zaman içinde git gelleriyle banyoyu anımsatan film.

(dasher - 29 Ekim 2006 14:45)

haluk bilginerin oyunculuguyla hayli one ciktigi, bir turk filmi icin farkli bir i$leni$e sahip farkli bir film. seyretmenin kesinlikle vakit kaybi olmayacagi turden.

(breath - 4 Aralık 2006 00:39)

sahane senaryo, dillere destan oyunculuk değil belki ama en azından onlarca ınsan toplanmıs hababam sınıfı 31'ı cekmeye calısmıyor dıye takdır edılmesı gereken fılm. (gercı boyle bı -meli -malı gereklılıgı nereden cıktı haberım yok ama ınsanlar takdır etsın, hos goruden bazen dusuk beklentıden cok zarar gormeyız seyırcı olarak)

bu arada bence senaryonun oyle cok da tırt bı tarafı yok, suprizler var, guzel oyunculuklar var (fransız aşçıyı oynayan su adam, adı neydı desenız bılmem oyle de cahil bi insanım), boylu poslu bı kadın felam var. sahane bence.

neyse sacmaladan entryi bitirirsem fena film değil, izlenir diyorum. muzıklerı de nilvari felan, sık olmus.

(anneke - 12 Ocak 2007 22:03)

--- spoiler ---

metin akpınar'ın canlandırdığı kör ustanın; kader'e söylediği son derece etkileyici "heykel zaten oradaydı, ben sadece fazlalıkları aldım" ifadesi özgün bir ifade değil gerçekten... rambo 3 filminde de geçen bu diyaloğun orijinalinin auguste rodin'e ait olduğu söylenir...

"i choose a block of marble and chop off whatever i don't need"—auguste rodin...
--- spoiler ---

edit: keremini'ye düzeltme için teşekkürler...

(cyco - 9 Mayıs 2007 02:41)

utanmadan mikelancelonun 500 yıl önce söylediği "taşın içinde şekli gördüm fazlalığı yontturdum" gibi lafları gazlayan, bu kadar ta$$aklı adamı toplayıp yapılabilcek en kötü film.

metin akpınar bu sütlaçtan heykel yapabilen tarihe meraklı hisli kocaman kör katil karakterini enfes canlandırmıştır.
metin akpınarın herhangi1 karakteri oynayabilmesi için kafaderisini öne arkaya oynatabilme özelliğini kullanması yeterlidir.

(udq - 9 Mayıs 2007 02:51)

haluk bilginer'in inandırıcı olmak adına söylediği cümlelerin literatüre girecek cinsten olduğu filmdir.

--- spoiler ---

-senin ses bende olacak broadway'de pavarottiyi yanımda üvertür olarak çalıştırırım be
-yalan söylüyosam taksim meydanında dünya alem üstümden geçsin ya
-...kainatın gördüğü en büyük puşt olayım
-...yedi düvel ishal olsun gelsin aynı anda ağzıma sıçsın

--- spoiler ---

(postmen are used to walking - 2 Ocak 2009 07:49)

metin akpınar ata demirer ikilisi sebebiyle neden filmin sadece mutfakta geçeceği biraz belli oluyor.

(gokyuzununenasikartali - 22 Kasım 2005 10:26)

yapımcısı fatih aksoy un film çok kötü ama yine de gösterime sokacağım vb. açıklamalar yaptığı, yönetmen, yapımcı ve oyuncular arasındaki problemler nedeniyle galası dahi yapılamamış film. başrol oyuncularından metin akpınar ın da filmle ilgili olumsuz görüşler bildirdiği de bir gerçek. filme emeği geçenlerin bu kadar olumsuz fikirler ileri sürmesi acaba "beklentilerimizi asgari seviyede tutup filmi beğenmemizi sağlamaya çalışıyorlar dedirtiyor insana. zaten film eleştirmenleri de bu filmle ilgili çok olumsuz şeyler söylemiyorlar hatta sanıldığı kadar kötü değil hatta iyi film diyenleri de var. yani filmi yapanlara karşı eleştirmenler savunuyor, bu da oldukça ilginç bir durum.

(sade - 20 Mayıs 2006 15:11)

kendi içinde tutarsız olan bir filmdir. özellikle sonu ile medyanın yarattığı starlara ve popüler kültüre karşı bir mesaj verirken, filmde yer alan oyuncu kadrosunun pek çoğu tam tersi bir mesaj vermektedir. metin akpınar'ın pek edebi konuşmaları filmdeki diğer karakterler içinde fazlasıyla yapay kalmaktadır. en tahammül edilemez anlar ise aysun kayacı'nın şarkı söylediği anlardır. hatta bir an tüm film boyunca arka planda şarkı söyleyecek gibi geldi de fena olmuştum. filmin en iyisi de zaten hangi yapımda yer alırsa alsın kendini göstermeyi başaran haluk bilginer'dir.

(filmmaker - 26 Mayıs 2006 11:23)

senaryosu haluk ozenç'e aittir, fasulye'deki absürd hava bu filmde de seziliyor, ama hiç de sırıtmıyor. haluk bilginer-ata demirer, ikilisi neredesin firuze'ye bir gönderme gibi olmuş sanki. bu ikilinin yanı sıra ali sunal, cezmi baskın ve özkan uğur da gayet iyi oyunculuk sergilemiş. filme "kötü" sıfatını vermemize neden olacak bir şey görünmedi gözüme.

(ben ruhi bey nasilim - 29 Mayıs 2006 18:55)