2006 yapımı dandik ötesi bir korku filmi. filmimiz iki sevgilinin araba yolculuğuyla başlar. hatun kişinin çişi gelir ve tuvalete gitmek ister. o kadar temiz bir insandır ki, her taraf yeşillik olmasına rağmen illa umumi tuvalette ısrar eder. olaylar gelişir.

--- spoiler ---

olaylar gelişir dedim ama nasıl gelişir? bir sürü saçmalık üstüste gelir. öncelikle şunu belirteyim, başroldeki hatun karakter ne kadar güzelse bir o kadar da aptal. yaptığı hareketlerin bir çoğu dangalakça. bir iki örnek vermek gerekirse; hanım kızımız ısrarla ve ısrarla her seferinde o tuvalete kaçar. yolun kenarında ağaçların arasında beklerken yolun kenarında arabayı görür, ve yola fırlar; başlar arabanın önünde koşmaya!!! en kötüsü tuvaletin içinde ve yanında bir polis varken kapıyı kitler; eline silahı alıp dışarıdan gelecek katili beklemeyi düşünmez. hadi o düşünmedi polis de akıl edemez. hele polisin ısrarla katil tarafından ezilmesi yok mu? bir diğer fantastik sahne de yanmaya başlayan tuvaletin havaya uçmasıydı. durun bu son; polis kızımızdan kendisini öldürmesini ister. kızımız da silahı dayar polisin ağzına, ateş eder. polisin beyni yere dağılmışken, "you miss" bile der.

--- spoiler ---

filmin süresi yaklaşık 1,5 saat. o süre zarfında boş duvara bakın iddia ediyorum daha güzeldir. aman diyeyim, zamanınızı böyle filmlere harcamayın, ben ettim siz etmeyin.

(crowley - 5 Kasım 2006 00:42)

2006 yılı mahsulu john shiban tarafından yönetilmiş olan abd yapımı film.

yol kenarlarındaki umumi tuvaletleri kendine av mekanı olarak seçen psikopat bir katilin seri cinayetleri şeklinde basit bir konusu olan bir slashermış gibi başlayan, ancak işin içine iyi ve kötü hayaletleri de sokarak aslında kendi kendini bir çıkmaza sokan, gayet sert gore sahneler de içeren hedef şaşırmış bir korku filmi. izlenmese de olur.

--- spoiler ---

tuvalete saklanmış genç kızımız (nicole carrow) peşindeki manyak katilin gittiğini zannederek dışarıdan kilitlenen kapıyı açmak üzere kapıya açılmış bir delikten elini dışarı çıkarır. tabii ki manyak katil gitmemiştir. nicole'un işaret parmağı manyak katilin ağzına meze olmaktan kurtulamaz. bu sahne gore sahnelere düşkün olanlar için yeterince tatmin edici.

--- spoiler ---

(uzuntu - 24 Aralık 2006 16:24)

bu yüzyılda hala böyle bir film çekilebiliyorsa vay sinema sanatının haline...

- abartmıyorum - hayatımda izlediğim en kötü korku gerilim filmiydi. olaylar hem çok aptalca gelişiyor hem de neyin ne olduğu açıklanmıyor filmin sonunda.

imdb'de gördüğüm kadarıyla devamı çekilmiş filmin... daha dicek bi laf bulamıyorum.

(mevcut57 - 22 Ağustos 2010 01:20)

(bkz: rest stop 2 don't look back)

(yalnux - 17 Aralık 2010 00:53)

mad season albumunden matchbox twenty sarkisi.
kizin cocugu otoyolun ortasinda arabadan atmasina kil olsak da halet-i ruhiyesini cok iyi anladigimizdan "okuzsun okuz!" diyemiyoruz. bazen hersey lay lay lom giderken bir anda -ama bir anda- "neredeyim ben? bu yasadigim nedir? bu herif/kadin da kim?" diyebiliyoruz, o kadar sevdigimiz, ugruna olecegimizi dusundugumuz kisiye bir saniye icinde yabancilasabiliyoruz. farkediyoruz ki onunla ilgili hic ama hic bir sey umrumuzda degil. hayatimizdaymis, degilmis su kadar farketmiyor (eliyle isaret parmaginin tirnaginin ucunu gosterir). bir anda, oluyor boyle seyler, aciklamasi da olmuyor. olsa olsa sonradan rasyonellestirebilinir bazi seyler, o kadar.
iste o noktada, bittigi noktada uzatmanin anlami var midir? herkes yoluna gitsin, guzel anilar hatirlandikca gulumsensin. sen sag ben selamet...
bu girizgahtan sonra, sizleri sarkinin sozleriyle basbasa birakiyorum:

just three miles from the rest stop
and she slams on the breaks
she said i tried to be but i’m not
and could you please collect your things
i don’t wanna be cold
i don’t wanna be cruel
but i gotta find more
than what’s happening with you
if you’d - open up the door

she said - while you were sleeping
i was listening to the radio
and wondering what you’re dreaming when
it came to mind that i didn’t care
so i thought - hell if it’s over
i had better end it quick
or i could lose my nerve
are you listening - can you hear me
have you forgotten

just three miles from the rest stop
and my mouth’s too dry to rage
the light was shining from the radio
i could barely see her face
but she knew all the words that i never had said
she knew the crumpled-up promise of this
broken down man - and as i opened up the door

(a lifetime of type ii errors - 16 Haziran 2004 13:12)

filmi izlemedim ama okuduğum kadarıyla ana fikri stephen king'in 19 sayfalık aynı adlı kısa hikayesinden almış. king'in hikayesi farklı isimlerle romanlar yazan yazarların bir müddet sonra diğer ismine farklı bir karakter vermesiyle ilintili. idare eder bir hikaye.

(parliament night blu ray - 15 Şubat 2016 02:31)

sevgilinin ruyasinda ne gordugunu merak etmedigin an, onun artik sevgilin olmadigi an…

(deep in dark - 5 Nisan 2005 00:47)