anthony waller'in yönetmenliğini yaptığı, başrollerini bill pullman, devon sawa ve gabrielle anwar'ın paylaştığı, 2000 yapımı, simon burke romanı uyarlaması film...

(bkz: the evil that men do)

(shapeshifter - 27 Ocak 2004 10:58)

orijinal ismi den skyldige olan film

(mohomefront - 18 Kasım 2018 12:43)

sadece iki odada geçen ve oyuncu sayısı bir elin parmak sayısından az olan bir film. en az malzemeyle en güzel pastayı yapmanin haklı mutluluğunu yaşayan yetenekli bir yönetmeni var.

(ezgininannesiyim - 24 Kasım 2018 22:53)

--- spoiler ---

basit bir hikaye bu kadar ustaca islemek... film adeta mukkemmel demlenmis bir cay, iyi pisirilmis bir pilav gibi. hic bir aksiyon sahnesi olmadan temposu bir dakika bile dusmeyen bir filmi neredeyse tek mekanda yazmak,cekmek her babayigidin harci degil.

filmin karnina karnina calistigi bence en onemli konu önyargılar. ozellikle asger’le iben’in sevdigin yemek muhabbetinde domuz sevmeyen asgere iben’in direkt musluman misin diye sormasi filme atilmis bir imza gibiydi. devam eden sahnelerde asgerin joseph diye birini oldurdugunu itiraf etmesi de bu baglamda degerlendirilince guzel bir pastanin uzerindeki kremanin tepesine konulan vişne gibi.
--- spoiler ---

tavsiyem haftasonu bu filme gitmeyin, filmin kiymetini bilmeyen bir suru dallamanin oflamasini, pufflamasini salonu terk etmesini cekiyorsunuz.

(tintoretto - 2 Aralık 2018 03:03)

sıradan insanların vicdani yükleri, doğru sandığı yanlışları, sorumluluk duygusu altına saklanmış takıntıları, hayatın işleri nasıl da farklı bir yere getirebileceği ve şaşkınlıktan donan bizlerin aciziyetlerimiz üzerine, sıradan olmayan hikayesi olan, danimarka yapımı film, şiddetle olmasa da tavsiye edebileceğim bir film oldu benim için.

(yalnizzpenguen - 5 Aralık 2018 22:13)

yarısında uyudum,ikinci yarısında da sinirlenip terkettim salonu var mı diyeceğiniz.tek sahne,tek oyuncu!inanamadım,akşamım berbat oldu,hayatımda bu kadar salakça heba ettiğim saatlerim nadir olmuştur.fiyatından belliydi zaten.öğğkkk!!!

(ken wu - 9 Aralık 2018 14:45)

başından sonuna gerilimini koruyan film. her dış etken baş kahramanının ruh zayıflıklarını zorluyor ve nihayetinde gelecek iç hesaplaşmasına katkıda bulunuyor ve olaylar gelişiyor. bir öyküyü, bir kişiyi anlatabilmek için özel efekt, maket, şaşaa gerekmeyebileceğini güzelce göstermiş film. çocuk filmi değil; evet.

(naculos reloaded - 9 Aralık 2018 15:01)

yönetmeni gustav möller, ifft awards: the audience award ödüllü danimarka yapımı gerilimi güzel sonraları ters köşe vicdanı sızlatan bir yapım, izleyin mutlaka.

(dont die - 9 Aralık 2018 22:51)

ilk yarının bitiminde sonunu kolaylıkla tahmin etmenizi sağlayacak unsurları barındıran film. ikinci yarıda neden hala anlamadı diye üzülmeye de başlıyorsunuz...

(goks - 20 Aralık 2018 20:53)

tek oyuncu tek mekan olmasına rağmen sıkmayan bir film. izlenebilir.

--- spoiler ---

taa o ilk "kardeşim uyuyor babam o odaya girmememi söyledi" konuşmasında bebeğin ölü olduğunu hepimiz anladık tamam hepimiz çok zekiyiz. fakat ikinci yarıdan önce ben bebeği annenin öldürdüğünü anlamadım, siz nereden anladınız arkadaşım? benim kafamda hemen oliver'ın başka adamın çocuğu olduğu, bunu duyan michael'ın sinir krizi geçirip çocuğu doğradığı ve anneyi de cezalandırmak için kaçırdığı senaryosu canlandı. tam türk kafası işte. (:

tabii ki kadını kaçıran kişinin telefonunu elinden almaması, düzgün ve sakin bi şekilde kadınla konuşması vs. düşündürüyor insanı belki de kaçırma değildir başka bir şeydir diye ama ben kadın "oliver artık ağlamıyor" diyene kadar kadının yaptığını anlamadım. o yüzden çok üzüldüm.

--- spoiler ---

(efsunly - 21 Aralık 2018 12:06)