Süre                : 1 Saat 48 dakika
Çıkış Tarihi     : 17 Ağustos 1979 Cuma, Yapım Yılı : 1979
Türü                : Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Universal Pictures
Yönetmen       : Jerry Schatzberg (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Alan Alda (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Alan Alda (IMDB)(ekşi), Barbara Harris (IMDB)(ekşi), Meryl Streep (IMDB)(ekşi), Rip Torn (IMDB), Melvyn Douglas (IMDB)(ekşi), Charles Kimbrough (IMDB)(ekşi), Carrie Nye (IMDB), Michael Higgins (IMDB)(ekşi), Blanche Baker (IMDB), Maureen Anderman (IMDB), Chris Arnold (IMDB), John Badila (IMDB), Robert Christian (IMDB), Maurice Copeland (IMDB), Lu Elrod (IMDB), Clarence Felder (IMDB), Gus Fleming (IMDB), Merv Griffin (IMDB), Marian Hailey (IMDB), Dan Hedaya (IMDB), Ronald Hunter (IMDB), Walter Klavun (IMDB), Norman La Rochelle (IMDB), Kaiulani Lee (IMDB), Charles Levin (IMDB), Christopher McHale (IMDB), Ron Menchine (IMDB), Michael Miller (IMDB), Bill Moor (IMDB), Novella Nelson (IMDB), Stephen D. Newman (IMDB), Eric Pederson (IMDB), Wyman Pendleton (IMDB), Don Plumley (IMDB), Ben Prestbury (IMDB), Adam Ross (IMDB), Frederick Rolf (IMDB), Peter Henry Schroeder (IMDB), William Shust (IMDB), Cathy Simpson (IMDB) >>devamı>>

The Seduction of Joe Tynan (~ Die Verführung des Joe Tynan) ' Filminin Konusu :
The Seduction of Joe Tynan is a movie starring Alan Alda, Barbara Harris, and Meryl Streep. Respected liberal Senator Joe Tynan is asked to lead the opposition to a Supreme Court appointment. It means losing an old friend and...


  • "bugüne kadar hem oyunculuk hem yazarlık hem de yönetmenlik dallarında emmy'e sahip tek kişiymiş kendisi.."
  • "geçen hafta ikamet ettiğim yurda gelip konuşma yapan, dinleme şansı bulduğum yahudi insan. şu gune kadar kendisini tanımıyor olmam bilmem ki kötü müdür?"
  • "geçen hafta istanbul'u gezdirdigim aktör. eşi de ünlü bir çocuk kitapları yazarıdır."
  • "louis c.k.'in horace and petedizisinde karşımıza çıkarak nefis bir sürpriz yapmış yaşlı kurt."
  • "horace and pete adlı dizideki müthiş ötesi dizide öyle bir oynuyor ki delirirsiniz. uncle pete'i şok içerisinde izliyorum. sorgusuz sualsiz emmy verilmeli amcamıza."




Facebook Yorumları
  • comment image

    geçen hafta ikamet ettiğim yurda gelip konuşma yapan, dinleme şansı bulduğum yahudi insan. şu gune kadar kendisini tanımıyor olmam bilmem ki kötü müdür?


    (she cries - 27 Eylül 2007 02:49)

  • comment image

    oha nasıl "yok böyle bi$ii???", esas sana üç nokta ekolü ile üç soru işareti clairvoyance. ben bu başlığa bir trivia eklemek üzere gelmiştim, okuyanlar benim gibi "aa vay canına" desin istemiştim ama gördüm ve kahroldum ki alan alda'nın kim olduğunu bilen yok, varsa da sesini çıkarmamış.

    alan alda, benim bildiğim tanıdığım kadarıyla öncelikle ünlü m*a*s*h'in* hawkeye pierce'ıdır, ama benim için her zaman woody allen'ın filmlerindeki birden fazla karşılaştığımız, gördüğümüz zaman yadırgamadığımız oyunculardan biri olarak kalacaktır. woody allen'ın benim takip edebildiğim kadarıyla sadece üç filminde oynamış olmasına rağmen (crimes and misdemeanors, manhattan murder mystery, everyone says i love you) uzun boylu ve prezentabl bir insan olmasından mı, yoksa m*a*s*h sebebiyle göz aşinalığımız bulunmasından mı emin olamıyorum, bende hep aşağı yukarı her filminde oynadı herhalde hissiyatı bırakmayı başarmıştır.

    bu entryi yazma sebebim olan trivia'yı ise sona bıraktım: alan alda'nın gerçek adının alphonso d'abruzzo olduğunu biliyor muydunuz? ben bugüne kadar bilmiyordum.


    (cheja - 18 Kasım 2002 20:29)

  • comment image

    şimdiye kadar 5 senaryo yazmış; the seduction of joe tynan, four seasons, sweet liberty, a new life ve betsy's wedding. buna ek olarak mashin 18 bölümünü yazmış ki inga adındaki, bir emmy kazanmasını sağlamış.

    yazarlığa ilk başladığı sıralar, bi otel odasında mash senaryosu üzerinde nasıl çalıştığını heyecanla anlatıyo; "oteldeydim, çünkü evimi yenileyen mimar, mash'in ikinci sezonu için geri döndüğümde işin bitmiş olacağına söz vermişti ki birinci sezonun kazancı da bu işe ödenmişti. ev yeniliği de, bir yazıyı düzelterek tekrar kaleme almak gibi umulduğundan uzun sürer."

    "dans ediyordum, çünkü saatler boyunca bir sahneyi yenilememden sonra, sonunda onu çözmüştüm ve aklıma işe yarayacağından emin olduğum bir şey gelmişti. işim bitmeden önce çözmem gereken diğer birkaç düzine problem olduğu fikri zorla kendini kabul ettirmeden önce 'yapabilirim, yapabilirim' diye şarkı söyleyip dans ettim."

    "8 yaşımda yazar olmaya karar verdiğimden beri ilk defa milyonlarca insan tarafından seyredilecek bir şey üstünde çalışıyordum. her küçük yazım zaferi bu yüzden duygu yüklüydü."

    "bir aktör olarak zaman ve yeri önceden dikkatle araştırmıştım. kore kışlarının sert olduğunu okumuştum ve bir seri iki elli sahnede, gösterişsiz bir çift uzun iç çamaşırının bir titreyen vücuttan diğerine, anlaşma, sevgi takdimi ve zorbalık yoluyla geçmesini sağladım. bu tabi ki schnitzler* tarafından la ronde filminde kullanılan bir araca benziyordu, yani planın bir kısmı bile ödünç alınmıştı."

    "böylelikle kelimeleri bir araya getirmenin, karakterlerin seslerini keşfetmenin, alt yüzey yapısını izlemenin zevkine konsantre olabiliyordum. bu, zafer danslarımın gelmesini, o zaman fark ettiğimden çok daha fazla kolaylaştırdı. birkaç bölümü yazdıktan ve yeni yollar denedikten sonra bile hala araziyi ilk keşfetmiş olan insanların çalışmalarından yararlanıyordum."

    "mash'den sonra ilk uzun senaryomu yazmaya başladığımda bir tür şok yaşadım. bir bölümden 3 kat daha uzun olacağı için üç kat daha zor olacağını varsaymıştım. 27 kat daha zor olduğunu gördüğümdeki şaşkınlığımı hayal edin."

    "birdenbire, araştırma ve hayalgücü ile başlarından aşağıya benim inşa ettiğim insanlarla nüfuslandırılmış yepyeni bir dünya yaratmak zorundaydım. kendilerini ikinci sahneye sokmak ve sonra üçüncü sahneye tırmandırmak için birbirlerine nasıl davranacaklarını bulmalıydım."

    "hemingway, yazmanın mimarlık olduğunu, iç dekorasyon olmadığını söylemiş. ben de yeniden kaleme almanın evi yenilemek olmadığını öğrendim."

    "herşeyden sonra, sonunda işe yarayacak bir şey bulduğumda, her yazarın hissetmesi gerektiği şekilde bir heyecan, zevk ve odada dans etme isteği hissediyordum."

    "the first time i got paid for it" adında bir kitaptan, yazara ayrılan kısmı kırparak çevirmem sonucu çıktı bu ortaya. ben de çeviri yapmanın mobilya değiştirmek gibi olmadığını anladım madem öyle. ` : swh`


    (deinnorra - 15 Kasım 2005 14:16)

Yorum Kaynak Link : alan alda