Süre                : 1 Saat 58 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Kasım 1994 Cuma, Yapım Yılı : 1994
Türü                : Drama
Ülke                : Taiwan
Yapımcı          :  Central Motion Pictures
Yönetmen       : Ming-liang Tsai (IMDB)
Senarist          : Ming-liang Tsai (IMDB),Yi-chun Tsai (IMDB)(ekşi),Pi-ying Yang (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Chao-jung Chen (IMDB)(ekşi), Kang-sheng Lee (IMDB)(ekşi), Kuei-Mei Yang (IMDB)(ekşi), Yi-Ching Lu (IMDB)(ekşi)

Ai qing wan sui (~ Vive l'amour) ' Filminin Konusu :
Ai qing wan sui is a movie starring Chao-jung Chen, Kang-sheng Lee, and Kuei-Mei Yang. Three lonely young denizens of Taipei unknowingly share an apartment used for sexual trysts.


  • "1994'te altın aslan'ı kazanmış filmdir.15. uluslararası istanbul film festivali'nde ve 30. uluslararası istanbul film festivali'nde 'yaşasın aşk' adıyla gösterilmişti."
  • "ne yaşam, ne insan ne de sinema bu kadar basit değil..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    tsai ming liang'ı avrupa da ünlendiren, 1994 yılında macaristan- ingiltere ortak yapımı `before the rain ' filmiyle beraber beraber en iyi film ödülünü venedik film festivalinde paylaşan film.

    --- spoiler ---
    yönetmenin ilerde işleyeceği bütün konuları bu filmde görebiliyoruz. aşk, yalnızlık, fakirlik, eşcinsellik ve karakterlerin beden dilinden okunan melankoli filmin güçlü anlatımında işleniyor. uzun sekanslarda diyaloglar görmüyoruz, gördüğümüz diyaloglar da önem taşımıyor. hep işlediği çerçeveyi ikiye ayırmanın ilk örneklerini bu filmde izliyoruz.
    akılda kalan birçok sahne var. ama finaldeki ağlama sahnesinin yeri ayrı. insanın aklı hep müziklerle desteklenen klip tadındaki filmlere gidiyor; bu bağlamda karşılaştırınca yönetmenin önemi ortaya çıkıyor.
    ---
    spoiler ---


    (aylak a - 19 Kasım 2007 16:09)

  • comment image

    yaşasın aşk anlamına gelir. tayvali yonetmen ming-liang tsai nın 1994 yapımlı filminin adıdır. filmde aşk yoktur. ancak yalnızlaşan, amaçsız yaşayan, birbirleriyle mekansal olarak kesişen ama aslında her biri kendi içinde yalın halde yaşayan üç farklı insanın tenhalıgını çok guzel anlatmıştır. özellikle ısrarla uzayan sahneler yazarın stiline hastır.


    (serpicoo - 13 Haziran 2014 20:22)

  • comment image

    melankolinin görüntüde renk bulabileceği en şiirsel hâli anlatan sinema örneği.

    filmin sonlarına doğru gelinildiğinde başrol hatun oyuncunun dakikalarca yürüdüğü ve sonrasında da yine uzuncana göz yaşı döktüğü bir sahneyi bizâtihi siz de yaşıyor, sular seller gibi akıyorsunuz. dibinden ayrılmayan kamera da sizsiniz, karakterin kendisi de.

    'gerçek zaman' anlatımında böylesine usta bir yönetmenin minimalist kalıpları kullanmada ısrarcı tutumundan vazgeçmemesini diliyor, filmdeki hikayeye istinaden 'yaşasın sinema aşkı' demekten başka birşey aklıma gelmiyor.


    (mr loner - 10 Mart 2005 14:34)

  • comment image

    yalnızlar rıhtımı. ama "meşhur tarihi yalnızlar rıhtımı" olup turist akınına uğramadan evvelki hâli.

    filmde kesişen sözler, bedenler ya da duygular yok pek. mülksüzler, mülkle kuşatılmış yaşamda yalnızlar, fakat kadın da adamlar da mekaniğin içindenden çıkamıyorlar.

    bazı devlet misafirhaneleri dışardan da müşteri alır. bir odada 2 kişi kalınır. bu han duvarları, birbirlerine sırtını dönüp yatarlar. asansörde bedenine diğerinin bu kadar yakın olması, kentliyi gerer. bir "yok sayma" kültürü gelişir. iş yaptığımız kişiyi rastlantısal olarak aynı gün 3 defa görsek dehşete kapılabiliriz. diğer taraftan, kalabalığın aktığı yere akarak daha güvende ve -bi umut- iyi niyetli bir fark edilebilirlik bulabiliriz fikrindeyiz. filmin sonunda kadın ağlarken, önündeki adam gazetesini okumaya devam eder. alt komşumuz haksızlığa uğrar, göz göre göre bir çok acıya tanıklık eder ve bürokratik vicdanımız olan sosyal medyadan duyarlar çağlarız.

    birbirimize bu kadar gereksinirken ama bu kadar da diğerinden tedirgin olduğumuz sarmal nola ki? yoksa, gerekenleri bütünleyip (iş, eş, bok, püsür) filme adını veren ama tam da yokluğuyla müsemma olan, eşrefoğlu rumi'nin "cihanı hiçe satmak"lık dediği aşk olmadığı için mi tüm bu hiçlik?

    geçen bir yerde savaş ve barış'tan bir alıntıya denk gelmiştim; "sevemediğimiz zaman uykuda gibiyiz ama sevdiğimiz zaman, tanrı'nın yarattığı ilk günkü kadar temiziz."


    (her rind bu bezmin - 11 Eylül 2018 22:55)

  • comment image

    değeri bilinmemiş başyapıtlardan belki de. ilk izlediğimde ben de pek bir nen yok sanmıştım. biraz daha tsai ming liang izledikten sonra anladığıma karar verdim filmi. ama işte burada bir çok insanın karşı çıkabileceği bir "üzerine düşününce değer kazanma" durumu var. üzerine düşündüğün zaman her film değer kazanmaz hayır efendim. hele bu adamın filmlerini düşününce, filmlerin üzerine düşünmek daha da anlam kazanıyor. (bkz: sleeper effect)
    ortada sözü geçmeyen bir aşk var film boyunca. siz izliyorsunuz, göremiyorsunuz ve filmin tavrı da bu. ortada olmayanı görmemizi sağlamak. o aşkı ve aşkın eksikliğini görmemizi sağlamak.

    --- spoiler ---
    ayrıca filmin son sahnesinde bir truffaut filminin çekimini(ama yalnızca çekimini) birebir tekrar ediyor tsai ming liang. sinefiller bulsun onu da!
    ---
    spoiler ---


    (mccormick - 18 Aralık 2005 19:01)

Yorum Kaynak Link : ai qing wan sui