kafasi herseye basmamaktadir, dolayisiyla basina turlu turlu isler gelir.. basina gelen bu islerden biri ise mutant rolunde izledigimiz tyrese gibson'dur.. yari zenci yari capon olan hayatini vucut gelistirmeye ve pis bakmaya adamis bu abi ust rutbeli bir subay oldugundan kelli mutemadiyen ogrencilere alt devre muamelesi yapmakta, klasik sert komutan edalariyla cocuklari ezmekte, orselemektedir.. iste bu anda dertli gonullere giren iste benim spiderman james franco cikar sahneye, olaylar gelisir.. olaylarin gelismesi sirasinda james abi, guzel bir kadin nasil olmalidir, bir kadin nasil bakmalidir sorularinin cevabi olan ve fakat subay rolune yakismayacak kadar celimsiz ve guzel kalan jordana brewster'i da luleden yemeyi ihmal etmez..

boyle bir konu etrafinda donen filmde elbetteki egitim sahnelerinde muhtesem kli$eler var.. asosyallik ve tartismalar ertesi ulasilan takim ruhu, azmedip, calisip basarilan egitim sahneleri, mutemadiyen kil giden ust rutbeliler, anlayisli, al karsina sohbet et, seker gibi insan olan ust rutbeliler, sert gorunumu altinda pamuk gibi bir kalp tasiyan ust rutbeliler falan, hepsi mevcut.. olayi cok civitmadan espri falanda sikistirmis cocuklar araya ama totalde ortaya ne yazik ki basarili bir sonuc cikmamis.. neyse olur boyle seyler diyor, hepsini teker teker, jordana'yi ise bir kac sefer opuyor, saygilarimi iletiyorum kendilerine..

(imagine - 28 Ocak 2006 14:18)

kiremit rengi dogu amerika mimarisini, arnavut kaldirimlari ve elektrik direklerindeki pembe cicekler tumleyince benim kalbim daha farkli carpiyor, bu sebepten koca dogu amerikada gunesli bir pazar gunu annapolisten mutlu olabilecegim bir yer yok. tum amerikan tatil yorelerinde yasanan park yeri kaosunu asip merkeze yakin bir yer bulunca ara sokaklarda yuruyup sehri kesfe cikmak lazim. ara sokaklarda bir suru irlanda, fransiz ve italyan restorani bulunmakta, restoran onlerinde keman calan sanatcilari gorup sasirabilirsiniz. sehir acaip bir sekilde avrupayi andiriyor, vespalarinin ustunde fink atan genc nufus da bunu destekler nitelikte, naval academy ve limanin ust tarafindaki buyuk tarihi kule gorulmesi gereken yerlerden. nufus genelde yasli ve zengin olsa da, bunlarin cocuklari da var, demek istedigim annapoliste insanlar oldukca guzel ve kaliteli. bu kadar gezip dolastiktan sonra yapilabilecek en guzel sey, limandaki restoranlardan birine girip (mesela pusser's a) balik yemeniz, eger levrek seviyorsaniz gayet tatmin edici seyler bulmaniz mumkun, ve limanin karsi tarafina gecilip italyan dondurmacisinda dondurma yemeden annapolis gezisi bitirilmemeli diye dusunuyorum. limanda deniz taksileri var, bir korfez turu da fena olmayabilir. gece yasaminin da karisik pis sehir yasamindan sonra ilac gibi geleceginden eminim, o kadar guzel kiz olan bir yer kotu olamaz...

(longview - 20 Ağustos 2006 16:54)