• "giriş şarkısı jockey full of bourbon ile daha başında teslim almıştır."
  • "filmde adı en az diğerleri kadar anılması gereken bir isim daha var.(bkz: robby müller)o olmasa bu film, bu film olmazdı.kendisini nereden hatırlıyorsun?(bkz: paris, texas)"
  • "roberto ve nicoletta'nın ruhani dansları da akıllardan çıkmaz."




Facebook Yorumları
  • comment image

    fragman başlangıcının "with tom waits" diye başlaması tam da düşünüldüğü gibi "hıh! bakın tom waits oynuyor bizim filmde" der gibidir. zaten film tom waits, john lurie ve roberto benigni için yazılmıştır. tom waits başta tüm kadronun etinden, sütünden ve karizmasının yararlanılıp sergilenmesinden, sonunda jarmusch'un filmle ilgili anlatımlarından da anlaşılıyor bu maksimum fayda. jarmusch iyi ki de film festivalinde benigni ile tanışmıştır da iki suskunun yanına hiçbir şey yapmasına gerek bile olmadan komik olabilen biri gelmiş şenlik ortamı yaratmıştır. bir ukala pezevengin ve ayakkabılarından başka kaybedecek bir şeyi olmayan bir münzevinin yanında benigni çok insani ve tanıdık kalıyordu her şeyiyle.
    "neo-beat-noir-comedy" örneği olarak kategoriler üstüdür. kategoriler üstü olmasından izleyici gider gelir ama genelde yüze yayılmış bir gülümseme ile izlenir film. belki de eski bir arkadaşın tavırlarını hatırlatıp durmasındandır gülümsetmesi.


    (malloryknox - 26 Ekim 2006 09:34)

  • comment image

    adi konulmayan ve dile getirilmeyen bir uzlasma temelinde,
    anlamlandirma zorlamasi olmadan iletisim kurabilen,
    hukmetme ve hizaya getirme saikiyla hareket etmeden,
    samimiyetsiz ve gereksiz bir kibarliga dusmeden,
    mekan ve zaman dayatmasini gozardi ederek,
    beraber zaman gecirebilmenin mumkunlulugu.

    zamani gelir,
    "son bir söz" söylenmeden,
    kisiler hikayeye,
    ayri yollardan devam ederler.


    (zemheri - 13 Haziran 2009 18:42)

  • comment image

    roberto benigni'nin olaya dahil olup durağan ve cool seyreden hikayenin altını üstüne getirdiği jarmush abi filmidir. roberto benigni'nin canlandırdığı, ingilizceyi sözlükten öğrenen italyan mahkum tipi,
    "if luks ken kil, aym e ded now"
    diyebilmiştir bu filmde.


    (dikakana bey - 12 Kasım 2002 23:09)

  • comment image

    --- spoiler ---
    süper bir jarmusch filmi. siyah beyaz çekilmiş ama çok renkli bir dostluk hikayesi.
    film, dj zack* ve hatununun * tartışmasıyla başlar ve sürekli tartışmalarla ilerler. özellikle waits ve lurie sürekli kavga ederler. roberto benigni sevimliliğiyle yatıştırır bu ikisini. hapisten kaçınca aynı kaderin ormanında bulurlar kendilerini. ve ormanın bir yol ayrımında ayrılırken birbirlerinden, adamlarımız zack ve jack ceketlerini değişip tokalaşırlar.
    gözünü sevdiğimin jarmusch'u sevdiği adamları toplamış ve yine o bembeyaz aklıyla izleyip sıkılmayacağımız sıcak bir film ortaya çıkarmıştır.
    ---
    spoiler ---


    (tabularasa - 13 Ocak 2003 14:13)

  • comment image

    jarmush kanunlarıyla donatılmış inanılmaz bir film.

    hikaye, hem çok gerçekçi, hem de çok masalsı.

    birbirinden çatlak üç farklı adamı dört duvar arasına sıkıştırınca, bunlar orada ne yapabilirler?
    işte kaliteli yönetmen, markalı diyaloglarla, sizi o dört duvarın arasından öyle bir çekip çıkarıyor ki,
    apışıp kalıyorsunuz. roberto benigni çok sonradan filme dahil olmasına rağmen, birden gladyatör olup,
    tüm herkesi kurtarıyor, güldürüyor, eğlendiriyor. bu jim çok yetenekli çok!

    !...


    (zzebercett - 23 Mart 2011 01:41)

  • comment image

    film noir türünün ustalaşmış yönetmeni jim jarmusch'dan bitmeyen bir tebessümle izleyeceğiniz sıradışı iç buhran filmlerinden biridir.

    --- spoiler ---

    ara sokaklarda bir şekilde hayatta kalmak için kuryelik ve pezevenklik yapan iki afili delikanlının tuzağa düşürülüp roberto benigni'nin hayatlarına girmesiyle kendilerini bir hapishane parodisine kaptırmaları insanın yüzünde gerçekten bir tebessüm bırakıyor. hapishaneden kaçıp çeşitli yerlere sığındıklarında aslında kaçtıkları o ufak hücreden hiçte bir fark yaşamadıklarını görmemiz , geldikleri yerdeki kurallara göre yaşamaya çalştıkları bir iç buhranın içerisine sürüklüyor adeta.

    adaletin bu filmdeki etksinin aslında , yasadışı bir hayat yaşasalarda bir o kadar yaramaz iki çocuk olan zack ve jack karakterlerinin gerçektende kapatılması gereken azılı mahkumlar sınıfına sokulmasını biraz eleştiriyor diye düşündüm. zaten jack ve zack karakterleri tuzağa düşürüldükleri için roberto karakteri ise 'yanlışıkla' bilardo topuyla bir adam öldürdüğü için yargılanmaktadır aslında ve dikkatlicei bakıldığında hiçkimse için bir tehtit oluşturmayacak karakterlerdir.

    unutulmaz bir sahne olarak , roberto ve sevgilisinin ritüele benzer o dansları görülmeye değer.
    ve tabi ki (bkz: i scream you scream we all scream for ice cream)

    ---
    spoiler ---


    (ink - 8 Ağustos 2011 17:03)

  • comment image

    --- spoiler ---

    birbirinden çok farklı üç erkeğin, birbirlerinin tahammül sınırlarını zorlayışları ve hatta kadınlarla olan ilişkileri ile ilgili bile diyebiliriz film için. nihayetinde birisi kadın satıcısı, birisi hiçbir kadınla kalıcı ve uzun ömürlü ilişkiler kuramayan biri olan, diğeri ise hapishaneden kaçtıktan sonra bir kadınla kalmak uğruna diğer ikisinden ayrılıp, her türlü riski göze alabilen üç adamdan bahsediyoruz. adamların kadınlarla olan ilişkisi üzerinden de filmi okumak mümkün...

    (http://hayatimizsinema.blogspot.com/…986.html#more)

    ---
    spoiler ---


    (diamant - 3 Mart 2012 18:08)

  • comment image

    genel olarak tipik jarmusch takınıtılarının bütününü içeren ve jim jarmusch filmografisinin en nadide parçalarından sayılan nefis film. nedir bu takıntılar? yabancılaşma, iletişimsizlik ve karakterlerin davranışlarına yansıyacak kadar güçlü bir amaçsızlık ve boşluk hissi. bu film de bunları en yetkin bir şekilde kullanmasıyla jarmusch'un çektiği 2. film olan stranger than paradise'a daha yakın duruyor. o filmde birçok mekan değiştirmelerine karşın hayatın iç bunaltıcı durağanlığını değiştiremeyen, hiçbir yere ait olamayan karakterleri gibi bu filmdeki karakterler de hapisten çıkıp, bir süre iç düzeni hapisheneyi aratmayan bir kulübede kalıyor, daha sonra da bataklığa takılıyorlar, yani fiziksel olarak olmasa bile hayatın içinde sürekli hapiste gibiler. hatta bu o kadar yoğun hissediliyor ki bağımsızlığın getirdiği özgür irade, seçim yapabilme, alternatifleri değerlendirebilme haklarını da çok kullanmaya istekli olmamaları, yol ayrımlarında nereye gideceklerini bile çok önemsememeleri amaçsızlık ve boşluk hissini bariz kılıyor. aslında tüm karakterlerin bir amacı var gibi, hatta bunu çok açık bir şekilde dile de getiriyorlar ama bunlar genelde laf olsun diye söylenmiş, gerçekleşeceğine zerre inanılmayan şeylermiş gibi duruyor.

    karakterlerin amaçsızlık ve yılmışlık hissi, iletişimsizliğe de yol açıyor. hatta bu o raddeye varıyor ki tom waits ve john lurie'nin canlandırdıkları karakterlerin, koğuşta konuşacak başka kimse olmamasına rağmen ilk diyaloğu kavga oluyor. işin ironisi bunlardan birinin dj olması ki zaten düzgün kurdukları tek muhabbet djlik olayına bağlı olarak tabiri caizse harici bir muhabbet oluyor. tom waits dj gibi konuşurken john lurie de onu dinleyen radyo başındaki insan sanki. aralarına sonradan katılan ve ciddi anlamda iletişim kurmaya çabalayan tek kişi roberto, o da ingilizeyi yeni yeni öğreniyor ve hapisten kaçmalarını sağlamasına, diğer ikisi boktan sebeplerle tartışırken yemek aramaya çıkıp bir tavşanla gelmesine ve herşeyi çözüme kavuşturmasına rağmen film boyunca bir türlü ciddiye alınmıyor.

    jarmusch, filmin büyük bölümünde özellikle benigni'yi serbest bırakmış, emprovize takılmasını, doğaçlama yapmasını istemiş. bildiğimize göre bu jarmusch'un zaten sık tercih ettiği bir şey fakat burada söz konusu olan adam benigni olunca doğaçlama tadından yenmiyor ve özellikle ice cream şarkısı ve tavşan çevirme yaparkenki monolog (ki bu sahnede annesiyle ilgili söyledikleri tamamen gerçekmiş) gibi koltuktan düşürücü sahneler çıkıyor ortaya.

    sözün özü, her jarmusch filmi gibi huzur veren bir dinginliğe sahip, hatta herşey bir yana, sadece her ağzını açışında yüzümüze sırıtışı yerleştiriveren benigni için bile izlenmesi gereken dört başı mamur bir film down by law. jarmusch'a yeni başlayanlar için de içine girilmesi en kolay, en tavsiye edilesi filmi.


    (gebura - 31 Temmuz 2005 21:01)

  • comment image

    pis alıntıdır.
    "abd, siyah-beyaz, 35mm, görüntü 1:1.85, 1986, 106’
    yönetmen: jim jarmusch
    senaryo: jim jarmusch
    görüntü yönetmeni: robby müller
    kurgu: melody london
    müzik: john lurie, tom waits
    oyuncular: tom waits, john lurie, roberto benigni, nicoletta braschi, ellen barkin, billie neal, rockets redglare, vernel bagneris
    dil: ingilizce-italyanca
    1986 cannes ff yarışma filmi
    1987 italyan ulusal sinema yazarları sendikası en iyi erkek oyuncu ödülü
    1987 norveç amanda ödülleri en iyi yabancı film ödülü
    1988 danimarka robert ff en iyi yabancı film ödülü
    1988 bodil ödülleri: en iyi yabancı film ödülü

    jim jarmusch’un yarı masal, yarı kara filmi içerdekiler, yönetmeni geniş hayran kitlesine kavuşturan üçüncü uzun filmidir. film, üç aykırı tiplemenin hapishanedeki iletişimini ve etkileşimini, bazen şiirsel, bazen de sıradan ama oldukça komik konuşmalarla yansıtmayı başarıyor. tom waits, john lurie ve roberto benigni’nin canlandırdığı bu tiplemelerin her biri çok komik olsa da özellikle bir araya geldiklerinde ve karşılıklı konuştuklarında izleyenleri gülmekten kırıp geçiriyorlar. biri kabadayı edasıyla sert konuşuyor, diğeri kendini müziğin ritmine kaptırıyor, bir diğeri de kötü ve bozuk ingilizcesi ile sürekli klişeler yumurtluyor. zaman kavramını hiçe sayan bu filmde, usta görüntü yönetmeni robby müller’in olağanüstü ve zekice çekimleri de filmi görsel olarak çok güçlü ve ilginç kılıyor. kesinlikle kaçırılmayacak bir masal ve şiirsel güldürü.

    jack ve zack, louisiana’da bir hapishanede aynı hücreyi paylaşmaktadırlar. zack, bagajında ölü bir adam bulunan jaguar marka bir arabayı çaldığı için içeri atılmış işsiz bir disk-jokeydir. jack ise, yeni yetme bir fahişeyi pazarlamaya kalkınca kıskıvrak polisin tuzağına düşen kendi çapında bir pezevenk. her ikisi de, birlikte yaşadıkları kadınlar tarafından sepetlenmiş ve sonunda kodesi boylamışlardır. aynı kaderi paylaşsalar da yıldızları bir türlü barışmaz. derken hücreye, bulunduğu her ortama bukalemun gibi uyum sağlayan iradesi kuvvetli bobby adlı bir italyan turist gelir. pokerde hile yaparken yakalanmış ve oyunculardan birini istemeyerek bir bilardo topuyla öldürmüştür. bu ufak tefek italyan, ekipte kafası çalışan tek kişidir ve çok geçmeden de birlikte hapisten kaçmanın yolunu bulur… "


    (lifedom - 8 Ekim 2005 10:52)

  • comment image

    izlediğim ilk jim jarmush filmi olmakla beraber bana tom waits için ölüne bileceğini ve adamın konuşmasının bile nice şarkıdan ahenkli olabileceğini göstermiştir. film roberto benigni nin çook eylenceli halleri, tom waits ve john lurie nin tatlı çekişmeleri arasında çamurlu su gibin kayıp gitmiştir avuçlarımın arasından güzel izler bırakarak. tek bir cümle her şeye yetmiştir aslında:

    (bkz: i scream you scream we all scream for ice cream)..


    (wiseacre - 10 Ekim 2005 18:32)

  • comment image

    gonlumde dead man ve ghost dog kadar yer tutmasa da pek sirin olan, ayni zamanda amerikan butceli ilk jarmusch filmi. (bkz: #4639192). sanirim diger 2 filmi guzel yapan, senaryolarinin ve altlarinda yatan konseptin guzelliginin yaninda oyunculuklarin da super olmasi. down by law'da ise roberto benigni olmasa icimiz bayilacak yane. yaw arkadaslik, kankilik de bi yere kadar jim, jon lurie de tom waits de bariz kotu oynuyolar. lurie'nin tuhaf dudak hareketleri, waits'in her daim capraz konumlanmis kollari beni benden aldi.

    roberto benigni'nin tavsani pisirirken soyledigi replik tamamen dogaclama imis, cunku ona verilen ingilizce script uzunmus ve roberto onu ezberlemesinin ingilizce seviyesi acisindan zor oldugunu, onun yerine kendi kendine konusmasinin daha iyi oldugunu belirttikten sonra sekillenmis. cok da guzel olmus. film cekimleri boyunca lurie ve jarmusch, benigni'yle ingilizcesi yuzunden dalga gecip durmuslar ama daha sonra benigni italyan televizyonunda lurie'yle bir soyleside, lurie'nin sozlerini yalan yanlis cevirirerek adami cumle italyan seyircisine maymun etmis.

    jarmusch'un benigni hakkindaki su yorumu ilginc: roberto'yu italya'da italyanca stand-up yaparken gordum ve inanamadim, adamin en buyuk yetenegi dilini super hizli ve komik vurgulu kullanmasi, ben ise adami filmde ingilizce konusmaya zorlayarak en buyuk yeteneginden mahrum birakmisim meger, o yine de cok iyi is cikardi.


    (boyle buyurdu berdus - 11 Ekim 2005 10:06)

  • comment image

    neredeyse her sahnesi nefis birer siyah beyaz fotografa benzeyen guzel film..
    kanimca, sirf kilkiyruk tavsanin pisirilmesi sahnesindeki, ozetle; "very strange mother" replikleri icin bile izlenmeye deger..


    (codic - 16 Ekim 2005 05:27)

  • comment image

    --- spoiler ---
    hapishanedeki sahnelerden birinde roberto* duvara bir pencere çizer ve jack'le* aralarında şuna benzer bir diyalog geçer:

    roberto: excuse me do you say in english "i look hat* the window" or do you say in english "i look hout* to the window"?
    jack: in this case bob i'm afraid you've got to say "i look at the window".

    tabii ki bu cümle roberto'ya hiçbir şey ifade etmemiştir. çünkü onun tek derdi grameri çözmektir.
    ---
    spoiler ---


    (gosalyn mallard - 30 Mart 2006 00:48)

Yorum Kaynak Link : down by law