• "(bkz: two weeks in another town)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    cok eglenceli bir vincente minnelli filmi. kirk douglas filmde 'issiz adam'i oynuyor. hollywood'da ne capanogullarinin mevcut oldugunun gosterilmesi bir kenara, minelli huzunlu hikayeler anlatiyor.. filmin muglak sonu, o donem icin oldukca siradisi.

    gereksiz tiriviri: filmin sonunda oscar heykelcigini kullanmalarina izin verdigi icin akademi'ye tesekkur sunuluyor.


    (whatdreamsmaycome - 7 Şubat 2009 12:13)

  • comment image

    kirk douglas'lı, lana turner'li bir vincente minnelli filmi.52 bir nostalji senesi olmuş gibi hollywood'da. the bad and the beautiful ve singin' in the rain o sene çekildi. bir melodram ve bir müzikal komedi. filme ilk düşünülen ad the bad man idi. meselesini doğrudan anlatan bir başlık. sonrasında filmde bir de lana turner var, onu da ifade eden bir açılım yapalım diyip beautiful'lu olana karar kılınmış. çizilen prodüktör karakteri david o. selznick'ten esinlenilmiştir genel olarak. ünlü babanın oyuncu kızını ise barrymore'la ilişkilendirir kimileri. emin olamamakla birlikte hollywood'da rashomon etkisi gibi görüyorum bu filmi biraz da ve yine iki sene sonra çekilmiş the barefoot contessa'yı da the bad and the beautiful ve rashomon'un çocuğu olarak.


    (alaskardan - 24 Şubat 2013 18:11)

  • comment image

    bu klise isimli vincente minnelli filmi, belki de yönetmenden beklendigi gibi bir müzikal olmadigindan cok fazla isim yapmamistir. oysa ki martin scorsese upuzun ismini hatirlayamadigim amerikan filmleri belgeselinde nasil da uzun uzun deginmistir bu filme, dikkatleri cekmesi icün.

    olay sudur; kirk douglas'in oynadigi jonathan shields karakteri, dünyayi fethetme, basaridan basariya kosma hevesinde bir film yapimcisi olarak baslar kariyerine. hikayesini kariyer yolu boyunca bir nevi ezip gectigi 3 kisinin agzindan dinleriz: meshur ettigi star, ilk sanslarini tanidigi, sifirdan alip birinci sinifa cikardigi bir yönetmen ve epeyce dolayli bir yoldan pulitzer ödülü kazanmasini sagladigi bir yazar. bu üc kisi, jonathan tarafindan "kullanilip atildiklari" düsüncesiyle kendisine küsmüslerdir, ama her hikayenin sonunda kime hak verecegimizi sasiririz. zira jonathan'in yaptigi iyi veya kötü seylerin arkasinda basit bir kariyer manyakligi ve acgözlülük degil, daha yüksek bir hedef vardir. yaptigi islere kendi damgasini basmak, yapilabilecek olanin en iyisini yapma coskusu ve coskusunu paylasma yetisiyle dolu bir karakterdir jonathan; bu yolda beraberce yürüdügü insanlardan zamanla ayrilmasi, kendisine güvenmis insanlara ihanet gibi gelir, ama hikayeyi o insanlarin agzindan dinlesek bile, bir oportünist ve antipatik bir karakter olarak göremeyiz bir türlü kendisini.

    tabii tüm bu karakterler arasi iliskiler, ahlak, hayat memat meselelerinden öte filmin daha heyecan verici bir yönü de olaylarin arka plan teskil eden koskocaman bir holivud panaromasidir. minnelli, yapimcilarindan yönetmenlerine, oyuncularindan set iscilerine kimseyi es gecmeden cok yönlü ve renkli bir holivud portresi cizer. yönetmen adayiyla jonathan'in bir holivud partisinde dolandiklari sahne gibi altman filmlerinden firlamis, uzun ve bir müzikal yönetmenine yarasir bir plan sekanslar misal bir la dolce vita'yi ve fellini filmlerinden firlamis havarilik, eglence düskünlügü, düskünlügün elestirisi atmosferini aratmazken, elestiri de kantarin topuzunu sakinmazken; kimi zaman da yildiz adayi lana turner'in film cekimindeki performansini sessizce büyülenerek izleyen set ekibi gibi, bu isin tüm büyülü kismini da göstermeden edememis minnelli.
    (neyse kisacasi bulunuz izleyiniz yahu, neden yoruyorum tatli canimi, entri mentri.)


    (caponsever - 6 Mayıs 2004 23:43)

Yorum Kaynak Link : the bad and the beautiful