izlemeyi yarim biraktigim ilk dizi.

(nitro - 17 Kasım 2007 05:10)

vampir dedektiflik denebilecek türdeki dizi.konusu genelde şöyle özetlenebilir;
gözlerinde sorun olan ve görüşünü gün geçtikçe yitiren dedektifimiz victoria masabaşı olarak çalışmayı rededer ve özel dedektif olarak çalışmaya başlar. aldığı davalarda doğa üstü olaylarla karşılaşmaya başlar ve o sırada 400-500 yaşlarındaki masum görünüşlü vampirimizle karşılaşır. bundan sonra beraber çalışmaya başlarlar.

baş karakter olan vicky nin güçlü karakteri ve başıbuyruk denebilecek bir insan oluşu buffy yi hatırlatsada kendisinin ne vampirlerle ne de doğa üstü olaylarla pek tecrübesi yok.

vampirimiz henry de ilginç bir geçmişe sahip ama vampir oluşuyla ilgili kendini savunmaya gerek görmüyor. angel karakterini ruhu olduğu ve diğer vampirlerden farklı olması gibi bir savunması varken; henry diğer vampirlerden farklı olduğu konusunda pek bir işaret vermiyor. gerçi zaten kendisinden başka çok vampir görünmüyor , bunu da nedeni vampirlerin tek başlarına avlanması ve kendi alanları koruması olarak gösteriliyor.

not: vampirimiz henry iii. değil viii.henry 'nin oğludur.

(amarie - 18 Şubat 2008 01:16)

ilk iki bölüm sonunda bir şeye benzemediğini çok rahat anlayabileceğiniz lifetime yapımı dizi. bu dizide iblis vampirden daha çok vampir.

(ben bir garip dilenciyim - 27 Ocak 2009 08:08)

aynı zamanda bir blue heelers bölümü.

(meth - 3 Temmuz 2011 15:18)

aynı zamanda bir northern exposure bölümü.

(meth - 6 Ağustos 2011 22:39)

ilk fragmanı gelmiş olan film.

http://www.youtube.com/watch?v=uv1fmcymcvc

(zeddicus zu l zorander - 20 Mayıs 2013 19:37)

görkemli bir cast, kamera arkasında da yetenekli olduğunu kanıtlamış bir sinemacı, 70'lerin suç dolu new york'u ve biri suçlu, diğeri polis iki kardeş... blood ties geçen sene mayıs ayında cannes'da gösterildi ve festivalin en fazla eleştirilen filmi oluverdi. sonra amerika'da iki festivalde gösterildi. gene olumsuz eleştiriler aldı. bunun üzerine guillaume canet tekrar kurgu odasına girdi ve filminin 20 dakikasını çöpe attı, filmi düzeltmeye çalıştı. daha sonra ses çıkmadı filmden. en sonunda bir ay önce gösterime girdi ve torrente düştü. clive owen ile billy crudup'ın başını çektiği kadroda zoe saldana, mila kunis, marion cotillard, efsane aktör james caan, noah emerich ve matthias schoenaerts'i izliyoruz. izliyoruz izlemesine de sıkılarak izliyoruz. zira çoook sıkıcı ve kötü bir film blood ties. kadro da harcanmış. yönetmenlik vasat. james gray'in de imzası bulunduğu senaryo daha da vasat. tür iyi tahlil edilememiş gibi görünüyor. gerçi kimilerine göre american hustle'dan daha iyi. bu mukayeseye girilmesinin nedeni iki filmin de 70'lerde geçip suç ve suçluları merkeze koyması. ama tabi ki aralarındaki benzerlikler çok az. bana göre iki film de kötü.

neyse... blood ties suç gerilim türlerinde. ama hiçbir anında şaşırtmadığı gibi (sadece klişelerden oluşuyor film ve her daim senaristlerin bir kaç adım önündeyiz. türe yeni bir şeyler katmasını beklemiyordum tabi ki, ama bu denli bilindik bir şekilde ilerlemesi de can sıkıcı), gerilimli de olamayıp heyecanlandırmıyor. canet ile gray, martin scorsese sinemasını, hatta brian de palma filmlerini, belki de 1940'larda çekilen gangster filmlerini iyi bir şekilde inceleselerdi iyi bir filme imza atarlardı. ama olmamış. dediğim gibi başından sonuna kadar tahmin edilen her şey gerçekleşiyor. buna gerilimli atmosferin oluşturulamamasını, aksiyon sekanslarının vasatlığını da eklersek her açıdan dökülen bir film ortaya çıkıyor. karakterlerinde de sorun var. chris ile frank dışındaki karakterler ve tüm karakterlerin birbirleriyle ilişkileri kötü bir şekilde yazılıp çizilmiş. kadın karakterler bu türdeki filmlerde olduğu gibi üçüncü plandalar. mila kunis'in canlandırdığı karakterin de, zoe saldana'nın karakterinin de, marion cotillard'a teslim edilen karakterin de tek işlevleri sevgili/eşten ötesine geçememiş.

sözün özü: fransız aktör guillaume canet bu kez senarist koltuğunda da, yönetmenlik koltuğunda da iyi bir işe imzasını atamamış. gene de umuyorum yönetmenliğe devam eder. zira önceki işleri fena değildi. öyle ki yönettiği tell no one bir kaç senedir amerika'da tekrar çekilmeye çalışılıyor. ayrıca bir de canet'nin blood ties'ı uyarladığı fransız filmi les liens du sang'ı da bir ara izlemek gerek. eminim fransız filmi, amerikan filminden daha iyi. les liens'te canet'nin başrolde yer aldığını da belirteyim.

(sherlock holmes 90 - 4 Nisan 2014 23:02)

oyunculuklar güzel ama senaryo vasat. bu kadroyla klişeden uzak çok daha iyi bir film çekilebilirdi.

5/10

(ma lazi vore - 23 Nisan 2014 15:47)

--- spoiler ---

bu aralar çok da iyi filmler çıkmadığını düşünecek olursak fena denemeyecek bir film. daha sert olabilirdi aslında film. clive owen ilk başlarda akıllanacak birader görünümündeydi ama sonradan aslına döndü. tık tık sahnesi ve clive owen'ın duvarı kafalama sahnesi filmin akılda kalan sahneleriydi. mila kunis'in ne diye kadroda olduğunu da çok belirsiz. 7/10
--- spoiler ---

edit: filmin müziklerinden bahsetmeyi unutmuşuz. güzel müzikleri var. soundtrack list için buyrunuz:

http://www.soundtrackmania.com/…oundtrack-list.html

(aydaki ayak izi - 1 Haziran 2014 20:35)

clive owen'i kadir inanır rolünde izlediğimiz film.

http://www.youtube.com/watch?v=uni-clvfv_u

(indocilis - 20 Haziran 2014 16:05)