ayrica soz konusu film'in^* soundtrack'inde yer alan apoptygma berzerk parcasi...^*

love never dies, part 1

forever in your arms, you said, forever in my heart
my love for you will make us both climb higher
driven by the power that is burning in our hearts
you know my faith in you will keep us together

forever in your arms you said, forever in my heart
my love for you will make us both climb higher
i sense your presence in this room, i feel that you are near
you hold me close and whisper, "love is forever"

love is forever...

love never dies...

----------

love never dies, part 2

don't leave me, don't walk away
stay beside me for another day
my love for you will never die

don't leave me, don't go away
stay near me for one more day
you know my love will never die

i will drown again
into your arms tonight
finally to close my eyes^*
and you to hold me tight

i will drown again
in your arms tonight
finally to close my eyes
forever in your arms

(magician - 5 Ağustos 2002 12:41)

(bkz: tomorrow never dies)

(freak - 5 Ağustos 2002 12:41)

--- spoiler ---

and christine and the phantom gaze at one another for the first time in ten years. a long, lingering gaze. then:

christine:
i should have known that you'd be here.
i should have known it all along.
this whole arrangement bears your stamp.
you're in each measure of that song.
how dare you try and claim me now!
how dare you come invade my life!

phantom:
oh, christine...
my christine..!
in that time when the world thought me dead,
my christine,
on the night just before you were wed
ah, christine!
you came and found where i hid,
don't you deny that you did,
that long ago night..!

christine:
(remembering) that night...

phantom:
once, there was a night,
beneath a moonless sky,
too dark to see a thing,
too dark to even try.

christine:
i stole to your side.
to tell you i must go.
i couldn't see you face,
but sensed you even so.
and i touched you

phantom:
and i felt you

christine & phantom:
and i heard those ravishing refrains...

christine:
the music of your pulse

phantom:
the singing in your veins

christine:
and i held you

phantom:
and i touched you

christine:
and embraced you

phantom:
and i felt you

christine & phantom:
and with ev'ry breath and ev'ry sigh

christine:
i felt no longer scared...

phantom
i felt no longer shy...

christine & phantom
at last, our feelings bared
beneath the moonless sky

christine:
and, blind in the dark,
as soul gazed into soul,
i looked into your heart,
and saw you pure and whole.

phantom:
cloaked under the night,
with nothing to suppress,
a woman and a man,
no more and yet... no less.
and i kissed you

christine:
and caressed you

phantom & christine:
and the world around us fell away.
we said things in the dark
we never dared to say.

phantom:
and i caught you

christine:
and i kissed you

phantom:
and i took you

christine:
and caressed you

phantom & christine:
with a need too urgent to deny.
and nothing mattered then,
except for you and i,
again and then again,
beneath the moonless sky.

phantom:
and when it was done,
before the sun could rise,
ashamed of what i was,
afraid to see your eyes,
i stood while you slept,
and whispered a good bye.
and slipped into the dark
beneath the moonless sky.

christine:
and i loved you.
yes, i loved you!
i'd have followed anywhere you led.
i woke to swear my love,
and found you gone instead.

phantom:
and i loved you!

christine:
oh, i loved you!

phantom:
and i left you!

christine:
how i loved you!

phantom:
and i had to...
both of us knew why...

christine:
we both knew why...

phantom & christine:
and yet i won't regret,
from now until i die,
the night i can't forget
beneath the moonless sky.

phnatom:
and now?

christine:
how can you talk of now?
for us (she breaks off)
there is no now.

--- spoiler ---

(rainyday - 3 Nisan 2010 18:41)

aynı zamanda bir ghost whisperer bölümü.

(meth - 5 Ağustos 2011 22:35)

müzikali broadway'de sahnede izleyemeyenler için sidney prodüksiyonunun dvd'si 8 şubat 2011'de raflardaki yerini alacakmış.

(morguendor - 15 Aralık 2011 20:02)

(bkz: #27369299)

(virginkiller - 11 Şubat 2012 11:02)

the phantom of the opera'yı broadway''de izledikten sonra bunu da internetten izledim. tabiki de inanılmaz güzel, keşke canlı canlı izleyebilseydim bunu da. müziklerde harikalar yaratmışlar gene.

(swanqueen - 19 Şubat 2012 09:42)

the phantom of the opera'nın sequel'i olan andrew lloyd webber müzikali.

bu müzikali ilk olarak sierrra bogges ve ramin karimloo'nun başrolde oynadığı ilk prodüksiyonun müzik cd'sinden dinlemiştim. melbourne performansını ise blu-ray'dan izledim.

the phantom of the opera'yı seyrederken christine'in nasıl olup da phantom gibi tutkulu bir aşık yerine raoul gibi bir çocuğu seçtiğini hiç anlayamazdım. oysa ki love never dies'da aslında christine'in phantom'a olan tutkusunu ve bu tutkunun, phantom'un görünüşünden utanmadığı, christine'in ise phantom'dan korkmadığı "aysız bir gece"de nelere yol açtığını görüyoruz. biliyorum ki phantom ile chrtistine'in aşkının bu kadar tutkulu olmasının asıl sebebi imkansız olması, ancak yine de sonunun bu kadar kötü bitmesini istemezdim. ben hayalimde bir şekilde onları sonsuza kadar birleştirmiştim çünkü.

müzikler ise her andrew lloyd webber müzikalinde olduğu gibi olağanüstü. ancak yine de bana öyle geliyor ki andrew lloyd webber kendini phantom'un yerine koyuyor ve bu nedenle yüreğindeki en derin arzuları bu iki müzikalde tüm çıplaklığıyla müziğine yansıtıyor.

(rainyday - 16 Temmuz 2012 09:07)

müzikal olarak bakıldığında çok başarılı olmasına rağmen senaryosu (bence) olmamış phantom of the opera devamıdır.

--- spoiler ---

ilki bence oldukça mantıklı bitmişti devam etmesine hele hele de bu şekilde dallandırıp budaklandırılmasına hiç gerek yoktu. yok christine'in o çok aşık olup evlendiği kocası kumar borcuna girmiş kadın aslında onu sevmiyormuş da kalbi phantom'a aitmiş de. orijinal hikayede kadının karmaşık duyguları, phantom'a karşı ne hissettiğini bilmemesi onu yarı baba yarı müzikal, cinsel ve gizemli bir obje olarak görmesi falan çok çok güzel açıklanmıştır. yok efendim christine'in çocuğu phantom'danmış. iyice pembe diziye çevirmişler olayı.

--- spoiler ---

ama müzikler muhteşem sırf o yüzden bile izlenir

(bkz: devil take the hindmost)
(bkz: beneath a moonless sky)
(bkz: the beauty underneath)

(lime skittle - 17 Haziran 2014 17:48)

phantom of the opera at the royal albert hall adlı görkemli şovu izler izlemez indirip izlediğim müzikaldir. lakin biraz hayal kırıklığı yarattı ve spoiler'da değineceğim (bazıları da "kişisel") nedenlerden ötürü "çekilmese de olurmuş" ile "çekilmese daha iyi olurmuş" arasında gidip geldim izlerken.

spoiler

1) ilk müzikali izledikten sonra etkisinden çıkamadım. şu oyunu 8 yaşımdayken izleseydim tiyatroya yazılırdım. o derece etkilendim müzikalden. oyuncuları da çok beğenmiştim. devamı olan love'ın hayal kırıklığı yaratmasının nedeni de cast'ın değişmiş olması. keşke ilk cast'la devam edilseydi. hayır; şimdiki cast da güçlü, rollerinin hakkını veriyorlar. ama ilk göz ağrısı diye bir söz vardır ya, ilk cast'ı daha çok sevdim. ki bu son derece kişisel bir neden. başkası cast'la böyle bir bağ kurmadıysa farklı cast olumsuz etkilemeyecektir onu.

2) ilk müzikal, öyküyü gayet iyi işliyordu. karakterlerin de hakkını veriyordu. buradaysa prodüksiyon gene kaliteli olsa da öyküsünden ötürü ekşimsi bir tat bırakıyor damakta. raoul'un kumar borcu, christine'in aslında phantom'a âşık olması, phantom'ın yalancıktan kendisini ölü göstermesi, çocuğun phantom'dan olması vs... fazlasıyla pembe dizi havasında öykü. aynı cast'la devam edilseydi bu pembe dizi biraz daha çekilirdi (yukarıda da belirtilmiş, ki etkileyici taraflarına rağmen çoğu kişinin pembe dizi yakıştırması yapacağını düşünüyorum).

3) oyuna giriş hiç çarpıcı değil. giriş önemlidir. ilk müzikale öyle bir giriş yapılır ki tüyler diken diken olur alim allah. ama burada palyaçoları, cüce kadını görünce "ne oluyoz lan?" diye içimden geçirmedim değil. o dakika üzmeye başladı yapım.

4) ilk müzikalde sürekli seyircinin gösterilmesi, geniş açıdan sahnenin gösterilmesi de hoştu. lakin bunda kamera seyircileri göstermedi. seyircisiz çekilmiş. bu tarafını da sevmedim. zira biraz sinema tadı vermeye başladı, ki bu hoş değildi. seyircilerin tepkilerini gözlemlemek hoş oluyordu.

5) müzikler gene kaliteli. webber zaten dahi birisi. bunu söylemekte bir beis yok. lakin önceki müzikal için yaptıkları kadar etkileyici besteler yapamamış. öte yandan ilk müzikalle karşılaştırırsak her açıdan düşüş var: oyuncu sayısı epey azaltılmış, görkemli sekanslar hiç yok, çarpıcı sekansların sayısı 1-2, oyunculuklar iyi ama öncekiler kadar iyi değil, öykü çok zayıf, yönetmenlik zayıf. yazık. keşke yapılmasaydı.

spoiler

eyyorlamam bu kadar. bakalım webber 2015'te hangi yapımlarla çıkacak karşımıza.

(sherlock holmes 90 - 16 Kasım 2014 20:20)