mark pellington'ın yönettiği, luke wilson'ın başrolünde oynadığı, hayata arkasını dönmüş bir adamın hayat tarafından tekrar hayatın içine çekilmesini anlatan film. "henry had given up hope, hope never gave up on henry". http://www.apple.com/…independent/henrypooleishere/ adresinden trailerına ulaşmak mümkün.

(sargonnas - 24 Nisan 2008 09:32)

bizim stv'de yayınlanan iman-inanç filmlerinin amerikan versiyonu.

--- spoiler ---
hayattan ümidini kesmiş bir adamın duvarında isa resminde bir leke oluşur, komşuları bunun bir mesaj olduğuna inanırlar adam inanmaz, duvarla ilgili çeşitli mucizeler olur adam inanmaz, eh filmin sonunu tahmin edersiniz artık. hayattaki bütün twistleri böyle çözme rahatlığının da hastasıyım arkadaş, inandın mı bitti gitti. adamlar bir de duvardaki lekeden medet umuyorlar ve koskoca filmi de ciddi ciddi bunun üzerine kuruyorlar ya artık ne denir bilemedim. film inan, umut et diyor ama tanrıdan umut dilen, tanrının inayetine inan diyor, kendine, insanlara veya hayata inanmak varken git duvardaki lekeye inan, evet. bak sinirlendim gece gece.
--- spoiler ---

(sambalici - 7 Ekim 2008 00:41)

ölüceğini sanan bezgin bekirin dindarlar tarafından hayata döndürülme operasyonu olmuş film ve hakikatten de stv yapımlarının biraz daha pahalı bir prodüksiyonla yapılması
türk televizyonlarında çıksa^* burun kıvırır izlemeyiz, izlemezseniz bişey de kaybetmezsiniz

(demlikposet - 29 Ekim 2008 13:29)

romantik komedi umuduyla izlenmeye başlanan ancak beter bir inanç kumkuması filmcik. tek güzel şey küçük kızdı, o da konuşunca büyüsü bozuldu. insan imreniyor mucizelere ama öte yandan herkesten iyi biliyor ki mucize diye birşey yok.

--- spoiler ---

doktorlar öleceksin dedi mi ölüyor insan. öldü çünkü, olmadı, sen hiç hasta olmamışsın demediler. gitti.

--- spoiler ---
inanmasın kimse bu palavralara, inanın daha önce inanmamış olsam yazmazdım.

(sheen - 13 Kasım 2008 23:38)

sacma senaryosuna ve oyunculuklara ragmen cok saglam bir soundtracke sahip olan film

(narsist dog - 11 Ocak 2009 21:35)

sonu cok sacmalamasaymis guzel olacakmis... luke wilson da yasini aldikca sisiyor, sisikligini sabitlestiriyor; guzel adamdi n'oldu buna... olsun yine de severiz, filmlerine oncelik veririz...
--- spoiler ---
tamam inanc filmi. sonuna kadar da oyle ilerlemesi cok rahatsiz etmedi beni. ancak artik sonda; "yok o blood gercekti, hastaligin da uctu gitti kul oldu..." kismi rahatsiz ediciydi. anlasilan film 90. dakikalara varinca artik bir sekilde sonlandirmalari gerekmis, boyle olmus.

bastan beri hic hasta degilmisse ben karakterin beynine sicayim; hic mi ikinci bi doktora gitmediydi... yok hastaligi gectiyse de asiri inanc filmi olmus. sonunu bu kadar inanca baglamasalarmis keske...

duvarina "henry poole was here" yazisindan itibaren olmeyecegi anlasiliyor; heee filmin isminde "is"di. demek ki luke wilson'imiz olmuyor... ola.
--- spoiler ---
sonunu daha farkli yapsalarmis; kokune kadar inanca vurmasalarmis aslinda guzel film... biraz fazla abartili olacak gibi ama hafif wes anderson filmlerinin^* havasi var cunku filmde; agirligi:^*, depresifligi, soundtrack'i iyi kullanisi, cins / flawed character yaratisi...

(infected grail - 6 Nisan 2009 01:27)

digiturk' ün üstün hizmeti(!) dvdigi'ye yüklenmiş olan film. filmin kategorisinde komedi yazması beni benden alan ve filmden hatırlayacağım tek detay.

(murder of neon - 9 Şubat 2010 19:13)

posterine aldanıp komedi sanıp izlediğim film. ama öyle değilmiş, aksine hafif dram içeriyor.

(crazy iso - 24 Eylül 2010 21:54)

inançla ilgili bi film ancak değişik vurgular yok, inanmayan da duvarı deliyor ancak bunu görmek için tüm filmi izlemeye gerek yok. işlerin sonunda dize gelen kafir görmek istiyorsanız daha başka seçenekler de mevcut nasılsa.

--- spoiler ---
çocukluk günleri yüzünden henry'nin o evi istemesini anlatmışlar da sıkıcılıktan insanları baymak yerine çocukluk günlerine ve daha sonraki hayatına ilişkin hikayeleri katsalar daha iyi olurmuş sanki. henry neden kafir oldu, öleceğini duymadan önce hayatı nasıldı, aşkları nasıldı, bilemiyoruz. tek bildiğimiz sürekli "tadilat yapmanıza gerek yok, kalıcı değilim" demesi. hani insan bi seri katil bekliyor, heyecanlanıyor ama duvarın lekesi heyecanı törpülüyor.
ayrıca insan o mucizevi duvarı bi eller, bi yoklar, meraklar di mi? yok, henry inatla mıncıklamaktan kaçınıyor, sonunda yıkarken ellemek zorunda kalıyor ya çok saçma oldu o kısım.
tabii diyalogların da inandırıcılıktan uzak olması filmi aşırı sıkıcı yapmaya yetmiş, artmış. sadece müzikler olsa daha eğlenceli olurdu. ya da sadece luke wilson da olabilir.
--- spoiler ---

(doras - 30 Ocak 2011 04:27)