Dead Man's Walk (~ Larry McMurtry's Dead Man's Walk) ' Dizisinin Konusu : Dead Man's Walk is a TV mini-series starring F. Murray Abraham, Keith Carradine, and Patricia Childress. In this prequel to "Lonesome Dove", two young men join the Texas Rangers unit that's on a mission to annex Santa Fe.
Lonesome Dove(1989)(8,7-19131)
Broken Trail(2006)(7,8-5366)
Streets of Laredo(1995)(7,4-1550)
Flash Gordon(1936)(7,3-1900)
Comanche Moon(2008)(7,2-2607)
birbirinden güzel isimlerin beraber dinlenebileceği soundtrack'e sahip film..bruce springsteen'den "dead man walking", johnny cash'den in your mind, suzanna vega'dan "woman on the tier (i'll see you through)", lyle lovett'dan "promises", nusrat fateh ali khan ve eddie vedder'dan "face of love" ve long road, tom waits'den fall of troy ve walk away, michelle shocked'den "quality of mercy", patti smith'den walkin' blind, hepsi bu filme sığdırılmış şekilde..afişi de pek güzeldir, susan sarandon'ın burnu, sean penn'in çenesi sivridir..
(charlottesometimes - 25 Ekim 2002 16:09)
tim robbins'in yönettiği ve kendisine en iyi yönetmen dalında oscar adaylığı getiren, karısı susan sarandon'a en iyi bağyan oyuncu oscar'ını kazandıran, sean penn'e ise "kariyerindeki en farklı tip"i oynama imkânıyla birlikte, en iyi aktör oscar'ı adaylığı sunan, bir üzünç ve "hadi sen olsan ne yaparsın" türü filmdir.hakkında, küçük çocukları umarsızca donalttığına dair şayalar bulunan bir genç yakalanır, asılacaktır, bu arada bir rahibe bu imansızın aynı zamanda bakıcılığını üstlenirken, inançsız ölmesin diye ona "tanrı aşkı" aşılamaya çalışmaktadır; adamın suçlu olup olmadığı arasında, karşı koyulmaz fikirlerle direnen sewgi dolu rahibe, yaşlıdır, tecrübelidir ama birden çaresiz kalmıştır.bu pilot içinde, adamın idam'dan dönüp dönmeyeceğini, bu arada geçen süreyi "adetağ" yaşatan film, 28-39 yaş arası insanları ağlatabilir, ağlatmasa bile en azından ağlamayı düşündürtür.
(cyrano - 28 Mayıs 2000 23:31)
sefkat kelimesine bambaska bir anlam yukleyen film.
(still - 28 Mayıs 2000 23:35)
zeki elden çıkmış film. film boyunca "lan bu herif masum mu değil mi" diye düşündürtürken aslında şunu sorduruyor: demek ki bir kişinin suçlu olup olmadığı muallakta kalabiliyor. ama asarsan telafisi olmaz ki...?
(ed gein jr - 21 Mayıs 2011 00:35)
meal: idamlık mahkumları tanımlamak için kullanılan deyim
(konor - 13 Temmuz 2000 22:56)
--- spoiler ----sen tanrı'nın bir çocuğusun,matthew poncelet.-kimse bana daha önce tanrı'nın çocuğu demedi.bana defalarca falan filan- çocuğu dediler,hiç tanrı'nın çocuğu demediler.ölümümün, o anne- babalara biraz rahatlık vereceğini ümit ediyorum.belki de percylere ve delacroixlara verebileceğin en iyi şey, huzur duymaları yönünde bir arzudur.ben asla gerçek aşkı hissetmedim.hiçbir kadını ve kendim dışında kimseyi pek sevmedim.demek ki sevgiyi bulmam için ölmem gerekiyormuş.beni sevdiğin için teşekkür ederim.--- spoiler ---
(a little boy must suffer - 9 Aralık 2011 21:48)
suç, ceza, sevgi ve eksikliği konulu etkileyici film. insanı bayağı düşündürür, bi ters yüz eder, bi süre tanıdıklarını sevgi, ilgi, şefkat manyağı falan yapma isteği doğurabilir. oyunculuk muazzamdır (bunda sean penn ve susan sarandon'ın eski aşıklar olmalarının etkisi vardır belki), izledikten sonra ikisinin de hastası olunur çıkılır. filmin sonunda ağlamamak için en çok kasılan yerde bruce springsteen'in mükemmel sesiyle girerek insanda daha fazla güç bırakmayan şarkısıdır ayrıca. konuyu esas oğlanın ağzından özetleyip "i won't ask for forgiveness, my sins are all i have" cümleciğiyle filmi şahane bi biçimde tamamlar, mevzuya son noktayı koyar. birden kilitler adamı. içesini getirir.
(cisterna - 12 Nisan 2003 01:14)
enerjik bir smiley şarkısı. hafif bir hint müziği esintisi de var gibime geldi.
(sane ego - 22 Temmuz 2012 13:46)
sean penn'in oscar ödül töreninde resmen harcandığı filmdir..o sene ödülü alan nicolas cage'i performans olarak resmen ezmişken akademi dallamalığını göstermiş, abimizi oscar'dan mahrum etmiştir..
(parma maniac - 5 Mayıs 2004 13:08)
pi$manlık, merhamet, hataları anlama ve bunları düzeltme isteği, toplum baskısı ve içine dü$ülen ikilemler sonucu ortaya çıkn ki$ilik çatı$maları ve bunalım hakkında etkileyici bir film.sean penn'nin umursamaz, serseri tavırlarının zaman içinde deği$mesi ve aslında ne kadar yardıma muhtaç olduğunun ortaya çıkması, susan sarandon'nun da bile bile sonucu belli olan bir mücadeleye giri$mesi ve sadece duygularını dinleyip yıllar yılı kafasına yerle$tirilmi$tüm dogmaları reddedip bu genç adama yönelmesi gerçekten de etkileyici yapıyor bu filmi.karakterler için acıdığınız ve de onlara kar$ı bir$eyler hissettiğiniz ender eserlerdn birisi ayrıca.
(nasedo - 11 Ocak 2005 09:43)
Yorum Kaynak Link : dead man walking