italyan yönetmen giulio ricciarelli'nin ilk uzun metraj filmi. genç ve idealist bir alman savcı, auschwitz kampında görev yapan nazi subaylarını yargılamak ister ve olaylar gelişir. ilk film için iyi bir film olduğu söylenebilir. bavyera film festivalinde ve les arcs film festivalinden ödülle dönmüş. 17. uluslararası eskişehir film festivalinin de bu yılki açılış filmi ayrıca.

(dorylaion26 - 3 Mayıs 2015 02:38)

nazilerle ilgili ne olsa izlerim diyen bir adamım. auschwitz fazlasıyla araştırdığım bir yer. ha birde kendimi ceza hukukçusu olarak tanımlayabilrim sanırım.

suç ve ceza film festivali kapsamında izledim kendisini. film oldukça başarılı çekilmiş. zaten gerçek bir olayı anlatması çarpıcı. gerçekte olanlar ise almanyada yapılan en net ceza reformudur.
--- spoiler ---

herkesin bir dönem nazi olduğu gerçeği ile yaşamak çok çarpıcı bir gerçek. evet o adamlar öyle inanmıştı ki insanları öldürmeyi görev bilinci olarak gördüler. dönem bitince ise, ilkokulda öğretmenlik dahil normal işlerine geri döndüler.
--- spoiler ---

(baron duncan - 21 Ekim 2015 23:26)

izlerken sık sık türkiyeyi düşündüren film, biz değil yargı aşamasına geçebilmek, mecliste yüzleşme komisyonlarını bile kuramıyoruz. tarihle yüzleşme açısından mühim bir örnek.

--- spoiler ---

klişeleriyle bana bridges of spies ı hatırlatmıştır.
--- spoiler ---

(her seyden biraz - 9 Ocak 2016 00:52)

oscar'ın sevdiği konulardan... ilk yarısı iyi de ikinci yarısı bayıyor.

zamanında extras diye bir komedi dizisi vardı. dizide kate winslet 2. dünya savaşıyla ilgili bir filmde oynuyordu. çekim arasında da geyik yapıyordu:

"bu kaçıncı? anladık. korkunç bir dönemdi."

üstüne ekliyordu: "bunu yapmamın nedeni soykırım filmlerinde oynayanların oscar'ı garantilemesi. dört kez aday oldum ama hiç kazanamadım. işte bu yüzden buradayım. schindler'in lanet listesi. piyanist.. kıçlarından oscar'lar fırlıyor."

kate winslet bundan hemen 3 yıl sonra nazilerin yaptığı soykırım konulu bir filmle oscar aldı. (bkz: the reader)

(yapmayin oyle seyler - 30 Ocak 2016 02:59)

başka sinema sayesinde izleme şansı bulduğum bir başka film. "tarihimiz ile yüzleşmek" mevzusunun nasıl olması gerektiğini güzel anlatıyor. bu işlerin ağlak bir edebiyatla veya sadece siyasi saiklerle olmayacağını gösteriyor film.

(sarapzade dimitra pasa - 30 Ocak 2016 14:43)

45dk uzaklara bakmalı gıcık sanat filmi bekleyenler umduğunu bulamayabilir.. o kadar da sanat filmi gibi gelmedi bana.. ben ne bosnalı yönetmenlerin sanat filmini izledim beeea.. he heeytt.. çok da şey yapmamak lazım yani.. bu işten anlamam ama az uğraşsa gişe filmi olabilirmiş..

--- spoiler ---

yanlış anlamadıysam diyor ki 6 milyon parti üyesi vardı bunların 8000 tanesi auswitsch kampında görev aldı.. aq 7-8 tanesi zaten herifin çevresinden çıktı.. ne boktan bi çevreymiş.. ne küçük bir dünyaymış..
--- spoiler ---

--- spoiler ---

olayın acıklı tarafları abartısız şekilde filmin içine iyi yayılmış.. bazılarının emir aldığı için böyle davrandığı bazılarının emirlerin dışına çıktığı ve bu suçları işlediği falan güzel yayılmış da sonuna "ve bu sanıklardan hiçbiri pişmanım demedi biliyo musuuaaan" diyerek gözümüze sokmasan eyiydi. biz anlamıştık neyin ne olduğunu..
--- spoiler ---

(visnevotka - 1 Şubat 2016 16:10)

hani deriz ya insanı koltuğuna yapıştıran film diye; böyle bol efektli, hareketli falan; bu film öyle efektlere ya da aksiyona ihtiyaç duymadan bizi koltuğumuza yapıştırıyor. yılın bence en başarılı filmlerinden biri, harika bir kurgu, harika bir senaryo ve kusursuz oyunculuklar. özellikle eyalet başsavcısının sadece bakışlarıyla verdiği tedirgin hava seyirciyi filme daha çok odaklıyor. herr radmann gayet ikonik bir savcı portresi çiziyor.

filmi izlerken insanın aklına ister istemez tarih boyunca yaşanan katliamlar, savaşlar, insanlığa karşı işlenmiş onlarca suç geliyor. aslında film bize tek bir şey öğretiyor; sessiz kalmak suça ortak olmanın diğer adı. hiç bir devletin ya da halkın tarihi toz pembe ya da masum değil ama bizler geleceği daha dürüst inşa edebiliriz.

filmde canımı acıtan bir diğer konu ise ülkemde yapmaktan imtina ettiğim mesleğimin aslında ne kadar güzel ve kutsal olduğunu hatırlamamdı ve elimden gelme ihtimali olan tek şey gelecekte onurlu hukukçular için demokratik bir ülke bırakmak.

(magracer - 9 Şubat 2016 18:00)

bana kendimi çok elit, acayip fularlı pipolu hissettirmiş film.. türkiye'de şu filmi sinemada izleyen 3190 kişiden biriyim. (ulan büyülü fener 17 liraya hafta içi sanat filmi mi olur? sana laflar hazırladım. ne biçim festival bu biz hiç eğlenmedik..) verdiğim ücret de elitliğime elitlik kattı, fularıma iki desen iki sökük püskül daha attı..
nerden mi biliyorum bu kadar elit olduğunu aha kaynak: götüm

(visnevotka - 2 Mart 2016 12:28)

nazilerin savas bittikten 15 yıl sonrasında bile alman yetkililerce kollandigini, kamplarda yasananlardan halkın bilgisiz olduğunu, binlerce nazinin buhar olup ucmadigini ve halkın arasına karistigini anlatan bi film. nazilerin kendini emir kuluyduk diye savunmasında haklılık payı olup olmadığını sorgulayan bi film olması sebebiyle önemli bence. zira yapılanları biraz aklar bi tutum sergileseler de genel olarak alman toplumuna eleştiri var.

--- spoiler ---
alman savcının babasının nazi olduğunu ogrendiginde sasirmasi garip olmuş. doğu cephesindeymis, savaş biteli 15 yıl olmuş ortada yok. ya ne olacagidi.
--- spoiler ---

(guldum gectim genceciktim - 19 Haziran 2017 12:06)

filmde resmedilen yargı bağımsızlığına hayran oldum. nasıl kanıksadıysak artık "nasıl korkmadan yapabiliyor bu savcı bunu" diye hissettim. bizde olsa "vatan haini" ilan edilir ve içeri alınır çünkü.

(whostrikesback - 22 Temmuz 2017 13:32)